FARC-EP yasal politik parti kuruyor. Onlarla son görüştüğümüzde
ki henüz bir yıl bile olmadı, dağların ortasında gerilla
uyandığında, yanı başında, eğer varsa çadırının kenarına asılmış ya
da geniş yaprakların altına saklanmış silahını temizleyerek güne
başlıyordu. Hayatın bir parçasıydı bu. 14-15 yaşında gerillaya
katılmış, mesela 30 yaşına gelmiş birisinin, hayatının yarısından
fazlasında daha doğrusu, hepsinde diyebileceğimiz bir zamanda,
silahını altı ay gibi bir süre içerisinde teslim edebileceğini
düşünmek oldukça zordu ve şimdi silahsızlar.
Onlarla ilk görüştüğümde ki 20 yıldan fazla oldu, sürekli yer
değiştirdiğimiz, yağmurun sanki kesintisiz yüz yıldır yağdığı ve
sanki kesintisiz yüz yıl yağacak gibi yağdığı ve ancak kendini,
mesela uçak bombardımanları, kesintisiz makineli tüfek atışları,
belki bir mayın patlaması sırasında unutturan bir yağmurda, yine
tek kuru kalan, mutlaka kuru kalan silahlardı ki her yerde,
yeşilden, ağaçlardan ve hatta yağmurdan bile tek çok olan şey, neme
rağmendi bu. Bu yüzden silahsız bir hayat, sadece çatışmaların sona
ermesi ve barış değil, tümden, bir başka günlük hayatın, yeniden
yaşanması manasına geliyordu.
-Yani sizin cep telefonlarınızı toprağa gömmeniz gibi bir şey bu
ve elleriniz nereye koyacaksınız sonra. Kamera karşısında acemi
oyuncular gibi bir göğsünüze bağlayıp, bir yana uzatıp ve cebinize
sokup saklamaya çalışacak, sonra gene çıkaracaksınız. Düşünsenize
telefonsuz bir el! -
Kolombiya silahsız devrimci güçleri, bunu başarabilecekler mi?
Bir yanda henüz tasfiye edilmemiş ki çok muhtemel hiç tasfiye
edilmeyecek paramiliterler varken, ayrıca henüz FARC-EP silahlıyken
de özellikle insan hakları koruyucularını, çevre mücadelesi
sürdürenleri kaçırmaya, öldürmeye devam ederlerken... Ve bundan
sonra da FARC-EP yasal partisine doğrudan saldıracaklarını söylemek
hiç de zor bir tahmin olmayacak tabii ki. Ayrıca Kolombiya
tarihinde en az iki kere minimalize olmuş gerillanın, yasal
mücadele alanın tamamen imkansız olması nedeniyle yeniden
başladığını iyi bilmemize rağmen. Ayrıca hem müzakerelerin başında
Havana’da, hem de sonra FARC’ın nihai kongresi sırasında, bu
meseleleri de uzun uzun sohbet ettiğimiz, FARC’ın kadın
kumandanlarından Gloria onlar tarafından kaçırılmışken…
El Salvador barış süreci paramiliterleri ve ölüm timlerini
oldukça iyi tasfiye etmişti. Barış anlaşması maddesine göre 100 bin
kişilik güvenlik güçleri 20 bine indirilecek ve buna da belli bir
oranda gerilla katılacaktı. Yani barış anlaşmasından sonra 2 bin
gerilla, güvenlik güçlerine katıldı ki bu bir başka askeri darbenin
önlemiydi. Her gün aralıksız 7-8 kişinin öldüğü dehşetli bir savaş
-5 milyonluk bir ülkede- bu şekilde barışla sonuçlandı. Fakat bugün
ise barış var ve ama her gün 20-25 kişi ölüyor. Şimdi El
Salvador’da iktidarda olan eski gerilla hareketi FMLN, anlaşma
sırasında kendi koydurduğu bu güvenlik güçlerinin sınırlamasını
kaldırmaya çalışıyor. Yani o arada paramiliterler tasfiye oldu ama
savaş başka bir mecrada akıp gidiyor…
Kafanız karıştı değil mi ama zaten bu yüzden yazıyorum…
Bir de işin kolayı var. FARC-EP silahları bırakıyorsa, "hain"
diyeceksiniz olacak bitecek. Sanki 52 yıldır siz onların yerine
savaşmış ve onlar bombasız, kurşunsuz ve kupkuru bir yerde
oturmuşlar, şimdi de barışa karar vermişler gibi…
Geçen ay Bask ülkesinde eski ETA’cılarla konuşurken onlar
anlatıyordu. "Eskiden biz silahlı mücadele yürütürken buna karşı
olanlar ya da sadece koca kelimelerden ibaret mücadele! edenler
şimdi silahları bıraktığımızda bizi teslimiyetle suçluyorlar!!"
Savaşanların barış kararını kabul etmeme hakkımız var mı ?
Ve umut halkın ekmeği değil mi?