Kılıçdaroğlu'ndan sınıf mücadelesi 'güncellemesi'
DİSK Genel Kurulu'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sınıf mücadelesinin 'Dünyanın bütün işçileri birleşin' sözünün güncellenmesi gerektiğini söyledi. HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ise, "kayyımların atandıkları belediyede yaptıkları ilk işin işten çıkarmalar olduğunu" söyledi.
DUVAR - DİSK 16. Genel Kurulu, İstanbul Haliç Kongre Merkezi'nde başladı. Genel Kurul'a CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu katıldı.
Genel Kurul açılış konuşmasını yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücret ve işsizliğe vurgu yaparak, "Ortalama ücret haline gelen asgari ücretin bırakın yoksulluk sınırını açlık sınırının bile altında kaldığı, 350 liranın altında doğalgaz, 150 liranın altında elektrik faturasının olmadığı bir ülkede yaşıyoruz" dedi.
Çerkezoğlu, "Kürt sorununun demokratik çözümü başta olmak üzere demokrasinin tüm kurallarıyla işlediği bir ülke için, savaş çığırtkanlığına karşı yurtta, bölgede ve dünyada barış ve kardeşlik için, elbette laiklik, demokrasi ve sosyal bir hukuk devleti için omuz omuza yürüyeceğiz" ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU: ÖRGÜTLÜ İŞÇİ TOPLUMSAL BÜTÜNLÜĞÜN ÇİMENTOSU
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu da işsizliğe vurgu yaparak, "Büyük komplolara veya dış güç gibi teorilere ihtiyaç yok. Herkesin iş bulma mücadelesiyle karşı karşıyayız" dedi. DİSK'in toplumsal barışta da rol oynadığını dile getiren İmamoğlu şöyle konuştu:
"Örgütlü işçilerin aynı zamanda toplumsal bütünlüğünün de çimentosu olduğuna inanıyorum. Sosyal barışın da güvencesi olduğunu biliyorum. Ekonomik gelişmenin doğru ve adaletli büyümenin de garantisi olduğunun altını çizmek gerekir. Bu manada demokrasinin, özgürlüğün hepimizin arzu ettiği su gibi hava gibi bu kavramların da karşılık bulduğu bir genel kurul olmasını diliyorum. Toplu iş sözleşmelerinde hem iş veren hem işçi haklarında birlikte hareket ettik. Bundan sonra da birlikte hareket etmeye el birliği ile çalışmaya kararlı bir belediye başkanıyım. Çünkü bir belediye başkanı olarak itibarımın benimle çalışan işçinin mutluluğuna bağlı olduğunun farkındayım."
TEMELLİ: BU ZİHNİYETTEN KURTULMALIYIZ
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de yaptığı konuşmada HDP'li belediyelere atanan kayyımların icraatlarına değindi. Kayyımların atandıkları belediyede yaptıkları ilk işin işten çıkarmalar olduğunu ifade eden Temelli, "Bu düzeni ayakta tutmanın yolu, şiddet savaş, Kürt düşmanlığı ve kayyum rejimi olarak görülüyor. Bu kayyumcu zihniyetten hep birlikte kurtulmalıyız" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için ayrılan bütçe ve yapılan harcamaların kamuoyunun ödediği vergilerden karşılandığını hatırlatan Temelli, işsizlik ve çocuk işçi sayısına da dikkat çekerek şöyle konuştu, "Bugün Türkiye'de 2 milyon çocuk işçi var. Çocukların eğitim alması gerekirken bu ülkenin 2 milyon çocuğu çırak adı altında çalışmak zorunda bırakılmıştır. 4+4+4 eğitim sistemi çocuk işçiliğini genelleştirirken bir yandan da çocuk evlilikleri ile topluma başka bir zulmü de dayatmaya devam etmiştir. Asgari ücreti ortalama ücrete çevirerek sömürüyü yaygınlaştıran bu sistem aslında hepimizi yoksullaştırmıştır. Her şeye her gün yeni bir vergi ve vergi zammı geliyor. Bütün bu zamlar aslında yandaşlara daha fazla fon bulmak için yapılıyor. Şimdi de toplumu daha fazla borç girdabına sürükleyecek yasaları getiriyorlar. Bu zihniyetten hep birlikte kurtulmalıyız."
'BÜTÜN İŞÇİLER BİRLEŞİN SÖZÜ GÜNCELLENMELİ'
Genel Kurul'da konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da, dünyada giderek otoriter rejimlerin giderek güç kazandığı bir ortam oluştuğunu söyledi. Eskiden sınıf mücadelesi için söylenen, "Dünyanın bütün işçileri, birleşin" sözünün otoriter rejimlere karşı artık güncellenmesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, bu sözün "Dünyanın bütün demokratları birleşin" olarak güncellendiğini söyledi. Türkiye'nin artık gerçek anlamda bir demokrasi getirilmesi gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, üçüncü sınıf demokrasinin reddedilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
"Bunu aşmak için 4 ayaklı bir strateji uygulamalıyız. Türkiye'ye gerçek anlamda bir demokrasi getirmek zorundayız. Üçüncü sınıf bir demokrasiyi kabul etmemeliyiz. Bizim ülkemizin insanı neden baskıcı bir yönetim ediyor. Baskıcı bir yönetime karşı çıkmanın yolu demokrasiye sahip çıkmaktır. Uygar ülkelerin demokrasi standartları neyse aynı standartların bizim ülkemizde de olması lazım.
İkinci ayağı üreten Türkiye'dir. Eğer bağımsız Türkiye diye bağırıyorsanız ekonomik bağımsızlık da bunun olmazsa olmazıdır. Bugün Türkiye üretim sürecinden koparılan bir Türkiye'dir. Tarımda güçlü olması gereken Türkiye neredeyse bütün tarım ürünleri ithal eden bir ülke haline gelmiştir. Yoksulluğu aşmak ve işsizliği çözmeye değil bunu siyaset malzemesi olarak kullanan ve bir lütuf ekonomisi kurmaya çalışan bir siyasal anlayış var. Üçüncü ayak güçlü bir sosyal devlet kuramazsanız o memlekette huzuru sağlayamazsınız. Hiç kimsenin aç ve açıkta kalmadığı işsizlik dolayısıyla kimsenin kendini yakmadığı bir Türkiye'den bahsediyorum. Güçlü bir sosyal devletin en temel ayağı anayasası 102 sayılı sosyal güvenliğin asgari normları sözleşmesidir. Bunları istemek zorundasınız. Dördüncü önemli nokta ise sürdürülebilirliktir. Bütün bunlar aynı zamanda Cumhuriyetin kurucu değerleridir."
Komünist Manifesto'nun çağrısı
"Dünyanın bütün işçileri birleşin" çağrısı Karl Marx ve Friedrich Engels tarafından yazılan Komünist Manifesto'da ve özgün Almanca hâli "Proletarier aller Länder, vereinigt euch!" olan slogan. Ayrıca sloganın farklı bir biçimi de Marx'ın mezar taşında yazılı. Her ne kadar çoğu dile sıklıkla 'işçiler' şeklinde çevrilse de, daha doğrudan bir çevirisi, 'Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin! şeklindedir. Slogan aynı zamanda SSCB döneminde devletin resmi sloganı olarak da kullanıldı. (HABER MERKEZİ)