Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 30 Kasım 2024
cumartesi günü Ankara’da “Geçinemiyoruz, yoksulluğa karşı
mücadelede birleşiyoruz” sloganıyla bir miting düzenliyor.
KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, bugünkü ekonomik ve sosyal
koşullarda kamu emekçileri dahil tüm çalışanların, emeklilerin,
meslek örgütlerinin bir emek cephesi etrafında birleşmelerinin
gerekli olduğunu vurguladı.
Sevgi Yılmaz, “Miting öncesi birçok ilimize gittik, Üyelerimizle
ve diğer emekçilerle görüştük. Hemen hemen hepsinin talebi, bir
emek cephesinin oluşturulması, AKP iktidarının uygulamalarına karşı
ortak, birleşik bir mücadelenin verilmesi yönündeydi” dedi.
KESK Genel Sekreteri Yılmaz, DİSK’le birlikte Türk-İş’e, diğer
memur sendikaları olan Memur-Sen, Kamu-Sen, Birleşik Kamu-İş gibi
örgütlere de ortak hareket edilmesi yönünde çağrı ve davette
bulunduklarını kaydetti.
EMEK CEPHESİ NASIL
OLUŞACAK?
Günümüzde bir emek cephesinin oluşturulması yönünde özellikle
emekçi tabandan, öncü işçilerden gelen talepler olmasına rağmen
örgütsel düzeyde bu yönde henüz bir hareketlenme gözükmüyor.
1 Mayıs mitinginde Taksim’e çıkılmasına güvenlik güçlerince izin
verilmemesinin ardından emek ve meslek örgütleri arasındaki
tartışmaların böyle bir birlikteliği zorlaştırdığı şeklinde
yorumlar yapılıyor.
Öte yandan DİSK’in daha önceden “vergide adalet” temalı bir
etkinliğe başladığı ve diğer örgütlerin de siyasi anlayış ve başka
nedenlerle ortak bir mitingin düzenlenmesine sıcak bakmadığı ifade
ediliyor.
KESK’in 30 Kasım mitingi sonrasında öncelikle kendi örgütü
düzeyinde, daha sonra da diğer örgütler nezdinde bir emek cephesi
oluşturulması yönündeki gelişmeleri değerlendireceği
belirtiliyor.
YOKSULLUK SINIRI 73 BİN TL
KESK Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, mitingin ana taleplerden
birisinin de en düşük memur aylığının yoksulluk sınırının üzerine
çıkarılması şeklinde olduğunu belirtti. Sevgi Yılmaz, “Yoksulluk
sınırı 73 Bin 650 TL. Bir öğretmen arkadaşımızdan örnek vereyim,
maaşı şu anda 43 bin lira, 2025’te 48 bin lira olacak, bu durum
kabul edilemez” diye konuştu.
KESK Genel Sekreteri Yılmaz, “Kiralar çok yüksek. Ben, miting
öncesi birçok ile gittim, bu arada Elazığ’da da bulundum. Orada
TOKİ’nin dağ başında yaptığı evlerin kirası bile 10 bin lira. Şehir
merkezindeki kiralar çok daha yüksek. Barınma meselesi, bizler için
çok önemli bir hale geldi. Memur zammında kiraları da dikkate almak
gerekiyor” dedi.
AKP’NİN ZAMMI YÜZDE 12
Memur maaşlarına Ocak 2025’te yüzde 6 oranında toplu sözleşme
zammı ve 6 aylık enflasyon farkı olarak da yüzde 6 düzeyinde bir
artış yapılması hesaplandığında toplam yüzde 12 oranında bir zam
yapılması öngörülüyor.
En düşük memur maaşı, yüzde 12’lik zamla Ocak 2025’te 43 bin 878
TL olacak. En düşük memur emeklisi aylığı ise, 17 bin 587 TL’den
yeni yılda 19 bin 697 TL’ye çıkacak.
Bugünkü ekonomik koşullarda, derin bir yoksulluğun yaşandığı bu
ortamda böyle maaşlarla geçinmek adeta imkansız hale geliyor. AKP
Hükümeti, kamu alacakları, vergi ve cezalar için 2025’te yüzde 44
oranında bir zam uygulayacak ancak emekçilere öngörülen zam oranı
ise, yüzde 12 dolayında olacak.
Gerçekten böyle bir durum, kabul edilecek gibi değil. Bu yüzden
ortak ve birleşik mücadele, bir emek cephesinin oluşturulması
gerekli hale geliyor.
MEMURLARIN TALEPLERİ
KESK, 30 Kasım mitinginde özetle şu talepleri gündeme
getirecek:
- Maaşlarımızdaki kayıpların karşılanmasını; en düşük kamu
emekçisi maaşının kira, aile, yakacak yardımları ile yoksulluk
sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz.
- Vergide ve ücretlerde adalet istiyoruz. Bunun
için; tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi tüm
dolaylı vergilerin düşürülmesini,
- Gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15’ten yüzde
10'a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan
maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini,
- Kâr, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların
kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden
servet vergisi alınmasını,
- Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın
artırılmasını, piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve
özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz.
- Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata
geçirilmesini, kadınların güvenceli istihdamının
arttırılmasını, kadınları şiddetten
koruyacak kamusal hizmetlerin
genişletilmesini istiyoruz.