Korona'nın vurduğu ilk turizm merkezi: Geyikbayırı

Geyikbayırı dünyanın tırmanış rotaları içerisinde ilk üçte gösterilen bir merkez. Normalde bahar aylarında ziyaretçi sayısının en yüksek noktaya ulaştığı bölgede bu yıl korona virüsü nedeniyle hayal kırıklığı yaşanıyor. İşte bahar turizminde şu anda en gözde merkezlerden olması gereken Geyikbarı'nda durum...

Abone ol

Serpil Kurtay

ANTALYA - Korona virüsü nedeniyle Türkiye’de turizm gelirlerinin ne kadar etkileneceği tartışılıyor. Ancak tam da bu aylarda en yüksek sezonunu yaşaması gereken bölgeler gözardı ediliyor. Mesela kış ve bahar turizminin önemli merkezlerinden biri olan Antalya Geyikbayırı… Kısa bir süre öncesine kadar yüzde 100 dolu olan tırmanış bahçesi Geyikbayırı’ndaki kampingler, geçici olarak kepenk kapatmak zorunda kaldı.

Türkiye’deki ilk korona virüsü vakasının tespit edilmesinin ardından Sağlık Bakanlığı Korona Virüsü Bilim Kurulu toplamış ve ardından turizmi de ilgilendiren önemli açıklamalar yapılmıştı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, 15 Nisan’ın virüs açısından hassas bir tarih olduğunu vurgulamış, “Mümkünse yurt dışından Türkiye’ye turizm talebinin nisan sonuna ertelenmesi mantıklı geliyor” demişti. Yaz turizmi yapan oteller veya şirketler yeni sezonu nisan sonu, mayıs başında açtı ve işler herkes açısından yoluna girdi diyelim, peki ya özellikle bu aylarda doluluk ve gelir oranları tavan yapan yerler ne olacak? Mesela Geyikbayırı bunlardan biri…

.

DÜNYANIN EN İYİ BÖLGELERİNDEN

Antalya’nın Konyaaltı ilçesine bağlı Geyikbayırı, tırmanıcılar için dünya çapında üne ve öneme sahip bir cennet. Dünyanın en çok takip edilen tırmanış sitesi www.8a.nu’da tırmanıcıların oylarıyla, “Kış Aylarında Tırmanılacak Dünyanın En İyi Üçüncü Bölgesi” seçilen Geyikbayırı, özellikle kış ve bahar aylarındaki ılıman iklimi sayesinde büyük bir avantaja sahip. Ekim başında açılan sezon, mayıs ayının ortalarında sona eriyor. Highline, slackline, trekking, motosiklet, bisiklet ve kaykay sporlarının da yapıldığı, yoga, pilates ve oryantiring kamplarının da düzenlendiği bölgeye her yıl ortalama 25 binin üzerinde sporcu geliyor. Ya da geliyordu demek lazım...

REZERVASYONLAR YÜZDE 100 DOLUYDU

15 Temmuz darbe girişimi, terör saldırılar, ekonomik kriz, komşularla savaş tehlikesi, göçmen akını, başka ülkelerde yeni tırmanış bahçelerinin açılması gibi çeşitli nedenlerle son yıllarda Geyikbayırı’na akın eden yabancı turistin sayısında düşüş yaşanmış. Ancak doğal olarak hiçbir sebep korona virüsü gibi bir etkiye sahip olmamış. Virüsün yayılması ve uçak seferlerinin iptal edilmesiyle Geyikbayırı’ndaki kampingler, geçici olarak kepenk kapatmak zorunda kaldı. Böylece Türkiye’deki turizm bölgelerinden ilk darbeyi alan yer Geyikbayırı oldu. Şu anda en yüksek sezonunu yaşaması gereken ve kısa bir süre öncesine kadar rezervasyonları yüzde 100 dolu olan kampingler, arka arkaya kepenk kapattı.

'NİSAN BİZİM İÇİN İYİ GEÇECEKTİ'

Duygu ve Tobias Haug

JO.SI.TO Guest House & Camp, Geyikbayırı’nın en eski ve en büyük kampinglerinden biri. 2002 yılında açılmış. Kampingin ortaklarından ve işletmecilerinden Duygu ve Tobias Haug, Geyikbayırı’nın tırmanış bahçesi olarak adını yavaş yavaş duyurmaya başladığını belirtiyor. 2005 yılı civarlarında ise gelenlerin sayısı yükselişe geçmiş. Dünyada ilk açıldığı anda bu tür bölgelerin daha popüler olduğuna dikkat çeken Duygu Haug, yurt dışındaki medyanın Türkiye hakkında yayınladığı haberlerin gelen turist sayısının düşmesinde önemli bir etken olduğunu ifade ediyor. Tobias Haug, kampinglerine gelen tırmanıcı sayısının son dört senede yarı yarıya düştüğünü ve bunda en büyük sebebin ülkede yaşanan gelişmeler olduğunu vurguluyor. Kampingden kazandıklarıyla aynı zamanda bölgenin gelişmesine katkıda bulunan Haug çifti, bu sezonla ilgili şu bilgiyi veriyor: “Kampingimizi 15 Eylül’de açtık, 1 Ekim gibi de insanlar gelmeye başladı. Ekim ve kasım ayları, Noel zamanı bizim için çok iyi geçti. Son yıllarda hiç gelmeyen yabancı tırmanış okulları ve eski kaliteli müşterilerimiz tekrar Geyikbayırı’na gelmeye başladı. Bizim için nisan ayı da çok iyi geçecekti, yüzde 100 dolu olacaktık ama tüm rezervasyonlarımız iptal edildi. Biz de devlet herhangi bir kapatma kararı açıklamasa da, hem köyümüzdeki yabancıları korumak hem de bu virüsün yayılmasına sebep olmamak için cuma günü itibariyle geçici olarak kapatıyoruz. Yeni müşteri almayacağız. Ancak seyahatte olan, buradan İran ve Hindistan gibi ülkelere geçmeyi planlayan iki Alman ve bir Ukraynalı aile kampingimizde konaklamaya devam edecek. Bir de Koç Üniversitesi’nden yirmi öğrenci, eğer onlarda varsa ya da gittiklerinde kaparlarsa endişesiyle, virüsü ailelerine bulaştırmamak adına kalmayı tercih etti. 16 Nisan’da koşulları tekrar değerlendirerek, kampingi açıp açmamaya karar vereceğiz. Bu durumu çalışanlara yansıtmak istemiyoruz. Çalışanlara izin verdik, dayanabildiğimiz kadar kimseyi işten çıkarmak istemiyoruz. İlk önceliğimiz onların maaşları. Belki bu sezon dayanabiliriz ama sonbaharda eğer virüs aynı şekilde etkisini devam ettirirse bizim için gerçekten çok zor olacak.”

OĞLU ALMANYA'DA O TÜRKİYE'DE

Maddi sorunların yanı sıra Haug çifti için en önemli sıkıntılardan biri de, Tobias’ın 8 yaşındaki oğlunun Almanya’da olması. Normalde Paskalya tatilinde oğlunun Türkiye’ye gelip iki hafta kalmasını planladıklarını belirten Tobias Haug, “Belki daha önce de birbirimizden uzaktık ama bu koşullarda onu ne zaman göreceğimin belli olmaması mental olarak çok yıpratıcı bir his. Aynı zamanda annem 70, babam 86 yaşında, ikisi de yüksek risk grubunda. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığım olmadığı için Almanya’ya gidersem, Türkiye’ye geri giremiyorum” diyor.

'EN YOĞUN OLMAMIZ GEREKEN ZAMANLARDI'

Şenol Kan

Gerçek bir Geyikbayırlı olan Kezban’s Guest House sahibi Şenol Kan, 10 yıldır kamping işletiyor. Geyikbayırı’nın özellikle Avrupalı ve Rusyalı tırmanıcılar için bir cazibe merkezi olduğunu belirten Kan, terör saldırılarının ve Rusya ile uçak krizinin yaşandığı 2016 yılında turist sayısında düşme olduğunu vurguluyor. Geçtiğimiz sezona kadar bu düşüşün ciddi bir şekilde hissedildiğini söyleyen Şenol Kan, şöyle konuşuyor: “Bu sezon 15 Kasım’a kadar odalarımız tamamen dolu ve kamp alanımızda birçok çadır varken, yılbaşı ve highline festivali zamanı hariç dolu oda sayımız, 2’ye, 3’e düştü. Bizim sezonumuz eylülde başlayıp mayıs ayı sonunda bitiyor. Şu anda en yoğun olmamız gereken zamanlardı. Ama gerek virüs korkusu gerekse de uçakların çalışmamasıyla rezervasyonlar iptal olmaya başladı. Biz de 18 Mart itibariyle kampingimizi geçici olarak kapattık. Bu süre zarfında sadece ülkesine dönemeyen ya da sezon boyunca burada yaşayan kişiler kampingde kalabilecek. Yeni müşteri almayacağız. Restoranımızda yemek çıkmayacak. Haftada bir burada yaşayan insanların ihtiyaçları için şehirden toplu alışveriş yapacağız.”

'YAZIN HİÇ GELİRİMİZ YOK'

İş olmadığı için çalışanların da “yük olmayalım” diyerek maaşlarını istemediğini ifade eden Kan, “Kampingi kapatmamıza ve mali açıdan büyük sıkıntı yaşamamıza rağmen onların sigortalarını ödemeye devam edeceğim. Bizler yazın geliri olmayan insanlarız. Ev geçindiriyorum ve bir kızım var. 29 liraya aldığım tuvalet kağıdının 42 liraya yükselmesi, kilosu 20 lira olan dezenfektanın 100 gramının 20 lira olması gerçekten endişe verici. Umarım en kısa zamanda salgın durdurulur ve hepimiz eski yaşamamıza geri döneriz” diyor.

'BURADA DAHA GÜVENDE HİSSEDİYORUM'

Fleur Derks

Hollandalı Fleur Derks, üç yıldır Türkiye’de yaşıyor. “Tırmanışı ve erkek arkadaşımı çok sevdiğim için Geyikbayırı’nda kalmaya karar verdim” diyen Derks, ilerleyen zamanlarda erkek arkadaşıyla birlikte Flying Goat Camp&Hostel isimli kampingi işletmeye başlamış. Bu seneye kadar sezonların çok iyi geçtiğini söyleyen Derks, “Şu anda Geyikbayırı’nda hava çok güzel. Avrupa’da birçok tırmanış bölgesinde hava soğuk olduğu için özellikle bu aylarda tırmanıcılar Geyikbayırı’nı tercih ediyordu. Yakında Paskalya tatili başlayacak. Normalde Paskalya boyunca kampingimiz dolu olacaktı. Ama maalesef rezervasyonlar iptal oldu, burada bulunanlar da korona virüsü nedeniyle çok kaygılandı ve ülkesine dönmeyi tercih etti. Umarım ekim ayında güzel bir tırmanış sezonu açarız” diyor.

Geyikbayırı’nda kendisini daha güvenli hissettiğini belirten Derks, bu süreçte Hollanda’ya gitmeyi düşünmüyor ama ailesi için de oldukça endişeli. Türkiye’de havanın güzel olduğunu, Hollanda’nın ise yağmurlu ve depresif olduğunu vurgulayan Fleur Derks, “Hollanda’da kardeşlerim işe gidemiyor, çocuklarının okulları kapalı. Orada da ölümler başladı. Gittikçe virüs çılgınlığı büyüyor. Ülkede tuvalet kağıdı bulunamıyor, herkes stok yapmaya başlamış. Her yer kapalı. Burada olduğum için açıkçası daha mutluyum” diye konuşuyor.

TÜRKİYE'DE KALMAYI TERCİH ETTİLER

Uçuşlar iptal oldu, insanlar isteseler de Türkiye’ye gelemiyor ama bir de madalyonun diğer yüzü var; ülkesine dönemeyenler ve dönmek istemeyenler!

Daha önce de tırmanış için Geyikbayırı’nda bulunan Christian Andreas Theodor Schlumberger, bu kez 27 Şubat’ta Almanya’dan Geyikbayırı’na gelmiş ve normalde bir ay kalmayı planlıyormuş. Ancak Türkiye’de daha az vaka olduğu için burayı daha güvenli olarak görmüş ve kalacağı süreyi uzatmış. 17 Nisan’a kadar beklemeyi tercih eden Schlumberger, “Almanya’dayken de virüsün yoğun görüldüğü bölgelerde bulunmamıştım. Ama korona, tahmin ettiğimden daha hızlı yayılıyor. Ülkemde bir hafta önce her şey çalışıyorken, şimdi tam bir kaos var. Hiçbir yer çalışmıyor, insanlar işlerine gidemiyor. Hastanelerde aynı anda aşırı yüklenme olmaması için, bilgi akışı daha iyi yapılabilirdi. Açıkçası Almanya’nın salgına yaklaşımı ve tepkisi beni şaşırttı” diyor.

'ERKEK ARKADAŞIMI ÇOK ÖZLEDİM'

Karavanla seyahat eden Alman Martina Tschartnke, iki ay önce Geyikbayırı’na gelmiş. Korona virüs nedeniyle şu anda her yerde yaşananları “tam bir kaos” olarak nitelendiren Tschartnke, ne zaman ülkesine dönmeyi planladığı ile ilgili sorumuzu cevaplayamıyor. Yetkililerin açıklamalarına ve salgının durumuna göre karavanıyla ülkesine dönmeyi deneyeceğini söyleyen Tschartnke, en çok erkek arkadaşını özlemiş. Almanya’nın ilk başlarda virüsü çok ciddiye almadığını düşündüğünü ifade eden Tschartnke, sonra her şeyin birden ciddileştiğini ve virüsün bu kadar hızlı yayılması karşısında kendisinin de şaşkın olduğunu belirtiyor.

'TRUMP'IN NE YAPACAĞINI ÖNGÖREMİYORUZ'

Casey Mc Lean Elliott

Casey Mc Lean Elliott ise Amerika Birleşik Devletleri’nden Geyikbayırı’na gelmiş. İki hafta kalmayı planlarken, uçakları iptal olan Elliott, şöyle konuşuyor: “Bir ay, belki de iki ay buradayız. Türkiye’ye ilk defa geldim ve ilk seyahatim epey uzun sürmüş olacak. Trump, Amerika vatandaşlarının ülkeye dönmesi için çağrı yaptı. Ailemiz de panik bir halde bizi arayıp dönmemizi istedi. Bir baktık, tek uçuş biz uyandıktan üç saat sonra. Taksiyle yetişmeye çalıştık ama yetişemedik. Açıkçası birkaç hafta daha burada kalmayı tercih ediyorum. Burada daha az insanla görüşüyorum. San Francisco’ya dönersem karantinanın ortasında kalmaktan korkuyorum. Burası stresli bir yer değil. Her gün tırmanışa gidiyoruz. Marketler açık. Amerika gibi değil. Amerika’da tam bir karamsarlık söz konusu. Herkes delirmeye başlamış durumda. Açıkçası Trump’ın da ne yapacağını öngöremiyoruz.” Elliott, genç, sağlıklı ve sporcu olduğundan dolayı, kendisi için değil de, ailesi için endişeleniyor.

'İZOLASYON İÇİN GÜZEL YER'

Umut Müslim’in ise durumu biraz farklı. O da 6 Mart’ta kız arkadaşıyla birlikte Avusturya’ya gitmiş ve 15 Mart akşamı dönmüş. İstanbul’da bir hafta ailesinde kalıp Geyikbayırı’na geçmeyi planlarken, ailesi virüs taşıyor olmasından endişelenmiş ve o da uçak biletini değiştirerek Antalya’ya gelmiş. “Ya Avusturya’dan çıkacaktım ya da orada kapalı kalacaktım. Orada karantinada olmaktansa buraya gelip tırmanmak istedim. Bir ay Geyikbayırı’nda kalacağım. Zaten gelip tırmanmak istiyordum. Burada açık havadasın ve izolasyon açısından da gayet güzel bir yer” diyen Müslim, salgının ciddi bir tehlike olduğunu ve dikkatli olmak gerektiğini söylüyor ama durumun genel olarak abartıldığını düşünüyor.

'GELİŞİMDEN BİR GÜN ÖNCE SINIRLAR KAPATILDI'

25 yaşındaki Alman Hans Radetzki ise, 2015’ten beri her sene olmak üzere, yedi kere Geyikbayırı’na gelmiş ama bu sene korona engeline takılmış. Kız arkadaşı Anna’yı ziyaret etmek için 14-31 Mart 2020 tarihleri arasında Geyikbayırı’nda olmayı planlarken, uçağından bir gün önce Türkiye sınırları kapattığını açıklamış. Sınırdan geri döndürülmekten veya karantinaya alınmaktan korkan Radetzki, risk almak istemediği için gelmekten vazgeçmiş. Ama kız arkadaşı burada yaşadığından dolayı onu görmek ve tırmanmak için Türkiye’ye tekrar geleceğini belirtiyor.

Almanya’da, İtalya ve İspanya kadar vaka olmadığını belirten Radetzki, “Aynı şeylerin yaşanmaması için geçiş ve seyahat özgürlüğü üst seviyede kısıtlandı. Türkiye kabul etmiyor ama bence orada da daha fazla vaka var” diyor. Corona’nın çok ciddi bir olay olduğunu ama genç insanlar için risk görmediğini ve sınırları kapatmanın gereksiz olduğunu söyleyen Radetzki, şöyle devam ediyor: “Ben virüsten değil, insanların paniklemesinden ve davranışlarından daha çok korkuyorum. Evden çıkamamaktan, tırmanışa gidememekten endişeliyim. Gerekiyorsa bunları elbette yapacağız ama devletler isterse bu olayın altından kalkar. Mesela iklim değişikliği daha büyük bir problem ama bunun için kaç uçuş iptal oluyor ki? Açıkçası politikacıların salgınla mücadeleyi nasıl sürdüreceklerini, gerçekten şeffaf olup olmayacaklarını, ülkelerin doğru rakamları ne zaman açıklayacaklarını merak ediyorum.”