Koşuyolu Parkı betonlaşmayı hak etmedi
Diyarbakır’ın en eski parklarından olan Koşuyolu Parkı’na iki katlı 'Ali Emiri Bilgi Evi' inşa ediliyor. Bina, “Park betonlaştırılıyor” şeklinde eleştiriliyor.
DİYARBAKIR - Yakın zamanda gazeteci ve şair arkadaşım Bayram Balcı bir fotoğraf paylaştı. Fotoğraf, bir şiir etkinliğinden. Ahmet Telli ile Bayram Balcı’nın arasında oturmuşum. Önümüzde uzanan havuzun etrafında çoğu genç hatırı sayılır bir kalabalık vardı. O günü hatırlıyorum, belediye festival etkinliğini salonlardan çıkarıp bütün kente yaymak istemiş, bizim etkinliğe de Bağlar’daki Koşuyolu Parkı’nı uygun görmüştü. Ama yıl kaçtı, unutmuşum. Gün gelecek belediyelere kayyım atanacak, önünde şiirler okuduğumuz ahşap kafenin yerine beton bina dikileceğinden bihaber olduğumuz yıllar öncesinden bir fotoğraf yani.
Yıllar sonra Diyarbakır’a taşınıp yerleştiğim ev, Koşuyolu Parkı’na sadece 100 metre kadar uzaktı. Evi değiştirdim zamanla ama uzaklaşmadım parktan. Salkım söğütten iğde ağacına birçok ağaç var parkta. Önünde şiir okuduğumuz havuz, aslanında kanallarla parkın tam ortasından geçen büyük bir havuz. Parkın içinde İnsan Hakları Beyannamesi’nin yazılı olduğu bir kaide, Yaşam Hakkı Anıtı ve heykel festivalinden kalma eserler de yer alıyor.
.
İlkbahardan sonbahara kadar neredeyse her gün Koşuyolu Parkı’ndaki Deniz Kafe’de çay içtim, onlarca kitap okudum, birçok randevumu burada gerçekleştirdim. Havuzda keyifle yüzen ördekleri, sıcak yaz günlerinde çok kıskandım.
BETON YAPI YAPILAMAZ ŞERHİ
Parkta belki sadece bir kez şiir okundu ama çok sayıda eylem yapıldı burada. Belediyelere kayyım atandıktan sonra parkın etrafı birçok defa polis bariyerleriyle kapatıldı. İnsan Hakları Derneği ile kayıp yakınlarının yıllardır Yaşam Hakkı Anıtı’nın önünde düzenlediği “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” eylemi uzun süre yasaklandı. Barış Anneleri’nin burada eylem yapmaması için parkın etrafı günlerce polis bariyerleriyle kapatıldı.
.
Koşuyolu Parkı arazisinin yıllar önce küçük bir hipodrom olduğunu sonradan öğrenecektim. Şehir o kadar büyümüş ki burada bir zamanlar at yarışlarının yapıldığına inanmak zor geliyor bana. Milli emlak arazisi olan 73 dönümlük bu alan, 1995 yılında üzerinde beton yapı yapılamayacağı şerhi ile belediyeye devredilmiş ve 73 dönümlük arazi parka dönüştürüldü.
PARKA YAPILAŞMA FAALİYETLERİ
Koşuyolu Parkı’nın şiirli, eylemli, yasaklı tarihçesi kısaca böyle. Yukarıda, “üzerinde beton yapı yapılamayacağı şerhi”nden söz ettim. Bu yazının konusu da aslına bu şerhin geçerliliğini yitirdiğine dair.
Yakın zamanda bir gün, parkın içindeki Deniz Kafe’nin artık yerinde olmadığına şahit oldum. Ne zaman yıkılmış olabilirdi? Parktaki büfe işletmecisi, “Birkaç gün önce yıktılar” dedi. Nedenini kendisi de bilmiyordu ancak bir kütüphane yapılacağına dair duyum almıştı.
Bütün yaz Deniz Kafe’nin bıraktığı boşluğa bakıp iç geçirmekle geçti. Derken bir başka faaliyet dikkat çekti. Adamlar sondaj yapıyordu parkın içinde. Su arıyorlarmış. Parkın sulamasını kazacakları kuyudan karşılayacaklarmış. Aradıkları suyu buldular mı, bilmiyorum. Uzunca bir süredir o bölgede bir faaliyet yok.
Deniz Kafe yıkılınca büfeler çay ocağına dönüşmüş olsa da çay içecek bir mekan yok hissini bir türlü atamadım üzerinden. Bu nedenle olsa gerek, neredeyse parkın içinden hiç geçmedim. Geçince de bir binayla karşılaştım. Adı oldukça uzun binanın: T. C. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Koşuyolu Kadın Yaşam Merkezi. Büyükşehir Belediyesi’ne 3 kayyım atandı şimdiye kadar. Bu merkezi parka hangi kayyım kondurdu, bilmiyorum.
‘GÜZEL BİR BİNA OLACAK’
Bu arada Deniz Kafe’nin bıraktığı boşlukta da bir inşaat yapılıyor. İhale tabelasına göre özel bir şirkete ihale edilen beton yapı bittiğinde “Ali Emiri Bilgi Evi” olarak işlev görecek. Yine ihale tabelasındaki bilgilere göre, binanın tamamlanma süresi 180 gün olarak belirlenmiş, bina yılsonunda bitmiş olacak yani.
İnşaat alanında çalışanlardan biri, “İki katlı, güzel bir bina olacak” dedi. Güzel bir bina olabilir mi? Döktüğü asfaltı söküp yeniden yapan bir belediye güzel bir bina başarabilir mi? Bu bina, neden bütün yazı çoluk çocuk Koşuyolu Parkı’nda geçiren Bağlar halkına rağmen yapılıyor?
Soruların bir manası yok. Bütün itirazlara rağmen ofis semtindeki küçücük Rızvan Ağa Parkı’na da bina yaptılar. Bütün kayyımlar kentin dinamiklerinden uzak durdular ve kentle ilgili bütün işleri, itirazlara rağmen birden fazla maaş alan ithal bürokratlarla yürütüyorlar.
Genç işçi, “Güzel bir bina olacak” demişti. Bir defa parkın içinde yapıldığı için asla güzel bir bina olmayacaktır. Bu bina Bağlar’ın bu bölgesindeki en büyük, en güzel parkıydı ve şimdi yapılan aslında bir parkı kimliksizleştirmek, belleğini silmek, insansız bırakmak ve elbette betonlaştırmaktır.
Kayyımların en büyük buluşu Bilgi Evi mutlaka başka bir yere yapılabilirdi ama yapılmadı. Ne Koşuyolu Parkı ne de parkı şenlendiren Bağlar halkı bunu hak etmedi.