Kazdağları’ndaki uranyum sondajı için bilirkişi keşfi yapıldı

Çanakkale’deki Arıklı köyü yakınlarında yapılan uranyum sondajlarına karşı açılan davada, mahkemenin atadığı bilirkişi incelemesi yapıldı.

Abone ol

Seçkin Sağlam

ÇANAKKALE - Ayvacık’ın Arıklı köyü yakınlarında MTA tarafından yapılan uranyum sondajlarına karşı açılan davada, dün STK temsilcilerinin ve köylülerin katılımıyla bilirkişi keşfi yapıldı.

Davanın avukatlarından Cem Altıparmak, “Uranyum madeni işletmeciliğinin hiçbir kamu yararı taşımadığına dair bir rapor vermesini bekliyoruz” dedi.

SEKİZ KİŞİLİK BİLİRKİŞİ HEYETİ İNCELEDİ

Ayvacık ilçesine bağlı Arıklı köyü yakınlarında MTA tarafından uranyum-toryum madeni araması için başlatılan sondaj çalışmalarına karşı 3 STK ve 40 köylünün ağustos ayında dava açmıştı. Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından yapılan arama sondajının ruhsat ve izinlerinin iptali için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı aleyhine açılan davada, sekiz kişiden oluşan bilirkişi heyeti incelemede bulundu.

Keşif heyeti tarafından inceleme yapılırken davanın avukatları; Cem Altıparmak, İlayda Kocabaş ve Deniz Özturan, keşif heyetine, çalışmaların bölgeye vereceği zararı anlattı. Bilirkişi heyetinde yer alan davanın hakimi, köylüler adına bir kişinin görüşlerini dinledi. Köylü, hakime gelirlerinin kendilerine yettiğini, köylerinin havasını, suyunu, toprağını kirletecek madencilik faaliyetlerini istemediklerini dile getirdi.

‘MADEN ÇALIŞMALARININ DOĞAL YAŞAMA YÖNELİK TEHDİTLERİNİ ANLATTIK’

Bilirkişi keşfinin ardından davanın avukatlarından Cem Altıparmak, konuyla ilgili değerlendirmelerini aktardı. Uranyum-toryum madenlerinin; Kazdağları’nın ekolojik yapısını, yerel ekonomik kaynaklar ile ekoturizm olanaklarını, tarım, hayvancılık, zeytincilik ve bölgenin geçim kaynaklarından olan orman ürünlerine yönelik oluşturacağı zararları anlattıklarını ifade eden Altıparmak, insan ve çevre sağlığına yönelik olası tehditlerini de dile getirdiklerini söyledi. Altıparmak, “Tüm bunların yanında, iklim değişikliği ile mücadelede, Türkiye’nin vermiş olduğu taahhütlere aykırı bir proje olduğu için de sondaj iznine bağlı kararların iptal edilmesi gerektiğini izah ettik. Ortalama 60 gün içinde raporun geleceğini düşünüyorum. Bizim beklentimiz, bilirkişinin burada uranyum madeni işletmeciliğinin hiçbir kamu yararı taşımadığına dair bir rapor vermesini bekliyoruz” dedi.