Geçenlerde bir gerekçeyle yolum Nişantaşı’na düştü. Apartmanların arkasındaki yeşil vahalarda soluklanan mahalle sakinleri, sosyalleştikleri mekanları da yaratmış durumda yıllardır. Topağacı Meyhanesi de bu mekanlardan birisi. Semtin doğasına uygun olarak dar kaldırımlı Ihlamur Yolu sokağının ortasında ağırlıyor müdavimlerini.
İstanbul gibi metropollerin dokusundan mahalle yaşantısının
çıkmasının çok da uzun olmayan bir mazisi var. Yeşilçam
filmlerindeki bacalarından duman tüten evleriyle, kasabı, bakkalı,
taksi durağı, kahvehanesi ve elbette meyhanesiyle; sorunların ve
çözümlerin ortaklaştığı mahallelerimiz neredeyse yok artık.
Nostaljik bir tülün ardından bakarsanız hazin bir durum. Gerçekçi
olursanız o kadar da kötü olmayabilir yaşanan dağılma.
Mahalleyle ilgili düşünürken, yazarken hep aynı ikileme düşer
insan. Her şeyden önce o güzellemesi yapılan mahalle, çok ‘’erkek’’
bir mahalleydi. Nostaljiyi de erkekler kuruyor genellikle.
Dayanışma, aidiyet, kadirşinaslık, adalet, hak yememe gibi
hasletlerinin yanı sıra dedikodu, küçük insanlık, baskı,
fırsatçılık, bol bol aldatma gibi özellikleriyle de hayatı kabusa
çeviren yerin adıdır mahalle.
Arapça mahalla’dan geliyor mahalle. Konaklama yeri, konak, durak
anlamlarını veriyor etimoloji sözlükleri. Gerçekten de
hayatlarımıza nakşedilmiş duraklardır mahalleler. Acısıyla,
tatlısıyla yaşantılarımızın konaklarıdır. İstanbul’un
periferinde tipik bir mahallede doğdum büyüdüm. Sonraki yıllarım da
aşağı yukarı hep bir mahalle dokusunda geçti. Kent için göçler sağ
olsun tanımadığımız semtleri mahalle yaptık kendimize yıllar
içinde. Ama hiç biri ana, babalarımızın biri birini tanıdığı;
sakinlerinin en az üç kuşaklık yerleşiklik hikayelerini dinleyerek
büyüdüğüm mahallem kadar sarıp sarmalayıp, aynı zamanda dışlamadı
beni. Şimdilerde yaşadığım mahalledemse, esaslı bir gerekçem yoksa
çıkmaya bile üşeniyorum çoğunlukla.
Geçenlerde böyle esaslı bir gerekçeyle yolum Nişantaşı’na düştü.
Çokça vakit geçirdiğim, bir zamanlar dostlarımın, canlarımın
yaşadığı, rahat hissetsem de ait hissetmediğim bir semt Nişantaşı
ve Topağacı Mahallesi. İş merkezleri, kültür sanat etkinlikleri,
ışıltılı vitrinleri, cazibeli ve lüks mekanlarıyla kalabalıkları
ağırlayan bu semtin ara sokaklarındaysa daha sakin bir yaşam hüküm
sürüyor. Apartmanların arkasındaki yeşil vahalarda soluklanan
mahalle sakinleri, sosyalleştikleri mekanları da yaratmış durumda
yıllardır. Topağacı Meyhanesi de bu mekanlardan birisi. Semtin
doğasına uygun olarak dar kaldırımlı Ihlamur Yolu sokağının
ortasında ağırlıyor müdavimlerini.
Topağacı Meyhanesi
Meyhane yazmanın zorluklarının birisini önce gerçek bir meyhane
bulmak oluşturuyor. Mahalle meyhanesi yazmaksa tahmin
edebileceğiniz gibi iki kat daha zor. Önce mahalleyi bulmanız
lazım. Topağacı kentin merkezinde eski ve oturmuş dokusuyla kendine
özgü bir mahalle kimliğini taşıyor hala. Hadi diyelim hem
mahalleyi, hem meyhaneyi buldunuz bu sefer de müdavimi ve
mezeleriyle özgünlük gibi bir sorun karşınıza çıkıyor. Niye daha
sık yazmıyorsun diye soran dostlara da böylece açıklamış olayım
mevzuyu ve yediğim içtiğim sizin olsun diyerek Topağacı
Meyhanesi’ni aktarayım.
1. Mezeler (Korçi puanı : 6,7)
Çoğunlukla yaptığımız gibi Topağacı’nda da minimal bir sofra
kurduk. Değerlendirme yapmak için bir mekanın tüm mezelerini masaya
söyleme gibi bir yöntem izlemiyorum ve buna ihtiyaç da duymuyorum.
Yalnız değilsem masadaki sohbeti engellememeye dikkat ederek
gözlemlerimi ufak notlara dönüştürüyorum. Öncelikle peynirle
başlıyorum notlarıma. Topağacı’nda yağlı ve orta sert bir koyun
peynirinin olmaması ilk olumsuz puanım oluyor. Gerçi artık bu
klasik rakı peynirini ara ki bulasın.
Bu bölümde mezelerin tazeliği,
lezzeti, özgünlüğü, tutarlılığı, malzeme kalitesi gibi dokuz kriter
üzerinden yaptığım bir değerlendirme var. Bu kriterlere göre
kabak sıyırma diri kabak, yağ ve limon ilavesiyle daha fazla lezzet
sunabilecek bir meze olarak dikkatimi çekiyor. Patlıcan, yoğurt ve
kabak çekirdeğiyle yaptıkları mezeyi de beğendiklerim arasına not
ederken, humus ve gavurdağı salatasını hayal kırıklığı yaratacak
denli sıradan buldum. Son demlerde meyhane menülerinde Antakya,
Lübnan mutfağından esintiler taşıyan pek çok meze karşıma çıkıyor.
Humus da bunlardan birisi ve açıkça söylemeliyim ki o güzelim humus
İstanbul’da karakterini yitirmiş durumda.
2. İçki çeşidi (Korçi puanı 7,1)
Topağacı’nda, meyhanelerde ağırlıkla tüketilen başlangıç serisi
rakıların çoğu bulunuyor. Premium serisinden de örnekler mevcut.
Şarap ve bira açısından öne çıkarılabilecek bir menüye sahip
olmayan mekanda, rakının servis tarzı, sıcaklık derecesi, buzların
durumu gibi kriterler üzerinden aldığı puan 7.1. olarak hesaplandı.
3. Ana yemekler (Korçi puanı:6,1)
Bu bölümde de tazelik, malzeme ve yağ kalitesi, özgünlük, çeşit,
baharat dengesi gibi toplam dokuz kriter üzerinden değerlendirme
yapıyorum. Topağacı’nın mahalle meyhanesi atmosferine rağmen
ocakbaşı konseptine yakın, et ağırlıklı bir mutfağı var. Buna
karşın yediğim Adana kebap tam bir hayal kırıklığı yaşattı. Adana
kebabının basitmiş gibi gözüken tarifine karşın pek çok yerde
olduğu gibi Adana köftesi adını daha uygun bulduğum bir lezzet
ortaya çıkmış Topağacı’nda. Basit gibi gözüken her şeyin ne kadar
incelikli ve zor olduğunu idrak etmek için bitirdim
porsiyonumu.
4. Personel (Korçi puanı : 9,2)
Hemen her gittiğim mekanda önce servis personeliyle sohbet
etmeye özen gösteririm. Müdavimi olduğum mekanlardaysa, sohbet
boyutunun çok ötesinde bir iletişim kendiliğinden gelişir. Bu
bölümde personelin işine ve menüye hakimiyeti, servis hızı, güler
yüzlülüğü gibi değerlendirme kriterleri var. Topağacı bu açıdan
şanslı bir mekan, müşteriyle ilişkisi son derece olumlu ve
müdavimleri doğrudan tanıyan kadrosu sayesinde keyifli bir
meyhaneye ortaya çıkmış.
5. Müdavim (Korçi puanı : 8,8)
Mahalleyi de müdavimi de bulmak giderek zorlaşıyor demiştim ilk
satırlarda lakin Topağacı’nın kendi müdavim kitlesini yaratmış ya
da müdavim kitlesinin yarattığı bir meyhane olduğu anlaşılıyor
kapıdan girince. Garsonlarıyla tanışık, masalar arası muhabbetin
olduğu, menüye hakim ve benzer demografik yapıda bir müşteri
kitlesi vardı benim gittiğim akşam. Garsonlarla yaptığım kısa
sohbette müşteri kitlesinin yakın çevrede oturan ve düzenli gelen
müdavimlerden oluştuğunu öğrendiğimde mekanın mayası tutmuş yerler
arasına girebileceğini düşündüm.
6. Tuvaletler (Korçi puanı : 2,5)
Ferhan Şensoy bir skecinde ‘’gülmesini bilmeyen dükkan açmasın’’
demişti. Ben buna tuvaletini temiz tutamayanı da eklemek isterim
yeme içme mekanı söz konusu olduğunda. Aslında dünyanın en basit
iki şeyi. Yıl olmuş 2023, biz hala tuvalet standardından
bahsediyoruz ve ben bu konuyu toplam değerlendirmeye ağırlıkla etki
edecek şekilde ele almak zorunda hissediyorum kendimi. Hiçbir
içkili mekan işletmecisinin aklına ‘’bulantı odası’’ gibi bir bölüm
oluşturmak gelmiyor mesela. Detay vererek içinizi bulandırmayayım
ama bu bölümde tuvalet kapasitesi, havalandırması, hijyeni,
vitrifiyesi ve müşteri ihtiyaçlarına uygun malzeme bulundurması
gibi kriterler üzerinden değerlendirme yapıyorum. Topağacı da bu
bölümden 3,3 puan alarak sınıfta kalıyor.
7. Müzik ve akustik (Korçi puanları : 7,5 ve
3,8)
Meyhanelerin bence başat problemlerinden iki konu ele alınıyor
bu başlıkta. Müziği halletse akustik sorunlarını çözemeyen;
akustiğinde sorun olmasa, müziği işkence unsuru olarak kullanan pek
çok mekan arasında Topağacı ölçülü bir ses seviyesi ve müdavimine
uygun listesiyle müzik başlığından 7,5 puan alırken; kalabalık
masalardan yayılan gürültünün diğer masaları bloke etmesi, mekanın
gürültüyü sönümlendiren ya da doğru yönlendiren bir mimarisinin
olmaması gibi etkenlerden dolayı akustik bölümünde 3,8 puanda
kalıyor.
8. Fiyatlar (Korçi puanı :
5)
Benzer mekanlar, içkinin üzerine koyulan kâr marjı, fiyat
-memnuniyet oranı gibi kriterler açısından Topağacı Meyhanesi
benden 5 puan alıyor. Mahalle meyhanesi ve müdavim mekanı olduğunu
rahatlıkla söylesem de, Nişantaşı’nın bir mahallesinde olmanın
hakkını verdiğini de eklemeyelim.
9. Lokasyon (Korçi puanı :5)
Bu bölümde meyhanenin yeri, manzarası, dış ortam ya da
bahçesinin olması, acil çıkış, yangın, ilk yardım olanakları,
etkileyici bir hikayesinin olup olmaması, özgünlüğü, mekanın bu
özgünlüğü yansıtabilmesi gibi kriterler dokuz başlıkta
değerlendiriliyor.
Topağacı bu açılardan kısıtlı bir mekana sahip olsa da ulaşım
kolaylığı, sıcak bir ambiyans gibi özellikleri var lakin yangın ve
acil durum imkanları, dış bahçe gibi dezavantajlarını da
eklediğimde puanı 5’te kalıyor.
On başlıkta seksene yakın kriterin ele alındığı Korçi değerlendirme sistemime
göre Topağacı, 6,2 toplam puanı ile ‘’rahatlıkla gidilebilir’’
sınıfında yer aldı. Semt sakiniyseniz ya da yolunuzu bir mahalle
meyhanesine düşürmek isterseniz Topağacı’na gitmekten
çekinmeyin.