Korona virüsü ulusal birliğimizi bozar mı?

Masume Ahmed İbrahim

Dünyayı şaşırtan, insanları meşgul eden ve yeryüzünde panik yaratan korona virüsünün, son günlerde Kuveyt’te bu kadar basit ve kolay bir şekilde ulusal birliğimizin ‘gizemini’ bozacağını tahmin etmezdim.

Bu virüsün aniden yeryüzünü fesada uğrattığı, korku ve hastalık yaymayı başardığı doğrudur. Sokaklar boşaldı, çarşı pazardaki hareketi yok etti, ülkenin gündemini değiştirdi, ekonomisini zayıflattı, projelerini erteledi, okullarını tatil etti, stadyumlarını oyunculara ve halka kapattı, ziyaret mekanları turistlerden boşaldı, gökyüzündeki uçakları ortadan kaldırdı, limanlara gemi gelmemeye başladı… Fakat bu sıkıntılı ülkelerdeki halklar (yaklaşık yüz kadarı) birbiriyle dayanışma içerisinde oldu ve bütünlüğünü korudu. Kuvvet ve bağışıklıklarıyla bu acımasız salgına karşı mücadele verdiler.

AYRIMCILIK VİRÜSÜ KORONA’DAN DAHA TEHLİKELİ

Ama öyle görünüyor ki Kuveyt’teki sorun çok farklı. Korona, dünyanın hemen hemen birçok ülkesine sızdığı gibi sevgili Kuveyt’imize de sızmayı başarırken, kendisini en vatansever, en akıllı ve hakikate en yakın olduğunu zanneden bir grubun, virüsün bulaştığı insanları suçladığını görüyoruz.

Bu çok zeki arkadaşların komik hezeyanı, virüse maruz kalanları desteklemek, onlarla empati kurmak, iyileşmeleri için dua etmek yerine hastaları yabancı güçlerin hesabına kasıtlı olarak enfeksiyon yaymakla suçlayarak komplo teorisinin çok kötü bir versiyonunu dillendirmeleriyle doruğa ulaştı!

Kuveyt hükümeti, vatandaşların ve sakinlerinin sağlığını korumak için maksimum koruma tedbirlerini almaya çalışırken, vatanseverliği tekeline alan bu kimseler, Korona salgınının meydana getirdiği sorunlardan daha ‘tatmin edici’ hastalıklı teorileriyle bizi şok ediyor, buna inanamadım.

Korona virüsünün istisnai zorluğu hangi noktaya ulaşırsa ulaşsın, Kuveyt’te vatanseverliği tekeline alan bu kimselerin korona virüsünden çok daha yıkıcı bir virüsü yayarak sahip olduğumuz en değerli sermayeye, yani vatandaşlarımızı hedef tahtasına oturtacağına inanmazdım. Zira vatandaşlarımız ulusal birliğimizin surlarıdır, Kuveyt kuruldu kurulalı petrolden önce vatandaşlarından güç almıştır.

HALKINA SALDIRAN BİR VEKİL

Çünkü ulusal birliğimiz, -tanrıdan sonra- varoluşumuz, zorluklar ve sıkıntılar karşısında ilk savunma hattımızla pekiştirilen sosyal dokumuzun daima koruyucusu olmuştur. Bir de ne görelim, bu nefret söylemine tutunan, bilerek ya da bilmeyerek virüslerini yayıp aziz Kuveyt halkının en önemli bileşenlerinden birine saldırarak aslında en büyük servet olan ulusal birliğimizi tahrip ediyorlar. Bu kesimi, Kuveyt’in korona virüsünün girdiği ülkeler listesine dahil olmasının gerçek nedeni olmakla suçluyor ve onların ülkelerine virüs taşıdıklarını iddia ediyorlar.

Bilgili olma ve vatanseverlik iddiasında bulunan bu insanlar, ülkelerine enfekte olarak dönen vatandaşlarımızın aslında enfekte olduklarının farkında olmadıklarını bilmezden geliyorlar. Bu insanların evlerinin ve ailelerinin bulunduğu bu vatana virüs taşımaları ve hastalık yaymaları kendi çıkarlarına da uygun değildir.

Ancak… Bu mantık dışı iddiaların sıradan insanlardan çıkması, en büyük felakettir. Asıl felaket ise, halkı temsil eden ve temel görevi halkının birlikteliğini korumak olan bir vekil tarafından dile getirilmesiydi. O, bu kutsal ulusal birlik suru çöktüğünde onun sahip olduğu dokunulmazlığın hiçbir işe yaramayacağını bilmiyormuşçasına nefret ve ırkçılık dolu oklarını toplumun bu kesimine yöneltiyor.

Sayın milletvekili, savunmakta olduğu anayasa ve yasaların, sahip olduğumuz ulusal birliği bütün renkleriyle korumayı öngördüğünü unutmuş görünüyor. Ancak o, ulusal birliği parçalamayı ve yolun kenarına atmayı tercih etti. Sayın vekilin, ülkemizi alt üst edecek yeni bir virüs üretmek yerine virüsle mücadele konusunda çaba göstermesi gerekmez mi?

Yazının aslı Al Qabas sitesinden alınmıştır. (Arapçadan Çeviren: İslam Özkan)