Kılıçdaroğu: Dünyanın neresinde emekliler darbe yapmış?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Dünyadaki mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, amiraller bildirisi için "Dünyanın neresinde emekliler darbe yapmış?" ifadesini kullandı.

Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis grubu toplantısında ağırlıklı olarak pandemi ve ekonomik sorunlara değinerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yüklendi. Erdoğan, hastanelerde yatak bulamayarak ölen Aslı Özkısırlar'ı gündeme getirdi ve Bilim Kurulu'na yönelik de sert eleştiriler yöneltti. Emekli amirallerin bildirisiyle ilgili de konuşan Kılıçdaroğlu, "'Bunlar darbeci.' Yok kardeşim, millet de yemiyor bunları" dedi.

"Sıkıntılı bir tablo var. Kontrolünü kaybetmiş, Türkiye'yi yönetemiyor, ağır sorunların altında ezilen, çaresizlik üreten, çaresizliğini örtbas etmek için sağa sola saldıran bir siyasi yönetimle, tek kişi hükümetiyle karşı karşıyayız. Cumhuriyet tarihinde ilk kez böyle bir tabloyla karşı karşıyayız" diyen CHP liderinin konuşmasından satır başları şöyle:

'SAĞLIK ÇALIŞANLARININ TALEPLERİNİ NEDEN YERİNE GETİRMİYORSUNUZ?'

COVID-19 MESLEK HASTALIĞI SAYILSIN TALEBİ: Şu anda pandemi sürecindeyiz. İnsanlar can derdinde. Aşı bekliyorlar. Kim halkın can güvenliğini sağlayacak? Bu ülkeyi kim yönetiyor? Bu soruyu herkesin kendisine sorması lazım. Ama özellikle geçmişte AK Parti'ye oy vermiş, şimdi kafası karışmış vatandaşlarıma seslenmek istiyorum; Türkiye'nin gidişatından memnunsan alkışla, bu gidiş gidiş değil diyorsan bu kardeşini dinleyeceksin. Ben sana her zaman, her ortamda doğruları söylemeye devam edeceğim. Hep beraber sağlık çalışanlarını alkışlıyoruz neden? Hiç sorguluyor muyuz? Hayat kurtarmak için hayat feda eden sağlık çalışanlarının elleri öpülmez mi? Bir istekleri vardı, Covid-19 kaynaklı hayatını kaybedenler için meslek hastalığı olsun dediler. Yapmıyorlar. Bu insanlar günün 24 saati çaba harcarken, bir taleplerini neden yerine getirmiyorsunuz? 

ASLI ÖZKISIRLAR'IN ÖLÜMÜ VE SİDAR'A KESİLEN CEZA: İki örnek vereceğim. Aslı Özkısırlar. İzmir'de elleri ile yaptığı takıları satarak geçimini sağlıyor. Bir hastalığı var yatarak tedavi olması lazım. Bir türlü boş yatak bulamıyorlar. Sonunda, "Neredeyse 10 günden fazladır hastaneye yatış için bekliyorum. Yatak yok ama siz yapın kongrenizi benim çektiğim ağrının, eziyetin ne önemi var sonuçta. Sürünerek ölürsünüz umarım" diye de beddua ediyor. 21. yüzyılın Türkiye'sinde yatak bulunamadı ve hayatını kaybetti. Kim sorumlusu? "Bay Kemal sorumlusu" diyecek. Beyefendi bunun sorumlusu sensin sen. Sırtı kalın olanlara, dayısı olanlara ambulans uçaklar hazır. Peki garibanlara? Dayısı olmayanlara? Sözcüsü kim olacak onların dertlerini kim dile getirecek. Ben getireceğim, biz getireceğiz. Bize dostlarınız kim diye soruyorlar. Dostlarımız bu ülkenin işsizidir, işçisidir, esnafıdır, apartman görevlisidir, bu ülkenin halkıdır. Bizim dostlarımız bunlardır. Kayseri'de Sidar adında 16 yaşında bir kızımız. Evine giderken güvenlik görevlisi çağırıyor. Maskeyi nizami takmadın diyor ve ceza kesiyor. Sidar'ın  babası esnaf. 900 lira ceza kesiyorlar. Nereden ödeyecekler? Ödeyemiyorlar. 22 Mart'ta kendisine bir mektup. 23 Mart'ta icraya geleceksin diyorlar ve gidiyor. Kendisine bir ödeme emri geliyor. Sen ödemezsen babandan haczedeceğiz, parayı alacağız diyor. Bu bir zulüm değil mi?

AK PARTİ KONGRELERİ: AK Parti'nin kongresinde bir sürü maskesiz adam var. Ceza yazan var mı yok. Bunların dayıları var, bunlara ceza yok. Bunu vicdan kabul eder mi? AK Parti'ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. 16 yaşındaki kıza 900 lira ceza bunlara sadece alkış. Çifte standart devlet yönetiminde olmaz. Birisi için farklı, birisi için farklı. Buna da devlet yönetimi diyeceksin. Farklılık yaratarak devlet yönetilmez. Bu tabloyu eğer AK Partili, MHP'li kardeşlerim içlerine sindiriyorsa bir şey demiyorum. Sözüm sözdür, bu ülkeyi adaleti getireceğim. Kongrelere Karadeniz'den başladılar. Defalarca dedik yanlış bu arkadaş diye. CHP Kurultayı'nda bütün sosyal mesafeler korunmuştur. AK Parti kurultayında yoktur. CHP devleti yönetmemektedir. AK Parti'nin bir kişisi devleti yönetmektedir. Bu tablodan hangisi örnektir? CHP bilin ki devleti adalet ile yönetecektir. 

BİLİM KURULU AYRI HAVADA, SAĞLIK BAKANI AYRI TELDEN ÇALIYOR: Bir de Bilim Kurulu var. Allah aşkına kendinize bilim kurulu demeyin. Bilime ayıp! Ne dedikleri, söyledikleri belli değil. 4 Nisan itibariyle ABD'yi geçtik vaka sayısında. Dün 193 kişi hayatını kaybetti. Nasıl yönetiliyor bu ülke? Bilim Kurulu hikaye tamamen. Hiçbirisinin bilim ile ilgisi yoktur. Bilim Kurulu dediğin senin dediğin kurallara iktidar uymazsa, izzeti ikbal ile çekileceksin oradan. Tam tersi oluyor. Bilim Kurulu ayrı havada, Sağlık Bakanı ayrı telden çalıyor. Saray ise kaç kişi ölürse ölsün diyor. Bu mudur devleti adalet ile yönetmek? Bu mu vatandaşının sağlığını korumak?

'İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINDA BİLE BÖYLE OLMAMIŞTI'

SALGINDA DESTEKSİZ KALAN ESNAF: Sadece tek düşündükleri koltukları. Bu fatura kime çıkıyor? Bunun bir faturası var. Saray ve beslemelerinin durumu çok iyi. 1 yerden değil 5 yerden maaş alıyorlar, avro üzerinden garantili maaşlarını alıyorlar. İstifa etseler bile dünyanın parasını alıyorlar. Vergi de ödemiyorlar, başka kurumlar tarafından ödeniyor. 193 kişi hayatını kaybetmiş. İnsan gece uyumaz ya. Bunların umurunda bile değil. Her 100 metrede bir dükkan kapatıldığını görüyoruz. Geçinemiyorlar, kirayı ödeyemiyorlar artık. Saraydakiler bunu biliyor mu? Bilse ne olur bilmese ne olur. Onun gözünde esnaf yok ki. Vururum ensesine tokadı alırım oyumu diye düşünüyor. Ama esnaf artık eski esnaf değil. Bu esnaf sana sandıkta hesabı soracak ben bunu biliyorum. Saray'a ve beslemelerine sormak lazım vatandaşın yaşadığı travmayı, sorunları siz yeteri kadar biliyor musunuz? İntiharlardan, yoksulluklardan haberiniz var mı? Aksu ilçesinde bir ayakkabıcı, "30 yıldır ayakkabı satarım. İlk defa bana ikinci el ayakkabı var mı diye sormaya başladı insanlar" diyor. Halkın ayakkabı alamadığı bir dönemden geçiyoruz. İkinci Dünya Savaşı'nda bile böyle olmamıştı.

SARAY'DA LALE DEVRİ YAŞANIYOR: Tamamen kontrolü kaybetmişler. Sarayda Lale Devri yaşanıyor. Ahali felaket vaziyette. Erdoğan, esnafın önüne gidebilir mi? Aksu ilçesine gidip esnaflarla birebir konuşabilir mi? Belki 50 bin koruma ile gider. Aynı şeyi Bahçeli'ye de soruyorum. Ülkücüleri bunun dışında tutuyorum. Bütün bu yoksulluğun temeline su taşıyan kişidir. Emin olun bunlarda vicdan yok. Devleti yönetiyorlar perişan ettiler. 2020 yılında esnaf ve sanatkar sicil gazetesi var. 99 bin 588 esnaf 2020 yılında iflas etti. Bu 99 bin kişi nasıl yaşıyor acaba? Devleti yöneten kişinin sorması lazım geçimini ne ile sağlıyor diye. Saray bunu sorabilir mi? Soramaz. Sormaz da zaten. Umurunda değil. Umurunda olan tek şey koltuğunu nasıl koruyacağı. Koltuk insanı büyütmez. Koltuğa oturdun kendini vazgeçilmez adam görüyorsun. Dünyadaki bütün mezarlıklar vazgeçilmez adamlarla doludur. 

EMEKLİLERİN GEÇİM SIKINTISI: Emekliler, eğer emekli kardeşimiz bir yerden değil beş yerden maaş alıyorsa memnun. Saray'da bunlardan lebaleb var. Tamamı orda. Peki Hakkari'de Siirt'te Rize'deki emeklinin durumu ne. Bin lira ikramiye verdiler 2018'de. Her şeye zam geldi. E buna da zam yap. Yapmam diyor, vermem diyor. Emekli hayatından memnun diyor. Hepimizin oturup düşürmesi lazım. 2 maaş ikramiyeyi alman için verdiğimiz mücadeleyi düşün. Emekli ikramiyesini en az bin 500 lira yapacağız. Emekli gramla et alıyor. Tavuğu 4'e bölüyor bir parçasını alıyor. 7 milyon 900 bin emekli asgari ücretin altında aylık alıyor. Bu emeklilerin günahı ne? Alınteri döktüler. Emekli oldular diye Saray iktidarı bunlara zulmetmeye başladı. Enflasyon kaç? Margarin yüzde 39 arttı son bir yılda. Mercimek yüzde 50 arttı, ayçiçeği yağı yüzde 60 arttı. Emekliye yüzde 8 ile idare et diyor

GENÇLERİN İŞSİZLİK SORUNU: İstanbul'da Nişantepe'ye gittim. Erdoğan'ın gitmesi lazım. Diyecek ki "Burası Türkiye mi Afrika mı?" Senin altında uçaklar var. Görmüyor musun milletin halini. 2002 yılında en düşün emekli aylığı ile 7 çeyrek altın alınıyordu. Şimdi 2 çeyrek. Ya gençlerimiz ve işsizlerimiz onların hali ne olacak? 19 yıl devleti yöneteceksin, 10 milyon 287 bin işsiz yaratacaksın. Sonrada çıkıp bu memleketi ben güzel yönetiyorum diyeceksin. Hangi güzellikten bahsediyorsun? Üniversiteyi bitirmiş pırıl pırıl çocuklar. Senin bu çocuklarımızı umutsuzluğa sevk etme hakkın var mı? Senin, saraydakilerin, çocuklarının durumu iyi. Herkes birden fazla yerden maaş alıyor. Üniversiteyi, en iyi okulları bitirmiş çocuklar işsiz.

'HÜRRİYET GAZETESİ ÜZERİNDEN CHP'YE SALDIRIYORLAR'

LOZAN DA MONTRÖ DE GÜVENCEMİZDİR DESEN BİR ŞEY OLMAYACAK: Sen çıkıp en başta 'Lozan da, Montrö de bizim güvencemizdir' desen bir şey olmayacak. Niye sesini çıkarmıyorsun? Ne darbesi? Darbe yok, amaç gündem değiştirmek. Esnafın, işçinin, işsizin derdini örtmek için 'Vayy bize darbe' diye amirallerin Montrö açıklamasına mal bulmuş mağribi gibi saldırdılar. Ne darbesi kardeşim ne bu paranoya? Ama artık kimse yemiyor bu numaraları. 'Bunlar darbeci.' Yok kardeşim, millet de yemiyor bunları. Millet 'Ben açım, dükkan kapalı, ne diyorsun?' diyor. Bunlar emekli, dünyanın neresinde emekliler darbe yapmış? Bunlar akıllarını gerçekten peynir ekmekle yemişler. Bu kadar saçmalığı Türkiye Cumhuriyeti hiç görmedi. Hürriyet gazetesi üzerinden CHP'ye saldırıyorlar. Üzülüyorum, medyanın amiral gemisiydi, şimdi kuyrukta sandal bile olamaz. Hep Erdoğan'ı eleştiriyorum, biraz da övelim ya. 'Kendi dirayetsizliğiniz, iş bilmezliğiniz yüzünden ülkeyi krizden krize sokuyorsanız bu vatanı satmaktır' diyor. Erdoğan'ın bu sözünü tutacağım. İktidar olduğumuzda bu vatan hainlerinin hepsinden hesap soracağım. (HABER MERKEZİ)