Kobanê Davası’nın bozkırdaki yalnızlığı bitiyor mu?

Sincan Cezaevi kampüsü uzun süre sonra ilk kez gazetecisinden siyasetçisine geniş bir topluluğa ev sahipliği yaptı. TRT’nin de canlı yayın aracı gönderdiği duruşmadan karar çıkmadı.

Abone ol

ANKARA - Ankara Sincan Cezaevi Kampüsü, 4 yıldır süren Kobanê Davası’nın dikkat çeken duruşmalarından birine ev sahipliği yaptı.

KARAR BEKLENİRKEN TUTUKLULUK İNCELEMESİ

Duruşmada HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu siyasetçilerle ilgili kararın açıklanması bekleniyordu. Açıldığı günden bu yana sayısız tartışmalı gelişmeyle gündeme gelen bu davadan çıkacak karar önemli. Zira Türkiye’nin bir dönemine damga vuran pek çok siyasetçi yıllardır bitmeyen bu dava sebebiyle cezaevinde ve binlerce yıl hapis cezasıyla yargılanıyor.

Ancak beklenen olmadı ve mahkeme heyeti duruşmadan sadece bir gün önce, bir takım teknik gerekçeleri öne sürerek kararın açıklanmayacağını bildirdi. Karar açıklanmayacak, her ay rutin olarak gerçekleşen tutukluluk incelemesi yapılacaktı.

BOZKIRDAKİ YALNIZLIK 2 YIL SONRA AZALDI

Duruşma gününün sabahında Sincan’da bugüne kadar gerçekleşen 82 celseden farklı bir atmosfer vardı. Davanın 2022 yılındaki bir duruşmasını izleyen Gazeteci Serkan Alan, o gün yazdığı habere “Bozkırın ortasında ‘Kobanê davası’ yalnızlığı” başlığını atmış, davaya gösterilen ilginin gün geçtikçe azaldığını yazmıştı. 17 Nisan 2024 duruşmasında bu yalnızlık bir nebze olsun azalmış gibiydi.

KARAR AÇIKLANMAYACAK DENİLDİ AMA DEM PARTİ ‘YA AÇIKLANIRSA’ DİYE HAZIRLIĞINI YAPTI

Bu yalnızlığı azaltan en önemli sebeplerden biri DEM Parti’nin ve hukukçuların mahkeme heyetine duyduğu güvensizlik oldu. Kararın açıklanmayacağı öğrenilince dava süreci başladığından bu yana AİHM kararlarının uygulanmamasından, suçladıkları sanıkları tanımayan gizli tanıklara kadar pek çok olumsuz deneyime sahip olan hukukçular çalışmalarına aynen devam etti. Mahkeme heyeti kararı açıklamayacağını söylese de DEM Parti bu duyuruya temkinli yaklaştı, daha önceden organize ettiği kitlesel katılımı iptal etmedi. Böyle olunca çok sayıda DEM Partili, sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti temsilcisi Sincan’da buluştu.

MEDYANIN YOĞUN İLGİSİ: TRT’NİN CANLI YAYIN ARACI SİNCAN’DA

Duruşmaya medyanın da alışılmışın dışında bir ilgisi vardı. Yıllarca çoğu duruşmasını sadece birkaç muhabirin takip ettiği davaya çok sayıda yayın kuruluşu onlarca muhabir gönderdi. Hatta TRT, duruşma salonunun önünde canlı yayın aracını bile hazır etti.

CHP’DEN ŞİMDİYE KADARKİ EN GENİŞ VE EN ÜST DÜZEY HEYET

Duruşmaya DEM Parti Eş Genel Başkanları ve milletvekillerinin yanı sıra çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. EMEP Genel Başkan Yardımcısı İskender Bayhan, TİP Milletvekili Ahmet Şık duruşmayı takip eden siyasetçiler arasındaydı.

Bundan önceki pek çok duruşmaya milletvekili düzeyinde bir ya da iki temsilci gönderen CHP, bu kez geniş bir heyet görevlendirdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever heyette yer alan isimler oldu. Kobanê davasını ilk kez bu kadar geniş ve üst düzey bir CHP heyeti izledi.

‘CHP ADALETİN TESİS EDİLMESİ GEREKEN HER NOKTADA OLACAK’

Duruşmadan önce konuştuğumuz CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, bir partinin eş genel başkanlarının, milletvekillerinin, yöneticilerinin tutuklu olduğunu hatırlatarak davanın önemine atıf yaptı. Kobanê yargılamasında pek çok hukuksuzluk olduğunun altını da çizen Başarır “Siyaset kurumunun, iktidarın artık mahkemelerin kararlarından elini çekmesi lazım” dedi. CHP’nin üst düzey bir heyetle katılımına ilişkinse Başarır “‘DEM’e haksızlık yapıldığı zaman söz söylersek bir şey derler mi?’ düşüncesi doğru bir şey değil. Hukuk, adalet, evrensel olarak herkese eşit uygulanmalı. Bundan sonra adaletin tesis edilmesi gereken her noktada CHP olacak” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE TOPLUMUNUN BU DAYANIŞMAYA İHTİYACI VAR

Kobanê duruşmalarını yakından takip eden CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise CHP’nin Kobanê Davası konusunda geçmişte de tutum aldığını söyledi, “Bugün genel başkan yardımcımız, grup başkanvekilimiz burada. Partimizin kurumsal kimliğiyle burada olması, bu dayanışmanın en üst seviyede CHP tarafından sahiplendiğini bir kez daha ortaya koyuyor. Türkiye toplumunun buna ihtiyacı var” diye konuştu.

ÇAĞRIMIZ SİYASETTEN ÇOK YARGIÇLARA

AK Parti’nin Kobanê davasını siyasi gündemine göre şekillendirdiğini söyleyen Tanrıkulu, “Bizim çağrımız siyasetten çok yargıçlara. Bu davayı siyasetin ihtiyacına göre açmış olabilirsiniz ama hukukun ihtiyaçlarına göre sonuçlandırın” çağrısı yaptı.

‘VAN'DAKİ DAYANIŞMANIN DA BURADAKİ DAYANIŞMANIN DA TEMEL DUYGUSU ADALET’

CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi de davadaki hukuksuzluklara ve siyasetin müdahalesine vurgu yaptı; “Hakimlerin hem vicdanlarına hem de hukuka uygun olarak karar vermelerini talep ediyoruz” dedi.

Van’da yaşanan mazbata krizinde de CHP’nin tepki gösterdiğini, Van’a heyet gönderdiğini hatırlattığımız Çiftçi, “Van'daki dayanışmanın da buradaki dayanışmanın da temel duygusu adalettir. Adalet temelinde her yerde Cumhuriyet Halk Partisi en önde olmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

DEMİRTAŞ: TÜM ARKADAŞLARIMIZIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ TALEP EDİYORUM

Duruşma saati geldiğinde, daha önce duruşmaya katılmayacağı ifade edilen Selahattin Demirtaş’ın SEGBİS’le duruşma salonuna bağlandığı görüldü. Karar duruşması olduğu için daha önce bu duruşmaya katılmama kararı alan Demirtaş’ın kararın açıklanması ötelenince katılmaya karar verdiği kaydedildi.

Önceki tüm duruşmalarda olduğu gibi bu duruşmada da salondakilerle ekrandakiler uzaktan selamlaştı, hal hatır sordu. Sonrasında sanıklara ve avukatlara söz verildi. Demirtaş, söz talebi olmadığını ifade etti ve tek cümle kurdu: Tüm arkadaşlarımın özgürlüğünü talep ediyorum.

ALİ ÜRKÜT’E KANSER TEŞHİSİ KONDU: BABAMI TAHLİYE EDİN

4 yıldır tutuklu bulunan eski RTÜK Üyesi ve dönemin HDP MYK üyesi Ali Ürküt'ün avukatı ve oğlu Erhan Ürküt, babası ile ilgili üzücü bir haberi şu cümlelerle paylaştı:
“Ali Ürküt cezaevine girdiğinde hiçbir sağlık sıkıntısı yoktu. Kısa bir süre önce kanser teşhisi kondu. Babamı tahliye edin. Başına bir şey gelirse sorumlusu sizsiniz.”

Avukat Ebru Akkal, Ürküt’ün kısa süre önce ameliyat olduğunu, ameliyat olduğu hastanede eksi ikinci katta otoparka benzer bir yerde kaldığını ve enfeksiyon riskine rağmen cezaevine gönderildiğini anlattı. Tüm avukatlar öncelikle Ürküt’ün tahliyesini talep etti.

AVUKATLARIN TAHLİYE BEKLENTİSİ YOKTU

Tutuklu sanıkların ve avukatların beyanlarının ardından sıra tutukluluk incelemesine geldi ve bu inceleme için duruşmaya ara verildi. Davanın avukatları ayda bir yapılan tutukluluk incelemelerinde sağlık durumunun uygun olmaması, uzun tutukluluk süresinin dolması gibi durumların tespiti halinde ilgili kişinin tahliye edilmesi gerektiğini anlattı. Bugüne kadar yapılan yüzlerce incelemede kimsenin tahliye edilmediğini söyleyen avukatlar bu duruşmaya ilişkin de bir tahliye beklentileri olmadığını söyledi.

HIZLA YAYILAN TAHLİYE UMUDU, ERDOĞAN’IN OLASI HAMLELERİNE İLİŞKİN TAHMİNLER

Avukatların bu umutsuzluğuna karşın bazı siyasetçilerin ve gazetecilerin tahliye beklentisi içinde olduğu görüldü. Sadece salonda değil Ankara’da da böyle bir beklenti vardı ve bu beklenti zaman ilerledikçe yaygınlaştı. Salonda olmayanlar salonda olanları arıyor, karar çıkıp çıkmadığını; tahliye edilen olup olmadığını soruyordu. Sincan kampüsündeki sohbetlerde de tahliye olasılığına şans verenler vardı. Bu yorumu yapanlar seçim sonuçlarının siyasi iklimi değiştirmiş olabileceğini, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ılımlı mesajlar verdiğini söylüyor bunun Kobanê Davasına da yansıyacağını umuyordu. Bazılarıysa Erdoğan’ın 31 Mart sonrası nasıl bir siyaset izleyeceğine dair kararını henüz vermediğini, mayıs ayındaki Biden görüşmesinin kararda belirleyici olacağını ifade ediyordu. Sonuç olarak davanın sonucuna ilişkin yürütülen tahminlerin hiçbiri, işlendiği iddia edilen suçlar ve bu suçlara karşılık gelen cezalarla ya da hukukla ilgili değildi. Sonuca dair tüm tahminler Cumhurbaşkanı Erdoğan’da birleşiyordu.

Günün sonunda avukatlar haklı çıktı. Kanser teşhisi konulan Ali Ürküt dahil hiçbir tutuklu siyasetçi tahliye edilmedi. Bir sonraki duruşma için de 16 Mayıs tarihi verildi.