Korkulan oluyordu... Mülteciler ölümden döndü

Çanakkale Ayvacık'ta kapasitesinin çok daha üzerinde göçmenle Midilli'ye doğru açılan lastik bot batma tehlikesi atlattı. Sahil Güvenlik tarafından tekneye alınan göçmenler ölümden döndü. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bu sabah itibariyle Avrupa'ya gitmek üzere Türkiye'den ayrılan göçmen sayısının 76 bin olduğunu açıkladı.

Abone ol

DUVAR - Türkiye'nin İdlib'deki gelişmeleri gerekçe göstererek sınır kapılarını açmasının ardından Suriyeli göçmenlerin Avrupa'ya doğru akını sürüyor.

Avrupa'ya geçmek isteyen mültecilerin öncelikli istikameti ise Edirne. İstanbul'da, hareket noktası olarak belirlenen 4 ayrı lokasyonda bu sabah da kafileler halinde bir araya gelen mülteciler, otobüslerle Edirne'ye doğru yola çıktı. Kadın ve bebeklerin ağırlıkta otobüsler, kafileler halinde İstanbul'dan ayrılıyor.

ÇOĞUNLUK ALMANYA'YA GİTMEK İSTİYOR

Eşi ve 3 çocuğuyla birlikte Edirne'ye hareket eden Ahmed El Muhammed, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'a ailesiyle birlikte Ankara'dan geldiğini, Edirne sınırını geçtikten sonra Almanya'ya gitmek istediğini söyledi. Edirne sınırında bir süre kalacaklarını, sınırı geçmek için beklemek durumunda olduklarını ifade eden El Muhammed, "Suriye'nin Rakka kentinden Türkiye'ye geldim. Ülkemde tarlada çalışıyordum. 7 senedir Ankara Polatlı'da yaşıyorum. Türkiye'de elimize geçen para geçinmemiz için yetmiyor. Beş kişilik bir aileyiz. Almanya'ya gittiğimizde orada bize maaş verecekler. Sonra iş bulacağım" dedi.

'TÜRKİYE'DE HAYAT ÇOK PAHALI, AZ PARA KAZANIYORUZ'

Ankara'dan İstanbul'a gelen Ahmed Ahmed ise hedefinin Almanya'ya gitmek olduğunu belirtti. Hayatın çok pahalı ve zor olduğunu anlatan Ahmed "Ben 4 senedir Ankara'da yaşıyorum. Kendim hastayım. Almanya'da çocuklarımı inşallah okula göndereceğim. Suriye'deki savaşta muhalif 2 kardeşimi 7 sene önce kaybettim. Mecburen gideceğim Yunanistan'a" diye konuştu.

Ailesi ile Edirne'ye doğru yola çıkan ilkokul 5. sınıf öğrencisi Usame Abdullah Halaf da Avrupa'ya gideceklerini çünkü babasının çalıştığı işlerde çok az para kazandığını ifade etti.

Halaf, patronunun babasına "Vermiyoruz çok para çünkü sen Suriyelisin" dediğini aktararak, ekonomik nedenlerle göç ettiklerini belirtti.

Konya'da erkek berberliği yapan Husam Arnap ise hayat pahalılığından bıktığını, geçim sıkıntısı yaşadığını bu nedenle Avrupa'ya göç ettiklerini söyledi. Türkiye'den yana mutlu olduğunu ancak hayat pahalılığının kendilerini zorladığını anlatan Arnap, "Rahat bir yaşam süremiyorum. Saat 08.00'de işe başlıyorum, akşam 23.00'e kadar devam ediyorum. Hala borç ödemeye devam ediyorum. Yunanistan'dan sonra hedefim Hollanda. Orada da kendi mesleğimi yapmak istiyorum" sözleriyle içinde bulundukları durumu aktardı.

(Fotoğraf: Ayhan Mehmet-AA)

.

Başta İstanbul olmak üzere Anadolu'nun pek çok kentinden Edirne'ye gelen göçmenler, Meriç Nehri'ni kullanarak Yunanistan'a geçmek için nehir kıyısında toplanıyor.

Mülteciler sınırdaki tellere yıkadıkları çamaşırlarını astı. (Fotoğraf: Gökhan Balcı-AA)

.

Bir grup göçmen ise geceyi Doyran köyünde açıklık alanda geçirdi.

Göçmenlerin bir bölümü ise deniz yoluyla Yunanistan'ın Midilli Adası'na geçmeye çalışıyor. Lastik botlarda itiş tıkış halde hiçbir can güvenlikleri olmadan binlerce göçmen denize açılıyor.

Çok sayıda göçmenin bindiği bir lastik bot ise batma tehlikesi alattı. Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi sahilinden ayrıldıktan 100 metre sonra botları su alan mülteciler, Sahil Güvenlik'ten yardım istedi. Tekneye alınan göçmenler Küçükkuyu beldesindeki Sahil Güvenlik merkezine götürüldü.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Saat 09.55 itibarıyla Edirne üzerinden ülkemizden ayrılan göçmen sayısı 76 bin 358" bilgisini paylaştı.

ALTUN: TÜRKİYE DAHA FAZLA MÜLTECİ KABUL EDEMEZ

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, mültecilerle ilgili açıklamalarda bulundu. Altun Twitter hesabından İngilizce olarak yaptığı paylaşımında, "Türkiye İdlib’den daha fazla mülteci kabul edemez. Bununla birlikte düzensiz göç akışına karşı hazırlıklarımızı yapıyoruz" ifadesini kullandı. Altun'un açıklamaları şöyle:

"Kaynaklarımızın ve personel sayımızın kısıtlı olduğu göz önüne alındığında Avrupa’ya göç etmek isteyen mültecileri önlemeye çalışmaktansa Suriye’den daha fazla mülteci gelmesi olasılığına karşılık kendimizi hazırlıyoruz. Bu politika değişikliğini müteakip bazı mülteciler Türkiye’den ayrılmaya karar verdi. Son birkaç gün içerisinde Avrupa’ya gitmek üzere Türkiye’den ayrılan mülteci sayısı 80 bin 888 oldu. Bu sayı önümüzdeki günlerde artış gösterebilir. Türkiye İdlib’den daha fazla mülteci kabul edemez. Bununla birlikte düzensiz göç akışına karşı hazırlıklarımızı yapıyoruz. Avrupa ve diğer ülkeler, bu muazzam zorluk karşısında derhal harekete geçmelidir. Bütün bunları kendi başımıza yapmamız beklenemez."

'DAHA FAZLA MÜLTECİ ALAMAYACAĞIMIZI SÖYLEDİK'

"Türkiye, savaştan, yıkımdan ve kaostan kaçan 3.7 milyon Suriyeli mülteciyi barındırıyor. Milli kaynaklarımızı, Türk halkının cömertliği sayesinde kardeşlerimize yardım etmek için harcamış olmakla gurur duyuyoruz. Ancak ne yazık ki uluslararası toplum bizi bu zorluk karşısında yalnız bırakmıştır. Başta AB olmak üzere müttefiklerimizin çoğu, siyasi ve insani yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle bu yükü bizimle paylaşmıyorlar. İdlib’de ve Suriye’nin başka bölgelerinde insani felaketin yaşanmasını önleme girişimlerimizde kayda değer hiçbir yardım almıyoruz. İdlib’deki çatışmasızlık bölgesinin amacı, bölgedeki 4 milyon sivilin zulme ve katliama uğramasını önlemekti. Amacımız Esed rejiminin etnik temizlik yapmasının ve savaş suçları işlemesinin önüne geçmek ve daha fazla insanın yerlerinden edilmesini ve nihayetinde de daha fazla mülteciyle karşı karşıya kalınmasını engellemekti. Maalesef bu mücadelede yalnız bırakıldık. Bu yük ciddi anlamda paylaşılmadığı sürece daha fazla mülteci kabul edebilecek durumda olmadığımızı defaatle söyledik. AB’ye ve ABD’ye çağrı yaparak, güvenli bölge oluşturulmasını istedik ki bu bölgeyi şimdi kendi başımıza oluşturuyoruz."

'DAHA FAZLA SABRIMIZ KALMADI'

"Bizim çağrılarımız görmezden gelindikten, verilen sözler tutulmadıktan ve askerlerimiz sahada hedef alındıktan sonra havada kalan sözler ve verilmeyen destek karşısında daha fazla sabrımız kalmadı. Milyonlarca yerlerinden edilmiş insanın ve mültecinin nedense yalnızca bizim sorunumuz olduğu şeklindeki tutumu artık kabul edemeyiz. Suriye’deki insani acılar, benzeri görülmemiş boyutlardaki yerlerinden edilme ve göç sorunu sadece bizim değil, bölgenin, Avrupa’nın ve bütün dünyanın sorunudur. Ciddi ve sağlam bir iş birliğine açığız ve elimizden geleni yapacağız ancak başkalarının da ellerinden geleni yapması gerekiyor. Mülteci politikamıza dışarıdan gelen eleştirileri şaşkınlıkla izliyoruz. Birkaç bin mülteciyle ne yapılacağı konusunda anlaşamayanlar, 3,7 milyon mülteci barındıran ülkemizi ‘yeter artık’ dediği için eleştirmeye cüret ediyor. Bu, utanç verici bir ikiyüzlülükten başka bir şey değil."

(HABER MERKEZİ/AA)