KHK ile atılan öğretmen protestoyu Ankara'ya taşıyor

KHK ile ihraç edilen 12 yıllık öğretmen Nazife Onay, İstanbul'daki oturma eylemine Ankara'da devam etme kararı aldı: "15 kez gözaltına alındım, öğrencilerimin gözü önünde kapılar yüzüme kapandı..."

Abone ol

DUVAR - Nazife Onay, 12 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra 7 Şubat'ta yayımlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevden ihraç edildi. Onay, işine geri dönmek için İstanbul Şişli'deki Cevahir Alışveriş Merkezi önünde yaptığı oturma eyleminden dolayı 15 kez gözaltına alındı. Gözaltı sırasında birçok kez darp edildiğini ve hakarete maruz kaldığını söyleyen Onay, öğretmenken ihraç edildiği okuluna gittiğini ve öğrencilerinin gözü önünde kapıların yüzüne kapandığını söylüyor. İstanbul'daki oturma eylemine Ankara'da devam etme kararı aldığını söyleyen Onay, “Nuriye ve Semih'i tutuklayarak Yüksel Caddesi'nin kapanmayacağını görmeleri gerekiyor” diyor. İşte Nazife Onay'ın hikayesi....

'YOKSUL BİR AİLENİN ÇOCUĞUYUM...'

Öğretmenlik mesleğini çok sevdiği için seçtiğini söyleyen Onay, öğretmenlik yapanların genelde yoksul aile çocukları olduğunu söylüyor. Kendisinin de yoksul bir ailenin çocuğu olduğunu ve zor koşullarda okuduğunu söyleyen Onay, "her öğretmenin bir hikayesi vardır" diyerek ekliyor: “Öğretmenlik iş güvencesi olan bir meslek. Bu işi sevdiğim için ben de öğretmenliği seçtim. Böylece yoksul çocuklara daha rahat ulaşabildim. Bunu yaparken de büyük bir keyif alıyordum. Fakat bir gece bunca yıl biriktirdiğimiz hayallerimiz, emeğimiz, ailelerimizin hayalleri altüst edildi. İşimiz, ekmeğimiz elimizden alınarak onurumuzla oynandı.”

'ÖĞRENCİLERİMİN GÖZÜ ÖNÜNDE KAPILAR YÜZÜME KAPANDI'

Onay, ihraç edildikten sonra birkaç kez öğrencilerini görmek için görev yaptığı İstanbul Çağlayan'daki Zuhal Ortaokulu'na gidiyor. Okulun kapısındaki güvenlikçinin okul kapılarını yüzüne kapattığını belirten Onay, “Öğrencilerimin gözü önünde kapılar yüzüme kapandı. Ya da okul müdürü, beni öğretmenlik yaptığım okuldan uzaklaştırıyor. Bunu hiçbir öğretmen hiçbir şekilde kendisine yakıştıramaz. Bunun karşısına bir direniş koymazsak yüzümüze kapatılan bu kapılarla 'hak etmişiz' gibi bir algı yaratılacak. Bunu ancak direndiğimiz ölçüde kırabiliriz. Bunu onur meselesi olarak görüyorum” diyor.

'ÖĞRENCİLERİM BENLE GURUR DUYUYOR, BEN DE ÖĞRENCİLERİMLE...'

Onay, işine geri dönmek için Cevahir Alışveriş Merkezi önünde oturma eylemi başlatma kararı aldı fakat oturmaya başladığı ilk 5 dakikadan sonra her defasında polisin müdahalesiyle karşılaştı. Gözaltı sırasında yaşananlardan dolayı Onay, şu an sol baş parmağını ve sağ elini kullanmakta zorluk yaşadığını belirterek şöyle devam ediyor: “Öğrencilerim benle gurur duyuyor. Onlar direndiğim mekanda beni görmeye gelince ben de kendileriyle gurur duyuyorum. Maalesef devlet siyasi düşüncelerimizden dolayı bizlere tavır alıp bizleri uzaklaştırabiliyor. Direnişime de devam edeceğim.”

'BİR SİTEMİM VAR'

2008-2009 eğitim yılında Mardin'de öğretmenlik yapan Onay, Milli Eğitim Müdürlüğü'nden 'özverili çalışmalarından dolayı' teşekkür belgesi aldı. Ayrıca 2013 yılında KESK'e yönelik gözaltılarda 72 kamu emekçisi gözaltına alındığında Onay da onlar arasındaydı. 11 ay Bakırköy Cezaevi'nde tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan Onay'ın şimdi bir sitemi var: “Bir sitemim de KESK'e yönelik. AKP'nin saldırısı bütün kamu emekçilerine yönelik. Bunun cevabını da demokratik kitle örgütleri vermeli. Bence KESK bugün sorumluluğunu yerine getirmiş olsaydı Nuriye ve Semih'in 87 gün açlık grevi yapmasına belki gerek kalmayacaktı. 200 bin üyesi olan böylesi bir konfederasyonun gereken tavrı ortaya koymaması eleştirdiğim bir konu. Buradaki yalnızlaştırma AKP'nin elini daha da güçlendirmesine neden oldu. Bunun sorumluluğu da KESK'e ait olmalı.”

İSTANBUL'DAN ANKARA'YA 'DİRENME' KARARI

İstanbul'daki eylemine Ankara'da devam etme kararı alan Onay, işlerine geri dönmek için açlık grevinde olan ve şu an tutuklu bulunan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın eylem başlattıkları Yüksel Caddesi'ne gideceğini söylüyor: “Nuriye ve Semih'in tutuklanmasının ardından Yüksel Caddesi'ni direnişe kapatmak istemeleri beni çok üzdü. Ben de İstanbul'dan Ankara'ya bu yüzden gideceğim. İhraç edilen bir öğretmen olarak bunu kendimde hak olarak görüyorum. Bütün halk ve demokratik kitle örgütleri Nuriye ve Semih'in açlık grevine destek vermeli. Direnenlere sahip çıkılmalı. Bugün direnenlere sahip çıkmayanlar yarın direnmeye karar verdiklerinde karşılarında daha ciddi bir saldırı görebilirler. Binlerce insan hiç yargılanmadan soruşturulmadan incelenmeden işinden emeğinden oldu. Bu da aslında devlet sistematiğine aykırı bir şey. Bunun doğru olmadığını anlayacaklar. Ve bir gün işimize geri döneceğiz.”