KHK'li kanser hastası akademisyene pasaport engeli: Yaşama hakkıma ulaşmaya çalışıyorum
KHK ile ihraç edilen ve kanser tedavisi için yurt dışına gitmek isteyen Prof. Dr. Haluk Savaş, beraat etmesine rağmen kendisine pasaport verilmediğini söyledi. Savaş, "Benim şu an sağlık hakkım önemli. Ben yaşamak istiyorum. Elimden geleni yapacağım. Bunun peşine düşeceğim. Bu ülke açık bir hapishaneye dönüştürüldü" dedi.
DUVAR - Kanun hükmünde kararname (KHK) ile Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü'ndeki görevinden ihraç edilen ve kanser tedavisi için yurt dışına gitmek isteyen psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Haluk Savaş'a pasaport verilmedi. Savaş, yaşadıklarını Twitter hesabından paylaştı.
Mahkemenin beraat kararı verdiğini ve yurt dışına çıkış yasağını kaldırıldığı belirten Savaş, kararı bildirmesine rağmen kendisine pasaport verilemeyeceğini söylendiğini aktardı. Savaş, paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
"Adana Valiliği’ndeydim; pasaport için önce tahditlerin sorgulandığı odaya girdim. Memura KHK’lı olduğumu, yargılanıp beraat ettiğimi, mahkemenin yurt dışı yasağımı kaldırdığını, iki kez tekrar etmiş kanser hastası olup yurt dışında tedavi olmak istediğimi belirttim. Memur bilgisayardan baktı KHK ile kamudan ihraç olduğumdan KHK ile pasaportumun iptal olduğunu bu nedenle pasaport çıkaramayacaklarını belirtti. Yani mahkemenin benim yurt dışına çıkış yasağımı kaldırması hiçbir anlam ifade etmiyor. KHK bizi yurt içinde ölmeye mahkum ediyor."
'SAĞ KALIRSAN ÖNCE CİMER'E BAŞVURACAĞIM'
Bu durumu kanser raporlarıyla birlikte Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yazması önerilen Savaş, "Benim ortalama beklenen ömrüm 39 ay, bunun 30 ayı geçti 'geri kalan' 9 ayı devletin çeşitli birimleri ile 'yazışarak' geçireceğiz anlaşılan. Sağ kalırsam, önce CİMER’e, başarılı olamazsam idari mahkemeye, başarılı olamazsam bölge idare mahkemesine, başarılı olamazsam Danıştay’a, başarılı olamazsam, AYM’ye, başarılı olamazsam AİHM’e başvuracağım. TR’de ceberrut devletle uğraşmak mı daha zor yoksa azraille mi bilemedim?" dedi.
'HEPİMİZİN HUKUKU ÇİĞNENİYOR'
Paylaşımının ardından konuştuğumuz Haluk Savaş, seyahat hakkından yoksun bırakıldığını söyledi. "Düşünün ki yüz binlerce insan hakkında takipsizlik var, binlercesinin davası bile yok" diyen Savaş, "Bu çok ağır bir şey. Suç bireyseldir. Şu an 300 bin insan eminim ki hiçbir biçimde yasalara uygun olmadığı biçimde seyahat hakkından mahrum bırakılmış. Hepimizin hukuku çiğneniyor" dedi.
Sağlık hakkı için elinden geleni yapacağını belirten Savaş, "Benim şu an sağlık hakkım önemli. Ben yaşamak istiyorum. Bunun için elimden geleni yapacağım. Bunun peşine düşeceğim. Bu ülke açık bir hapishaneye dönüştürüldü. 515 bin insan buradan hareket edemiyor" diye konuştu.
'ARTIK HİÇBİR ŞEY KORKUTUCU OLMUYOR'
Naziler döneminde Almanya'da Yahudilere yapılanları hatırlatan Savaş, şöyle devam etti:
"Sosyalizm, komünizm fikrine sınırsız bir saygım var. Hatırlayalım, Berlin Duvar'ında telleri aşmaya çalışırken tellere takılıp ölen insanlar veya kurşunlanan insanları hatırlayalım. Hitler'in zulmünden kaçmaya çalışan Yahudileri hatırlayalım. Bu insanların hareket kabiliyeti yoktu. Öldürülüyorlardı, çalışma hürriyetleri ellerinden çalınmıştı. Yahudilerin doktorluk, avukatlık yapma hakları ellerinden alınmıştı. Bunların hepsi şu an Türkiye'de yaşanıyor. Bu yaşanılanların Hitler Almanya'sından ne farkı var? Bir noktadan sonra artık hiçbir şey korkutucu da olmuyor."
'BİR ÜLKE AYAĞINA DEĞİL BEYNİNE SIKTI'
CHP'li olduğunu ve aynı zamanda ÖDP'nin kuruluşundan beri ÖDP'ye destek verdiğini belirten Savaş, bir süre "FETÖ üyeliği" iddiasıyla cezaevinde kaldı. Savaş, "Ben sosyalist bir Müslümanım. Böyle bir kişiyi 'FETÖ üyesi', 'destek verdi' diye yargıladılar, hapse attılar" dedi.
İhraçların akademik yayınları etkilediğini ifade eden Savaş, "Hapiste yatarken bile yurt dışından eserlerime atıf yapıldı. Bunu ülkenin üretici gücüne, zihinsel akıl gücüne vurulan darbeyi göstermek için söylüyorum. Türkiye'de yüzde 6 oranında akademisyen görevinden atıldı. Bunun birinci yılında Türkiye'de akademik yayınlar yüzde 12 düştü. 2017'nin sonuna gelindiğinde Türkiye'nin uluslararası yayınları yüzde 12 düştü. Seneler içerisinde bu rakam daha da büyüyecek Bir ülke ayağına değil, beynine sıktı" şeklinde konuştu.
'REKTÖR BENİ HAPSE GÖNDERMEK İÇİN DOKTORLARA BASKI YAPTI'
Cezaevindeyken hastaneye kaldırılan Savaş, bu süreçte Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür tarafından, hapse atılması için doktorlara baskı yapıldığını iddia etti:
"Hapiste hasta olduğum anlaşıldı. En son ameliyat oldum. Hastanede kapıda 4 asker başımda bekliyordu. En sonunda yatağa kelepçelemekten bahsediyorlardı. Düşünün ki öğretim görevlisi olduğum üniversitedeki yoğun bakımda kelepçelenmekten bahsediyorum. 9 buçuk saat süren bir ameliyattan bahsediyorum. Bırakın kaçmayı yere basamazsınız. Rektörün beni hapse göndermek için doktorlara baskı yaptığını öğrendim. Bütün bunları totaliter rejimlere, ağır komünist ve faşist rejimlere benzetiyorum. Bugünkü rejim insanları Meriç nehrinde öldürüyor."
'YAŞAMA HAKKIMA ULAŞMAYA ÇALIŞIYORUM'
"Ben yaşama hakkımı dileniyorum" diyen Savaş son olarak şöyle devam etti: "Güney Kore, Küba gibi bir yerde yaşama hakkıma ulaşmaya çalışıyorum. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan yasaya dönüşen KHK'ları inceleyeceklerini söyledi. İnşallah vicdanlarıyla karar verirler. Aksi takdirde bu rejimin kurullarına göre karar verirlerse insanlar nehirlerde ölmeye devam edecek." (HABER MERKEZİ)