Kuaförde sohbetin konusu kadın cinayetleri: Tahayyül ettiğimiz eşitlik çok yakın
Diyarbakır’ın her alanı gibi kadın kuaförleri de Türkiye gündemi ile epey meşgul. Kadınlar, kadına yönelik şiddet ve cinayetleri de yakından takip ediyor.
DİYARBAKIR - Dört çalışan olmasına rağmen sırasını bekleyen epey kadın var kuaförde. Sıra bekleyen kadınlar kendi aralarında havaları, ekonomiyi, çocuk kreşlerinin pahalılığını ve ev hallerini konuşuyorlar. Çalışanların ise elleri işte, kulakları muhabbette. Müşterilerine kuaför klişesi diyebileceğimiz cümleler ile sorular soruyorlar. Kuaför Hülya'dan mesela, ‘’Saçını kim kesti senin?’’ gibi sorular duyuyoruz. Bu sorudaki, "Saçın iyi kesilmemiş" manası hemen hissettiriyor kendisini.
Gideni geleni çok kuaförün. Seneler içinde sadık müşteriler edinmiş. Kadınlar saç bakımı yaparken gönül rahatlığıyla sohbet de edebiliyorlar burada.
Politik olmasıyla bilinen şehrin kuaförlerinde de politik gelişmeler konuşuluyor. Türkiye’de bir günde 8 kadının öldürülmesi ise sıra bekleyenlerin kaynaşma sebebi oluyor.
Kuaför çalışanı Aysel henüz 16 yaşında ve onunla iyi sohbet ederiz. Türkiye gündemine ilgisi ve gazeteci olmak hevesi, sohbetlerimizi koyulaştırıyor. Ne zaman kuaföre uğrasam önce hal hatır soruyor sonra gündemden bahsediyor Aysel.
Yine öyle yaptı Aysel, önce hal hatır sordu, sonra, "Bir günde 8 kadın öldürülmüş, bu doğru mu abla?" diye sordu.
Bu arada müşterinin saçlarına fön çekiyordu Aysel.
Kadın, "Diyarbakır'da mı?" diye sordu şaşkınlıkla. Aysel, bu cinayetlerin farklı şehirlerde gerçekleştiğini söyledi ve "Ne fark eder ki?’’ diye ekledi.
Haklıydı Aysel, 28 Şubat’ta Türkiye’de tam 8 kadın katledilmişti.
Aysel sık sık müşterileri ile bunları konuşuyor olmalı diye düşünüyorum. Kadınlar ona peş peşe soruyorlar: Hepsi erkekler tarafından mı öldürüldü? Kim yaptı? Nasıl oldu?
Aysel bu soruları cevaplamadan beni işaret ediyor, ‘’Gazeteci olan o, ona sorun’’ diye.
Sohbet kadın cinayetleri üzerinden devam ederken emekli öğretmen olduğunu öğrendiğim Halise araya giriyor: "Geçenlerde bir kız da Batman’da kaybolmuştu. Kızım fotoğrafını göstermişti bana. Yazık, çok güzel, gencecik bir kızdı. Ne oldu o kıza? Televizyonda da bir şey çıkmıyor ki haberimiz olsun.’’
Aysel buna da cevap verdi: "Rojwelat ölü bulundu teyze." Herkes duraksayıp Aysel'e baktı.
"Ah" çekti emekli öğretmen Halise. "Nasıl olmuş, kim yapmış" diye sordu.
Bu sefer Aysel'den önce saçlarını boyatan kadın verdi sorunun cevabını: ‘’Cenazesi Batman’da, barajda bulundu teyze. Ne olmuş pek bilinmiyor. Ben de sosyal medyada gördüm."
Halise üşümüş olmalı, bir ayağını peteğe yaslayarak, "Bir şey olmuştur kızım, bir şey olmuştur da biz bilmiyoruz. Allah annesine sabır versin. Ben isimleri aklımda pek tutamıyorum. Bir değil iki değil ki aklımızda kalsın. Kızım çok takip ediyor böyle şeyleri, ondan duyuyorum. bazen de televizyondan görüyorum. Ama biri var unutmuyorum ismini’’ diyor. Halise gerçekten çok üşüyor olmalı. Çünkü sözünü tamamlamadan doğalgazın çok pahalı olduğunu anlatıyor.
Kuaför hali, herkesin derdi başka. Ödeme yapmak isteyenler, fiyat soranlar, sırasını karıştırıp tartışanlar... Her ne kadar Halise, o hengamede sussa da unutamadığı kişinin ismini sormadan edemiyorum.
Halise, yarım bıraktığı sohbeti hatırlayan bir ifadeyle, adını unutamadığı kişinin Gülistan Doku olduğunu söylüyor. Kızı Gülistan Doku’nun bulunması için yapılan eylemlere katılmış. ‘’Kızım eylemden Gülistan’ın bir fotoğrafıyla döndü. Fotoğrafı getirdi koydu evin bir köşesine, halen orada durur. Nasıl unutayım, kaç yıl oldu kayıp kız. Hiç mi vicdan yok bu insanlarda."
Kuaförün sahibi Hülya elindeki fön makinasını durdurup, ‘’Şu yıla gelmişiz hâlâ insanlar kayboluyor. Annesi kızının yaşamından kesmiş umudu. Bir mezar istiyor. İnsanları kendi çocuklarının kemiklerini isteyecek duruma getirdiler. Hoş bu yeni değil, hep böyleydi" deyiveriyor.
Aysel, "Rojwelat da Gülistan'ın arkadaşıymış. Bunu öğrenince çok etkilendim. Daha 16 yaşımda bildiğim duyduğum şeylere bakın. Güvende hissetmiyorum kendimi. Bir tek ben değil, sınıf arkadaşlarım da öyle ve ne yapacağız bilmiyorum’’
Konuşulanları dikkatle dinleyen genç bir kadın, sonunda sessizliğini bozarak Aysel’e seslendi: "Seni pek umutsuz gördüm. Bak 8 Mart yaklaşıyor, böyle olmaz, neşelen biraz. Hem binlerce kadın dünyanın her yerinde mücadele ediyor, bu bize güç vermeli. Gülistan da, Rojwelat da her 8 Mart'ta bizimle olacak. Öfkemiz de, umudumuz da diri. İnan bana tahayyül ettiğimiz eşitlik çok yakın."