Kitle fonlaması: Sülün Osman Projesi

AK Parti’nin Meclis’e sunduğu son yasa teklifiyle şirketler ve yurttaşların Kanal İstanbul gibi büyük altyapı ve enerji projelerini finanse etmesinin yolu açılıyor. Teklife CHP’den, “proje dedikleri ucubelerin yükünü tahvil çıkararak milletin sırtına bırakmak” yorumu gelirken HDP, dolandırıcılık tarihinde çok bilinen bir isme işaret etti, “Sülün Osman Projesi” dedi. İYİ Parti’ye göre de Kanal İstanbul’u “Millete açıyoruz” denilerek ‘köprü senetleri’ ile karşılaşmak mümkün.

Abone ol

ANKARA - AK Partili milletvekillerinin imzasını taşıyan Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.

Meclis Plan ve Bütçe Komisyonunda önümüzdeki hafta görüşülmesi beklenen 40 maddelik yasa teklifine göre, Kanal İstanbul gibi uzun vadeli ve yoğun sermaye ihtiyacı duyan büyük altyapı projeler ile enerji projelerine finansman sağlamak üzere proje fonları oluşturulabilecek. İsteyen yurttaşlar ve şirketler projelerin menkul kıymetlerini alarak projeyi finanse edebilecek. Getirilmek istenen düzenleme finansör bulunamadığı söylenen Kanal İstanbul projesi için kaynak yaratma çabası olarak değerlendiriliyor.

CHP’Lİ ÖZTRAK: KANAL İSTANBUL MİLLETİN SIRTINA YÜKLENECEK

Faik Öztrak

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, ilgili düzenlemenin 34’üncü maddesinde ‘kitle fonlaması’ yoluyla Kanal İstanbul’a halk üzerinden finansman sağlanmak istendiğine dikkat çekti, şunları ifade etti:

“Hatırlanacağı gibi bundan daha birkaç hafta önce AK Parti, Türkiye’nin gündemini İstanbul Kanalı ucubesiyle meşgul ediyordu. Saray, bu kanal için Yap-İşlet-Devret yönteminin kullanılacağını, Yap-İşlet-Devret ile yapamadıkları takdirde de bütçeden karşılayacaklarını söylemişti. Maliyetinin 75 milyar TL olduğu söylenen Kanal için yatırıma hevesli kimse çıkmadı. Peki, bütçede bu ucubeye verecek para var mı, diye bakıyoruz, o da yok. Bırakın bu ucubeye para ayırmayı, bütçenin Merkez Bankası kaynaklarına bağımlılığı giderek artıyor. 2019’da bütçeyi ayakta tutmak için Merkez Bankası’nın ihtiyat akçesine el koymalarına rağmen bütçe açığı bir yılda yüzde 70 arttı. Anlaşılan proje dedikleri bu ucubelerin yükünü bu sefer tahvil çıkararak milletin sırtına bırakmak istiyorlar.”

HDP’Lİ PAYLAN: BİR ‘SÜLÜN OSMAN’ PROJESİ…

Garo Paylan

HDP Diyarbakır Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Garo Paylan da ilgili düzenlemede yer alan maddenin ‘Kanal İstanbul maddesi’ olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“Kanal İstanbul, önce yabancı sermaye ile finanse edilmek istendi, ancak finansman bulamadı. “Kamu kaynakları ile yaparız” dendi; bütçede böyle bir kaynak yok. Kanal İstanbul etrafında olan arazilerin yandaşları tarafından kapatıldığı da kamuoyunda ortaya çıkınca projeyi “halka mal etmek” için bu suça, bu günaha halkı ortak etmek için bu madde çıkarılmak isteniyor. Kanal İstanbul Projesi’ndeki rantı bir grup yandaşına değil, “halka” mal edeceğini söyleyerek bu maddeyi çıkarmaya çalışacak. İnsanlara rant vaat edecek. Ama bu projeye devreye geçemezse bu insanların yatırdıkları para batmış olacak. Bir ‘Sülün Osman Projesi’ de diyebiliriz. Devletin bu tür projelerle ‘hayal’ satmasına ilk kez şahit oluyoruz.”

İYİ PARTİLİ TATLIOĞLU: 'MİLLETE AÇIYORUZ' ALGISI YARATILACAK

İsmail Tatlıoğlu

İYİ Parti Bursa Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi İsmail Tatlıoğlu’na göre de Kanal İstanbul’a finansör bulma güçlüğü böyle bir düzenlemeye gidilmesinin birinci nedeni. Yakın zamanda topluma Kanal İstanbul’u “Millete açıyoruz” diyerek ‘köprü senetleri’ gibi halkı da içine alan bir fonlama modeli algısının yaratılacağını öngören Tatlıoğlu, “Kanal İstanbul’un bir geliri, getirisi yok. Dolayısıyla uluslararası bir finansör bulamaz. Türkiye’nin ekonomik şartları da burayı finanse ettirmez. Topluma, ‘bu proje sizin’ diyerek köprü senetleri gibi açılım söz konusu. Bu maddede özel hükümler var; içtüzüğünde bulunmayan hallerde yine borçlar kanunu, miras hukuku geçerli diyor. Bu fondaki menkul kıymetlere hiçbir şekilde haciz kararı verilemiyor. Kamu buna el koysa bile buradaki haklar sabit kalıyor. Burada büyük bir iş var” ifadelerine yer verdi.

DÜZENLEMEDE ÇOK CİDDİ RANT AKTARIMI VAR

Maliyeti 75 milyar lira olması beklenen Kanal İstanbul Projesi'nden fayda sağlayacakların kanal güzergâhı üzerinde bulunan gayrimenkul sahipleri olduğuna dikkat çeken Tatlıoğlu, şöyle konuştu:

“Bu düzenleme ile Kanal İstanbul finansörü halk olacak. Burada gözden kaçan şu; Bu alanda şimdiden 30 milyon metrekaresi el değiştirmiş ciddi kupon arazi var. Yani, Kanal İstanbul projesi bu güzergâhtaki arazilerin değerini katladı. İmarlı arazilerde 800 milyar gibi bir değer artışı söz konusu. Dönümü 10 bin liraya alınmış yer, şimdi 1 milyon lira. Örneğin, yakın zamanda o güzergâhta arazisi olduğu ortaya çıkan Berat Albayrak’ın 10 liralık arazisi bin lira olacak. Berat Albayrak, o parayı cebine koyacak ama onu değerlendiren yatırımı vergilerle toplum ödeyecek. Dolasıyla biz vergiler ile rant sahiplerine kaynak aktarmış olacağız. Burada çok ciddi bir rant aktarımı var.”

KANAL, RANT SAĞLAYANLAR TARAFINDAN FİNANSE EDİLSİN

Kanal İstanbul Projesi’nin, proje nedeniyle arazilerinin değeri katlanan gayrimenkul sahiplerinin vergileri ile finanse edilmesi gerektiğini vurgulayan Tatlıoğlu, “Kanal İstanbul bir kamu projesi değil; sanayiye, enerjiye, ihracata bir katkısı yok. Bu çok büyük bir mega şehir projesidir. Bu kanalın bir gelir yaratma gücü ve kapasitesi yok. Bu projeden birinci dereceden fayda sağlayacak olan kişiler o alanlardaki gayrimenkul sahipleri. O yüzden bu proje buradaki gayrimenkul sahiplerinin vergileri ile finanse edilmeli. Aksi takdirde bu projenin maliyeti dar ve orta gelirli vatandaşlara vergi olarak yüklenecek. Buradaki yanlış; Kanal İstanbul’un nihai finansmanı gayrimenkul değer artışlarından değil, vergi mükelleflerinin üzerinden ödenmesi” diye konuştu.