Kılıçdaroğlu: ÖSO neden birinci planda?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Suriye merkezi yönetimiyle ilişki kurulması gerektiğini belirterek, "Menbiç'te Afrin'de benzer bir yol izlenmeli" dedi. Türkiye'nin ÖSO politikasını da eleştiren Kılıçdaroğlu "Ordumuzun kahramanlığını bir anlamda ÖSO’ya devretmeye çalışıyoruz. Niçin, kimdir ÖSO? Ordumuz orada mücadele ediyor. Ordu, ÖSO’nun arkasına neden gizlenir, hangi gerekçeyle gizlenir? Biz bundan rahatsızız” açıklamasında bulundu.
DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim ittifakıyla ilgili bir soru üzerine, "Demokrasiye katkı verecekse destek veririz" dedi. Kılıçdaroğlu, Afrin harekatının iktidarın değil ordunun 'başarısı' olduğunu söyledi.
CHP lideri, gazetelerin Ankara temsilcileriyle biraraya geldi. Hürriyet'ten Hande Fırat'ın haberine göre Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu.
AFRİN: Başarı iktidarın değil ordunun başarısıdır. Ordu bir siyasi partinin değil, Türk milletinin ordusudur. Bunu sadece AK Parti'nin başarısı gibi aktarmak doğru değildir. Hiçbir ülke sınırında terör konuşlanmasını istemez. Askerlerimiz gitmiş, kendi varlıklarını kanıtlamak için bayrak dikiyorlar. Orayı işgal anlamında değil. Terör örgütünden temizliyorlar. Zor koşullarda mücadele ediyorlar. Bir başka ülkenin toprağını işgal etme niyeti zaten yok. Baştan ifade edildi, Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız.
SURİYE: Suriye ile ilişkilerin düzeltilmesi için adım atılmalı. Parti olarak merkezi yönetime gidip gitmemeyi değerlendiriyoruz. Türkiye’yle Suriye arasında önümüzdeki süreçte bir barış sağlanacaksa, bir yakınlaşma sağlanacaksa, toprak bütünlüğü konusunda bir araya gelecekse, bu başka bir organ olmadan, Türkiye’yle Suriye’nin biraraya gelmesiyle olacaktır. Terör örgütlerinin konuşlanmasını istemiyorsak, o zaman Suriye’yle şu veya bu şekilde ilişki kurmalıyız. Suriye’yle ilişkilerin düzelmesi açısından adımlar atılması gerektiğine inanıyoruz.
ÖSO: Ordumuzun kahramanlığını bir anlamda ÖSO’ya devretmeye çalışıyoruz. Niçin kimdir ÖSO? Ordumuz orada, mücadele ediyor, neden ÖSO? Ordu ÖSO’nun arkasına neden gizlenir, hangi gerekçe ile gizlenir? Biz bundan rahatsızız. Ordu’nun başarısı ÖSO’ya devredilemez. Ordu ile ÖSO’nun birlikte anılmasını, ben içime sindiremiyorum, ağrıma gidiyor. Koskoca Türkiye’nin Ordusu ikinci planda, ÖSO birinci planda. Ne demek bu? Ayrıca siz bölgede operasyon yapıyorsanız ve buna karar vermişseniz, bu ülkenin birliği bütünlüğü açısından önemliyse, bunu kendi silahlı kuvvetlerinizle yaparsınız. Başka bir gücü, kendi silahlı kuvvetlerinizin yanına monte etmeye ne ihtiyacınız var? TSK gitmiş mücadele veriyor, hava desteği var, top desteği var, yedek orduymuş gibi açıklama yapıyorsunuz. Biz bunu eleştireceğiz. Ordu’nun başarısını bir başkasına ipotek edemezsiniz.
EGE ADALARI: Erdoğan ne dosyası hazırlıyor. Biz de bunu merakla bekliyoruz. Lozan'da mülkiyeti kimseye bırakılmayan adalarda neden Yunan askerleri var. Biz bu sorunun cevabını arıyoruz.
ERKEN SEÇİM: Erken seçim olabilir, bu söyleniyor zaten. Ekonomi iyiye gitmediği için, bir an önce erken seçime gitme olayı ifade ediliyor. Afrin’i bir erken seçim kozu olarak kullanmak doğru değil. Bu bir partinin mücadelesi değil, Türkiye’nin mücadelesidir.
HALKA YALAN SÖYLEDİLER: ‘Türkiye hep koalisyonlarla yürütülüyor’ diyorlardı. Şimdi ise, koalisyonsuz olmuyor. Halka söylediklerinin, yüzseksen derece tersini yapıyorlar. ‘Yüzde 50+1 için ittifak yapalım’ diyorlar. Yani halkı kandırdılar, halka yalan söylediler. İttifak arayışları var, olabilir. Şu anda parlementoya gelen bir düzenleme yok, o yüzden şu an yorum yapmayı doğru bulmuyorum, doğmamış çocuğa don biçmeyi doğru bulmuyorum.
SEÇİM BARAJINI DARBECİLER GETİRDİ: Yüzde 10 barajı demokrasinin önündeki bir duvardır, onu darbeciler 12 Eylül’de getirdi. Kim sahip çıktı, sivil darbeciler sahip çıktı. Yani Erdoğan ve arkadaşları. Yüzde 10 seçim barajının doğru olmadığını, hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılması gerektiğini hep savunduk. Yüzde 10 barajıyla sorunumuz yok, ama demokrasinin güçlenmesini istiyoruz. Demokrasi giderek zemin kaybediyor. Bizim demokrasiyi savunmamız bu ülkede yaşayan herkesin ortak amacı olmalı. (Baraj) Makul bir düzeyde olur ve parlementoya milli irade tam anlamıyla yansımış olur.
İKİNCİ TURA BAKILACAK: Ne biz ne de diğer partiler ortak aday arayışında hiç olmadı. Cumhurbaşkanlığı sürecinde her parti kendi adayını çıkaracak anlaşılıyor. İkinci tura bakılacak, iki aday yarışacak. 2019’da iki seçenekli bir süreç yaşanacak. demokrasiden yana olanlar ve otoriter rejimden yana olanlar. Sandığa giderken bütün vatandaşların ayrışmayı dikkate alarak oy kullanmalarını isteyeceğiz. Yeri zamanı gelince adayımız olacak. (Siz aday mısınız?) Yeri zamanı gelince, hep birlikte öğreneceğiz.
BASKI VAR: Afrin nedeniyle farklı görüşleri seslendirenlere yönelik açık baskı var, ‘savaşa hayır’ dediği için gözaltına alınanlar var. Eğer bir ülkede düşünceyi ifade etme özgürlüğü yoksa, o ülkede demokrasi yoktur. Demokrasinin olmadığı yerde bu tür gelişmeleri göreceğiz.
ABDULLAH GÜL: Abdullah Gül konusunda bizim söyleyeceğimiz bir şey yok. Niyetini bilmiyoruz. Bizim dışımızda bir gelişme. Gül aday olursa, ‘CHP’liler de Gül’e oy verirler’ diyorlar. Gül bağımsız aday olursa, seçmenimiz böyle bir eğilim gösterir mi? Hele o gün gelsin, düşüncelerimizi ifade ederiz. Bu bir senaryo, senaryoya göre görüş söylemek doğru değil. Düşüncemiz şu, demokrasi, parlamenter sistem, katılımcı demokrasi kim bunu var ederse CHP onun yanında yer alacaktır. Bizim demokrasiyi savunmayanların yanında yer almamız beklenmemeli.
SEÇMEN EĞİLİMİ: Siyasetin etnik kimlik yaşam tarzı, inanca endekslenmesi. Yani insanlar kendi sorunlarını çözen için sandığa gitmiyorlar. İkinci neden bizden kaynaklanıyor. Uzun yıllar Ankara’da oturduk, doğruları söyledik. Oysa vatandaşa gitmek gerek. Bunu yapıyoruz şimdi, her ile gidip, dokunmaya çalışıyoruz. Geçmişte yeteri kadar çalışmamaktan kaynaklanıyor. Bunu aşmak bizim görevimiz. O nedenle biz taşeron işçiliği, emeklilere iki maaşı dile getirdik. İktidarın olağanüstü bir medya gücü var. Bize yönelik haksız eleştiriler var. Bugün Türkiye’yi içinde bulunduğu açmazdan kim kurtarır, dış politikada ilişkileri kim düzeltir diye sorarsınız? CHP.
BAYKAL: (Deniz Baykal’a ziyaret) Doktorlar enfeksiyon nedeniyle görüşmemizin uygun olmadığını söylediler. Doktorlardan ve Aslı Baykal’dan bilgileri aldık. Dedikodular olabilir, ama dedikodu üzerine düşünmek, üretmek doğru değil.
BERBEROĞLU: Enis Berberoğlu, hiçbir günahı olmaya, kusuru suçu olmayan bir milletvekili. Casusluk suçlaması. Akıl var, mantık var. Böyle bir rezalet, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanmadı. MİT TIR'larını bilmeyen mi var? Bütün dünyanın bildiğini devlet sırrı olarak kabul etmek mümkün mü? Son derece yanlış ve haksız bir uygulama.
FETÖ: Bizi suçluyorlar. Bırakın UYAP’ı, devletin kozmik odasını teslim ettiler. İnsan biraz utanır. Devleti verdin adamalara sen. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra da, FETÖ’yle ilişkilerini kesmediler. Bakmayın siz.