KHK'lı akademisyenden 'bilimsel kuru fasulye' satışları başladı!
İstanbul Üniversitesi'ndeki işinden KHK ile ihraç edilen Jeofizik Mühendisi Yrd. Doç. Savaş Karabulut, kuru fasulye satarak hem kendi geçimini sağlamaya çalışıyor hem de ihraç edilen diğer arkadaşlarına destek oluyor. Birçok bilimsel araştırmaya imza attıktan sonra fasulye satışına başlayan Karabulut, "Fasulye alıcılarına organik fasulyenin nasıl saklanması gerektiğini de anlatıyorum" diyor.
DUVAR - 675 Sayılı KHK ile İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisi Bölümü'nden ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut 'organik fasulye' satmaya başladı. Karabulut ihraç edilmeden önce İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Bölümü'nde 16 yıl araştırma görevlisi ve yardımcı doçentlik görevlerinde bulunmuştu. Fasulye satışından elde ettiği gelirin bir kısmını kendisine ayırırken bir kısmını da kendisi gibi ihraç edilen arkadaşlarına destek olmak için dağıtacağını açıklayan Karabulut Türkiye'nin birçok yerinden arayanlar olduğunu ve kargoyla fasulye göndermesini istediklerini söylüyor! O da alıcıya yüksek kargo maliyeti çıkarmamak için indirimli kargo tarifelerini araştırıyor...
“Aslında bu fasulyeleri satarken bilimsel bir hastalık olan fasulye merakımı da gidermiş oluyorum” diyen Karabulut, fasulyeyle ilgili birçok makale de okumuş: Fasulyeleri satarken alıcılara organik fasulyenin nasıl saklanması gerektiğini de söylüyorum. Türkiye'de artık birçok ürün ithal ediliyor.
FASULYE SATIŞI NASIL BAŞLADI?
KHK ile ihraç edilen Yrd. Doç. Dr. Savaş Karabulut, İzmir'de bulunan bir yakınının ürettiği organik fasulyeleri gördükten sonra kendisi de İstanbul'da fasulye satmaya karar verdi. 10 gün önce fasulyeleri İstanbul'a getiren Karabulut'un şu an 4 ton kuru fasulyesi bulunuyor, “Türkiye'deki birçok ürün kota uygulamalarından dolayı hep 'ithal' olmuş durumda. Geçenlerde bir marketten aldığım mercimeğin altında Kanada yazıyordu. Markette biraz daha gezerken ürünlerin etiketinde Meksika, Arjantin yazıyordu. Türkiye'de yerli ürünlerin de satılması bir zaruret haline geliyor. Benim evim Avcılar'da. Çuvallara doldurduğum fasulyeleri kimlere dağıtacağımı birkaç gün öncesinden düşünüyorum, sonra aracıma yüklüyorum. Benimle dayanışan avukatlara, Eğitim Sen'li, KESK'li arkadaşlara ve tanımadığım birçok kişinin evine uğrayıp hem sohbet ediyorum hem de satıyorum. Dağıtımı yaptıktan sonra kahve ısmarlayanla kahve, çay ısmarlayanla çay içiyorum. Bu da hem bana sosyalleşme imkanı sunuyor hem de küçük de olsa bir kazanç sağlıyor.”
'KAZANCIMI DİĞER MAĞDUR ARKADAŞLARIMLA PAYLAŞACAĞIM'
Türkiye'nin birçok yerinden Karabulut'u arayıp sipariş verenler de var. Savaş Karabulut, kendisini arayanların verdiği tepkileri anlatırken, gelirin bir kısmını da ihraç edilen diğer arkadaşlarına vereceğini belirtiyor: “Sonuçta burada çok büyük bir kazanç sağlamıyorum. Kazancımdan bir kısmını kendime ayırıyorum diğerini de Eğitim Sen'deki arkadaşlarla konuşarak ihtiyacı olanlara dağıtacağım. Örneğin dün biri beni arayarak fasulye almak istedi ama bu fasulyeleri de ihtiyacı olan birine vermemi söyledi. Aklıma üniversite öğrencileri geldi. Şu an 20 kilo fasulyeyi üniversite öğrencilerine dağıtacağım. Bunu yaptıktan sonra fasulyeleri öğrencilere vermek isteyen kişiyi arayarak onları tanıştıracağım. Ayrıca Türkiye'nin birçok yerinden beni arayanlar oldu. Ama fazla kargo ücreti ödemesinler diye indirimli tarifeleri araştırdım. Yine geçtiğimiz gün Ayvalık'tan emekli bir çift aradı. Hanımefendi telefonda ağlayarak, 'Siz bu hale nasıl düştünüz' dedi. Tam o sırada eşi telefonu eline alarak fasulye siparişi verdi."
Ayrıca Mimarlar Odası üyesi olan Karabulut, İstanbul'da kentsel dönüşüm mağduru birçok insanla iletişim halinde olduğunu söylerken birçok arkadaşının kendisine iş bulmak için ellerinden gelen gayreti gösterdiğini söyleyerek şöyle devam ediyor: “Bazı arkadaşlar da üzerinde uzmanlığımı yaptığım işimde çalışabilmem için ellerinden gelen gayreti gösteriyor. Boş zamanlarımda üniversitede yarıda kalan bilimsel çalışmalarımı da tamamlamaya çalışıyorum.”
'ŞU AN KİTAP OLACAK ŞEYLERİ YAZIYORUM...'
Son olarak ihraçlarla ilgili olarak konuşan Karabulut, “Şu an kitap olacak şeyleri yazıyorum” diyor: “Her iktidar kendi muhaliflerini kendisi yaratır. Şu an Türkiye'de aileleri ile birlikte yaklaşık 3 milyon mağdur var. Aslında bu iktidarın kendisini yok etmek için hazırladığı bir saatli bomba. Çünkü insanları aç bırakarak mağdur edeceğini düşündü. Ama insanlar şu an geçimlerini sağlayabilmek için ellerinden geleni her işi yapıyor. Bu ülkede barışın ne kadar 'hiç' olduğunu göstermek için barış akademisyenlerini cezalandırdılar. Hatta Cumhurbaşkanı bu davanın savcısı oldu. Fakat bunun doğru olmadığını görecekler. Çünkü Türkiye halkı kesinlikle bu konuda büyük yanlışlıkların yapıldığını biliyor. Akademisyenler hâlâ üretmeye devam ediyor. Öğretmenler öğretmenlik yapmaya devam ediyor. İhraç edilen sağlıkçılar bir şekilde mesleklerine yapmaya çalışıyor. Hayat yukarıdan dayatılan şekilde değil, insanların kendi özgür iradeleriyle kuracakları bir yaşamla sürüyor. Şu an ileride kitap olacak şeyler yaşıyorum. O yüzden ihraçlar kısa sürede çözülecek.”