Emeğiyle geçinen daha doğrusu geçinmeye çalışanların enflasyon etkisini en az hissetmeleri gereken temmuz-ağustosta yaşadıklarını düşünerek belli ki bir kez daha ‘kısa vadeli planları’nı yapmaları gerekecek: Isınmadan kısarak, gıdadan kısarak, giyimden kısarak yapılan şu tanıdık kısa vadeli planlardan yani!
“Seçimleri kim kazanırsa kazansın bunları yapacaktı” deniyor ekonomide son dönemde atılan adımları değerlendirirken.
“Yapılabilecek başka bir şey yok” deniyor…
Neden? Çünkü, seçim öncesi ekonomi yönetimi ile artık gidilebilecek yer kalmamış. “Rasyonel olmak” kaçınılmazmış…
TÜİK’in ‘gerçeğe yakın’ rakamlar açıklamasına seviniliyor mesela: Aylık enflasyon verisinde ilk kez ENAG’ı geçmiş!
4 ay öncenin gözleri ışıldayan ekonomi yönetimi hiç olmamış gibi üzerine sünger çekilip şimdi ‘gerçekçi’ olunmaya başlaması iyi gibi görünüyor.
“Dünyada da kötüye gittiği için bizde de kötüye gitmesi normal” diye anlatılan ekonomideki duruma dair yazarımız Ümit Akçay’ın anlattıkları, Orta Vadeli Plan dahil bundan sonrasına dair epeyce fikir veriyor.
Emeğiyle geçinen daha doğrusu geçinmeye çalışanların enflasyon etkisini en az hissetmeleri gereken temmuz-ağustosta yaşadıklarını düşünerek belli ki bir kez daha ‘kısa vadeli planları’nı yapmaları gerekecek: Isınmadan kısarak, gıdadan kısarak, giyimden kısarak yapılan şu tanıdık kısa vadeli planlardan yani!
Çark, iktidar olana kadar “ışıltılı gözler”e bakılarak, olduktan sonra da “gerçekçi” davranılarak döndürüldüğü sürece onlar için başka yol görünmüyor…
Bizim zaten kendi iklim krizimiz vardı
Gidenler bilir, İkitelli’deki MASKO Mobilya Kenti İstanbul’da standart üretim dışında mobilya arayıp bulabileceğiniz bir merkezdir. Dolayısıyla fiyatların da mobilya zincirlerinden daha yüksek olduğu seçenekler buradaki mağazalardadır. Ancak 5 Eylül Salı akşamı kentte etkili olan ve can kaybına da yol açan yağışın ardından gördük ki, değeri yüksek ürünlerin satıldığı mağazalar bile altyapı planlaması sorunlu, su yolları hesaba katılmadan imara açılmış, geçmişte yaşanan olumsuzluklara göre yeni planların yapılmadığı bir şehircilik anlayışıyla sele teslim olabiliyor. (İstanbul’un üç ilçesini vuran sel felaketinin saati: 21.00 - Gazete Duvar - Sayfa 6)
Varın bir de işyeri kurulması ve konut olarak kullanılması yasak olan bodrum katlarda yaşayanları-çalışanları düşünün…
BM dünyadaki iklim krizinde kritik eşiğin aşıldığını ancak geriye dönüş için halen bir umut olduğunu söyleyerek üye ülkelere çağrılar yapıyor. Fakat bizdeki durum sadece yağışın miktarıyla, mevsimlerin bozulmasıyla ilgili değildi hiçbir zaman, bir kez daha görüldü ki halen de değil.
Yerel seçimlere hazırlanılırken bunu da dikkate alan politikalar üretmeye kafa yorar mı acaba siyaset?
Kura çektik siz kupada yoksunuz!
Mimar Kaya’nın haberi ile öğrendik, Hakkari Zapspor ve 12 Bingölspor ‘kura ile’ daha başlamadan elenmiş Türkiye Kupası’ndan…
Gerekçe de şu: Çok takım var.
O zaman insanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Bütün liglerde takım sayıları her sezon (haklı ya da haksız gerekçelerle) değiştirilip dururken, Türkiye Kupası gibi tüm heyecanı en alt ligdeki takımın bile finale kadar gidebilir olmasına (en azından teorik olarak) dayanan bir turnuvada zaten en dezavantajlı durumda olan Hakkarili ve Bingöllü sporcuların takımları mı ‘fazla’ geldi gerçekten?