Küçükçekmece Belediye Başkanı: 'Binanın kendiliğinden yıkılması bir sinyal'

Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, yıkılan binanın sinyal verdiğini belirterek, başka binaların da yıkılabileceğini söyledi. Çebi, ilçede hızlı tarama testlerine başlandığını açıkladı.

Abone ol

İSTANBUL – Küçükçekmece’de kendiliğinden çöken bina, İstanbul’da ne kadar binanın riskli olduğu tartışmalarına neden oldu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi deprem olmadan İstanbul’da yıkılma riski bulunan 1556 bina olduğunu açıkladı. Bu yapıların büyük çoğunluğu Büyükçekmece, Silivri, Küçükçekmece ve Avcılar bölgesinde bulunuyor. Ancak uzmanlar, riskli bina sayısının daha fazla olduğu görüşünde. Bunun nedeni olarak ise tam tarama yapılmaması gösteriliyor.

Peki, bundan sonra ne yapılacak, engeller neler? Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi ile ilçedeki, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Özer Or ile de genel durumu konuştuk.

‘HIZLI TARAMA EKİBİ OLUŞTURDUK’

İstanbul’da kendiliğinden çökmesi beklenen binlerce bina olduğu tahmin ediliyor. Küçükçekmece’de kendiliğinden çöken binadan sonra bölgede kaygı oluşsa da insanlar yüksek kiralar nedeniyle taşınmayı düşünmüyor. Mülk sahipleri de maddi kayba uğramamak için binalarında yapı testi yapılmasına izin vermiyor. Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi, çöken binanın ardından bir ekip oluşturduklarını ve hızlı taramaya başladıklarını söyledi. Aynı zamanda hem Çevre Bakanlığı hem de İBB’nin taramaları devam ediyor. Çebi, birinci derecede yıkılması beklenen binaların boşaltılıp, yıkımını sağlamaya çalıştıklarını belirterek, “Deprem olmadan, kolon kesilmeden bir binanın kendiliğinden yıkılması bir sinyal verdi” dedi.

Küçükçekmece Belediye Başkanı Kemal Çebi

‘BAŞKA BİNALAR DA YIKILABİLİR’

Çebi, “O bina çöktüyse başka bir bina da çökebilir” diyerek sorunun kaynağında kaçak yapılar olduğunu ifade etti. Bölgede çok sayıda kaçak yapı bulunuyor. Binanın yıkıldığı Kartaltepe Mahallesi Geçit Sokak'ta yaşayanlar da bu bilgiyi doğruluyor.

Çebi, mülk sahiplerinin kaçak kat sonrası imar barışından istifade ettiğini sözlerine ekleyerek şöyle devam etti: “İmar barışından istifa eden var, yapı kayıt belgesi olan var ancak riskli yapılar mevcut. Biz taramayla, bina sahiplerine tebligat yapmak istiyoruz. Tarama sistemi için de birim oluşturduk yeni başladık.”

‘VATANDAŞ KAROT ALINMASINA İZİN VERMİYOR’

Çebi, ilçe belediyesinin göreviyle ilgili de şunları belirtti: “İlçe belediyesinin herhangi talep ve ihbar olmadan harekete geçemiyor. Biz taramayı yapıp mülk sahibine binayla ilgili bilgi veriyoruz. 10 tane riskli bina varsa 9’u bunu saklıyor. Test yaptırmıyor, karot aldırmıyor. Vatandaş engel oluyor. Biz hızlı taramayı yaparken karot almadan yapacağız. Çünkü karotu aldırmazlar bize. Çünkü vatandaş evinden çıkamayacağı için istemiyor. Yeniden yaptırmak için parası yok, kiraya çıkacak parası yok. İşin doğrusu binanın çökmesini göze almışlar.”

‘ÜÇ BİNANIN ACİL YIKILMASI GEREKİYOR’

Mülk sahiplerinin karot işlemine izin vermemesinin temel nedeni arasında binayı 90 gün içerisinde boşaltma zorunluluğunun olması. Çebi, çöken binanın 1988 yıkılında yapıldığını hatırlatarak, “O binayla ilgili bir ihbar yoktu, denetim yoktu. Dolayısıyla böyle binalar çok. Yapı kayıt belgesi olanlar var çünkü imar barışından istifade ettiler. Ve çoğu yerlerinin yasal olduğunu düşünüyor. Temel sorun bu. Biz bugüne kadar 151 binanın yıkımını sağladık. Bize şu ana kadar üç binanın yıkılması gerektiği bildirildi. Mal sahipleri dava açıp yürütmeyi durdurdu. Biz de itiraz ettik. Bu sürede bu binaların yıkılma riski bulunuyor. İBB ve bakanlığın tespitinin dışında kalanları biz tespit edip, mülk sahiplerine bildireceğiz. Biz bu bilgiyi vermek uyarıyı yapmak zorundayız” diye konuştu.

‘TARAMA YAPILSA RİSKLİ YAPI SAYISI ARTAR’

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Özer Or da İBB’nin tespit ettiğinden daha fazla riskli bina bulunduğunu söyledi. Bu iddiasını ise şöyle gerekçelendirdi: “İBB daha önce bir kurul oluşturmuştu. İstanbul’daki kentsel dönüşüm çalışmalarının nasıl yapılacağına dair çalışmalar yapılacaktı. Tayfun Bey de o zaman İBB’de çalışıyordu. İBB 2019 yılında bu çalışmaları başlattı. Yıllar içinde çalışmalar hızlı ilerleyemedi. Şu ana kadar 150 bin binayla temas edildiğini söylediler. Bina sahipleri izin vermediği zaman belediye de çok ısrarcı olmuyor. İzin veren 35 bin mal sahibinin binası incelendi. Bu incelemeye göre riskli 1556 bina tespit edilmiş oldu.”

TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Özer Or

Or, tam tarama yöntemiyle çok daha ağır bir tabloyla karşı karşıya kalınabileceği uyarısını yaparak, taramaların ağırlıkla yapıldığı ilçeleri şöyle sıraladı: “Taramalar Küçükçekmece, Silivri ve Avcılar gibi depremden fazla etkilenmesi beklenen bölgelerde başlamıştı. Geçen sene depremden sonra binaların güvenliğini ücretsiz inceleyeceklerdi. 150 bin ek başvuru oldu. 35 bin binaya yapıldı, 1500 bina sorunlu görünüyor. 1 milyon 200 bin gibi bina var. Tam taramada aynı oranda artmaz, ancak 1556’dan çok daha fazla riskli yapı olduğu açık.”

‘BARINMA HAKKININ GÖZETİLMESİ LAZIM’

İstanbul’un bunca birikmiş sorunu varken kentsel dönüşümle ilgili nasıl bir yol izlenecek? Kimlerin nasıl sorumluluğu bulunuyor?

Bu soruyla ilgili Or, önce barınma hakkına dikkat çekti. Yerel yönetimle merkezi yönetimin sorumluluğuna işaret ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Barınma hakkı, yapı güvenliği tamamen yerel yönetimlerin sorumluluğundadır. Aynı zamanda insanların can güvenliğini korumak devletin asli görevidir. Binanın yıkılma anını izledik. İki araç kıl payı kurtuldu. O neden bina sahibi izin verirse denetim yapılır gibi yaklaşımların doğru olduğunu düşünmüyoruz. Hukuki engeller varsa bunların kaldırılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Biz bu yönde yerel ve merkezi yönetim tarafından yeterli çabanın gösterilmediğini düşünüyoruz. Böyle devam ederse önlem almamız mümkün değil. Bu süreçler işlerken, insanların barınma hakkının gözetilmesi gerekir. Meslek odalarından yerel ve merkezi yönetime kadar bir iş birliği gerekli. Sürecin böyle hızlandırılması gerektiğini söylüyoruz.”