‘Kurbanın sırtına binip cennete gitmeyecekler!’

Üsküdar’da kurulan hayvan pazarında kurbanlık satmaya çalışan üniversite mezunu Kutlay Ali Göker, “İnsanlar kurban alırken, ‘Ben kurbanın sırtına binip cennete gideceğim’ diyor. Onlar zor cennete gider” derken pazarda tanıştığımız ve oyunculuk eğitimi aldığını söyleyen Ferhat Aktaş ise “Oyunculuk eğitimi almak işleri kolaylaştırıyor” diyor. İşte Üsküdar’daki kurbanlık pazarından manzaralar…

Abone ol

DUVAR - Kurban Bayramı’na artık iki gün kaldı. İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakalarındaki birçok yere belediyelerin tesis ettiği kurbanlık alanları bulunuyor. Biz de Üsküdar’da bulunan kurban pazarındayız. Buradaki kurban fiyatları 7 bin ile 22 bin TL arasında değişiyor. Afyon’dan, Kars’tan, Ordu’dan ve Türkiye’nin birçok yerinden gelen kurban satıcıları, Üsküdar’daki kurban pazarında alıcılarla pazarlık yapıyor. Üsküdar kurban pazarındaki satıcılar, kendi aralarında 1 tonluk boğanın satılıp satılmadığını soruyor. Çadırda bulunan bir satıcı kurbanlarını bize satmak istiyor. Fakat kendisine gazeteci olduğumuzu söylediğimizde bizimle sohbet etmeye çalışıyor. Kars Kafkas Üniversitesi mezunu Kutlay Ali Göker, sohbet arasında alıcılardan şikâyetçi bir şekilde, “Kurbanlıklara binip cennete gideceklerini söylüyorlar. Ama bu gidişle gidemezler…” diyor. İşte Üsküdar’daki kurban pazarı…

PERSONELDEN SIRA ALINIYOR

Pazar alanına girdiğimizde bizleri kapıda bir personel karşılıyor. Kendisine gazeteci olduğumuzu, insanların isimlerini neden kağıtlara yazdıklarını soruyorum. Üsküdar Belediyesi’ne bağlı çalışan personel önce telefonla birilerini arayarak bizimle konuşmak için izin alıyor. İzin aldıktan sonra belediye personeli şöyle konuşuyor: “İnsanlar kurbanlarını aldıktan sonra bizlere başvuruyor. Biz de isimlerini yazarak kesim zamanında kendilerine kurban kesimi için için bir fiş veriyoruz. Günde bazen 1 kişi fiş kesiyor bazen de 10 kişi.”

Bu kısa bilgiden sonra kurban pazarını geziyor. Kurban çadırında bulunan 3 kişinin kendi aralarındaki sohbetlerini dinliyoruz: “Bu pazarın en pahalı hayvanı 1 tonmuş. Acaba satıldı mı?” Bu konuşmaların ardından biz de 1 tonluk boğayı merak ediyoruz. Pazarı gezerken pazar alanında bulunan gençlerden biri bizi kurban alıcısı zannederek bizlere sesleniyor: “Buradan alırsanız pişman olmazsınız…”

‘ÜNİVERSİTEDEN SINIF ARKADAŞIMLA EVLİYİM; O ŞEHİRLİ, BEN KÖYLÜ…’

Bize seslenen kişiyle tanışıyoruz. Kars Kafkas Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu, 30 yaşındaki Kutlay Ali Göker, 2009 yılında üniversiteden mezun olmuş. Kars’tan 30 büyükbaş hayvan getirerek pazarda satmaya çalışıyor. “Kendi alanımızda iş bulamadığımız için dede mesleğimiz olan bu işi yürütmeye çalışıyoruz” diyen Göker, üniversite okuduğu için pişman olduğunu söylüyor. Göker, mezun olduktan sonra iş bulamadığını aynı zamanda sınıf arkadaşıyla evlendiğini söylüyor ve ekliyor:

Kutlay Ali Göker

“Mezun olan birçok arkadaşım da Kars’taki köylerde çoban oldu. Üniversite okuduğuma pişmanım sadece iş bulamadığım için değil ama. Köy hayatından uzaklaştım, zaman kaybım oldu. E tabi bir de sınıf arkadaşımla evlendim. Kendisi şehirli, ben köylü… Eşim köyde yaşamak istemiyor. Şehirde de başka iş yok. Halbuki öğrenciyken güzel bir işte çalışıp Bodrum’a, Antalya’ya tatile gitmeyi hayal ederdik. Maalesef geçinmek zor olduğu için bunları başaramadık. Şimdi de ‘Neden şehirde yaşamıyoruz’ diye her gün tartışıyoruz. 7 senedir Kurban Bayramı’nda ailemin yanında değilim. 3 yaşında bir kızımız var.”

‘KURBANIN SIRTINA BİNİP CENNETE GİTMEYECEKLER’

Göker, satmak için Kars’tan 32 adet büyükbaş hayvan getirmiş. Akşamları babasıyla birlikte pazardaki çadırlarda yatıyorlar. Kurban alıcılarına seslenen Göker, “Kurban alıcıları, ‘Ben bu hayvanın sırtına binip cennete gideceğim’ diyor. Bu gidişle zor cennete giderler. Çünkü kurbanı kurban diye almıyorlar. Kurbanı kesip dolaba atmak için alıyorlar. Kimseye de dağıtmıyorlar. Almak istedikleri kurbanlığı da önce tartıyorlar, sonra satın alıyorlar. Din böyle söylemiyor ki… Bir daha İstanbul’a gelmeyi düşünmüyorum. Sanki biz bu hayvanları ağaçtan toplamış ya da vahşi bir ortamdan getirmişiz gibi bakıyorlar. İstanbul’daki insanlar burada nasıl yaşıyor çok merak ediyorum. Bu şehre geldiğimde nefret ediyorum. Trafiği ayrı bir dert, yaşamı ayrı bir dert. Buraya geldiğim zaman Kars’ı daha çok seviyorum. Bayrama az bir süre kaldı ama bu gidişle devam ederse şu an 50 bin TL zarardayım. Bence insanlar gidip kasaptan et alsınlar. Ben de artık İstanbul’a kurban getirmeyeceğim. 10 sene sonra İstanbul’a kimse kurbanlık getirmeyecek.”

‘OYUNCULUK EĞİTİMİ ALMAK KURBAN SATIŞINI KOLAYLAŞTIRIYOR’

Ferhat Aktaş

Göker'le sohbetimizin ardından pazarı gezmeye devam ediyoruz. Nihayet pazarın en büyük boğasını buluyoruz. Sahibi kendisine "Maykon" diye sesleniyor. "Neden Maykon?" sorusuna ise bir cevap yok… Sahibi Maykon’u 20 bin TL’ye sattığını söylüyor. 27 yaşındaki Ferhat Aktaş, Maykon’u Gebze’den getirdiklerini söylüyor. Daha önce tiyatroculuk eğitimi aldığı için pazarlık konusunda iyi olduğunu söylüyor: “Tiyatrocu olmamıza şans vermediler, biz de kurban satıcısı olduk. İşimden memnunum. Tiyatroculuğumu konuşturup hayvan satabiliyorum. Bu işi de onurluca ve zevkle yapıyorum.”