Korona virüsünü yenen umreci
Umre dönüşü Kayseri’de 14 gün karantinada kalan Diyarbakırlı Fatih Yokuş’a yapılan test pozitif çıkınca hastaneye kaldırıldı. Tedavi sonucu hastalığı yenen Yokuş, “Kafilemde yer alan iki kişi koronadan vefat etti. Lütfen korona salgınını ciddiye alalım. Bilim kurulunun tavsiyelerini ciddiye alalım ve titizlikle uyalım” dedi.
DİYARBAKIR - Korona virüsü, zorunlu olarak dışarıda olanlar hariç, hepimizi evlerimize kapattı. Giderek bir esarete dönüşen bu evde kalma halinin ne zaman biteceği belirsiz. Yürüyüş için dışarı çıkarsak, alışveriş için markette gidersek virüs bulaşır mı korkusu insanın sinirlerini altüst etmeye yetiyor.
Virüsü bertaraf edecek bir ilaç yok henüz. Buna rağmen test sonucu pozitif çıkan birçok hastanın alkışlarla hastaneden taburcu olduklarına rastlıyoruz. Bu nedenle olsa gerek, arada, “Şu hastalığa yakalansam da kurtulsam” diyenler çıkıyor. Oysa anlaşılan o ki her insanın bünyesi korona virüsüne aynı direnci göstermiyor. Virüse yakalanan herkesin kurtulma şansı yok yani.
Diyarbakırlı Fatih Yokuş’a, korona virüsünü yenen sağlam bir bünyeye sahip olduğu için şanslı diyebiliriz.
KİMSE BİLGİ VERMEDİ
Diyarbakır’da yayımlanan Tigris gazetesinin yazarlarından olan Fatih Yokuş, çok tartışılan umrecilerden. Korona virüsüne rağmen umre ziyaretine izin verilmesi, umreden dönenlerden bir kısmının karantinaya alınmadan memleketlerine gönderilmesi çok konuşulmuştu.
Fatih Yokuş ise umre dönüşü 14 gün Kayseri’de karantinada kaldı. Burada yapılan testleri pozitif çıkınca hastanede tedavi gördü. Tedavisi tamamlanan Yokuş, Diyarbakır’a döndü.
Korona virüsüne yakalanma, karantina ve tedavi sürecini konuştuğumuz Fatih Yokuş, “Umreye gitmeye karar verdiğimde korona virüsü hakkında ancak haberlerde izlediğim kadar bilgim vardı. Yani Çin’de çıkmış bulaşıcı ve ölümcül olduğunu biliyordum. Ülkemizde olma ihtimali, bulaşma şekli, korunmayla ilgili hiçbir bilgim yoktu” diyor.
Korona virüsü bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de konuşuluyordu ancak Yokuş’un anlattığına göre umreye gidenlere virüsle ilgili hiçbir bilgi verilmemiş. Yokuş, bu konudaki duyarsızlığı, “Yolculuk hazırlığı ve yola çıkma esnasında yeterli bilgiye sahip olmadığım gibi yetkililerce de herhangi bir bilgilendirme yapılmadı” sözleriyle dile getiriyor.
VİRÜS HER YERDE
Fatih Yokuş, virüse nerede ve nasıl yakalanmış olabilir? Bu sorunun cevabından kendisi de emin değil. Çünkü umre için yola çıktığında virüsle ve semptomlarıyla ilgili yeterli bir bilgiye sahip değildi.
Yokuş’un anlattığına göre korona virüsünün belirgin semptomlarından olan öksürük Diyarbakır’da başlamış, Mekke’de artarak devam etmiş. Yokuş, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Diyarbakır Havalimanı’ndan Cidde havalimanına vardığımda öksürüğüm başlamıştı. Bunun normal olduğunu, bir hava değişikliğinden kaynaklandığını kabul ettim. Mekke’de artarak deva etti. İlaca alerjim olduğu için doktora gitmedim. Sıcak suya nane ve limon katarak içiyordum. Kısmen iyileşiyordum. Ateşim ise normaldi.”
MEDİNE’DE ALINAN ÖNLEMLER
Mekke’ye vardıklarında ise olağanüstü herhangi bir tedbir yoktur. Yokuş’un burada çektiği fotoğraflar da bunu gösterir nitelikte. Fotoğraflarda umreye gidenler fiziksel mesafe kuralından bihaber bir arada ve maskesiz görünüyorlar.
Yokuş, korona virüsü tehlikesinden habersiz gittiği umrede yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ancak virüs bölgeye yayılınca Suudi yetkililerin ülkemize dönmemizi istediği yönünde haberler duymaya başladık. Türkiye’de ilk vaka tespiti ile Mekke’de de tedbirler alındı. Birçok cami kapatıldı. Açık olan cami içine dezenfekte ilaçları konuldu. Toplu taşımalar durduruldu. Kâbe ziyareti kısıtlandı. Cadde ve sokaklar dezenfekte edildi. Zemzem suyu kesildi. Mekke’den Medine’ye geldiğimizde ateşimiz ölçüldü. Medine’ye zor geldik. Nebi Camisi namaz dışında kapatıldı. Ülkemize gitmemiz için baskı uygulanıyordu. Benim öksürüğüm ise devam ediyordu."
CİDDE HAVA LİMANINDAKİ KALABALIK
Bu arada 20 günlük umre programları 3 gün uzatılmış ve rotaları İstanbul Sabiha Gökçen’den aktarmalı Diyarbakır olmuştur. Aldıkları ilk bilgi bu yöndedir ancak organizasyonda bazı sıkıntıların olduğu bellidir. Bu nedenle epey maceralı bir yolculuk bekliyordur Diyarbakır’dan umreye gidenleri.
Yokuş, dönüş yolunda gittikleri Cidde hava limanındaki manzarayı, “Yoğun bir kalabalık, farklı ülke insanları bir arada, yeteli maske ve hijyen yoktu” şeklinde tarif ediyor ve ekliyor: “Kim bilir, belki ne olduysa burada oldu.”
Cidde hava limanından uçağa binene kadar geçen süre öksürüğü artmış, asabileşmiş, iştahı azalmış Yokuş’un. Bu belirtiler nedeniyle ilk kez, emin olmamakla birlikte, korona virüsüne yakalandım, korkusu duymaya başlamış.
KAYSERİ’DE KARANTİNA GÜNLERİ
“Kayseri’ye gelişimiz tam bir macera idi” diyerek karantinaya giden süreci anlatmaya başlayan Yokuş, şunları söyledi:
“Uçağımızın İstanbul’a değil, Ankara’ya gideceğini daha önce öğrenmiştik. Ankara üzerine geldiğinde Konya’ya gideceğimizi öğrendik. Konya’ya uçağımız indi ancak uçaktan indirilmeden birkaç saat sonra tekrar havalandık ve Kayseri’ye geldik. Bizlerin sabırsızlığı, kurallara uymamamız ve görevlilerin ihmalkârlığı, uçaktan otobüse binmemiz hep yanlıştı. Huna Hatun Kız Öğrenci Yurdu'na gelişimiz, yerleşme safhası, ilk gün ve eşyalarımızı alma zamanı karantinaya uygun olmayan tam bir curcuna idi. Yurdun müdire hanımı dışında biz ve personel hatalıydık, karantinaya uygun davranmadık. Bir de koordinatör olarak biri atanmıştı. Ne yaptığını bilmiyorum. Ancak karantina ihlallerine sebep olduğunu gördüm.
Yemeklerin birinci katta, masalara bırakmışlar, umrecilerin buradan almalarını istemişlerdi. Bu olayı müdire hanıma anlattığımda hemen müdahale ederek işi düzene sokmuştu. Zaten daha sonra her şey yoluna girdi. Özellikle yurttaki 12’nci günde test için bizlerin bahçeye alınması tam bir curcuna ve skandal idi. Ancak yurtta genelde tedbirler alınmış, yemekler odalara gelmiş, temizlikle yapılmış, hijyen şartlarına uygun davranılmış ve ateşimizin ölçümü günlük yapılıyordu. Özelikle bu konuda çok çaba gösteren kadın müdüre ve personeline teşekkür ederim.”
ÖKSÜRÜK, HALSİZLİK, İŞTAHSIZLIK
Cidde hava limanından sonra öksürüğü artan Yokuş, karantina günlerinde halsizlik, iştahsızlık ve artan ateşle de mücadele etmeye başlamış.
“Bir gece öksürük öyle bir hal almıştı ki boğulacak gibi oldum. Boğaz ağrısı ve ağzımdaki yara da çabasıydı. Dişim için aldığım gargarayı ağzıma almamla ağzımdan burnumdan fışkırması bir oldu. Yatağa girmem, terlemem, kalkıp elbisemi değiştirmem sabaha kadar devam etti.”
Karantinada öksürük, ateş, halsizlik ve iştahsızlıkla mücadele eden Yokuş, kendine göre tedbirler de almış. Yurtta sıcak su, ada çayı, zencefil bal karışımı, elma sirkesi ve bol süt içmiş. İştahsızlığına rağmen sarımsak ve soğanı da eksik etmemiş öğünlerden.
TEST POZİTİF ÇIKIYOR
Kaldıkları yurtta ateşi her gün ölçülüyor ama 12 gün sonra test sonuçları gelmiş ve Yokuş’un koronaya yakalandığı bildirilmiş.
Testleri pozitif çıkan Yokuş, yurttan hastaneye kaldırılmış. “Gerek hastane personeli ve bütün doktorlar görevlerini hakkıyla yaptılar” diyen Yokuş, hastanede gördüğü tedavi ile ilgili şu bilgileri paylaştı: “İlk gün hafif, sonraki üç gün dozu artırarak, son günde hafifleterek üç çeşit ilaç verdiler. Saat be saat iyileştim. Öksürüğüm bitti. Kan testlerim ve ilk materyal testim temiz çıktı. İkinci testimiz de negatif çıkınca taburcu oldum.”
Hastanedeki tedavisi biten Yokuş, Diyarbakır’a gönderildi. Evinde 14 gün karantina devam etti ve sonunda hastalığı yendi.
Hastalığı atlatan Yokuş’un bir de önerisi var: “Bir kadın umrecimiz ateşi yüksek çıktığı için hastaneye gönderildi. Bu umrecimizin eşi de durumu ağırlaşınca onu da hastaneye kaldırdılar. Kafilemde yer alan bu iki kişi koronadan vefat etti. Lütfen korona salgınını ciddiye alalım. Bilim kurulunun tavsiyelerini ciddiye alalım ve titizlikle uyalım.