Konut projesi oylara nasıl yansıyacak: Araştırma şirketleri ne diyor?
AK Parti’nin sosyal konut projesinin seçmenlerde nasıl karşılık bulacağı merak konusu. Araştırmacılara göre seçmen tek bir hamleyle geri dönmez fakat iktidar kendi kitlesini konsolide edecek.
ANKARA - Sosyal konut projesi başta olmak üzere iktidar kanadının son dönemde attığı adımların seçmen davranışına nasıl etki edeceği merak konusu. 3600 ek gösterge, EYT, asgari ücrette artış gibi adımlarla oy oranındaki düşüşün önüne geçmeyi ve artırmayı hedefleyen AK Parti’nin yanı sıra muhalefetin de tutumu bu süreçte belirleyici olacak.
Kamuoyunun nabzını tutan araştırma şirketlerinin yöneticileriyle iktidarın sosyal konut projesinin seçmen davranışında olası etkilerini konuştuk. Araştırma şirketi yöneticilerinden yaşanan kopuşun kolay telafi edilemeyeceği, bu projelerin yeni seçmen kazandırmayacağını söyleyenlerin aksine AK Parti’nin söz konusu projeyle tabanını konsolide edip yüzde 2-3 oranında oy artışı elde edeceğini ifade edenler de var.
‘ERDOĞAN’IN İŞİ HİÇ KOLAY DEĞİL’
Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi (TEAM) Direktörü Ulaş Tol’a göre iki yıldır zamana yayılarak yapılan “popülist hamlelerin” hiçbiri tek başına belirgin bir değişikliğe yol açmıyor. İktidarın sosyal konut hamlesini bir yardım destek ya da sosyal uygulama olarak değil de bir yönetim iradesi ve kapasitesi gösterisi olarak değerlendirmek gerektiğini belirten Tol, “Öyle bakınca bir etkisi olduğu, muhalefetin önemsemesi gerektiği açık” dedi.
İktidarda oy düşüş ivmesinin arttığı dönemde, “Erdoğan’ın yorgun, umursamaz ve yalnızlaşmış, ekonominin ise yönetilemiyor, sorunlarla baş edilemiyor” algısının yerleşmeye başladığını, karşılığında ise muhalefetin “etkin, proaktif, çalışkan, vaatkâr, çeşitlenen ve önemlisi uyumlu, birlik içinde olduğu bir tablo” görüldüğünü belirten Tol, son dönemde ise iktidarın en azından düşüşü durduran bir momentum yakaladığını söyledi. Tol, “İktidar, sorunları kabullenmeyen, dışsallaştıran bir çerçeveden ‘sorunların farkındayız ve zamanla çözeceğiz’ söylemine geçti. Ek olarak Erdoğan, dış politika çıkışları ve bu popülist hamlelerle seçmenlere kaybettiği yöneticiliğini ve liderliğini hatırlatıyor. Ancak uzaklaşan ya da kırılgan seçmen, kolaylıkla uzaklaşmadı ve giderek de muhalifleşti. Gerçekten kararsız olan kesim oransal olarak kararsızların sınırlı bir kısmı. Kararsızların çoğunluğu muhalifleşmiş durumda, ama muhalefet partilerini beğenmiyor. Bu yüzden Erdoğan’ın işi de hiç kolay değil” dedi.
‘KOPUŞ NASIL ZOR OLDUYSA GERİ DÖNÜŞ DE KOLAY DEĞİL’
İktidarın sosyal konut hamlesinin tek başına etkili olmayacağını fakat bir stratejinin parçası olarak önemli olduğunu ifade eden Tol’a göre proje handikaplara sahip. Çok kapsamlı yoksullaşma tablosunda çok sayıda kişinin projeden faydalanamayacağını, projeden yararlanamayanların süreçten hep şüphe duyacağını ifade eden Tol, “Temel ekonomik sorunlar devam ettiği sürece bu tür ‘tamam işte bir şeyler yapılıyor’ duygusunun etkisi hızlı çözümleniyor” dedi.
İktidarın söz konusu hamlelerinin bütünlüklü bir stratejinin parçası değilse ikna ediciliğinin sınırlı olacağını belirten Tol, “Seçmen notunu tek bir hatayla kırmadı, tek bir hamleyle de geri dönmez” dedi. Tol, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AK Parti’den kopanlar için vazgeçmek kolay olmadı. Yaklaşık 4 yıldır, damla damla seyreden bir düşüş var. Bunun bu kadar ağır olması, 20 yıllık desteğin bir anda kolay bırakılamamasından, vefadan, umuttan kaynaklandı. Ama kopuş eşiğini geçen seçmen artık mahallesinde aykırılığı göze alan seçmen. Dolayısıyla artık muhalifleşen, söylemlerinde, argümanlarında iktidara eleştirel olan bir seçmen. Onların kopuşu nasıl zor olduysa geri dönüşleri de hiç kolay değil. Elitlerdeki yaygın kanının aksine Türkiye’de seçmenlerin çoğunluğu rasyonel ve kolayca kazanılabilir değiller. Elbette bunun kolay olmaması, muhalefetin de siyasi programları ile daha iyisini yapacağına ikna etmesiyle de ilişkili olacak.”
‘AK PARTİ’NİN YENİ SEÇMENLER KAZANMA İMKÂNI VE BECERİSİ BULUNMUYOR’
Rawest Araştırma Genel Müdürü Roj Girasun’a göre AK Parti’nin yeni seçmen kazanabilme imkânı ve becerisi bulunmuyor. AK Parti’nin yalnızca kaybettiği seçmenleri geri toplayabilme şansının olduğunu, bu ihtimalin de gittikçe aşındığını savunan Girasun, “Sosyal konutlar gibi adımlar ekonomik sebeplerle, hayat pahalılığı nedeniyle AK Parti’den kopan seçmenleri bir miktar tekrar yakınlaştırabilir. Fakat bunun dışında bu projelerin AK Parti’ye geçmiş dönemde oy vermemiş seçmenlerde bir karşılığı oluşmaz. Özellikle gençlerde hiç olmaz. Zaten AK Parti yeni seçmenlerde artık ikinci parti konumunda. Bu tarz projeler kendi seçmenini konsolide etme amaçlı adımlar” dedi.
Muhalefet temsilcilerinin de bu aşamada daha somut, özellikle sosyal vaatlere yoğunlaşabileceğini belirten Girasun, “Türkiye’de yerleşmiş bir muhalefet tarzı var. Sosyal yardımlar ya da kamu kaynaklarının vatandaşa aktarımı gibi durumlar bir şekilde küçümseniyor. Özellikle liberal ekonomiyi savunan çevrelerce. Bunun popülizm olduğu nitelendirmesi yapılıyor. Ama bence hâlâ seçmende sosyal yardım vaatlerinin, devlet kaynaklarının vatandaşa aktarımı meselesinin güçlü bir karşılığı var. Muhalefet de böyle bir ders çıkarabilir” diye konuştu.
'SOSYAL KONUT PROJESİNİN OYA YANSIMASI YÜZDE 2-3 CİVARINDA'
Gezici Araştırma Direktörü, Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Çalışmalar Uzmanı Murat Gezici’ye göre iktidarın hayata geçirmeyi taahhüt ettiği sosyal konut projesi AK Parti’nin son 10 yıl içerisindeki en büyük hamlesi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a olan kamuoyu desteğinin yüksek, projenin kabulünde bu durumun da etkili olduğunu söyleyen Gezici, “Toplumun yüzde 72’sinin konut projesine desteği var. Toplumun yüzde 56’sı ise mevcut bir konutu olsa dahi her daim evini yenilemek istiyor. Bu projenin kabul görme oranı çok yüksek” dedi.
250 bin konut, 100 bin de arsa düşünüldüğünde projenin 350 bin kişiyi etkileyeceğini, ailelerini de hesaba katınca çarpan etkisinin açığa çıktığını, öte yandan 25 bin yeni istihdam ile ekonomiye de katkısının olacağını belirten Gezici, “Sosyal konut projesinin oya yansıması yüzde 2-3 civarında olabilir. Bunlar somut, gözle görülür projeler. Altılı Masa’da ise belirsizlik var. Bu da iktidar için yakıta dönüyor” diye konuştu.
Son bir ayda iki araştırma yaptıklarını, iki çalışmada da AK Parti’nin oy oranlarında artış gözlendiğini belirten Gezici, “İktidarın devleti yönetmekte zorlandığı süreçte sıkıntıların farkında olup beklemeye geçmiş bir kararsız seçmen vardı. Bunlar iktidara 2018’den bu yana ilk defa kulak kabarttı. Projenin halk için sosyal konut, ‘Anadolu Kaplanları’ olarak tarif edilen iş dünyası için cari oluşumu ve istihdam gibi yanları var. İktidar halk ile bir boşluk oluşturdu. Şimdi bu boşluğu kapatıyor. Yanlışlarından uzaklaşıp doğruyu bulmaya çalışan bir iktidar görüntüsü veriyor. İktidar ciddi bir hamle yaptı ve bu projenin çarpan etkisi olacak” ifadelerini kaydetti.
‘HÜKÜMET BİREYSEL TALEPLERİ OKUMAYA BAŞLADI’
GENAR Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş’a göre iktidar tarafından sosyal konut projesi üç ay önce açıklansaydı siyasal etkisi çok fazla olmayacaktı. Projenin ilanının “Hükümet lehine yükselen bir dalgaya” denk geldiğini belirten Aktaş, bu ve benzer projelerin hükümet lehine siyasal etkisinin yüksek olacağı görüşünde.
İktidar açısından yaratılan “atmosferin” böyle devam etmesi halinde, iki ay içerisinde iktidarın bir önceki seçim zamanı standartlarına erişeceğini ifade eden Aktaş, “Yaklaşık 2-3 yıldır insanlar yol, köprü gibi büyük projelerden ziyade bireysel taleplere yöneldi. Hükümetin de son 4,5 aydır attığı adımlar bu bireysel taleplere cevap verme noktasında. Sosyal konut gibi projeler dönemin ruhuna uygun. Millet bireysel taleplerle uğraşırken ‘Ben size havalimanı yapacağım’ demesinin karşılığı olmaz. Bu talep eğrisi yerel seçimler zamanında ortaya çıkmıştı. Hükümet bunu okumakta biraz geç kaldı. Şimdi tam bu dönem bireysel talepleri okumaya başladı” dedi.
Muhalefetin bu aşamada seçmenlerin durumunu tarif ettiğini, “Yoksulsunuz, açsınız, sıkıntınız var” dediğini fakat bunun karşısında tekliflerinin sınırlı olduğunu savunan Aktaş, “Muhalefetin parçalı yapısı, ‘Altılı Masa’nın bir arada tutunma çabası, partilerin enerjilerini emiyor. Saadet Partisi, Saadet Partisi gibi olamıyor; CHP, CHP gibi olamıyor. Herkes ortalamaya uygun davranıyor. ‘Hükümet düşecek, tökezleyecek’ demek yerine kendilerinin siyaset geliştirmesi gerekirdi. Hükümet de boş durmuyor, iktidarını devam ettirmek için çabalıyor. Ekonomide de zımni bir dengelenme var ve iktidarın ivmesinde bu da etkili oldu” ifadelerini kaydetti.
‘MUHALEFETİN DAĞINIKLIĞI AK PARTİ’NİN TABANINI DİRİ TUTUYOR’
Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir’e göre iktidar son iki aydır özellikle dar gelirlilerin hayatına dokunacak projeler açıkladı. Bu adımlar nedeniyle son iki aydır AK Parti’nin oylarında 2 puanlık artışın yaşandığını, sosyal konut projesinin de 2 puanı iktidarın hanesine yazdıracağını ifade eden Daşdemir, “Toplumda ekonomiyle ilgili negatif bir algı oluşmuştu. Bu algının psikolojik etkisini belli ölçüde ortadan kaldıracak adımlar geldi. Herkesin konuştuğu EYT ve buna benzer hamleler gelecektir. O geldiği taktirde iktidara yönelik trendin biraz daha yukarıya çıkma ihtimali var. İktidar 2018 oylarına erişir mi bunu zaman gösterecek” dedi.
AK Parti’nin tabanındaki seçmenlerin diğer partilere gitmediğini ve kararsız seçmen kategorisinde kaldığını söyleyen Daşdemir, “Bu kararsızların tekrar kendi partisine dönme ihtimali ve potansiyeli var. Bu anlamda da muhalefetin dağınıklığı AK Parti’nin tabanını diri tutuyor” diye konuştu.
Muhalefetin en büyük probleminin “sosyal konut gibi projeleri eleştirmek” olduğunu savunan Daşdemir, “Muhalefet bu tür projeleri destekleyip daha fazlası için söylemler geliştirse daha kazançlı çıkar. Ancak yapılan işleri eleştiren argümanlarla toplum karşısına çıktıkları zaman toplum bundan rahatsız oluyor. Siyasetin kazandıran söylemi pozitif söylemlerdir, umut vaat etmektir. Umut yerine umutsuzluk pompalayan muhalefetin kazanması mümkün değildir. Bu nedenle muhalefetin kazanma ihtimali varsa da negatife dönüyor” ifadelerini kaydetti.