Kim bu örümcek adamlar?

Çocukken kapılara, ağaçlara, çatılara tırmanırken ne kadar mutlu olduğunuzu hatırlıyor musunuz? Kimileri için bu macera ve mutluluk, tırmanış salonlarında devam ediyor.

Abone ol

DUVAR - Tırmanış denilince ilk akla kayalar ve dağlar gelse de bu sporu evinizden çok da uzaklaşmadan şehirlerde, kapalı salonlarda yapmak mümkün. Tabii ki aralarında bazı farklar var...

DuvarX’in kurucularından Sercan İlkbağ’la bu sporun nasıl yapıldığını, diğer tırmanış sporlarıyla farklarını, kimlerin yapıp kimlerin yapamayacağını ve her sporda olduğu gibi Türkiye’de daha nelerin yapılması gerektiğini konuştuk.

Sercan İlkbağ

Sizin tırmanış maceranız nasıl başladı?

Benim tırmanış maceram, üniversite yılları ve dönemin ve hâlâ günümüzün sayılı dağcılık kulüplerinden olan YTÜDAK (Yıldız Teknik Üniversitesi Dağcılık Kulübü) ile başlıyor. 1999 yılında tırmanış ve dağcılık adına çok da bilgi sahibi olmadan, bir üniversite aktivitesi olarak başladım. Çok sevdiğim ve halen zaman zaman vakit bulursam yapmaya çalıştığım dağcılık ve alpinizm, iş ve şehir hayatı ile ve tabii ki biraz da Türkiye koşullarının 'yardımıyla' daha çok spor tırmanışa ve salon tırmanışına evrildi.

Bu heyecan, yapay tırmanış duvarı salonu açmaya nasıl evrildi?

2000’lerin başında dünyada yeni yeni gelişmekte olan spor tırmanış ve özellikle salon tırmanışı, Türkiye’de henüz başlangıç evresindeydi. Atölye, Boulderhane ile başlayan ve daha sonra Boulder İstanbul ile devam eden salon tırmanışı, büyük oranda düzenli tırmanıcı olan, ufak bir camiaya odaklı, çok daha 'underground', zaman zaman yeni insanları bu sporla tanıştırsa da genel olarak biraz daha kapalı ve sportif olarak orta/üst seviyede bir gruba hizmet veriyordu.

Şehir ve iş hayatının etkisi ile biraz daha sportif tarafa kanalize olmam, sosyal medya ve bilgiye ulaşımın artması ama özellikle 2009-2015 yılları arasında yaptığım farklı ülkelere iş seyahatleri, farklı tırmanış salonlarını görmem, spor tırmanış dünya kupalarını ve medyasını takip etmeye başlamam aslında DuvarX’in kafamdaki ilk tohumlarını attı diyebilirim.

2015 yılında Almanya’nın Münih şehrinde yapılan Dünya Kupası’nı izledikten sonra ise tırmanış adına bir şeyler yapmam gerektiği kararını daha ciddi bir şekilde aldım. Bundan sonra ise yakın arkadaş ve dost çevresi ile fikir alışverişleri, yapılan planlar, yer arayışları, fizibilite çalışmaları, hesaplar ve hayaller ile devam etti. Tabii yapamayacağımıza inandığım durumlar, vazgeçmeler, başarısız görüşmeler ve bunun gibi birçok gelgit yaşadım. En sonunda doğru olduğunu düşündüğüm bir yer üstünden, Anıl Şarkoğlu, Burak Akyol ile beraber büyük emek ve özveri ile 2018 Şubat’ta ilk adımı attık ve 2018 Haziran’da salonu açabildik.

Tabii burada bize çok destek olan Çiğdem Şarkoğlu’na da teşekkür etmek isterim. Anıl ve ben, profesyonel hayatlarımıza devam ederken Burak ise fedakârlıkta bulunup salonun işletmesini üstlendi. Tabii Türkiye gerçekleri ve hayatın planlardaki gibi tozpembe olmaması nedeni ile Burak bir süre sonra ayrılıp profesyonel hayata geri döndü. Süreç bir süre sekteye uğrasa da ekibe ve ortaklığa yine yakın arkadaşımız Ozan Palut katıldı ve hâlâ devam ediyor. Bunun yanında salonun yapımından, işletmesine, düzenli ve part-time çalışanlara teşekkür edilecek onlarca kişi var ama öncelikle en baştan beri rota yapımında yanımızda olan şefimiz Ahmet Güner’e ve sistemi, operasyonu çekip çeviren Özcan Kanbur’a ayrıca teşekkür etmem gerekli.

OLİMPİYAT SPORU

Kapalı alanda yapay duvar tırmanışı nasıl bir spordur?

Her ne kadar olimpiyatlarda ve uluslararası arenada spor tırmanış olarak geçse de spor tırmanış dendiğinde işin içine doğada ve kayada yapılan kısım da giriyor. O yüzden bence iç mekân tırmanışı (indoor climbing) ve yarışma tırmanışı (competitive climbing) olarak adlandırmakta fayda var. Bu kısım temelde üç disiplinden oluşuyor:

  • Hız: İki kişinin aynı rota dizilimi olan 15 metrelik bir duvar üzerinde birbirine karşı zamanla yarışması...
  • Lider: Minimum 15 metrelik bir duvarda hazırlanan bir rotada ip ve emniyet sistemlerinin güvenliği ile maksimum noktaya ve tutamağa ulaşmak...
  • Boulder: 4,5 metrelik bir duvar ve minder güvenliğinde, hazırlanan farklı tip problemleri tamamlayarak son tutamaklara ulaşmak...

Doğa, macera, teknik ve güvenlik gibi çok farklı faktörleri olan kaya tırmanışı ile karşılaştırıldığında, bu kısım aslında tamamen jimnastik veya atletizm gibi bir ayrı bir spor branşı ve disiplini olarak değerlendirilebilir; zaten olimpiyatlara girmesi de bunu gösteriyor.

.

Genelde salonlar, kaya tırmanışının antrenman alanları olarak görülüyor. Bu ayrı bir spor mu?

Kökeninde spor tırmanış, iç mekân ve yarışma tarafı dağcılıktan başlayarak evrilse de şu an geldiği noktada tamamen ayrılması gereken bir spor durumundalar. Söylediğin gibi önce görece daha kısa kayalar, sonrasında da insanların ilk başlarda ev veya garajlarında yaptığı ve spor salonları ile yaygınlaşan duvarlar aslında dağlar için bir antrenman alanıydı. Ama günümüzde uluslararası ve ülke federasyonları ile dünya konjonktüründe geldiği nokta ile görüyoruz ki artık sadece bir antrenmanın ötesinde. Biz de ise maalesef halen Dağcılık Federasyonu altında yönetilmekte. Son senelerde biraz daha hareketlenme olsa da bence gereken ilgi, özen ve yatırım yapılmamakta.

‘DAHA AZ MACERA, DAHA ÇOK SPORTİF’

Peki, kaya ve dağ tırmanışından farkları ve ortak noktaları neler?

Tabii ki teknik, hareket, fiziksel kabiliyetler olarak benzer noktaları olsa da kapalı ve kontrollü bir alanda, belli kural ve kaideler çevresinde yapılması onu dağ ve kaya tırmanışından ayırıyor. Özetle macera tarafı daha az, sportif tarafı ise daha yoğun diyebiliriz. Riskler daha az ve kontrollü, antrenman disiplini ve mental yaklaşımları daha farklı. Yarışma tarafının olması bile aslında durumu biraz daha açıklıyor.

Hangi ekipman ve malzemeler gerekiyor?

Bu konuda kaya tırmanışı ile neredeyse aynı; bouldering için sadece ayakkabı, kıyafet ve magnezyum tozu yeterli iken lider tırmanış için ise ip, emniyet kemeri, emniyet ekipmanları gibi malzemeler devreye giriyor. Salonlarda bunları zaten kiralayabiliyorsunuz. Aslında kayada yapmak isteseniz bile bu konuda malzeme dâhil ekipmanları sağlayan, eğitmenleri ile tamamen güvenli şekilde kaya tarafında da bu tecrübeyi yaşamanıza imkân verecek organizasyonlar ve kulüpler mevcut.

.

Bu spora başlayabilmek için öncesinde insanların bir spor geçmişi olmalı mı?

Spor geçmişi ve fiziksel kapasite her sporda olduğu kadar önemli... Ama tırmanış ekstrem spor olarak düşünüldüğü için aslında burada negatif bir algı var. Nasıl herkes basketbol, tenis veya futbol oynuyorsa herkes tırmanış da yapabilir. Ama tabii ki hangi seviyede yapabileceğiniz size kalmış. Burada verebileceğim güzel bir örnek; kimse Federer’e baktığında, “Yok ben tenis oynayamam” demiyor. 7’den 70’e herkes kendi seviyesine göre tenis oynamaktan veya denemekten çekinmiyor. Ama tırmanışı gördüklerinde ise maalesef bu algı farklı, nedense “yapamam” olgusu işin içine giriyor. Ama gelip bir kere denediklerinde bu algıyı çok büyük oranda kırabiliyoruz. Ama tabii ki herkese Federer olamayacak.

‘TIRMANIŞIN YAŞI YOK’

Bu spora kaç yaşında başlanıyor? Çocuk gelişimine nasıl katkıları oluyor?

Sporun yaşı yok ama her sporda olduğu gibi erken yaşta başlamak altyapı ve gelişim için önemli, özellikle gelişim çağındaki çocuklar için ise tırmanışın hem fiziksel gelişim hem de problem çözme ve farkındalık konusundaki etkileri çok fazla. Bizim tavsiyemiz ise başlangıç olarak 5-10 yaş arası, ama bu yaş gruplarında yaklaşımımız spor olarak değil, biraz daha aktivite, sosyalleşme ve spor ile aşina olma şeklinde. 10-15 yaş gruplarımızda ise bu yaklaşımı biraz daha sportif yöne doğru taşıyoruz. Diğer yandan 30-40’lı yaşlarda başlayıp sportif manada hızlı ilerleyen kişiler, 50’li yaşlarda başlayıp düzenli devam eden üyelerimiz de var.

O zaman herkes, her yaşta bu spora başlayabilir değil mi? Yetişkinler için kurslarınız var mı?

Çocuklar için olduğu gibi yetişkinler için de başlangıç seviye eğitimler var. Ama bu biraz tercih ve sizin spordan beklentiniz ile ilgili, tırmanış ayda bir arkadaşlar ile gelinen bir eğlence ve aktivite de olabilir, haftada 3-4 kez düzenli yaptığınız ve ilerlemek istediğiniz bir spor da. Sosyal bir ortam olduğundan insanlar gelip 2-3 saatlerini kahve içerek, spor yaparak, duvar üzerine hazırlanmış bir problemi beraber değerlendirip beraber çözerek keyifli vakit geçiriyorlar. Tabii temel teknikleri öğrenmek için biz ders alınmasını tavsiye ediyoruz ve hızlı gelişimde faydası oluyor ama bu belirttiğim gibi tamamen kişiye kalmış.

Kimler bu sporu yapamaz?

Tırmanış sporunun birçok sporda olmayan bir paralimpik tarafı da var. Görsel engelli veya fiziksel engelli birçok birey rekratif veya profesyonel düzeyde bu sporu yapabiliyor. Yani neredeyse bir kısıt yok diyebilirim. Tabii ki ciddi sağlık veya fiziksel problemler ayrı bir konu.

.
'TIRMANMAK KADAR DÜŞMEK DE ÖNEMLİ'

Her ne kadar kapalı bir alanda olsa da tehlikesi var mı? Nasıl önlemler alıyorsunuz?

Belli güvenlik önlemleri olsa da tabii ki riskler var. Özellikle bouldering tarafında güvenliği sağlayan bir düşüş minderi ama nasıl düşüleceğini veya düşülmeyeceğini bilmeniz, öğrenmeniz ve tecrübe etmeniz lazım. Yeni başlayan veya profesyonel de olsanız, yanlış veya kötü bir düşüş ile minder bile olsa sakatlanmaya maruz kalmak mümkün. Tabii diğer sporlarda olduğu gibi yorgunluk, yanlış antrenman, yanlış hareketlere bağlı kas, eklem vs. sakatlıkları da işin içinde var. Kayada ve dağda yapılan boyutunda ise tabii ki başka risk ve faktörler devreye giriyor. Genel olarak salonda yapılan kısım bir halı saha veya basketboldan çok farklı diyemem.

Her sene yaz ligi düzenliyorsunuz. Şimdi de liginiz devam ediyor. Tamamen kendi bütçenizle böyle bir lig düzenleme fikri nasıl ortaya çıktı?

Tırmanışın sportif ve iç mekân tarafının olmazsa olmazı bence yarışma ve organizasyonlar. Çünkü hem sporun tanıtımını sağlıyor hem motivasyonu artırıyor hem de tırmanış kitle ve potansiyelini büyütmesi açısından en önemli araç. Biz de kurulduktan yaklaşık bir sene sonra bu tip organizasyonlara başladık. Belirttiğin gibi emeği ve masrafı fazla, diğer yandan maddi getirisi düşük ama olması gereken organizasyonlar. Bizim de yaz dönemini hareketlendirme amaçlı her seviyeden tırmanıcıya yönelik hazırladığımız DuvarX Yaz Ligi organizasyonu bu şekilde başladı ve bu sene üçüncüsünü yapıyoruz.

Tabii amatör bir sporda destek bulmak gerçekten zor, başlarda daha çok kendimiz çevirdiğimiz organizasyon ilerleyen senelerde camianın içinden Yüksek İşler, Petzl, Decathlon, Simond gibi markaların desteğiyle gitgide güçlendi. Başlarda sadece ürün desteği zamanla yavaş yavaş belli oranlarda finansal desteğe de dönüştü. Yine tırmanış çevresi markalardan ürün ve hediye desteği aldık. Ama bence bir sonraki adım tırmanış dışı bir markanın hem maddi hem de pazarlama desteği olmalı. Çünkü tırmanış çevresinde zaten aynı çembere ulaşabiliyoruz, tırmanış sporunu 3-5 sene sırtlayabilecek güçlü bir marka sadece maddi değil, aynı zamanda medya, kitle ve pazarlama olacak sporun kendisine önemli bir güç katacak ve ivme kazandıracaktır diye düşünüyorum.

.

Nasıl bir lig bu?

Yaz Ligi, elit ve prestij gibi iki ana kategorisi olan, hem profesyonel düzeyde sporcuların hem de rekratif düzeyde sporcuların katılabileceği bir organizasyon. Ayrıca Veteran, Yıldız, Çaylak gibi 40 yaş üstü, 18 yaş altı ve iki sene tecrübe altı kişiler için de alt kategoriler var. İki etap İstanbul DuvarX’te, bir etap İzmir ClimbInn’de, bir etap da Eskişehir BoulderEs’te yapılıyor. İki haftalık sürede dilediğiniz gibi, tırmanıp antrenman yapıp çıkışlarınızı skor karta işlediğiniz, rahat ve stresten uzak bir sistem... Tabii bu etap sonuçları ile 24-25 Eylül’de yapılacak yarı final ve final hafta sonu biraz daha çekişmeli ve profesyonel oluyor.

‘FEDERASYON ADIM ATMALI’

Türkiye’de sizin dışınızda duvar tırmanış ligleri düzenleniyor mu?

Yarışma ve organizasyon konusunda kapıyı açan ve bu sene de beşincisi düzenlenen Ted Boulder Cup var. Ama bu organizasyon ligden farklı olarak daha çok bir-iki günlük tek bir yarışma ve festival şeklinde... Lig olarak bizimle aynı dönemde, üç sene önce Boulderhane’nin düzenlediği Beta Masters League organizasyonu var, o da çıtayı yükselten, uzun soluklu ve harika bir organizasyondu. Bu üç organizasyon ülkede bu bağlamda yapılan en büyük ve başarılı organizasyonlar oldu. Dağcılık Federasyonu’nun senelik ulusal yarışmaları ve şampiyonaları olsa da son senelerde ilgi ve kalite olarak bence özel yarışmalar ile karşılaştırıldığında geri kalmaya başladılar. Zaten sporcuların ilgisi ve motivasyonu, katılımcıların söyledikleri bunu gösteriyor. Bence Türkiye Ulusal Şampiyonası organizasyon ve bir sporcu için çekicilik olarak en üst noktada olmalı, federasyonun da bunu sağlayacak atılımları yapması lazım.

.

Bakınca duvar tırmanışıyla ilgilenen, yarışmalara katılan çok sayıda ve çeşitli yaşlardan insan var. Türkiye’nin diğer illerinde yeterli sayıda salon var mı? Bu sporun gelişmesi için resmi olarak yapılan çalışmalar var mı ya da yeterli mi?

Türkiye’de şu an özel salon sayısı 10’u bulmaz, okul ve üniversiteler ile sayı biraz daha yükselecektir. Japonya, Amerika veya Avrupa’nın genelinde her birinde binin üzerinde salon var. 2010’larda başlayan ve 2020’de Olimpiyatlar ile şahlanan spor tırmanışın gelişimine maalesef ülke olarak biz ayak uyduramadık. Tabii bunun ekonomik, sosyokültürel, yönetimsel, sportif birçok tarafı var. Ama yeterli salon sayısı bence öncelikli konu değil, önce doğru yönetim, kısa ve uzun dönem planlama, organizasyonlar, sporun tanıtımı, markalaşma, sporculara ve özel işletmelere verilebilecek destekler gibi değerlendirilmesi gereken çok fazla konu var. Mevcut durum çok parlak görünmese de çok efor ve maddiyat gerekmeden, doğru yaklaşımlar ile güzel işler yapılabilir ve en azından bu spora yavaş yavaş doğru yön verilebilir. Ama bunun için en önemlisi sporu yöneten kişilerin sporu gerçekten bilen ve doğru kişiler olması, yani Türkiye’nin genel problemi olan liyakat.

Özelikle bu imkânı sağladığınız ve güzel sorularınız için teşekkürler. Elimden geldiğince bu sporu açıklamaya çalıştım ama bence en doğrusu, fikir sahibi olmak isteyen kişilerin salonlara veya kulüplere ulaşması ve tırmanışı bir şekilde tecrübe edip kendisi karar vermesi... Bence herkes bu spordan kendine eğlence, heyecan, macera veya sportif manada bir şeyler çıkartıp sadece spor olarak değil, kişisel gelişim olarak da kazanım sağlayacaktır.