Kristal İş Yönetim Kurulu Başkanı Çetintaş: Başbakan samimiyse gereğini yapmalı

DUVAR -  Türk-İş’e Bağlı Kristal-İş Sendikası'nın Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Çetintaş, Türkiye’de sendikaların yeni perspektifle işçileri örgütlemeleri gerektiğini ifade etti. Sendikaların işten atılmaların önüne geçmek için güç ve eylem birliği yapmaları gerektiğini söyleyen  Bilal Çetintaş şöyle devem etti:

"Üst konfederasyonumuz Türk-İş, işten çıkarmalara karşı sesiz. İtiraf ediyorum ben de sessizim ama Türk-İş üst yönetimi daha da sesiz. Türk-İş, Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile sorunları çözmeye çalışıyor ama çözülmüyor. Benim hükümetle işim yok. Hükümet, taşeronlaşmayı dayattığı zaman, Türk-İş yönetimi kararlı dirayet gösterseydi, bugün 3 milyon taşeron işçisi olmazdı. Türk-İş’in 1.5 Milyon üyesi vardı bir zamanlar. Şimdi ise 750 bine düştü bu sayı. Türk-İş , taşeronlaşma uygulamaya koyulmaya başladığında ses çıkarmadı. 750 bin işçi neryee nasıl gitti? Tek Gıda’nın 180 bin, Belediye-İş'in 150 bin üyesi vardı."

'SENDİKALAR HÜKÜMETLE İŞ BİTİRİYOR'

Şimdi bu sendikaların var olan durumlarını korumaya çalıştığını belirten Çetintaş, şunları ifade etti: "İşçinin sendikalara güveni azaldı, bir çok işçi sendikalara güvenmiyor. Biz sendikacılar güvensizlik yaratmadık mı yaratık! KİT’lerde kalan işçilerin sendikası hükümetle iş bitiriyor. Sendikalar kendi içlerinde bağımsız olmalı. Bir sendika kendi bağımsız yapısını koruyamazsa örgütlenemez. Hükümetle yol almaya kalkarsan alamazsın. Türk-İş'te kaç sendika eylem yapalım der? Türk-İş kaybettiklerini geri alma mücadelesi vermeli."

'TÜRK-İŞ İÇİNDEKİ SOSYAL DEMOKRAT SENDİKALAR GÜÇ KAYBETTİ'

Türk-İş bünyesindeki sosyal demokrat sendikaların güç kaybettiğini kaydeden Çetintaş şunları söyledi:  "Türk-İş içinde sosyal demokrat sendikalar güç kaybetti. Türk-İş’in sessizliği de birazda buradan kaynaklanıyor olabilir. TÜMTIS, Deri-İş, Gıda –İş, Kristal –İş yetki alamıyor. Hava-İş ve Petrol –İş sendikalarında yönetim değişti. Sosyal demokratlar önemli ölçüde güç kaybetti."

'BAŞBAKAN YILDIRIM SAMİMİYSE YAPTIRIM UYGULASIN'

AK Partili belediye başkanlarının işçilere Hak-İş'e bağlı Hizmet İş sendikasına geçmek için baskı yaptıklarını söyleyen Çetintaş, şunları anlattı:

"Belediye başkanları bu uygulamadan derhal vazgeçmeli. Hizmet-İş’e geçmeyen direnen işçiye aba altından sopa gösteriliyor. Yani işten atmakla tehdit ediliyor arkadaşlarımız. 2010 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan işçilerin özgür iradesiyle istediği sendikayı seçebileceğini ifade etmişti. İstanbul’da İLO toplantısında Başbakan Binali Yıldırım ise, 'sendikalaşmadan korkmayın’ dedi. Anayasal hak olan sendikalaşma hakkını kullanan işçiler anında kapının önüne koyuluyor. Sayın Başbakan Yıldırım, İLO toplantısında söylediklerinde samimi ise sendikaya üye olan işçileri işten atan işverenlere acilen yaptırım uygulasın. İşverenlere desin ki 'sendikaya üye olan işçi işten atılmayacak, işten atılırsa yaptırım uygularız’ demeli. Bunlar hep lafta kalıyor. Bir işçi işten atıldığında işe iadesi en az 1 yıl sürüyor. Bir yıl bu insan ne yeyip ne içecek? Kavga ettiğin zaman yanında kimse olmuyor destek gelmiyor."

SÜLEYMAN ÇELEBİ'YE ELEŞTİRİ

Cam, toprak, kiremi , seramik sektöründe 200 bin işçinin bulunduğunu söyleyen Çetintaş, bu işçilerin ancak yüzde 30’nun sendikalı olduğunu kaydetti. 140 bin işçinin sendikasız olduğunu belirten Çetintaş, DİSK’in eski Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Celebi'yi de eleştirdi:

"Örgütsüz sendikasız işçiler dururken, sendikamızda örgütlü olan arkadaşlarımızı DİSK’in saflarına çekmek için çalışma yapıyor. 140 bin işçi sendikasız sektörde. Sen gel TİS (toplu iş sözleşmesi)  görüşmeleri ve direniş yapıldığı dönemde işçilere başka sendikayı göster. Bizim yanlışlarımız eksiklerimiz olabilir vardır da ama işçinin yönünü başka bir sendikaya çevirmek neyin nesi?"

'SİYASİ PARTİLER SENDİKALARIN İÇİŞLERİNE KARIŞMAMAMALI'

Siyasi partilerin sendikaların içişlerine karışmaması gerektiğini belirten Çetintaş, Şişe Cam'da yaşananlara ilişkinse şunları söyledi: "TİS görüşmelerinde yıllardan beri uygulanan bir kural vardır. Önce idari maddeler konuşulur. Daha sonra ücret ve sosyal haklar. Görüşmelere başladık, işveren idari maddeleri konuşmaya başladı ve dedi ki ‘yüzde 5 daralmaya gittik. İşçilik maliyetleri yüksek, 289 işçinin sözleşmesini fes edeceğiz’ 289 işçinin çıkışını İŞKUR’a bildirdi. Önce emekliliğine 1 , 2, 3 yıl kalanlara yüzde 14 ile yüzde 26 arasında ihbar ve kıdem tazminatına zam yaparak çıkarmak istedi. Burada anlaştık. Daha sonra verimsiz olan, istirahat alanların ikramiyelerinden kesinti yapmak istediler, karşı çıktık. Daha sonra 70 işçiyi Eskişehir’e göndermek istediler. Bu yönde gelişme olunca işi yavaşlattık, eylem yaptık. Bu kez devreye CHP ilçe başkanı ve Süleyman Celebi girdi. Celebi ve arkadaşlar üretimi tamamen durdurmak için görüş bildirdiler. Bunun kolay olmayacağını ifade ettim. Arkadaşlara dedim ki bu sözleşme Yüksek Hakem Kurulu’na giderse sıkıntı yaşarız. Yüksek Hakem Kurulu işverenin verdiği ücret ve sosyal hakları kabul eder, itiraz etme hakkımız yok. Arkadaşlar şubeyi bastılar, beni protesto ettiler, konuşmam sırasında arkalarını bana döndüler. CHP Lüleburgaz İlçe Başkanı delegeye şirin gözükmek işçileri etkilemeye çalıştı. Benim ve tabanın yol haritasına müdahale oldu. Siyasi partiler sendikaların iç işlerine karışmamalı ama desteklemeli. Burada böyle olmadı. İşçi arkadaşlarda bunu anlamadı."

SENDİKA YÖNETİCİLERİ NE KADAR MAAŞ ALIYOR?

Kristal-İş Sendikası Yönetim Kurulu Başkanı Bilal Çetintaş, sendikacıların aldıkları ücretlere ilişkin soruya ise sendikanın 6 bin üyesi olduğunu belirterek, şu yanıtı verdi: "Genel merkez yöneticileri 10 ile 11 bin lira, şube yöneticileri ise 7 ile 7 500 Lira arasında maaş alıyor."

Çetintaş, işçilerin sendikaya ödedikleri aidatın ise bir yevmiye (70 ile 80 lira) olduğunu belirtiyor.

DİĞER İŞÇİ ARKADAŞLAR BİZİMLE BİRLİKTE YÜRÜMEDİ

Şişe Cam'daki eylemci işçilerden Aydın Şahin, üyesi olduğu Kristal İş sendikasını eleştirdi. Şahin, şöyle konuştu: "Biz ekmek peşindeyiz. Aldığımız ücret ve sosyal haklar yetersiz. Ateşin karşısında iş kazası ile karşılaşıyoruz. Meslek hastalığına yakalanıyoruz. Gönül isterdi ki biz yürümeye başladığımızda sendika başkanımız ve diğer işçi arkadaşlar da bizimle yürüsün, yürümediler. Şimdi 90 işçi yalnız kaldı. 90 arkadaş Eskişehir’e gidecek mi gitmeyecek mi herkes kendi kararını verecek.’