11 Nisan 2008'de, Moskova’da bulunan Rus Kozmonot Eğitim
Merkezi’nin önünde, bir heykelin açılışı yapıldı. Heykeldeki figür,
roketin üzerinde, ayakta duran sevimli bir köpeği tasvir ediyordu.
Geç kalmış bir saygı duruşunu simgeleyen gelen bu heykel, bizleri
uzay tarihimizin ilk yıllarına götürdü. 3 Kasım 1957’deki
yolculuğuyla, uzaya çıkan ilk canlı olarak tarihe geçen Layka’nın
hikâyesi, derin bir hüznü de beraberinde getiriyor.
Dünya’nın dışına çıkan ilk uzay aracı Sputnik, yeni ve uzun bir
çağın ilk adımı oldu aynı zamanda. Sovyetler Birliği ve Amerika
Birleşik Devletleri arasında bir maça benzeyen uzay
araştırmalarında ilk gol, Sputnik 1 ile tabelada Rusların hanesine
yazdı. Dönemin Sovyet lideri Nikita Kruşçev, Sovyetler Birliği’nin
40. kuruluş yıl dönümü olan 7 Kasım'dan hemen önce, ikinci bir uzay
mekiği göndermenin çok anlamlı olacağını düşünüyordu. Emir
demiri keser. Hâlihazırdaki mekik çalışmasını (daha sonra
Sputnik 3 olarak anılacaktı) erkene almak mümkün görünmediği için,
yeni bir projeye başlama kararı alelacele çıktı.

İlk uydunun yarattığı üstünlüğü pekiştirecek, yeni bir “ilk”in
başarılmasını sağlayacak mekiğin üretilmesi için Kruşçev’in
mühendislerine verdiği emir herhangi bir gerekçe kabul etmeyecek
kesinlikteydi. İnsanlı uçuşlar için yapılan hazırlıklarda Sovyet
bilimcileri bir süredir hayvanlarla deney yapma fikri üzerinde
duruyordu ve Sputnik 2 için hedef artık belliydi.
İkinci uydunun içinde bir köpeğin yer alması yönünde kesin karar
alındı ve yeni bir aracın geliştirilmesine başlandı. 1951’de
başlatılan deneylerde 12 köpek, atmosferin üst katmanlarında
gerçekleştirilen uçuşlarda bir takım testlerden geçirilmişti.
Fakat sorun şuydu ki, Kruşçev’in emri vermesinden sonra,
fırlatma için kalan süre sadece beş haftaydı. Bu süre içinde
gerekli araç tasarlanacak, inşa edilecek, fırlatmanın planlaması ve
testleri yapılacaktı. Bunlara ek olarak, uzay mekiğinin yolcusu da
bulunacak ve gerekli eğitimlerden geçirilecekti.
Bu durumda kaçınılmaz bir gerçek, uzay aracının parçaları için
gerekli testlerin istenen düzeyde yapılamayacak olmasıydı. Aceleye
getirilen bir projeyle tarih yazılacaktı. Üstelik Sputnik 2’nin tek
görevi uzaya bir canlıyı çıkarmak da değildi. Güneş ışıması ve
kozmik ışınlar hakkında bilgi toplamak gibi hedefler de bu mekik
için görev kâğıdına yazılmıştı.

SIRADAN BİR SOKAK KÖPEĞİ
Sputnik 2 uçuşu için üç köpek eğitilmişti: Albina, Muşka ve
Layka. Köpekler, Sputnik 2'nin kısıtlı alanına alışabilmeleri için
20 günlük bir süreçte, her hafta daha da küçültülen kafeslerde
tutuluyordu. Oldukça dar bir alan sunan bu kafeslerde köpekler
genel bir huzursuzluk içindeydi ve boşaltım yapmak istemiyorlardı.
Durumları giderek kötüleşiyordu ve müshil ilaçları da bir işe
yaramıyordu. Araştırmacılar bu durumda köpekler için yaşam alanını
biraz daha geniş tutmaya karar verdiler. Buna rağmen oturma, kalkma
ve beslenme dışında hareket etmeleri mümkün olamıyordu. Sürekli
harekete alışkın olan köpekler için bu durum daha da katlanılmaz
hale geliyordu. Uzun periyotlarda eğitimlere tabi tutulan köpekler,
uzay mekiğinin hızlanma anını simüle eden santrifüj (merkezkaç)
makinesi ve yaşanacak gürültüye alışmalarını sağlayan cihazlarla
alıştırma sürecine tabi tutuldular. Bu süreçte köpeklerin kalp
ritmi ikiye katlandığı gibi kan basınçları da 30-65 torr civarında
yükselmişti. Köpekler aynı zamanda uzaydaki yiyecekleri olan yüksek
besinli jöle kıvamındaki bir mamaya da alıştırıldı.
Uzayda yaşam üzerine araştırmalar yapan Rus bilimci Oleg
Gazenko, bu görev için Layka'yı seçti ve eğitimiyle yakından
ilgilendi. Moskova sokaklarında başıboş biçimde dolaşan sıradan bir
sokak köpeğiyken, tamamen iradesi dışında gelişen bir süreç
Layka’nın kaderini değiştiriyordu. Aşırı soğuk ve açlığa karşı
dayanıklı oldukları için bu tip zor görevlerde Sovyet bilimcileri
genellikle sokak köpeklerini kullanmayı tercih ediyordu. 6 kilo
ağırlığında melez bir dişi olan Layka, yaklaşık üç yaşındaydı.
Hazırlık süreçlerinde Sovyet bilimcileri köpeğe “küçük kıvırcık”
anlamına gelen Kudryavka lakabını takmışlardı ve bu isimle
seslenerek seviyorlardı. Türkiye’de köpekler için yaygın olarak
kullanılan “Karabaş” ismi gibi bir isimdi Layka (Rus alfabesiyle
yazılışı Лайка). Amerika’da ise gazeteler melez köpek anlamına
gelen “mutt” sözcüğünü ve Sputnik ismini birleştirerek, köpeği
“Muttnik” olarak andılar. Sovyet kaynaklarına göre, Layka, Sibirya
kurdu ile teriyer kırmasıydı. Sakin bir karaktere sahip olan Layka,
diğer köpeklerle kavga etmiyor, insanlarla gayet iyi anlaşıyor ve
oyun oynamayı çok seviyordu.
SPUTNİK 2 YOLA ÇIKACAK
Günler ve haftalar hızla geçerken, teknik ekip aracı
geliştirmekle meşguldü. Yürütülmekte olan diğer kapsamlı projeden
de bazı unsurları kullanan mühendisler, mekikte Layka’nın hayatta
kalmasını sağlayacak önemler alıyorlardı. Bir oksijen jeneratörü,
karbondioksiti emmesi için araca yerleştirildi. Kabin sıcaklığı 15
derecenin üstüne çıktığında kendiliğinden çalışamaya başlayarak
köpeğin yaşam alanını serin tutacak bir soğutma sistemi de araca
eklenmişti. Hesaplamalara göre yedi gün sürecek uçuşta köpeğin
beslenmesi için yiyecek de sağlanmıştı. Dışkısının saklanması için
de irice bir kap tertibatı ayarlanmıştı. Layka, özel tasarlanmış
bir emniyet kemeriyle araca bağlı duracaktı. Bu kemerler köpeğin
oturma, kalkma ve yatma haricindeki hareketlerini engelliyordu.
Zaten kabinde hareket edecek fazla alan da yoktu. Yerleştirilen
donanım sayesinde hayvanın kalp atışları, nefes alıp verme sıklığı,
kan basıncı ve hareketleri gözlenebilecekti.
Görev ekibinden Dr. Vladimir Yazdovski, Layka’yı
yolculuğundan önce evine, çocuklarıyla oynaması için götürdü.
Yıllar sonra yayımlanan bir kitapta şu sözleri yazıyordu: “Onun
için güzel bir şeyler yapmak istedim. Yaşamak için o kadar az vakti
kalmıştı ki.”
DÖNÜŞ BİLETİ OLMAYAN BİR YOLCULUK
Layka'nın uzay görevinin gerçekleştirildiği yıllarda, uzay
yolculuğunun canlılar üzerindeki etkileri hakkında neredeyse hiçbir
şey bilinmiyordu. Bazı bilimcilere göre, insanların uzay
koşullarında yaşaması mümkün değildi. Bu nedenle mühendisler, test
niteliği taşıyacak ilk denemede uzaya insan yerine hayvan
göndermenin gerekli olduğu kanısına varmıştı. Ne var ki Sputnik 2,
dünyaya geri dönebilecek yeterlilikte tasarlanmamıştı. Bu yüzden
Layka'nın bu görevden sağ dönemeyeceği kesindi. O dönemde ne Sovyet
basınında, ne de diğer ülkelerde, konunun etik yanı pek gündeme
gelmemişti. Sadece Layka’nın gidişi konuşuluyordu, kimse
sonrasından bahsetmiyordu.
Bu durum proje ekibi için büyük bir üzüntü kaynağıydı. Dört
haftalık hazırlık sürecinin yoğunluğu, ekip üyeleri ile Layka
arasındaki bağı güçlendirmişti. Sputnik 2’nin fırlatılmasından kısa
süre önce, program ekibinde yer alan uzmanlardan biri olan Dr.
Vladimir Yazdovski, Layka’nı evine götürdü. Dönüşü olmayan görevden
önce Layka bu sıcak evde, Vladimir Yazdovski’nin çocuklarıyla
oynadı. Yıllar sonra yayımlanan bir kitapta, Dr. Vladimir
Yazdovski’nin, o gün için şu kısa ama etkileyici sözü okunacaktı:
“Onun için güzel bir şeyler yapmak istedim. Yaşamak için o kadar az
vakti kalmıştı ki.”
UZAYA GİDEN UZUN YOKUŞ
Fırlatmadan üç gün önce, denemeler için 31 Ekim 1957'de Layka
mekiğe yerleştirildi. Baykonur’da o tarihlerde iklim bir hayli
soğuk olduğu için, bir ısıtıcıya bağlanan hortumla köpeğin
bulunduğu kabine sıcak hava veriliyordu. Fırlatma öncesinde
Layka’nın her anını gözlemlemesi için iki uzman görevlendirilmişti.
Baykonur Kozmodromu'nda gerçekleştirilecek kalkıştan hemen önce,
Layka'nın tüyleri titizlikle hafif alkollü bir solüsyonla
ıslatıldı. Vücut işlevlerini bildirecek alıcıların yerleştirileceği
alanlara da tentürdiyot sürüldü.
Nihayet o beklenen an geldi. Yerleştirilen algılayıcılar
sayesinde Layka’nın her tepkisi ölçülebiliyordu. Fırlatma işleminin
ilk anlarından itibaren, özellikle mekiğin hızlanmasıyla Layka'nın
nefes alış sıklığı üç-dört kat attı. Alıcılar, fırlatılma anından
önce dakikada 103 kez atan kalbinin, hızlanmanın ilk anlarında
dakikada 240 kez attığını gösteriyordu. Mekik yörüngeye
yaklaştıktan sonra, Sputnik 2'nin burun kısmındaki parça başarıyla
atıldı, ancak “Blok A” ismindeki parça planlandığı gibi ayrılamadı
ve ısı denetim sisteminin düzgün çalışmasını engelledi. Isı
yalıtımını sağlayan parçalarda oluşan bazı hasarlardan ötürü kabin
sıcaklığı 40 dereceye kadar yükseldi. Yerçekimsiz ortamda geçen üç
saatin ardından, Layka'nın kalp atışları normale dönmüştü. İlk
ölçümler, Layka'nın gergin olduğunu, fakat buna rağmen yemeğini
yediğini gösteriyordu. Ancak fırlatmadan yedi saat sonra mekikten
bir daha yaşam belirtisi sinyali alınamadı.
Layka’nın özel eğitmeni Oleg Gazenko: “Hayvanlarla
çalışmak hepimiz için bir acı kaynağı. Onları sanki konuşamayan
bebeklermiş gibi görüyor ve buna göre davranıyorduk.”
UZAYA ÇIKAN VE UZAYDA ÖLEN İLK CANLI
Layka’nın tam olarak ölüm nedeni uzun süre sır olarak kaldı.
1999'da yapılan açıklamalar, yolculuğun dördüncü gününde kabinde
oluşan aşırı ısınma sonucunda Layka’nın öldüğünü bildirdi. Sputnik
2 ekibinde yer alan bilim insanı Dr. Dimiti Malaşenkov, 2002’de
yazdığı bir makalede, Layka'nın fırlatmadan 7 saat sonra aşırı
ısınma ve stres nedeniyle öldüğünü açıkladı. Malaşenkov, Dünya Uzay
Kongresi'ne sunduğu makalede, “Böylesi kısıtlı zamanda güvenilir
bir ısı denetim sistemi ortaya çıkarmak pratik olarak imkânsızdı”
açıklamasını yaptı. Beş ayın ve yörüngede 2570 dönüşün ardından,
Sputnik 2, 14 Nisan 1958’de, Layka'nın cansız bedeniyle birlikte
yörüngeden ayrıldı. Layka, SSCB tarafından uzaya gönderilmiş,
böylelikle dünyanın yörüngesine çıkmış ve yörüngede ölmüş ilk canlı
olarak tarihe geçti.
Her koşulda, deney canlı bir yolcunun uzay mekiği içinde ve
yörüngeye çıktıktan sonra yer çekimsiz ortamda hayatta
kalabileceğini kanıtlıyordu. İnsanlı uçuşların başlatılmasından
önce, yaşayan organizmaların uzay ortamında nasıl tepkiler
vereceğiyle ilgili bilgi edinilmesini sağlayan bu ilk deneme,
bilimcilerin önünü açmış oldu.
HAYVAN HAKLARI SAVUNUCULARINDAN PROTESTO
Soğuk savaş döneminin en sıcak yıllarında, SSCB ve ABD arasında
patlak veren uzay yarışı nedeniyle uzun süre gölgede kalan etik
sorunlar, ancak deneyin üzerinden yıllar geçtikten sonra gündemde
kendine yer bulabildi. 1957’de yayımlanan gazeteler ve ajansların
geçtiği haberler deneyin çoğunlukla siyasi yanına atıfta
bulunuyordu. Köpeğin uçuş öncesi ve sırasındaki sağlık durumu ile
ölüme gönderilişi kamuoyunun ilgi alanı dışındaydı. Ne var ki daha
sonraki dönemde köpeğin kaderiyle ilgili tartışmalar büyümeye
başladı.
İnsanlığın uzay konusundaki çalışmalarında önemli bir adım
anlamına gelen bu görev, hayvanların bilimsel ilerleme adına denek
olarak kullanılması konusundaki tartışmaların fitilini ateşlemiş
oldu. İngiltere merkezli Ulusal Köpekleri Koruma Birliği (The
National Canine Defence League) ve Hayvanlara Yardım Derneği
(RSPCA) gibi kuruluşlar etkin protestolar düzenledi. Hayvan hakları
savunucuları, SSCB temsilciliklerinin önünde protesto gösterileri
gerçekleştirdi. New York'daki Birleşmiş Milletler’in önünde de
geniş katılımlı gösteriler düzenlendi. Bu tepkilere rağmen,
ABD'deki bazı araştırmacılar Sovyet meslektaşlarına bir miktar
destek vermekten geri durmadı.
LAYKA HİÇ UNUTULMADI
Sovyetler Birliği'nde durum daha farklıydı. Medya ve Sputnik
2’yi konu eden kitaplar, etik sorunları görmezden geldi. Bir köpeği
uzayda ölüme yollamak konusunu ele alan bir özeleştiriyi dünya
kamuoyu uzun yıllar bekledi. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının
ardından, 1998'de, Layka'yı uzaya yollayan ekipte etkin biçimde yer
alan ve Layka’nın eğitiminden sorumlu olan bilimci Oleg Gazenko,
köpeği ölüme yollamak konusundaki pişmanlığını şu şekilde ifade
etti: “Hayvanlarla çalışmak hepimiz için bir acı kaynağı. Onları
sanki konuşamayan bebeklermiş gibi görüyor ve buna göre
davranıyorduk. Olayın üstünden geçen her yıl üzüntümü daha da
artırdı. Bunu yapmamalıydık. Bu görevden öğrendiklerimiz, köpeğin
ölmesini haklı kılmaya yetmiyor.”
Layka ismi, 3 Kasım 1957’den sonra simgeleşti. Pek çok ülkede
Layka’nın anısına pullar, kitaplar ve albümler yayımlandı.
Rusya'nın Yıldızkent şehrindeki Rus Kozmonot Eğitim Merkezi'nde
bulunan bir heykel ve bir levha Layka’yı unutamayanlar tarafından
her gün ziyaret ediliyor ve çiçeklerle süsleniyor. New Yorklu
Folk-Rock şarkıcısı Jonathan Coulton, Space Doggity adlı melankolik
şarkısında (klibi aşağıda) Layka’yı anlattı. Ünlü çizgi romancı
Nick Abadzis de 2007’de Layka adında bir çizgi roman albümü
çıkardı.
Layka çok iyi bir köpekti. Sakin, iyi kalpli, uslu, akıllı ve
güzel bir köpek… Uzayda bir işaret bıraktı. Artık orada bizden bir
şeyler vardı.
