'Kürdistan' paylaşımı nedeniyle tutuklanan akademisyen Kutum: Suç işlemedim, pişman değilim

Sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklanıp serbest bırakılan Araştırma Görevlisi Hifzullah Kutum, yaptığı paylaşımın suç olmadığını, bu nedenle pişman olmadığını belirtti.

Abone ol

 Ardıl Batmaz

ELAZIĞ - Sosyal medyada yaptığı 'Şoreşa Îlonê hemû Kurdan pîroz be, Bijî Kurdistan' (Eylül Devrimi tüm Kürtlere kutlu olsun. Yaşasın Kürdistan) paylaşımı gerekçe gösterilerek rektörlük tarafından açığa alınan Fırat Üniversitesi Araştırma Görevlisi Hifzullah Kutum, 6 Kasım'da 'örgüt propagandası yaptığı' iddiasıyla tutuklanmıştı. Dün akşam saatlerinde serbest bırakılan Kutum'un duruşması 22 Şubat'ta görülecek.

‘YILLARCA ANLAMI OLMAYAN BİR İSİMLE ÇAĞIRILDIM’

Kutum, Kürtçe isim koyma yasaklarının olduğu dönemde isminin devlet tarafından koyulduğunu belirterek, "Ben Hifzullah Kutum, adımı devlet koydu. Bir anne babanın evladına isim verme gibi bir özgürlüğünü dahi elinden aldılar. Gerçek adım Havzullah. Babam, adımı o zaman itimat ettiği bir şeyhin talebiyle koydu. Bu isim Kürtçe bir isim. Anlamı; 'Allah'ın koruduğu, Allah'ın gözettiği, Allah korusun.' O zamanki sistem Kürtçe ismi yasaklamış ve bir anne/babanın evladına isim koyma özgürlüğünü elinden almış. Dolayısıyla hiçbir anlamı olmayan Hifzullah adını koymuşlar. Bir çocuğa bu yaşta yapılabilecek en kötü şey yapılmış, bir birey kimliksizleştirilmiş ve özünden koparılmıştır. Yıllarca anlamı olmayan bir isimle çağırıldım” dedi.

‘BİR HAZİNENİN İÇİNDE YAŞIYORMUŞUM’

Yaşadığı olayların, mağduriyetlerin ve ailesinin de hassasiyetiyle Kürt bilincinin arttığını söyleyen Kutum, “Meğerse bir hazinenin içinde yaşıyormuşum” diyor. Ezelden gelen Kürt kimliğinin, ebediyen de yaşayacağını kaydeden Kutum, Kadı Muhammed ve Molla Mustafa Barzani'den etkilendiğini, Eylül Devrimi dolayısıyla paylaştığı ve tutuklanmasına kadar giden Kürdistan bayrağı ile Barzani paylaşımından kesinlikle pişman olmadığını, yaptığının zaten suç olmadığını ve dolayısıyla pişman olması gereken bir durum da olmadığını ifade etti.

‘MANİPÜLATİF OYUNLARA DÜŞMEYECEĞİM’

“Tüm şeyler bundan sonra başıma geldi ve başıma gelen en güzel şeydi” diyen Kutum, "Üniversite tarafından açılan soruşturma sonucunda uyarı cezası verdiler. Bu cezaya yaptığım itiraz kabul edilmedi, mağduriyetimi basın yoluyla duyurmak istedim. Daha sonra sosyal medyada genel olarak destek gördüm. Fakat ırkçılar tarafından hedef gösterildim ve hakkımda linç kampanyası başlatıldı. Bu kampanya sonucu önce açığa alındım, ardından ise gözaltı ve tutuklama süreci başladı. Avukatlarım tarafından yapılan itiraz sonucu tahliye edildim. 6 gündür dünyadan kopuk ve bir haberdim. Şu an iyiyim, beni çekmeye çalıştıkları gayri meşru zemine asla gelmeyecek, tahriklere ve manipülatif oyunlara düşmeyeceğim. Beni hedef göstererek, hakaret ederek yıldırabileceklerini sandılar ancak yanıldılar” diye konuştu.

'BIRAKIN GENÇLER EYLEMİNİ YAPSIN'

Hifzullah Kutum'un gözaltına alınmasının hemen öncesinde üniversitedeki odasının kapısına bir grup gelmiş ve Türk bayrağı asmıştı. Kutum o süreci şöyle anlattı: "Üniversitedeki odama girdiğimde dışarıdan bazı sesler duydum. Sonrasında benim için geldiklerini anladım ve herhangi bir münakaşaya mahal vermemek için odamın kapısı kilitledim. Bu kişilere herhangi bir saldırıdan dolayı nefsi müdafaa hakkımı sonuna kadar kullanacağımı söyledim. Dekan Vekili Kenan Peker ve güvenlik görevlileri de oradaydı. Güvenlik bu grubu uzaklaştırmaya çalışırken Kenan Peker güvenliğe, 'Bırakın gençler eylemini yapsın' diye talimat verdi. Polisler beni gözaltına almaya gelmeden hemen önce bu grup kapıdan uzaklaştı. Sonrasında gözaltına alındım ve dışarı çıkarıldığım esnada aynı grup tarafından sözlü ve fiziksel saldırıya uğradım."