Koçerler kesilen pandemi cezalarını ödeyemiyor

Göçebe Koçerler, “5326 kabahatler kanunu ihlal ettikleri” gerekçesiyle binlerce liralık cezalara maruz kaldı. Koçerler, “Elimizdeki hayvanları satsak bile bu cezaları ödeyemeyiz” dedi.

Abone ol

İdris Yılmaz

BATMAN – Yüz yıllardır göçebe yaşam tarzını benimseyen ve hayvancılıkla geçimlerini sağlayan koçerler, havaların ısınmasıyla yaylalara çıkmaya başladı.

Alikan aşiretinden Zuraf Temel, Batman İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından verilen “yaylaya çıkma ve veteriner”  izin belgeleri olmasına rağmen, “5326 kabahatler kanunu ihlal ettikleri” gerekçesiyle binlerce liralık cezalara maruz kaldıklarını aktardı.

‘OLUMSUZ KOŞULLAR GÖÇERLİĞİ BIRAKMAMIZ İÇİN ZORLUYOR’

Tarım Bakanlığı’nın verdiği izin belgelerine rağmen, pandemi nedeniyle kolluk kuvvetlerinin ceza kestiğini anlatan Koçerler, kesilen para cezalarını ödeyecek güçleri olmadığını belirtti. Modern hayat tarzının neredeyse tamamen dışında yaşayan, hayvancılıkla uğraşan ve sürekli göç halinde olan topluluklara koçer ismi veriliyor. Dört mevsim hayvan besiciliği yapan göçerler, ilkbaharda havaların ısınması ile birlikte sürüleri ve aileleriyle hayvanlarını besleyebilecekleri yüksek yaylalara göç ediyor. İlkbaharda Muş, Van, Bitlis bölgelerine çadır kuran koçerler, eylül aylarında ise Diyarbakır, Siirt, Şırnak ve Mardin bölgelerine göç ediyor. Alikan aşiretinden Zoraf Temel,

Zoraf Temel

modern yaşama ayak uyduramadıklarını belirterek, dedelerinden bugüne kadar göçerlik geleneğini sürdürdüklerini dile getirdi. Temel, göçerliğin aynı zamanda bir kültür olduğunu vurgulayarak, olumsuz koşulların göçerliği bırakmaları için kendilerini zorladığını dile getirdi.

‘BİZİM ZARARIMIZ DEVLETİN ZARARIDIR’

Kısa bir süre içinde kendilerine kesilen ceza miktarının neredeyse sermayesinin iki katı olduğunu belirten Temel, “Bizler, Selçuklu döneminden bugüne kadar göçerlik mesleğimizi sürdürüyoruz. 1990’larda köy boşaltma sürecinde biz çok ciddi zorluklar çektik. Bu nedenle birçok insan hayvanlarını satmak zorunda kaldı. Bu durum yoksulluğu ve işsizliği de beraberinde getirdi. Bizler devlet ekonomisinin önemli taşlarındanız. Koçer ve çiftçilerin maruz kaldığı bu tür olumsuz koşullar devlete de zarardır” dedi.  

‘BİZİ RAHAT BIRAKSALAR HAYATIMIZDAN MEMNUNUZ’

Dışardan bakıldığında yaşamlarının zor göründüğünü fakat kendilerinin bu yaşama alışık olduklarını dile getiren Temel, “Biz istesek de bu yaşamdan kopamayız. Fakat maruz kaldığımız baskılar bizi bu yaşantıyı bırakmamıza zorluyor” diye kaydetti. Yaşadıkları süreci 1990’lı yıllarda yaşadıkları döneme benzeten Temel, şunları söyledi: “Devlet meraları için şahıslara kira ödemek zorunda kalıyoruz. Yetmiyor, Tarım Bakanlığı’nın bize verdiği yol güzergâhı izin belgelerine rağmen çeşitli cezalara maruz kalıyoruz. 1990’larda yaşadığımız durumun bir benzeridir bu. Bizim göçerlikten başka yapacak bir işimiz yok. Devlet büyüklerine buradan sesleniyorum. Bize meralar açsınlar ve kesilen cezalara bir çözüm bulsunlar. Köylü bizden haksız yere yüksek meblağda kira alıyor. Devlet bir imkân tanısın, biz bu parayı devlete ödeyelim.” Temel, bu yıl ağır bir kuraklığın da yaşandığını sözlerine ekleyerek, uzun yolculukları sırasında birçok hayvanın açlıktan ve çeşitli hastalıklardan öldüğünü belirtti.

‘KOYUNLARIMIN TAMAMINI SATSAM DA BU CEZALARI ÖDEYEMEM’

Pandemi nedeniyle “sokağa çıkma yasağı” kapsamında “kabahatler kanunu” ihlal ettikleri gerekçesiyle kendilerine cezalar kesildiğini, en son cezanın ise binlerce liralık bir rakam olduğunu söyleyen Temel, belgeleri olmasına rağmen ceza kesilmesine isyan etti. Temel “Bitlis Beşiri Tarım İl Müdürlüğü tarafından verilen “sokağa çıkma yasaklarından muaf” olduğumuza dair belgemiz var. Bunları gösterdiğimiz halde cezalar kesiliyor. Şimdi elimde devletin verdiği izin belgesi var. Bu yol güzergâhı belgesinde yer alan ilgili kanun maddelerine göre ben ve benim gibi hayvancılıkla uğraşan göçerler, yasaktan muaftır. Her ne kadar elimizdeki belgelerle derdimizi anlatmaya çalışsak da karakollar bizi dinlemek istemedi. En son hayvan başı ceza kesitiler. Yaklaşık bir buçuk milyon civarında ceza kesildi. Gerekçe ise daha önce kesilen cezalara ve uyarılara itaat etmemem. Ben şimdi bütün koyunlarımı da satsam bu cezaların altından çıkamam. Sizin aracılığınızla yetkililerin çaresizliğimi görmesini istiyorum” diye konuştu.  

‘BENİMLE AYNI DURUMDA ONLARCA KOÇER VAR’

Cezaların aynı şekilde birçok göçere kesildiğini dile getiren Temel, “Madem yasak var, o zaman tarım il müdürlükleri neden bize yol güzergahı izni veriyor. Yani bu bir tuzak mı?  Bizimle ilgili devlet kurumları bizim yasaklardan muaf olduğumuzu söylüyor. Fakat bu duruma jandarma da şaşıyor. Jandarma kendilerine ibraz ettiğimiz belgeleri tanımıyor. Benim gibi aynı durumda olan onlarca koçer var. Yazık günah değil mi? Diğer yandan yörükler de var. Onlara niye yasak denilmiyor da bize yasak deniliyor?” diye sordu.

‘ÇALIŞMAMI BİR KENARA BIRAKIP KOÇER SORUNLARI İLE İLGİLENDİM’

Göçebe aşiretlerde hayvancılık ve doğa kültür ilişkisi için bir aydır göçerlerle birlikte yaşayan ve gözlemlerini aktaran Ardahan Üniversitesi doktora öğrencisi Özlem Akgün,

Özlem Akgün

göçerlerin yaşadığı sıkıntılara tanık olduğunu dile getirdi. Akgün “Göçebe aşiretlerin yanına tezim gereği geldim. Bu süreçle birlikte onların sorunlarına tanık oldum. Bu süreç içinde benim de tespit ettiğim birçok sorun var. Bu sorunları bir önerge halinde Tarım Bakanlığı’na ilettik. Önergemizde, yaylaların ve meraların ıslah edilmesini aynı zamanda göçerlerin yol güzergâhlarının oluşturmasını talep ettik. Ben artık çalışmamı bir kenara bıraktım göçerlerin yaşadığı zorlukları gündeme getirdim. Çoğu zaman keyfi muamele ve keyfi cezalara maruz kalıyorlar. Basının aracılığı ile yetkililerin göçer sorunlarına çözüm bulmasını diliyoruz” dedi.