Kılıçdaroğlu: İBB'de bin 717 makam aracı var
CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis grubu toplantısında AK Partililere seslenirken şu ifadeleri kullandı: "Erdoğan, Ankara'da Keçiören'de mütevazi bir evde oturdu. Halkın insanıyım dedi. Milletvekillerinin milletin arasında oturması lazım dedi. Peki aynı şekilde Meclis'in 6 bin çalışanı var bunu 3 bine indireceğiz dedi. Meclis'te bugün yaklaşık 8 bin kişi çalışıyor. Yönetici haricindeki bütün makam araçlarına son vereceğiz dedi. Sadece İstanbul Büyükşehir'den örnek vereceğim Sayıştay raporuna göre 643 yönetici var. Makam aracı sayısı bin 717."
DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubu'ndaki konuşmasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı lüks ve israfla suçlayarak AK Parti seçmenine seslendi. Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ndeki makam aracı sayısının bin 717 olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:
GAZETECİLERE SALDIRI: Gazetecilik bir kamu görevidir. O görev yaptığı zaman adı yolsuzluğa bulaşmış insanlar bundan rahatsız olabilirler ama gazeteci görevini yapmak zorundadır. Sayın Demirağ'a saldırıya uğradı, saldıranlar serbest bırakıldı. İdris Özyol 15 Mayıs günü saldırıya uğradı, Ergin Çevik 20 Mayıs'ta saldırıya uğradı... Saldırganlar yine serbest. Hakan Denizli 24 Mayıs'ta saldırıya uğradı, Sabahattin Önkibar saldırıya uğradı, saldırganlar serbest bırakıldı. Eğer haber yaptı diye bir gazeteciye şiddet uyguluyorsanız, şiddet uygulandıktan sonra bu gazeteciler artık yazamazlar, korkarlar diyorsanız sakın öyle düşünmeyin. Hiçbir namuslu gazeteci dayak yedi diye bir adım geriye atmaz. Saldırganların hapse girmesi için gazetecilerimizin öldürülmesi mi gerekiyor? Bir tweet attı diye 6 ay içeride kalan var. Gazeteci yazdı diye saldırıya uğrayacak, saldırganlar yakalanıp serbest bırakılacak. Eline bari sertifika verin, "Adam dövmekte ustadır" diye. Biz sadece adalet istiyoruz.
'AMBULANSTAKİ VİDEO KAYDINI KİM SİLDİRDİ?'
RABİA NAZ'IN NE GÜNAHI VAR: Şaban Vatan'ın karşısında Ankara'da bir güç var. Failler bulunmasın diye telefon üstüne telefon polisler olayları kapatıyorlar. Binadan atlıyor sözde çocuk. İyi de niye atlasın? Polisler olay yerinde inceleme yapıyorlar. Bütün yargı camiasına ve polislere seslenmek isterim, sizin göreviniz adaleti sağlamaktır delilleri karartmak değil, delilleri ortaya çıkartmaktır bir çocuğun göz göre öldürülmesine tanıklık etmek değildir, onu yapanları bulup adalete teslim etmektir. Rabia Naz'ın ne günahı var? Babayı akli dengesi yerinde yok diye şikayet ettiler. İnsaf ya. Bizler takipçisi olacağız. Adalet gerçekleşinceye kadar takipçisi olacağız. Ambulanstaki video kaydı vardı, polis sildirdi diyor ambulans çalışanı. Hangi güç yaptırdı bunu? Belediye delillerin olduğu evin yıkımına karar veriyor. Adalet diyoruz ya. 11 yaşındaki bir çocuk diyoruz. Savcı olayların üzerini kapatıyor. Üniversiteden görüş alıyor, trafik kazası olduğuna dair deliller var. Nereden intihar etti? 4-5 katlı bir bina. İyi de neden atlasın. Polisler inceleme yapıyorlar, çocuğumuzun kilosunda bir çuvalı binadan atıyorlar. Ama sokağa düşmüyor çuval. Çünkü binanın önünde bir teras var. 4-5 metrelik bir teras. Ve büyük bir gürültü. Rabia Naz düşerken hiç gürültü yoktu. Olayın üstü kapatılmaya çalışılıyor.
AK PARTİLİ KARDEŞLERİM DİKKATLE DİNLESİN: AK Parti'li kardeşlerim dikkatle dinlesinler. Cumhurbaşkanlığı yemininin son cümlesini okuyorum: "...üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim," Bu yemin. Namus ve şeref kavramının ne kadar önemli olduğunu anlattım. Bir Cumhurbaşkanı neden tarafsız olmalı? Çünkü devletin sigortasıdır. Devletin başı ise bir partinin başı olamaz. Devlet bütün vatandaşlarına hizmet eder. AK Parti'li kardeşlerim bunu unutmasınlar. Peki bir Cumhurbaşkanı günün 24 saati belediye başkanları seçimlerine müdahale eder mi? Türkiye'ye baktık yerel seçimlerde bir tarafta CHP'nin diğer partilerin belediye başkan adayları var bir tarafta Erdoğan'ın fotoğrafları var. Erdoğan belediye başkanı mı olacak?''
İBB'DEKİ İSRAF: Erdoğan, Ankara'da Keçiören'de mütevazi bir evde oturdu. Halkın insanıyım dedi. Milletvekillerinin milletin arasında oturması lazım dedi. Peki aynı şekilde Meclis'in 6 bin çalışanı var bunu 3 bine indireceğiz dedi. Meclis'te bugün yaklaşık 8 bin kişi çalışıyor. Yönetici haricindeki bütün makam araçlarına son vereceğiz dedi. Sadece İstanbul Büyükşehir'den örnek vereceğim Sayıştay raporuna göre 643 yönetici var. Makam aracı sayısı bin 717. Açlıktan ölen Kübra bebeği onlar unuttular ben unutmadım. 17 yıl sonra aynı Erdoğan'a bakın şimdi. Yazlık kışlık sarayı var. Uçan sarayı var. Bir yere giderken bir ordu ile gidiyor. Nedir bu lüks? AK Parti'li kardeşlerime sesleniyorum siz bunu doğru buluyor musunuz? Sadece karada korunmuyor havada da helikopterler... Erdoğan bir kibir abidesine dönüştü. Kibirli olmak doğru mudur yanlış mıdır? Kibir iyidir diyorsan git oyunu ver kardeşim. Kibir günahtır diyorsan oturup düşüneceksin. İlla demiyorum gel bana oy ver. Çocuk açlıktan ölecek beyefendi bin 100 odalı yerde keyif sürecek. Buna itibar deniyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde israf itibar değildir. Gün düşünme günü. Senin vicdanına ahlakına seslenmeyeceğim de kime sesleneceğim? Bu bizim paramızı bizim adımıza kullanıyor.
'HANİ KUL HAKKI YEMEK GÜNAHTI?': 2002'de geldi Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu kurdu. Eyvallah. Komisyonun üyesiydim. Komisyonun başında AK Parti'li Azmi Ateş vardı. Düzgün bir adam. Azmi Ateş bir daha milletvekili olamadı. Niye olamadı? 3 Y; Yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk var dediler mücadele edeceğiz. Yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk bitti mi? Ne oldu? 3 Bakan'ın yolsuzluk dosyası Yüce Divan'a gönderilmedi. Hani kul hakkı yemek günahtı?'' (HABER MERKEZİ)