Kayyım rektörden ‘Veri skandalı’ yanıtı: Meclis’e yanlış bilgi veriyor

Boğaziçi kayyım rektörü İnci, CHP’li Özdemir’in üniversitede yaşanan veri skandalı sorularını yanıtladı. Skandalı ortaya çıkaran ve görevden uzaklaştırılan Prof. Dr. Tuğcu, İnci’ye tepki gösterdi.

Abone ol

ANKARA - Boğaziçi Üniversitesi’nin kayyım yönetimi, üniversitedeki veri skandalını ortaya çıkaran dört akademisyeni açığa aldı. Süreç içinde üç isim görevlerine geri dönerken kayyım yönetimin kapatttığı Bilgi Teknolojileri Kurulu'nun üyesi Prof. Dr. Tuna Tuğcu üç ay daha görevden uzaklaştırıldı. 

CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan veri skandalı ile görevden uzaklaştırma karalarını Meclis gündemine taşıdı. Millî Eğitim Bakanlığı’nın yanıtlanması talebiyle verilen önergeye Boğaziçi Üniversitesi kayyım rektörü Naci İnci yanıt verdi.

KAYYIM REKTÖR: GÖREV VE YETKİ DIŞINDA ÇALIŞMA YAPILDI

Boğaziçi Üniversitesi yönetimi tarafından Bilgi Teknolojileri Kurulu’nun kapatılarak yerine Bilgi İşlem Dairesi oluşturulduğunu ve başkanlığına da Üsküdar Belediyesi’nden bir kişinin atandığını hatırlatan CHP’li Özdemir, “Üniversite yönetimi söz konusu kişinin görevlendirmesini hangi kriterlere ve liyakate göre yapmıştır? Söz konusu kişinin tercih edilmesinin özel bir nedeni var mıdır?” sorusunun yanıtını istedi. Görevden alınan Boğaziçi Üniversitesi BTK üyelerinin veri skandalı araştırması sırasında iktidara yakın medya tarafından hedef gösterilmesinin ardından soruşturma başlatılıp başlatılmadığını soran CHP’li Özdemir, “Üniversite sunucularının admin şifrelerinin özel bir firmaya verildiği iddiaları doğru mudur? Doğru ise bu kararları kim hangi yetkiye dayanarak almıştır?” ve “Bilgi Teknolojileri Kurulu başkanı ve üyeleri hangi gerekçelerle görevlerinden alınmıştır? Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı mevcut Bilgi Teknolojileri Kurulu üyelerinin tasfiye edilmesi amacıyla mı kurulmuştur?“ sorularına da yanıt istedi. 

CHP’li Özdemir’in sorularına yanıt veren Boğaziçi Üniversitesi Rektörü İnci, önergede yer alan “Boğaziçi Üniversitesi'nde Bilgi Teknolojileri Kurulu'nun kapatılarak yerine Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’nın oluşturulduğuna” dair ifadenin “fiili durumu yansıtmadığını” savundu. Bilgi İşlem Dairesi’nin uzun yıllar önce kurulduğunu belirten kayyım Rektör İnci, “Bilgi Teknolojileri Kurulu ise rektörlüğe bağlı olarak danışma niteliğinde görev yapan bir idari birimdir. Kurulun görev ve yetkisi dışında çalışma usul ve esaslarına aykırı olarak işlem ve eylemlerde bulunması üzerine feshedilmesine karar verilmiştir” dedi.

'MESLEKİ BİLGİ VE TECRÜBESİ NAZARA ALINARAK GÖREVE ATANMIŞTIR'

Bilgi İşlem Daire Başkanlığı’na Üsküdar Belediyesi’nin bilgi işlem bölümü müdürü Faruk Yakaryılmaz'ın getirilmesine ilişkin soruya da yanıt veren Rektör İnci, “Bilgi İşlem Daire Başkanı, mesleki bilgi ve tecrübesi nazara alınarak 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun 52’inci maddesi uyarınca Üniversite Yönetim Kurulu’nun görüşü alınarak 11.04.2022 tarihinde bu göreve atanmıştır” ifadelerini kullandı. 

İDARİ SORUŞTURMA

Boğaziçi Üniversitesi bilgi işlem altyapısının yenilenmesi ve mevzuat gereği uymakla yükümlü olduğu projeler kapsamında dijital dönüşüm çalışmaları başlattığını belirten Rektör İnci,  yapılan hizmet alımı kapsamında yüklenici firmaya bilişim sistemlerinin admin şifresinin verildiği iddiaları üzerine BTK üyelerinin “Görev ve yetkileri dışında” denetim yaptığını, bahsi geçen durum “vahit” olduğunda Boğaziçi Üniversitesi aleyhinde haberlerin basında yer aldığını belirtti ve “Bilgi Teknolojileri Kurulu üyesi öğretim üyeleri hakkında başlatılan idari soruşturma kapsamında bu konuya ilişkin olarak da inceleme yapılmaktadır” dedi.

Bilişim hizmeti alınan firmalara hiçbir yönetici (admin) şifresinin verilmediğini savunan Rektör İnci, “Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı tarafından yönetilen sistemlerin yönetici şifreleri daire başkanlığında görev yapan uzman personel haricinde kimsede bulunmamaktadır” açıklaması yaptı.

Prof. Tuğcu'ya Boğaziçi'ndeki meslektaşları destek vermişti. 

‘REKTÖRE Mİ İNANACAĞIM KENDİME Mİ?’

İktidara yakın medyanın hedef gösterdiği akademisyenlerden, kapatılan Boğaziçi Üniversitesi Bilgi Teknolojileri Kurulu Başkanı Prof. Dr. Tuna Tuğcu, Rektör İnci’nin iddiasının aksine görevleri gereği oluşan güvenlik riski duyumu üzerine Bilgi Teknolojileri Kurulu’ndan dört hocanın bilgi almak amacıyla bilgi işleme gittiğini söyledi.

Hukuki haklarını kullanacağını, görevden uzaklaştırılmalarının ardından da Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrencilerin bilgilerinin sızmaya devam ettiğini belirten Tuğcu, “Beni istedikleri kadar uzak tutsunlar kendileri hata yapmayacaklar ve hatayı bulana bunları yapmayacaklar” dedi. 

Kişisel verilerin ihlal edildiği, KVKK kapsamında böyle bir durum söz konusu olursa 72 saat içinde bildirme zorunluluğunun olduğunu ve kişilerin detaylı şekilde bilgilendirilmesi gerektiğini ifade eden Tuğcu, “Benim ev adresim biliniyorsa biri beni takip edip bana zarar verebilir ya da annemin soyadını biliyorsa birileri işlem yapılabilir. Bizde ne oldu? İnkâr edildi. Ne zaman bu ortaya çıktı 10 Haziran. Dört aya yaklaştı ancak rektörlük Meclis’e yalan söyleyerek ‘böyle bir şey olmamıştır’ diyor. Herkesi geçin, ben varım orada. Benim verilerime erişim imkânı verildi. Ne tür verilerime erişildiğini rektörlük beni bilgilendirmeyi bırakın ‘yok verilmedi’ diyor. Ben rektöre mi inanacağım, kendime mi inanacağım?” ifadelerini kullandı.

‘GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK’

Rektör İnci’nin Meclis’e gönderdiği yanıtı, “Bu yanıt Meclis’e verilen yanlış bilgileri içeriyor. BTK’nın ne olduğunu yanlış anlatıyor. BTK’nın görevi olan şeye ‘görevi değildir’ diyor. Kişisel verilere erişim imkânı verilmişken bunu inkâr ediyor. Bu yanıtta gerçekler gizleniyor ve Meclis’e yanlış bilgi verilmesi durumu söz konusu” ifadeleriyle değerlendiren Prof. Dr. Tuğcu sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Millî Eğitim Bakanlığı da YÖK de hiç üzerine sorumluluk almadan yöneltilen sorulara Boğaziçi Üniversitesi’nin yanıtını veriyor. Burada da Meclis’e yanlış bilgileri veren rektörlüktür. Eninde sonunda gerçek ortaya çıkacaktır. Siz bir yalan söylerseniz yalanı doğruyla örtemezsiniz, yalanı örtmek için yeni yalanlar söylersiniz ve bu da üst üste birikir. Ben yılların yöneticisiyim, böyle bir iddiayla ortaya çıkarken delilsiz konuşacak kadar aptal değilim. Bu yılların deneyimi ve benim söylediklerimin hepsinin delili var. Benim uzaklaştırılmamın nedeni de ‘delilleri karartmam’ gibi sunuluyor ama ben şu an uzaklaştırıldım. Üniversitenin en sıradan hocasıyım, tüm kurullardan ayrıldım ve herhangi bir delili karartma, üniversiteye zarar verme imkânım yok. Bütün bu uzaklaştırmalarla delilleri ortaya çıkaramayacağımı sanıyorlar, yanılıyorlar. Benim pes edip bu işi bırakacağımı bekliyorlar, çok çok yanılıyorlar. Hocalarımızı yıldırıp, korkutup direnci kıracaklarını sanıyorlar ama kendi hocalarını da tanımamışlar. Nitekim görüyorsunuz arkadaşlarımız gerçekleri yüzlerine vuramaya devam ediyorlar. “

‘SESSİZ KALAN YÖK’Ü SORUMLULUĞA DAVET EDİYORUM’

Rektör İnci’nin yanıtını değerlendiren CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir ise şunları söyledi: "Boğaziçi Üniversitesi’ne Cumhurbaşkanı tarafından şeffaf olmayan süreçler sonrasında atanan rektörlerin temel amacının, üniversitenin liyakate ve akademik kriterlere göre yerleşmiş olan demokratik işleyişini ortadan kaldırmak, usulsüzlüklere ve dayatmalara karşı çıkan tüm akademisyenleri üniversiteden uzaklaştırmak olduğu anlaşıyor. Akademik özgürlükler ve özgür düşünce ortamını savunan bilim insanları sistematik şekilde üniversiteden koparılmak istenmektedir. İktidarın ve bu yönetim sisteminin kurumsuzlaşma, kuralsızlaşma ve kadrolaşma anlayışının somut örneği Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanmaktadır.”

Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan “usulsüzlükleri” araştırma önergesi ile Meclis gündemine taşıdıklarını hatırlatan Özdemir sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Bilgi Teknolojileri Kurulu’nun feshedilmesi, üyelerinin görevlerinden uzaklaştırılması ve dışarıdan atama yapılması da bu amacın bir yansıması olmuştur. Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan tüm bu usulsüzlükleri ve görevden uzaklaştırmaları soru önergesi ile Millî Eğitim Bakanlığı’na ve YÖK’e sordum. YÖK, görev ihmali yapmakta ve sorularıma cevap vermemektedir. Tüm çağrılarımıza rağmen Boğaziçi Üniversitesi rektörlüğünün ve Üniversite Yönetim Kurulu’nun usulsüz uygulamaları ve çok ciddi iddialar karşısında bugüne kadar sessiz kalmakta ısrar eden YÖK’ü bir kez daha sorumluluğunun gereğini yapmaya davet ediyorum."