Kılıçdaroğlu: Londra'da yalvarıyor, içeride meydan okuyor

İktidarın ekonomi politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, iktidara geldiklerinde yapacaklarını anlatırken, "Türkiye'ye dolar yağdıracağız" dedi. Erdoğan'ın ekonomi konusunda suskun olduğunu söyleyen CHP lideri, "Londra'ya gidiyor. 'Bize borç verin' diye yalvarıyor. İçeride meydan okuyor, 'Siz kimsiniz?' diyor" ifadesini kullandı.

Abone ol

DUVAR - Seçim çalışmalarını Denizli'de sürdüren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Çardak Havalimanı'na indikten sonra ilk olarak otelde sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ve iş insanlarıyla bir araya geldi.  Toplantıya milletvekilleri Kazım Aslan, Melike Basmacı, Denizli Sanayi Odası Başkanı Müjdat Keçeci, Denizli Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenligil, Denizli Baro Başkanı Müjdat İlhan da katıldı.

'4 AŞAMALI STRATEJİYİ HAYATA GEÇİRMEZSEK SORUNLARI ÇÖZEMEYİZ'

Kılıçdaroğlu, konuşmasına, "Güzel bir sohbet gerçekleştireceğiz" diyerek başladı. Miting meydanında konuşulmayan ayrıntılara gireceğini belirten Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Ayrıntıları sizlere sunmaya çalışacağım. Dünyanın en güzel ülkesinde yaşıyoruz. İnsanlarımız güzel ve çalışkan tarihimiz var. Her şeyimiz var ama bu ülkede mutlu değiliz. Mutlu olmak istiyoruz. Sorunlarımız var sorunlarımızı aşmak istiyoruz. Seçim var oyumuzu kullanacağız. Var olan sorunları nasıl aşacağız bunu anlatacağım. 4 aşamalı bir stratejiyi hayata geçirmezsek kimse sorunları çözemez. Birincisi eğer bir ülkede demokrasi yoksa büyüme, kalkınma ve huzur olmaz. Yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğü olmaz. Birinci adım, bu ülkeyle çağdaş ülkelerde uygulanan demokratik standartlar getireceğiz. Sayın Muharrem İnce'nin cumhurbaşkanı, partimizin 'millet ittifakı'nın parlamentoda çoğunluk olduğu düzende, en geç 1 ay içinde OHAL bitecek. Niye böyle bir uygulama var? Bütün dünyaya ilan edeceğiz, 'Bizim ülkemizde demokrasi var' diyeceğiz."

'GÖNÜL İSTERDİ Kİ TOBB BAŞKANI ÇIKIP KONUŞSUN'

Hükümetin ekonomi politikalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Ekonomiyle ilgili ciddi sorunlar var ama bu sorunu dile getirmesi gerekenler susuyorlar. Gönül isterdi ki TOBB çıkıp konuşsun. Derdini anlatsın. Enflasyon çift hanelere taht kurdu, yeniden çıkıp, anlatılsın. Beton ekonomisinden yana üretilen ekonomilerin Türkiye'nin geleceğini ipotek altına alındığını anlatabilsin. Çiftçi son çare kendisini yakmakta buluyor. Demek ki bir sorunumuz var demokrasiden yana. Gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz. Seçimler var. Bir siyasi parti seçimi değil; iki tercihi kullanacağız. Bir demokrasiden yana olanlar, iki tek adam rejiminden yana olanlar. Bu kadar açık. Tek adam rejiminden yana olanlar, giderler, oylarını kullanırlar; ama sonuçlarına katlanırlar. Demokrasiden yana olanlar da kullanacaklar onlar da rahat bir nefes alacaklar. Demokrasiden yana olmak yetiyor mu? Hayır, yetmiyor. Türkiye'nin bölgesinde önemli bir yeri yakalaması lazım."

'25'İNDEN SONRA OLMAYACAKSIN Kİ NE AÇIKLAYACAKSIN'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın meydanlarda ekonomi konusunu konuşmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Sayın Erdoğan, her şeyden söz ediyor, ekonomiyle ilgili tek cümle yok. Neden ekonomiden söz etmiyor? 'Efendim, 25'inden sonra yapacağız'. Ne yapacaksın? 25'inden sonra olmayacaksın ki neyi açıklayacaksın? Şimdi açıkla da millet öğrensin. Neden açıklamıyor? Deniz bitti de ondan. 'Ne söyleyeceğim?' diyor. 'İşsizliği azaltacağım' dese kendisi çoğalttı. 'Üretim ekonomisine geçeceğiz' dese beton ekonomisini kendi kurdu. 'Çiftçiyi mutlu edeceğiz' dese onları kendisi mutsuz etti. 16 yıldır ülkeyi yöneten kişinin, geleceğe yönelik tek cümlesi yok. 16 yıl ülke yöneteceksin, geleceğe yönelik tek cümle kuramayacaksın. Bu kadar hazin bir tablo ile karşılaşmadık. Üretim ekonomisine geçeceğiz. Türkiye ürettiği zaman güçlü olur."

'LONDRA'DA YALVARIYOR, İÇERİDE MEYDAN OKUYOR'

Tekstil ile büyüyen Denizli'de önemli başarılar sağlandığını söyleyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, kentin Türkiye'deki tıkanmadan etkilendiğini belirterek, iktidara geldiklerinde sanayicinin önünü açacaklarını, engelleri kaldıracaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, hükümetin mali af politikasını eleştirerek, şunları kaydetti:

"Kaçıncı mali af çıktı bilmiyorum. 77'nci mi 78'inci mi? İnsanlarda 'Niye ödeyeyim ki zaten seneye af çıkacak' düşüncesi hakim. Vergisini ödeyenin cezalandırıldığı, ödemeyenin mükafatlandırıldığı bir düzen geldi. Biz af çıkarmayacağız. Vergi ve sicil borcu olmamak kaydıyla ödediği vergi ve sigorta primi kadar 1 yıl süreli sıfır faizli kredi vereceğiz. Bundan kim karlı çıkacak? Sanayici de yararlanacak; ama en çok hükümet edenler yararlanacak. Yüz milyarlarca liralık devletin alacağını tahsil edecek. Devlet dış borcunu ödeyemeyince ne oluyor? Londra'ya gidiyor. Önce Mehmet Şimşek gidiyor sonra kendisi gidiyor. 'Bize borç verin' diye yalvarıyor. İçeride meydan okuyor, 'Siz kimsiniz?' diyor. 'Asarım, keserim' diyor sonra ayaklarına gidip, yalvararak diyor ki 'Dolar ver bize'. Onlar da diyor ki 'Bunun şartı var, faizi yükseltin' diyor. 'Faizi yükseltmezseniz size dolar vermeyiz' diyor. Geliyor, Türkiye'ye 'Faiz lobisine prim yok' diyor. Ayağına gidiyor, yalvarıyor. Türkiye’ye geliyor, 'Faiz lobisine prim yok' diyor. Sonra Merkez Bankası faizi yükseltiyor.

'TÜRKİYE EN YÜKSEK FAİZLE BORÇLANAN ÜLKE'

CHP lideri şöyle devam etti: "Eğer devlet yüz milyarlarca lira borçlanmasa herkes primini zamanında ödese gidip, o kapıyı çalmazsınız. Ülkenin ödediği faiz miktarı 16 yılda 151 milyar dolar. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti dünyanın en yüksek faiziyle borçlanan ülkesidir. İçerideki faiz lobisine ödediği faiz, 687 milyar TL. Bizim projemizi hayata geçirirsek sıfır faizli kredi vereceğiz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadele etmiş olacağız. Ne kadar çok vergi ödersen o kadar çok kredi alırsın. Ne kadar çok sosyal güvenlik primi ödersen o kadar sıfır faizli kredi alırsın. Şirket, katma değeri yüksek ürün üretiyorsa ona açacağımız kredi limiti 2- 3 kat olacak."

'TARIMI TERK ETME SÜRECİNİN İÇİNE SOKULUYORUZ'

Ülke yönetiminde planlamanın önemli olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'de Devlet Planlama Teşkilatı'nın kaldırıldığını, sorunların kaynağından birinin de plansızlık olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Sağlıklı planlama olabilseydi Türkiye üretim ekonomisini kaybetmezdi. 2013 yılında Güney Kore'de bir firmanın elde ettiği patent sayısı, Türkiye tarihindeki tüm hükümetlerin elde ettiği patent sayısının 15 katı. Dünyadaki hızla değişime bakıyor musunuz? Sandığa giderken, neleri düşünmemiz gerekiyor düşüyor musunuz? Nasıl ve kimin için oy kullanacağız, nasıl bir gelecek tasavvur ediyoruz, tercihimizi nasıl yapacağız? İnsanoğlu tekerleği 3 milyon yılda buldu, bugün her saniyede milyonlarca buluş var. 50 yıl sonrasını düşünmüyorsanız siz ülkenizi sağlıklı yönetemezsiniz gelir başka güçler yönetir. Bize telkinde bulunuyorlar 'Türkiye tarımdan çıksın, Türkiye ekmesin'. Batının egemen güçleri kendi aralarında yarışıyorlar. Tarımı terk etme gibi bir sürecin içine sokuluyoruz. Nohut, mercimek, bakla, pamuk, canlı hayvan, et, saman dışarıdan."

'BİZ ESKİ SİSTEME DÖNMEK İSTEMİYORUZ'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, partisinin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin '81 milyonun cumhurbaşkanıyım' dediğini hatırlattı. İnce'nin tarafsız ve herkese eşit mesafede vedevletin sigortası olacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:

"İnce'nin anlayışına göre de benim anlayışıma göre de cumhurbaşkanının tarafsız olması lazım. Bir partinin genel başkanı Anayasa Mahkemesi'ne üye tayin etmez. Adayı seçerken Türkiye'nin geleceğini düşünerek tercihlerinizi yapın. Lider sultasını kaldıracağız. Bize diyorlar ki 'Siz eski sistemi mi getireceksiniz?' Eski sistem 12 Eylül darbe hukukunun getirdiği bir sistem. Yüzde 10 seçim barajı vardır, lider sultası vardır, parlamentonun iradesine ipotek vardır. Biz eski sisteme dönmek istemiyoruz. Yüzde 10 seçim barajının kalktığı, sivil anayasanın yapıldığı, kadının parlamentoda daha fazla görünür olduğu bir rejim istiyoruz. Eğer siz darbe hukukundan hukuk sistemini arındırmazsanız darbecilerden farkınız kalmaz. 'Millet ittifakı'nın hedefi budur."

'EGEMEN GÜÇLERİN OYUNUNA GELİYORUZ'

Ortadoğu'daki sorunların çözümü için 'Ortadoğu Barış ve İş Birliği Teşkilatı' kuracaklarını, içinde Türkiye'nin yanı sıra İran, Suriye ve Irak'ın olacağını, 4 ülkenin başkanının bir araya geleceğini ve 'Ortadoğu'da neden kan akıyor'u tartışacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Kendi bölgemizde barış istiyoruz. Terörü sonlandıracağız, egemen güçlerin istedikleri gibi at oynatmasına izin vermeyeceğiz. Kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Üstelik o bölgeyle bizim tarihsel ilişkimiz var. İnanç benzerliğimiz var. Akrabalıklarımız var. Neden kavga ediyoruz? Egemen güçlerin oyununa geliyoruz. İlk kez CHP olarak 'Ortadoğu Barış ve İş Birliği Teşkilatı' kuracağız. Türkiye'ye dolar yağdıracağız. O nedenle sandığa giderken, oy kullanırken, düşüneceksiniz. Ön yargıyla sandığa gitme zamanı değil. Geleceği düşünerek, gidip, oyunuzu kullanın."

'2003- 2014 YILLARINDA 2 TRİLYON 94 MİLYAR DOLAR NEREYE GİTTİ?'

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, esnafa yönelik vaatlerini açıklarken, kira stopajını kaldıracaklarını, çiftçinin faiz borçlarını tamamen sileceklerini söyledi. Türkiye'nin parasının olduğunu, tüm meselenin, paranın kimin için ve nerede kullanılacağı olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Türkiye'de 1923- 2002, 79 yılda 713 milyar dolar harcanmış, 2003 ile 2014 yılları arasında ise 2 trilyon 94 milyar dolar para harcandı. Ne oldu? Karakaya gibi baraj mı yaptılar, Atatürk Barajı mı yaptılar? Telekom gibi şirket mi kurdular? Köprü yaptılar, yol yaptılar. Eyvallah. 'Ya arkadaş bu köprüyü kaça yaptın?' diye sorunca 'Bak gördün mü CHP köprüye yola karşı' diyorlar. Köprü yapmayan iktidar mı var? Sorun harcadığın her kuruşun hesabını vereceksin. Cebinden yapıyorsun eyvallah ses çıkarma. Milletin parasını harcıyorsan demokrasilerde her kuruşun hesabını vereceksin" dedi.

' 180 BİN ÖĞRETMENİ 1 YIL İÇİNDE ATACAYAĞIZ'

Türkiye'nin zengin bir ülke olduğunu dile getiren CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "'Para yok' laflarını bırakın. Türkiye, zengin bir ülke. Her kuruşun hesabı verilir. 4 yıl içinde tüm sorunlar çözülür. Biz enkaz edebiyatı yapmayacağız. Biz büyük değişimi ve dönüşümü yapmak istiyoruz. Biz eğitim sistemini tepeden tırnağa değiştirmek istiyoruz. İmam hatipleri niye kapatalım? İmam hatipleri, ilahiyat fakültelerini açan biziz. Sanki onlar açmış, biz kapatacağız. Çocuk hangi okula giderse gitsin en iyi eğitimi alsın. Her mahallede kreş açacağız. 10 binlerce çocuk aç karnına okula gidiyor. Sabah kahvaltılarını okulda öğretmen ve arkadaşlarıyla yapacak çocuklar, öğle yemeklerini de okulda yiyecek. Sabah gidecek, akşam servisle eve dönecek. Atama bekleyen 180 bin öğretmeni 1 yıl içinde atayacağız. Eğitime önem vermeyen bir ülkenin geleceği yoktur. Anne, çocuğunu hangi okula göndereceğini bilmiyor. Hangi sınavlara gireceği belli değil. Yarış atı gibi, bırakın çocuklar çocukluklarını yaşasın. Düşünsün, sorun çözme kapasitelerini geliştirelim. Öğretmenler için özel bir düzenleme yapacağız. Öğretmenlik meslek kanunu çıkaracağız. Hiçbir öğretmen yoksulluk sınırının altında aylık almayacak. Tüm öğretmenler kadrolu olacak. Öğretmenler Günü'nde 1 maşa ikramiyesi olacak. Hakimler için ayrı kanun var, devlet memurları için ayrı kanun var. Öğretmenleri toplumun en saygın kişileri haline getireceğiz." (DENİZLİ/DHA)