KHK'lilere bir de 'gizemli genelge' darbesi
Olağanüstü Hal döneminde sorgusuz sualsiz görevlerinden uzaklaştırılan ve bu dönemde hayatları kararan KHK'lilere bir darbe de finans sektöründen geliyor. Bankalar, zar zor iş bulabilen KHK'lilere maaş hesabı bile açtırmamak için diretiyor, kredi vermiyor. Sigorta şirketleri primlerini ödemelerine rağmen KHK'lilere ödeme yapmıyor. Banka ve sigorta şirketlerinin genel merkezlerine KHK'li listelerini hangi kurumun gönderdiği ve bu listelerde kaç kişinin yer aldığı ise bilinmiyor.
DUVAR - KHK'li tıp doktoru Mesut Kuran aylarca uğraşmasına rağmen bankada hesap açamadı. Bir başka KHK'liye ise şartlı hesap açıldı. Yine KHK ile ihraç edilen Hüseyin Baktır'ın aracıyla yaptığı kazada, sigorta şirketi maddi zararın karşılanmasını reddetti. KHK'li öğretmen Suzan Uzpak'a havaleyle gelen parası 'Yasaklı TC uyarısı' gerekçe gösterilerek verilmedi. Bütün bunların üzerine yeni bir gelişme daha yaşandı. KHK ile kamu görevinden ihraç edilen İlker Okatan'ın özel bir bankadaki kredi talebi onaylanmasına rağmen savcılık soruşturması gerekçe gösterilerek ve kendisine 'KHK'lisiniz' denilerek kredi talebi iptal edildi.
BANKA ONAYLADIĞI KREDİYİ VERMEDİ
Bankaların KHK'lilere uyguladığı politikalara bir yenisi daha eklendi. Sakarya'daki özel bir banka KHK'li İlker Okatan'ın iş kurmak için 20 bin liralık kredi talebine önce olumlu yanıt verdi. Daha sonra banka, 'Genel müdürlük KHK'li olduğunuz için kabul etmiyor' diyerek bu talebi geri çevirdi. Okatan bankaya giderek duruma tepki gösterince kendisine bağırıldığını söyleyerek, "Rencide oldum, gururum kırıldı" dedi.
Okatan bankanın bu uygulamayla bütün KHK'lileri açlığa mahkum ettiğini belirterek şunları söyledi: “Bu mesele sadece benim değil mağdur olan 135 bin KHK'linin meselesi. İş istersin iş vermezler, borç verecek zaten dostun kalmamıştır, sigorta yaptırmak istesen, 'Sana sigorta yaptıramam başımı derde sokma' derler. İş kurmak için kredi istersin vermezler. Aş istersin 'ağaç kökü yesinler' diye haykırırlar.”
İhraç edildiği ilk dönem büyük sorunlar yaşadığını söyleyen Okatan, evinde yiyecek bir şey olmadığı zaman büyük üzüntü duyduğunu belirterek yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: “İlk zamanlarda işten atılmışız, elde ayakta bir şey yok. Hanım, 'Evde yemek yapacak bir şey kalmadı. Hiçbir şey yok' dedi. Çay, şeker, peynir, zeytin, pirinç, fasulye, kuru baklagil, yağ, patates... Hiçbir şey kalmamıştı. Gözlerim doldu. 'Allah kerim, Allah verir' dedim, sustum. Çocuklara harçlık bile veremiyordum. Kış ortasında soğukta dışarda kalmış gibi hissettim. Sabah kapıya bir araba yaklaştı, durdu, içinden bir adam çıktı. İki çuval malzeme bıraktı gitti. Sevinçle çuvaldakileri açtık İçinden saydıklarımızın hepsinden 2'şer 3'er kilo çıktı. Sevincimize diyecek yoktu. Çuvalda sadece yağ ve patates yoktu. Öğleden sonra aynı araba tekrar geri geldi 1 çuval patates ve 5 litrelik yağ bırakıp gitti. Biz bu durumdan kimseye bahsetmemiştik. Bizim yüce mevlamız var.”
Okatan, AK Parti Isparta İl Başkanı Osman Zabun'un KHK'lilerle ilgili, 'Ağaç kökü yesinler' sözlerini hatırlatarak şöyle devam etti: “Bizim ufaklık kız çocuğu, balı çok sever. Bir gün benden bal istedi. Biz de alırız dedik ama nasıl alacağız ki... Bal şöyle dursun ekmeği zor alıyoruz. Bu konuşmadan 2 gün sonra bir arkadaş memleketten dönerken bize de uğradı. Elinde bir koca petek bal, bir de kavanozda süzme bal... Kapıyı çaldı. 'Memleketten gönderdiler' dedi. Onların dedikleri gibi ağaç kökü yemedik, 2 ay boyunca bal yedik.”
'MERHAMET İSTEMİYORUM'
Doğa Sigorta Şirketi de kaza yapan eski polis memuru Hüseyin Baktır'a KHK'li olduğu için ödeme yatırmadı. Ancak bu haberlerin basına yansımasının ardından şirket, dün parayı Baktır'ın avukatının hesabına yatırdı. KHK'li olduğu için kendisine yapılanları 'kabul etmediğini' söyleyen Baktır şöyle konuştu: “İhraç edildim, cezaevine girdim. Devletime hiçbir zaman düşman olmadım ama küstüm. KHK'lilerin çoğu, 'küsmedim' diyor ama ben böyle diyemiyorum. İmkanlar el verse mesleğime bir daha dönmeyi düşünmüyorum. İşe geri dönmek için yaptığım başvurularımın nedeni de hak kayıplarımdan dolayı. Eğer mesleğime geri dönsem de hiçbir şekilde ne kendimden ne de ailemden fedakarlık etmeyeceğim. Millete de kırıldım. Bu olaylar nedeniyle millet çok sessiz kaldı. Bu olayda da millet yine güçlüyü destekliyor. Terörle mücadelede çalışırken katıldığımız operasyonlarda hep yanımızda yer aldılar. Şimdi de diyorlar ki keşke 'Katılmasaydınız'. Bu konuda yetkililere de hiçbir çağrım olmayacak. Açlıktan ölsek, cezaevine girsek umurlarında bile değiliz. Onlardan da merhamet istemiyorum. Hakkımı istiyorum. Adil yargılama yapılıp kim suçlu kim suçsuz ortaya çıksın.”
KHK ile ihraç edilen tıp doktoru Mesut Kuran özel bir bankadan hesap açtırmak istedi. Ancak banka, KHK’li diye hesap açtırmadı. Kuran tepkisini şu cümlelerle dile getirdi: “Normalde yolundan bile geçmeyeceğim bir banka bu. Ama onların tekeline düştük. Şu an tekelliğin zulmünü yaşıyoruz. Bütün bunlar KHK'li olduğumuz için yapılıyor.”
ŞARTLI HESAP...
KHK'li Ömer Özdemir'e de özel bir banka önce hesap açmadı sonra ise 'şartlı' hesap açtı. Banka, açtığı hesabı Özdemir'in kısıtlı kullanabileceğini söyleyerek, “Sadece maaş ödemeleriniz üzerindeki tasarruf haklarınız hariç olmak üzere dijital kanallar (internet bankacılığı, mobil bankacılık gibi) dahil olmak üzere tarafınıza başkaca ürün ve hizmet sunulmayacak" dedi. Ancak bu durumun da basına yansımasından sonra banka bu kararından vazgeçerek tüm sınırlamaları kaldırdığını Özdemir'e iletti.
'NAZİ UYGULAMALARINI DERHAL TERK ETMELİLER'
Bu konuda birçok KHK'liden başvuru alan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu şirketlere "Bu yanlıştan dönün" çağrısında bulundu. Gergerlioğlu daha önce de bu tür olayların yaşandığını ancak yeni duyulmaya başlandığını söyledi. Bunun nedenini ise şöyle açıkladı: "OHAL mağdurlarına yönelik yapılanlar gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. KHK'lıya hesap açtırmayan bankalar, kredi kartı vermeyen bankalar, kredi başvurusunu iptal eden bankalar, eşi KHK'lı diye kredi vermek istemeyen bankalar... Bu bankalardan bazıları da şöyle: TEB, Garanti Bankası, Vakıf Bank. Bu örnekleri artık daha sık duymaya başladık. Bunlar eskiden de yaşanıyordu ancak şunu net bir şekilde söyleyebiliriz: Eskiden insanlar korkuyordu, çekiniyordu. Bunları dile getirmiyordu. Artık kimse korkmuyor. İnsanlar cesaretlendi. Asıl burada sorgulanması gereken şey kaynak. Bu şirketlere bir yerlerden belli ki talimat gitmiş. Bir genelge de gittiği söyleniyor. Şirketler de çok temkinli davranıyor. Sonra bu olaylar duyulduğunda da paçaları tutuşuyor ne yapacaklarını bilemiyorlar. Bu şirketler yarın hukuken çok zor duruma girecekler. Bu Nazi uygulamalarını derhal terk etmeliler. Onlara bu yazıları gönderen, bu talimatı verenler onların arkalarında durmayacak. Bunların emriyle hukuk dışı işler yapmamalılar."
CUMHURBAŞKANLIĞI'NA SORULAR...
Gergerlioğlu, özel sigorta şirketleri ve özel bankaların KHK'lilere yaptığı bu uygulamayı Meclis gündemine de taşıdı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Gergerlioğlu şu soruların yanıtlanmasını istedi:
- TEB Bankası’nın KHK ile ihraç edilmiş yurttaşlara kredileri onaylandığı halde onaylanan krediyi vermedikleri iddiaları doğru mudur? TEB Bankası’nın onaylanan krediyi vermeme nedeni nedir?
- KHK ile ihraç edilen bir kişinin sigorta şirketinden hakkını alamamasıyla ilgili hukuki gerekçe nedir?
- Doğa Sigorta Şirketi’nin KHK ile ihraç olan yurttaşlara sigorta ve kasko yapmadığı iddiası doğru mudur? Eğer bu iddialar doğruysa Doğa Sigorta Şirketi hakkında açılmış bir soruşturma var mıdır? Varsa hangi aşamadadır?
- Garanti Bankası’nın KHK ile ihraç edilmiş yurttaşlara hesap açmadığı iddiaları doğru mudur? Eğer bu iddialar doğruysa Garanti Bankası’nın hesap açmama nedeni nedir?
- Tarafınıza yapılmış bu konu ile ilgili şikayet var mıdır? Varsa kaç adet şikayet vardır? Eğer şikayetler varsa bu konu hakkında yapılmış çalışmalar nelerdir?
- Bankaların kişiye göre hesap açma ya da açmama yetkisi var mıdır? Varsa kişinin KHK ile ihraç edilmiş olması kişiye hesap açılmaması için yeterli bir neden midir?