Kemal Kılıçdaroğlu: 249 şehidin kanı yerde kalmayacak

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, darbe girişiminin ardından yapılan Yenikapı Mitingi'ne katıldıktan sonra neden hükümeti eleştirdiği soruldu. Kılıçdaroğlu, "15 Temmuz'dan sonra demokrasi konusunda güzel bir atmosfer ortaya çıkmıştı. Bize verdikleri hiçbir sözü tutmadılar" şeklinde konuştu. 15 Temmuz'un siyasi ayağının ortaya çıkarılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "249 şehidin kanı yer kalmayacak" ifadelerini kullandı.

Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Habertürk Televizyonu'nun canlı yayına katıldı. Kılıçdaroğlu, Habertürk yazarı Nagehan Alçı, Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek'in sorularını yanıtladı.

'KEŞKE BÖYLE BİR ARAŞTIRMA YAPSALAR'

15 Temmuz darbe girişiminin ardından CHP'nin söylemleri ile "FETÖ"nün söylemlerinin karşılaştırıldığı yönündeki bir ifade üzerine Kılıçdaroğlu, Bizim söylemlerimizle FETÖ'nün söylemlerini karşılaştıracaklarmış. Vallahi mutlu oluruz. 'Hoca Efendi'ye bunu nasıl söylersiniz' diye kıyameti koparıyorlardı. Keşke öyle bir araştırma yapsalar" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Yargı sizi de çağırabilir" açıklaması hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "Düşüncelerimiz neyse gayet açık söylüyoruz. Söz verdiysek sözümüzün arkasında dururuz. 'Hakimler, savcılar seni de çağırır.' Çağırsa ne olur? Anayasa'nın 138'inci maddesi hakimlere, savcılara talimat vermek pozisyonunda olanlar için getirilmiştir o madde. Ben yargıya nasıl talimat vereceğim?" diye konuştu.

'SİYASETÇİLER SUÇLUYU BELİRLEYEMEZ'

"Kontrollü darbe" iddiasının arkasında olup olmadığı sorulan Kılıçdaroğlu, "Evet" cevabını verdi. Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminde hükümetin haberdar olduğunu fakat önlem alınmadığını öne sürdü.

Kılıçdaroğlu, "Bilinen, önlenmeyen ve sonuçlarından yararlanılan darbeye 'kontrollü darbe' denir. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 'Hangi önlemleri alacaksanız parlamentoya getirin' dedik. Yapmadılar. Açlık grevi yapan iki öğretmen var, ne ilgileri var FETÖ ile. Yüzlerce örnek verebilirim. Siyasetçiler suçluyu belirleyemezler. Biz suçlunun kim olup olmayacağını siyasete bıraktık" ifadelerini kullandı.

'İKİ 15 TEMMUZ VAR'

Darbe girişiminin kilit isimlerinden olan Adil Öksüz'ün kaçması hakkında soruşturma açılmasını talep ettiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Adil Öksüz'ün üzerindeki GPS cihazı hangi firmadan dedim. Adil Öksüz olayı her seferinde kapatılmak istendi. İki tane 15 Temmuz var. Sokağın 15 Temmuz'u ve sarayın 15 Temmuz'u. Darbe girişiminde bulunuldu, halk sokaklara çıktı ve darbe önlendi. Bu sokağın 15 Temmuz'u. Bir de sarayın 15 Temmuz'u var" dedi.

Kılıçdaroğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan'ın, darbe girişimi hakkında TBMM'ye ifade vermeye gelmediğini söyledi. İfadelerin yazılı olarak verildiği hatırlatılan Kılıçdaroğlu, yüz yüze ifadenin daha önemli olduğunu belirtti. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

'KİM BU ÜST AKIL'

"Savcı iddianameyi hazırlıyor, Adalet Bakanlığı gözden geçirdikten sonra iddianame mahkemeye veriliyor. Bu, yargıya müdahale değil midir? Mesela üst akıl deniyor. Kim üst akıl? Siz savcısınız, yazarsınız bunu. Yargılama süreci sorunlu, baştaki süreç sorunlu. Sayın Cumhurbaşkanı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin genel başkanı darbe gecesini anlatıyor: '3 ayrı yerde 3 ayrı uçak tutuyorduk' diyor. Önceden haberiniz var demektir bu. Darbeyi öğrendiği zaman bu uçaklar hemen kalkıp gelebilir mi? Bilinmeyen çok şey var. Bizim talebimiz bu işi siyasal temelde değil, ülkenin geleceği açısından masaya yatırmakta fayda var."

'BANA VERDİKLERİ SÖZLERİNİ TUTMADILAR'

"(Yenikapı Mitingi'ne katıldığı fakat daha sonra söylemlerinin değiştiği sorusu üzerine): 15 Temmuz'dan sonra demokrasi konusunda güzel bir atmosfer ortaya çıkmıştı. Sonra 20 Temmuz geldi. İlk kararnameye itiraz ettik. Askeri hastanelerin kapatılması... Bunun FETÖ ile ilgisi yok. Kış lastiği KHK ile... Bize verdikleri hiçbir sözü tutmadılar. Saraya gittik, yargı bağımsızlığı konusunda görüş birliğine vardık. KHK'ler, OHAL dolayısıyla Başbakan ile görüştüğümüzde 'Çok kısa bir süre için uygulayacağız' dediler. Biz ona rağmen karşı çıktık. 'Bütün partiler darbeye karşıysa niye OHAL' dedik. Öyle anlaşılıyor ki KHK ile ülke yönetilecek."

'BERBEROĞLU'NUN TUTUKLANMASI BARDAĞI TAŞIRAN DAMLA OLDU'

"Vekiller tutuklandıktan sonra Sayın Meclis Başkanı'nı ziyaret ettim. Söz verdi, 'Ben bu konuda anayasa hukukçularından görüş alacağım' dedi. Teşekkür ettim. Sonra dedim ki 'Bir sorun bakalım bu görüş alındı mı' diye. Hiç görüş alınmamış. TBMM Başkanı bana grup başkanvekillerinin önünde görüş alacağını söylüyor ama görüş almıyor. Enis Berberoğlu'nun tutuklanması bardağı taşıran damla oldu. Meclis'in iradesi yok, saraya bakıyorlar. Yargı da öyle.

'ANAYASA MAHKEMESİ KARAR VEREMİYOR'

"Anayasa Mahkemesi'nin kararı vardı, milletvekilleri tutuklanamaz diye. Bizim parti programımızda dokunulmazlıklara karşıyız. Düşüncemiz değişmedi. Ama yargının tarafsız olması gerektiğini biliyoruz. Bugün Anayasa Mahkemesi eski kararından vazgeçmese 'Milletvekilleri tutuklanamaz' diyecek. Ama aylardır karar veremiyor. Niye? Saraya bakıyor."

'TUZAĞA DÜŞMEDİK'

"İktidar partisi herhangi bir vekilin dokunulmazlığını 160 oy ile kaldırabilir. O zaman niye anayasa değişikliği ile yapıldı? Referanduma hazırlık için yapıldı. Biz de bu tuzağa düşmedik."

'MİTİNG YAPSAK BU KADAR ETKİLİ OLMAZDI'

"Miting yapsak bu yürüyüş kadar etkili olmazdı. Çünkü bu yürüyüş güzergahı AK Parti'nin yüksek oy aldığı yerlerden geçiyor. Bu yerlerde de ilgi gördük."

'PARTİ BAYRAKLARI İLE KATILIMI DOĞRU BULMUYORUZ'

"(HDP'nin yarın 'Adalet Yürüyüşü'ne katılma kararı alabileceği sorusu üzerine) Biz hiç kimsenin parti bayrakları ile bu yürüyüşe katılmasını doğru bulmuyoruz. Fakat herkes bireysel olarak katılabilir. Adaletsizliğe uğradığını düşünen herkes katılabilir."

'249 ŞEHİDİN KANI YERDE KALMAYACAK'

"Darbenin siyasi ayağı ortaya çıkarılmalıdır. Niye? 249 şehidin kanı yerde kalmayacak. Darbecileri, uyarılara rağmen oraya kim getirdiyse hesabını verecek. Kimse devletin darbecilerden yok demesin. Kalın bir dosya (İlker Başbuğ'un hazırladığı dosya) ile isimleri tek tek sunuldu."

'ELEŞTİRİLERDEN DERS ÇIKARMASINI BİLMELİYİZ'

"Parti içinde çatlak sesler var deniyor. Bir kere bizi diğer partilerle karıştırmayın. Bizde tek adam rejimi yok. Parti meclisi, merkez yürütme kurulu toplantılarında parti yönetimi eleştirilir. Eleştirilerden ders çıkarmasını bilmeliyiz. Ama bu her istediğimi söylerim anlamında gelmez. Bir partide siyaset yapıyorsanız, o partinin programına uymak zorundasınız."