Kılıçdaroğlu ve Şentop arasında 'gerçek meclis başkanı' polemiği

DUVAR - TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye İstatistik Kurumu'nu (TÜİK) ziyaret etmesine kendisinin tepki göstermesi gerektiğini söyleyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na cevap verdi.

Habertürk TV'de Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, TÜİK'i ziyaretine izin verilmemesini de değerlendirdi.

Milletvekili olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bırakın ana muhalefeti, genel başkanlığı, bir milletvekili bir yere gidecek, siz kapıyı kapatıyorsunuz. Tepkiyi TBMM Başkanı'nın göstermesi lazım. Niye gösteremedi? Çünkü saraydan talimat alması lazımdı tepki gösterip, göstermemesi için” dedi.

Bunun üzerine canlı yayına telefonla bağlanan Şentop, “Ben siyasi parti temsilcileriyle günlük polemiğe girmedim, girmek de istemem, girmeyeceğim de bundan sonra. Fakat bu ilk değil devam edebileceğini de düşündüğüm için, milletimizi doğru bilgilendirmesi bakımından sadece bu mahsus olmak üzere açıklama yapmak istiyorum” diye konuştu.

“TBMM Başkanıyım ve ayrıca hukukçuyum, yıllarımı hukuka verdim” diyen Şentop, “Anayasa ve iç tüzükle ilgili muhtelif dersler verdim. Bir milletvekili haklarla ilgili bir sorun yaşandığında Meclis Başkanının ne zaman, nasıl ve hangi enstrümanlarla müdahale edeceğini çok iyi biliyorum. Ama milletvekillerin bütün yaptıkları işlerle ilgili olarak, her zaman sonuç alamadıklarında Meclis Başkanı onların arkasında ve türlü taleplerini karşılayacak bir makam değildir” ifadelerini kullandı.

'SİYASİ TAHAMMÜLÜN VE HUKUKUN SINIRLARINI ZORLAYAN ŞEKİLDE İTHAM ETMEK ÇOK VAHİM'

TBMM'nin siyasi polemiklere konu olmasından rahatsız olduğunu dile getiren Şentop, şunları söyledi:

“TBMM'nin ve Meclis Başkanlığı'nın günlük siyasi polemiklerin içerisinde bu şekilde malzeme yapılmasından rahatsızlık duyuyorum. Sayın genel başkanların kendilerine göre siyasi planları, iletişim stratejisi kurmak isteyebilirler, oyunlar kurabilir. Ama bu oyunlarda kendileri ve gönüllü olanlar oynayabilir. Bu siyasi iletişim stratejisinin bir oyuncusu olarak Meclis Başkanı'nı davet etmek, bu oyunun parçası olmadığında ağır şekilde, siyasi tahammülün ve hukukun sınırlarını zorlayan bir şekilde itham etmek çok yanlıştır, çok vahimdir.

Siyasi parti genel başkanları istedikleri gibi tartışsınlar, konuşsunlar. Ama kendileri başarılı ya da başarısız hissettikleri konularda 'Aman Meclis Başkanı neden benim yanımda değil' diye de kamuoyuna yanıltıcı açıklamalar yapmasınlar. Sayın Genel Başkan 'Ben zaten Milli Eğitim Bakanı'yla görüşme planlamamıştım, bakanlığın önünde açıklama yapacaktım' dedi. Meclis Başkanı'ndan bir siyasi çalışmanın bir yerinde yer almasını talep etmek çok yanlıştır. Başka siyasi tartışmalara girmek istemem bulunduğum makam itibarıyla.”

'GERÇEK ANLAMDA BAŞKANLIK YAPAN BİRİSİNİN VEKİLLERİN HAKKINI SAVUNMASI GEREKİR'

Mustafa Şentop'un ardından konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, “'Randevu istedim, TBMM Başkanı devreye girsin bana randevu alsın” diye bir beklentim olmadı. Böyle bir beklenti yanlıştır ve böyle bir şey de söylemedim. Bir milletvekili olarak bir bakanlığa giderken önünüze kilit vurulmuş bir kapı çıkarsa her şeyden önce TBMM Başkanı 'Beyler ne yapıyorsunuz, bu seçilmiş kişi, siz atanmışların olduğu bir bakanlığa bir milletvekili gelebilir, sorusunu sorabilir, görüşme yapabilir. Siz bunu nasıl yapıyorsunuz' diye sorması gerekirdi” karşılığını verdi.

Şentop'un bu soruları sormayacağını bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Ben biliyorum Sayın Şentop zaten bunu sormayacaktır. Ama ben gerçek anlamda parlamentoda başkanlık yapan birisinin milletvekillerinin hakkını savunması gerektiğini söylüyorum. Sadece Milli Eğitim değil vatadaşa 'randevu almadan gelebilirler' diye TÜİK'in kendi sitesinde var, ben oraya da gittim, orada da demir kapı vardı. Sormayacak mı bir kişi, nasıl oluyor da seçilmiş bir milletvekili giderken kapısına kilit vurulur” dedi.

ŞENTOP: BEN GERÇEK BAŞKAN DEĞİLSEM GENEL BAŞKANLIĞI DA TARTIŞILIR

Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Şentop, TBMM Başkanlığı'na seçildiğini ifade ederek şöyle devam etti:

“'Gerçek Meclis Başkanı' diye bahsediyor, bunu çok vahim, hatalı bir ifade olarak görüyorum. Ben gerçek meclis başkanıyım, anayasaya ve içtüzüğe göre seçildim. Eğer ben gerçek meclis başkanı değilsem, Sayın Genel Başkan'ın da gerçek genel başkanı olup olmadığı aynı minvalde tartışılır. Birbirimizden bahsederken asgari nezaket içinde kalalım. Sayın Genel Başkan yüzlerce milletvekilinin gittiği, kendi siyasi partisi de dahil olmak üzere, yetkililerle görüştüğü bir bakanlıktan bahsediyoruz. Yaşanan olayın hala çok olağan, bir milletvekilinin bakandan randevu isteyip gittiği engellendiği bir durum gibi yansıtılmasını yanlış buluyorum. Çarpıtmadır. 'Milletvekili olarak gittim kapılar kapandı', hayır. Yüzlerce milletvekili gitmiş. Sizin partinizden de gitmiş bakanlığa, sordum ben bunu. Ama siz özel planlamayla iş yapmak istiyorsanız, buyurun yapın kimse de bir şey demiyor. Ama yaptığınız planlamada malzeme olmadı diye Meclis Başkanı suçlayamazsınız.” (HABER MERKEZİ)