‘Katliam Yasası’nın yönetmeliği ortaya çıktı: Hayvanlar için tetiğe basıldı

‘Katliam Yasası’ AYM’de beklerken yasanın yönetmelik taslağı ortaya çıktı. Taslakla ilgili konuşan Avukat Güner, “Yasa hayvanlara silah çekmiş yönetmelik ise tetiğe basmıştır“ yorumunda bulundu.

Abone ol

İSTANBUL - Kamuoyunda ‘Katliam Yasası’ olarak bilinen ‘Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun' TBMM’de kabul edildi ve 2 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. .

Yasanın iptali için AYM’ye başvurulurken, yönetmeliğin taslağı; hayvan hakları kuruluşları, STK temsilcileri ve hayvanseverlerin sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla ‘yasadan daha kötü’ olarak tanımlanıyor. Taslakta, yasanın sokaktaki hayvanların sahiplendirilmesine etkin rol oynayacağı ifade edilirken, ancak  hayvan sahiplenecek kişilere bazı koşullar getirildi. Yasada, sahipli hayvanın terkedilmesinin cezaya tabi olduğu belirtilse de taslakta, sahipli hayvanına bakamayacağını beyan edenlerin hayvanlarını bakımevlerine bırakmalarının önü açılıyor.

Bu ve benzeri birçok madde, çelişkileri de beraberinde getirirken, yönetmelik taslağını, İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi’nden Bahtiyar Güner ile konuştuk.

Bahtiyar Güner

 ‘YASA HAYVANLARA SİLAH ÇEKMİŞ, YÖNETMELİK İSE TETİĞE BASMIŞTIR’

Güner’e, birçok hayvanseverin taslağı ‘yasadan da kötü’ olarak değerlendirmesinin nedenini sorduk. Güner, “Tek cümleyle özetlemek gerekirse; yasa hayvanlara silah çekmiş yönetmelik ise tetiğe basmıştır. Yasa ile hayvanların yaşamları tehdit edilirken yönetmelik, yaşam haklarının nasıl ellerinden alınacağını detaylandırmış ve hatta çeşitlendirmiştir. Bunun doğal bir sonucu ve yasanın toplumdaki katliam meraklısı kesimin kendilerine verdiği özgüvenin getirisi olarak yönetmelik yalnızca ölüm seçeneği sunmaktadır” diye yanıtladı.

Yasada, ‘Yerel yönetimlerin görev ve sorumlulukları’ başlığı altında hayvan sahiplenilmesine dair şu ifadeler yer alıyor:

"Hayvan bakımevinde bulunan hayvanlardan sahiplendirilmeye uygun olanların sahiplendirilmesi için kampanyalar düzenlemek, yerel yönetim ilân panoları ile yerel yönetimin internet ortamı ve diğer tüm yayın organlarında duyuru yapmak.”

Yasanın Meclis'ten geçmesi sonrası Türkiye çapında eylemler devam etti.

‘APARTMANLARDA HAYVAN ALEYHİNE KARAR ALINMASI KOLAYLAŞIYOR’

Ancak yönetmelik taslağı, hayvan sahiplenilmesi için şu şartları sunuyor:

“F) Hayvan bakımevlerinden sahipsiz kedi ve köpek sahiplenmek isteyen gerçek veya tüzel kişiler için Sahipsiz Hayvan Edinme Formu doldurulmak ve formun sorumlu veteriner hekim tarafından onaylanmak suretiyle Bakanlık sistemine kaydedilmesi ve hayvan pasaportunun oluşturulmasını sağlamak, G) Hayvan bakımevinden köpek sahiplenmek isteyenlerden 23/6/1965 tarihli ve 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki yönetim planı doğrultusunda bağımsız bölümde köpek bulundurabileceğine dair belgeyi istemek…”

Güner’e göre, sahiplenilen hayvanla ilgili apartmanda yaşanacak en ufak bir tartışmada hayvan aleyhine karar alınmasının önü açılıyor.

Güner, bu durumu şöyle ifade etti:

“Yasanın hazırlık aşamalarında, taslağın komisyon görüşmelerinde bu katliamı kurgulayan tüm siyasi ağızlardan sahiplenmeye teşvik, sokakların güvenliği gibi suni vaatler duysak da hem yasayla hem de yönetmelikle birlikte görüldü ki bu kişilerin derdi asla hayvanların huzuru, güvenliği ve korunması olmadı. Yönetmelikte sahiplenmeye ilişkin katı kurallar konulması, sahipli hayvanın dahi ağızlıkla gezdirilmesi, hayvan sahiplenilmesi için site veya apartman yönetim planına uygunluğun şart koşulması, hayvan sahibi ile hayvan düşmanları arasında oluşabilecek en ufak ihtilafta hayvanın aleyhine karar almanın kolaylaştırılması gibi maddelerin tek bir amacı olduğu söylenebilir; hayvanların sosyal yaşantıdan ve ülkemizden tamamen koparılması.”

‘DAHA FAZLA HAYVAN TERK EDİLECEK’

Yasaya göre köpeğini sokağa bırakana 60 bin lira ceza uygulanacak. Bununla amaç, köpeklerin terk edilmesinin önüne geçmekti lakin yönetmelik taslağında köpeklerin bakımevlerine terk edilebileceği belirtiliyor: “Kedi ve köpek sahiplerinin ölümü ya da hayvanına bakamayacağını bildirdiği durumlarda; kedi ve köpekleri hayvan bakımevlerine kabul etmek, bakanlık veri sisteminden sahiplilik statüsünü düşürüp sahipsiz hayvan statüsüne almak, sahiplendirmeye uygun olanları yerel yönetimlere ait hayvan bakımevlerinde bakmak ve sahiplendirilmeye uygun olanları sahiplendirmek."

Yönetmeliğin hayvanların terk edilmesini meşru bir zemine oturtup oturtmayacağına ilişkin Güner, şu ifadeleri kullandı:

“Hayvanın terkine yönelik getirilen ‘bakımevine bırakma ve kimlik kaydının sahipsiz statüsüne düşürülmesi’ değişikliği halihazırda ekonomik ve sosyal sorunlar yaşayan hayvan sahiplerinin hayvan bakmaya yönelik getirilen ağır şartlar neticesinde kapasite sorunu yaşayan bakımevlerine daha fazla hayvanı terk etmesine yol açacak ve nihayetinde ülkedeki sahipli hayvan sayısı azaltılarak terk edilen hayvanların öldürülmesine sebebiyet verilecektir. Zira sokaktaki hayvanlar için ölümü şart koşanlar gözlerini sahipli hayvana da dikmiş bulunmaktadır.”

Yasanın Meclis'ten geçmesi sonrası 'evet' oyu veren vekiller hatıra fotoğrafı çektirdi.
‘YASAKLI’ IRKLARA ÖLÜM FERMANI

Yasada, en çok tartışılan maddelerden biri de ‘ötenazi’ adı altında hayvanların katledilme gerekçeleri oldu. Yasanın ilgili maddesinde bununla ilgili “İnsan ve hayvanların hayatı ve sağlığı için tehlike teşkil eden ve olumsuz davranışları kontrol edilemeyen, bulaşıcı hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan” köpeklerin veteriner hekim tarafından/gözetiminde öldürülebileceği belirtiliyor.

Yasanın çıkması öncesi ve yasanın kabul edilmesi sonrası birçok hayvansever bu maddenin, köpeklerin öldürülmesi anlamına geldiğini savunuyordu. Yönetmelik taslağı, tartışmalara son verecek keskinlikte ‘ölüm’ içeriyor: “5199 sayılı Kanun’un geçici 3 üncü maddesi kapsamında süresi içerisinde kısırlaştırılarak sahiplendirilmiş olanlar dışında bakanlıkça belirlenmiş tehlike arz eden hayvanlara el konulur ve hayvan bakımevine götürülerek ötanazi yapılır.”

Güner, ‘yasaklı’ olarak tabir edilen hayvanların bu maddeye göre katledileceğini söyledi. Buna göre hayvanlara hiçbir yaşam şansı tanınmamasını eleştirdi: “Bilime ve ahlaka riayet eden hiçbir insan, belli bir ırka mensup olduğu gerekçesiyle bir canlının öldürülmesini, hapsedilmesini, ömrünün sonuna kadar hiçbir canlıyla temas etmeyecek şekilde bakılmasını zeka ürünü bir uygulama olarak göremez. Bildiğimiz üzere bazı köpek ırkları, bu konuda yetkin dahi olmayan ve hiçbir veterinerlik eğitimi almamış Tarım ve Orman Bakanlığı'nın tek bir imzası ile tehlike arz eden statüsüne sokulabilmektedir. Bu düzenleme ile ‘yasaklı’ denilen ırka mensup köpeklerin en son 14 Ocak 2022 gününe dek çipletilmesi, kayıt altına alınmayanların ise bakımevinde ölene dek tutulmasının önünü açmıştı. Sözde sahiplendirmeyi teşvik ettikleri iddiasında olan hayvan düşmanı siyasiler ise bakımevlerinde tutulan bu köpeklerin gönüllü sahiplenmeye dahi imkan verilmeden derhal öldürülmelerini emretmektedir. Dolayısıyla 2022 yılı ve öncesinden beri bakımevlerinde tutulan, sahiplenilmesi yasak olan bu köpekler hiçbir yaşam şansı tanınmadan öldürülecektir.”

‘MÜCADELE VERDİĞİMİZ KİTLE HAYVAN KATİLİ’

Güner, yasayla ilgili getirilen eleştirilerin bu yönetmelik taslağı ile ne kadar haklı olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Yönetmelikte genel hatlarıyla bakmak gerekirse sözde İl Hayvanları Koruma Kurulu'nun, hayvanları öldürmekle görevlendirilmesi, Hayvanları Koruma Kanunu'nun hayvanlara ölümden başka seçenek sunmaması, yasanın hazırlık aşamasından beri dile getirdiğimiz üzere bu durumun önce sokaktaki daha sonra evdeki hayvanların öldürülmesine kadar ileri gideceği teşhisi söz konusu… Bu durum ne yazık ki karşı mücadele verdiğimiz kitlenin siyasi güce sahip bir avuç hayvan katili olduğu gerçeğini bizlere göstermiştir.”