'Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getirmezsem bana Kılıçdaroğlu demesinler'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan'a yanıt verdi, "Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getirmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler" dedi.

Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kanal İstanbul ihalesine girenlerin parasını vermeyeceklerine ilişkin açıklamalarını yinelerken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Söke söke alırlar" sözlerine de yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin Avrupa'nın en büyük kara para aklayan ülkelerinin başında geldiğini söyledi.

Partisinin Meclis grubundaki toplantısında konuşan CHP lideri şunları söyledi:

KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ: Pandemi dolayısıyla 'kısa çalışma ödeneği' ve 'ücretsiz izin' aylığı ödeniyordu. Kısa Çalışma Ödeneği 456 gün sürdü, ücretsiz izin 433 gün sürdü. Bu ayın sonunda bitecek. Bu ayın sonunda bitmemesi gerekiyor. Eğer bunları keserseniz işsizlik patlar, daha büyük bir sorunla Türkiye karşıya kalır. 

ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMENLER: İşsizliği önlemek için en hızlı ne yapacaksınız diye sorarlar. Hemen söyleriz, kamunun bütün sağlık dünyasında boş kadro varsa atamasını yapacağız. Boş kadro olur mu? Atama bekleyen öğretmenler var tamamının atamasını yapacağız. Erdoğan, Hatay'a gidiyor. Atama bekleyen öğretmenler de 'atama bekleyen 80 bin öğretmen alacağız' demiştiniz diye soruyorlar. Erdoğan, "Hayır efendim biz 20 bin kişi aldık. Hiç açık yok, tam aksine fazlalık var" diyor. En tepedeki insan devletten habersiz. MEB'in verilerine bakıyorsunuz, Ocak 2021'de 107 bin 909 öğretmen açığı var. Sayıştay raporlarına bakıyorsunuz, 138 bin 393 öğretmen açığı var. Ama Erdoğan'a göre öğretmen açığı yok. 

'İHVAN KONUSUNDAKİ TUTUMUMUZU DÜNYA BİLİR'

MISIR'DA SİYASİ İDAMLAR: CHP'nin İhvan konusundaki tutumunu bütün dünya bilir. Biz inançların siyasete alet edilmesini asla istemeyiz. Mısır'daki değişime de saygı duyduk her zaman. Siyasi idamlar doğru değil. Mısır'daki yöneticilere seslenmek isterim; Türkiye'de de geçmişte siyasi idamlar oldu. Başbakan astık, bakanlar idam edildi, gencecik filinta gibi evlatlarımızı dar ağacında ölüme yolladık. Ne oldu? Şimdi hepimiz üzülüyoruz. Şimdi astığımız insanlar için havalimanları yapıyoruz, okullara adını veriyoruz. Siyasi idamlar doğru değildir. Umarım Mısır'da siyasi idamlar olmaz. 

ERZURUM'A 55 VEKİLLE ÇIKARMA: 21-22 Haziran tarihlerinde toplam 55 CHP'li Erzurum'a çıkarma yaptı. Uzun yıllardır Erzurum'dan milletvekili çıkartamıyoruz. Kabahat Erzurumlularda değil bizde. Ankara'da oturduk gayet güzel açıklamalar yaptık sonra dönüp Erzurumlulara niye bize oy vermiyorsun dedik. Erzurum'un her ilçesini gezdi arkadaşlarımız. İktidar değişirse yardımlar kesilir mi diye bir endişe var. Erzurumlu ihtiyaç sahibi kardeşim, iktidar değiştiğinde yardımlar kesilmeyecek tam tersine artacak. 

SERİK'TE RÜŞVET TARTIŞMASI:  Devletin iyi yönetilmediğini hepimiz biliyoruz. Çünkü saray otoritesi devleti yönetmek için değil devlet olmak için geldi. Ben devletim diyor. Devlet dediğiniz kurum yıpranmaya ve çürümeye başlıyor. Öyle bir noktaya geldik ki 19 yılın sonunda ekonomi ve hukukta devlet kayıt dışına çıkmaya başladı. 

Bunu bilinçli yaptılar. Önce, bütün bakanlıklarda özellikle Maliye ile ilgili bakanlıklarda teftiş kurullarını kapattılar. Gerek yok bunlara dediler. Böylece ekonomide kayıt dışılığın bürokratik alt yapısını süratli bir şekilde oluşturdular. Devlette liyakat vardı tamamen kaldırdılar yandaşları getirdiler. 

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu tür rezalet hiç görülmedi. Bakanların, vekillerin, valilerin önünde rüşvet tartışması yapıldı. Serik'te. Belediye Başkanı tahammül edemiyor, "Yazıklar olsun size" diyor. Devleti kayıt dışına çıkarıyor. Savcı soruşturma açtı mı? Tık yok.

'TÜRKİYE EN BÜYÜK KARA AKLAYICISI ÜLKELERDEN BİRİ'

HARAMLA BESLENİYORLAR: Türkiye şu anda Avrupa'nın en büyük kara para aklayıcısı ülkelerinden biridir. Böyle bir rezaleti Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç görmemiştik. Uyuşturucu parası, kumar parası, organ ticareti, insan ticareti, kadın ticareti ne kadar rezil iş varsa hepsini kabul ettiler. Parayı getirin dediler. Haramla besleniyorlar. Helali kabul edemiyorlar. Ekonomiyi aşama aşama kayıt dışına çıkardılar. Hukuku da kayıt dışına çıkardılar. Peki bu paralar nereye gidiyor? Kim alıyor bu paraları?  Neden Saray ve beslemeleri sessiz kalıyor bu konuda? Beslendikleri için. Bugün, Türkiye'de rüşvetsiz iş yapmak mümkün değil. Devlette muhatap olduğun andan itibaren rüşvetsiz iş yapmanın mümkün olmadığını görüyoruz. 

KAYIT DIŞI EKONOMİ, KAYIT DIŞI HUKUK: Devlet Planlama Teşkilatı yatırımları belirlerdi. Artık devletin bütün yatırımlarını beşli çete belirliyor. Kendilerine göre planlama yapıyorlar. Garanti de veriyorlar. "Ya CHP iktidar olur elimizden alırsa?", "Meraklanmayın. Londra mahkemelerini yetkili kılarım" diyor. Dolayısıyla devletin bütün büyük yatırımlarını beşli çete sarayın desteği ile yapıyor. Bunu da Cumhuriyet tarihinde ilk kez tanık oluyoruz. Kime hangi rantlar, garantiler verilecek kimse bilmiyor. Ekonomi kayıt dışında. Böyle olunca rüşvet vermek daha kolay oluyor. Çünkü paranın hesabı hiçbir yerde kayıtlı değil.  Havuz medyası var malum. Hala kayıt dışı tirajlar üzerinden devleti soymaya devam ediyorlar. Onlar da verilen bu rüşvete ortaktırlar. Böyle bir rezaleti Türkiye hiç yaşamadı. 

DAMAT İLE KAYINPEDER 128 MİLYAR DOLARI BUHARLAŞTIRDI: Kayıt dışının en temel özelliği kayda alınmamasıdır. Bunun önüne devletin şeffaf olmasıyla geçilir. Kim getirecek bunları? Devleti yöneten siyasi partinin getirmesi lazım. En güçlü kurumlarımdan biri olan şimdi şamar oğlanına dönen Merkez Bankası. Kanuna aykırı olarak yetkiyi aldılar Hazine ve Maliye Bakanlığı'na verdiler. Damat ile kayınpeder 128 milyar doları buharlaştırdı. 

'ERDOĞAN ŞAHSIM HÜKÜMETİ ÜLKEYİ FELAKETE SÜRÜKLEYECEK'

DAHA NELER ÇIKACAK BİLMİYORUZ: Süleyman Soylu devletin televizyonuna çıkıp 'Her ay bir siyasetçiye 10 bin dolar ödeniyor' dedi. Erdoğan ne dedi? Tık çıkmadı tık! Rüşveti savunana oy vermeye devam edecek miyiz?  Rüşvetin bu boyutu, ekonomideki kayıt dışılığın bu boyutu hiç çıkmamıştı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bütün yolsuzlukların ilkini yaşıyoruz. Daha neler çıkacak bilmiyoruz.  Erdoğan Şahsım Hükümeti ülkeyi felakete sürükleyecektir. Yolsuzluk, rüşvet, her şey var. Bu kadar ağır konuşuyorum. Acaba mahkemeye verirler mi diye, yok vermiyorlar. Belki namuslu bir hakim buluruz da bunları ispat ederiz. Tık yok. 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ: Kadına şiddeti engelleyecek, önleyecek olan uluslararası bir sözleşme. Güzel bir kentimizin ismi var orada. Meclis'ten oy birliği ile geçmiş. Bir sabah kalkıyoruz ben bunu kaldırdım. Kimsin sen? Meclis'in üstünde misin? Şimdi olay Danıştay'da. Danıştay'daki hakimlere de sesleniyorum. Eğer aklınızı kiraya vermediyseniz, o sözleşmeyi yeniden ihya etmek zorundasınız. Yapmadığınız taktirde sizde Saray'ın kalemşörleri olarak anılacaksınız. 

İBB'DEKİ YOLSUZLUKLAR: İBB'de milyarlarca yolsuzluk var. Dosyaları çıkarttı, İçişleri Bakanlığı sarayın talimatı ile harekete geçti bütün dosyaları aldı. Haramzadeyi, yolsuzlukları yapanı korumak nedir? Bunlarda vicdan, hukuk var mı? Öyle bir rezaletle karşı karşıyayız ki hukuk kalmadı. 

'KADI DA SATIN ALINDI, BAŞTAKİ DE SATIN ALINDI'

YERALTI DÜZNYASI TALİMAT VERİR, SİYASİ OTORİTE GEREĞİNİ YAPAR: Hükümetin ekonomide ve hukukta kayıt dışına çıkması yönetimin mafyaya teslim olması anlamına gelir. Yeraltı dünyası talimat verir, siyasi otorite gereğini yapar. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yeraltı dünyası tarafından yönetilmektedir. Fatih Sultan Mehmet Han'ın çok güzel bir lafı var. "Kadıyı satın aldığın gün adalet ölür." diyor. Kadı da satın alındı, baştaki de satın alındı. Böyle bir noktadayız. 

Kanal İstanbul yapılırsa dış güçler bu parayı söke söke alırlarmış. Temsilciye bak. Erdoğan, dış güçlerin temsilcisi. Alacağım, alacağım, söke söke alacağım. Buradan bir daha söyleyeyim; bu işe giren müteahhit unutsun kendisini. Bu işe kredi veren banka unutsun kendisini. Buna imza atan bürokratın burnundan fitil fitil getireceğim. Sadece bunları yapmayacağım. Bizim milliyetçilik damarımıza dokunuyorlar. O tank palet fabrikasından söke söke alıp şanslı ordumuza vereceğiz. Kul hakkı yiyenin burnundan fitil fitil getirmezsem bana da Kılıçdaroğlu demesinler. Hiç kimse endişelenmesin. Türkiye'yi, kirlilikten arındıracağız. Ben devri sabık yaratma gibi bir arayışın içinde değilim. Benim partimin önceliği bu memlekete adaleti getirmektir. Efendim talimat veriyor belediyeler canlı yayınlasınlar ihaleleri diyor. Günaydın! Beyefendi küpünü doldurdu ya! E sen niye canlı yayımlamıyorsun? Rüşvetten yolsuzluktan beslenenler adaleti getiremezler. biz getireceği, temel hedefimiz budur. (HABER MERKEZİ)