Oyunun gerisinden gelen parlak ve o oranda aydınlatıcı oyun görüşünü temsil eden oyuncu, hiç kuşku yok ki, Virgil Van Dijk’tir. Dijk, sadece müthiş bir alan savucu, savunmacı değil, o aynı zamanda, Liverpool için oynanması gereken oyun derinliğine de karar veriyor. Dijk’in nitelikleri bunlarla sınırlı değil. Kolay çalım yemiyor ve mümkün olan bütün hava toplarını topluyor. Direk kontra girişimlerde, diyagonal uzun pasları, ondan daha iyi ve isabetli olarak atabilecek başka bir oyuncu yok. Salah, sağ koridorda hızlanmaya başladığında, arkasında, topun yolda olduğunu bilir. Salah, başka da hiçbir şey için, zaman ve bilinç savrulması yaşamak zorunda kalmıyor.
Klopp, aynı şeyleri Sadio Manê için yapabilecek bir oyuncu daha bulmak zorunda. Manê’nin inanılmaz patlama gücünü kollayan oyuncu, Liverpool hücumlarına bir başka boyut kazandıracaktır. Sıkıntısız bir şampiyonluk süreci yaşamak istiyorsa, Manê’nin koşu yollarını gözeten özel bir oyuncuyu bulup, bu kadroya monte etmek akıllıca bir hamle gibi görünüyor... Bu işi salt Firmino’ya havale etmek yetersiz. Fabinho ve Henderson, bu görevi ya da rolü oynama becerisi göstermediler. Klopp, Guardiola rekabetinden istediği sonucu almak istiyorsa, yapılması lazım gelen takviye bence budur.
Manchester United maçında Salah sakatlığından ötürü oynamadı. Dolayısıyla İsa’nın çarmıha gerildiği gibi, Liverpool rakibini, iki uç kenara kadar çekerek, geremedi. Kabul etmek lazım gelir ki, rakip takımın defansif dengesini en hızlı biçimde bozan oyuncu ne Messi ne de Ronaldo’dur; Salah bu kulvarda rakipsiz olarak bir numara tahtında oturuyor. İkinci bölgeden üçüncü bölgeye o kadar hızlı iniyor ki, hiçbir takım savunması, bu durumda savunma dengesini koruyamıyor.
Salah’ın yokluğunda, sağ koridorda Liverpool dört oyucu ile, ancak üçüncü bölgeye sarkabiliyordu. Dört oyuncunun dar alan paslaşması, tempoyu düşürdüğü gibi, rakip defansın her türlü önlemi almasına imkan sağlıyordu. Salah olmayınca aynı koridordaki şahane oyucu Arnold, fazla etkili olamadı.
Guardiola’yla rekabette Firmino’nun hem Salah’ı hem de Manê’yi beslemesi yeterli olmaz. İkinci bölgeden Manê’in koşu yollarını derin paslarla, pürüzsüz hale getirecek bir oyuncu şart gibi duruyor. Mevcut kadro içinde bu rolü oynayabilecek biri belki N.Keita olabilir.
Salah stratejik bir oyuncu, Salah’sız Liverpool, hızından ve temposundan çok şey kaybediyor. Sırf bu yüzden Liverpool, neredeyse hiç ikinci top kazanamadı. İkinci top kazanılmayınca, rakip yarı sahada, özellikle de ceza sahası çeperinde Man United’e baskı yapmak ve bu baskıyı sürekli hale getirmek hiç mümkün olamadı.
Takımın Salah’lı ezberi, çok taze olduğu için, takım Salahsız hiç hızlı geçişler de yapamadı. Mesela Manê rakip oyuncularla hiç birebir kalamadı. Hemen hiçbir pozisyonda rakibin arkasına sızamadı. Klopp’un, zamanı merkez değer olarak kabul eden oyun felsefesi de işlev göremedi. Gegenpressing , zamanı alandan daha çok önemseyen bir oyun tarzı olduğu için, hız olmayınca oyunu domine etmek de mümkün olamıyor.
Ama nihayet bu sezon Liverpool ilk kez puan kaybetti. Aradaki puan farkı hala altı puan. Klopp’u seven bir futbol yorumcusuyum. Ama iflah olmaz bir Guardiola’cı olduğum için, liverpool’un puan kaybetmesine sevindim.