Kürdistani İttifak: Askeri harekat çözüm değildir
Diyarbakır’dan ortak açıklama yapan Kürdistani partiler, muhalefete, “Savaşa hayır deyin” çağrısında bulundu.
DİYARBAKIR - Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) bir araya gelen DTK, AZADİ PARTİSİ, KDP-T, DDKD, PÎA, DBP, KKP, HDP ve Kürt Kadın Platformu, sınır ötesi operasyonlara dair ortak açıklama yaptı. Kürt meselesinde barışçıl çözüme ihtiyaç olduğunu dile getiren açıklamada, “İçeride, sınır ötesinde, Meclis’te, diplomasi masalarında sürdürülen savaş siyaseti çözüm üretmedi, üretmez” ifadesi yer aldı.
'ASKERİ HAREKAT DURDURULSUN'
Kürdistani partilerin GGC’de yaptıkları ortak basın açıklamasında Türk hükümetinin, uzun süredir Kürdistan Bölgesine yönelik hazırlığını yaptığı askeri harekatı başlattığı ve sürdürdüğü belirtilerek, “On yıllardır sürdürülen sınır ötesi askeri harekatlara bir yenisi eklendi. Tıpkı geçmişte yapılan askeri harekatlar gibi sürdürülen harekat da ‘çözüm’ değil çözümsüzlüğü derinleştirecek” denildi.
Askeri harekatın, komşu devletin sınırlarının ihlali ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurgulayan açıklamada, Türkiye’nin askeri harekatı bir an evvel durdurması, Kürdistan Bölgesi’nde bulunan 5 askeri üssü ile 38 askeri noktayı geri çekmesi istendi. “Kalıcı çözümün ilk adımı budur” denilen açıklamada, “Bunun için, Türkiye’nin askeri harekatı durdurması ve askeri üslerini geri çekerek işgale son vermesi için Kürdistan Bölgesel Hükümeti’ni tutum almaya çağırıyoruz” ifadesi yer aldı.
'BARIŞÇIL ADIMLAR ATILSIN'
Türkiye’nin, Ukrayna-Rusya savaşının yarattığı iklimden de yararlanarak, Kürdistan Bölgesi ile Özerk Rojava’da savaş siyasetini derinleştirmesi başta can kayıpları olmak üzere yeni bir felakete yol açabilir uyarısında bulunan açıklamada şöyle denildi: “Bu nedenle ‘Savaşa hayır’ diyoruz. İçeride ve sınır ötesinde Kürt halkının elde ettiği statü dahil kazanımlarına yönelik saldırılarını durdurmaya çağırıyoruz. Kürt meselesinde bugün geçmişten daha fazla barışçıl çözüme ihtiyaç var. İçeride, sınır ötesinde, Meclis’te, diplomasi masalarında sürdürülen savaş siyaseti çözüm üretmedi, üretmez. Bu nedenle Kürdistani İttifak çalışması olarak, Türkiye’nin, Ermenistan’dan İsrail’e, Mısır’dan BAE’ne komşularıyla başlattığı ‘normalleşme’ siyasetini önemsiyoruz ve aynı normalleşme siyasetini komşuları Kürdistan Yönetimleriyle de kalıcı sürdürmeye çağırıyoruz. Kürdistan yönetimleriyle atılacak her barışçıl adım Kürdistan ve Türkiye halklarının yararınadır.”
‘SAVAŞ, AÇLIK VE SEFALLETTİR’
Savaş politikalarının Kürt meselesini çözmeyeceği gibi ekonomik krizi ve sosyal sonuçlarını ağırlaştıracağına değinen açıklamada, her kesimin savaşın durdurulması için mücadele etmesi talep edildi.
Açıklamanın devamında şöyle denildi: “Halkı bunaltan, ekonomik kriz ve enflasyon, zam, işsizlik, yokluk savaş siyasetiyle tamamıyla kontrolden çıkacağı şimdiden görülüyor. Savaş, toplumların yaşamında halkların en vazgeçilmez değerleri olan canlarının kaybıdır. Ekonomik kriz, açlık ve sefalettir. ‘Savaşa Hayır’ diyoruz. BM’ye, AB’ye, Arap Birliği’ne, Irak’a ‘bu askeri harekatı durdurun’ çağrısında bulunuyoruz. Muhalefete çağrımız; AKP Hükümetinin izlediği savaş siyasetini desteklemeyin. AKP’nin bu savaş siyasetiyle seçim hesaplarının da olduğunu unutmadan savaşa hayır deyin. Hangi nedenle olursa olsun İktidarla aynı savaş çizgisinde buluşmak hatta daha şahin politikalar izlemek yanlıştır ve halklarımız için ağır sonuçları olacaktır. Türk, Fars, Arap halklarına çağrıda bulunuyoruz; savaşa ve işgal siyasetine ‘Hayır’ deyin. Ve unutmayalım ki Kürt halkı özgürleşmeden Fars, Türk ve Arap siyaseti, aydını, toplumu özgürleşemiyor, toplumda demokrasi kalıcı gelişmiyor. Çünkü tekçi-ırkçı siyaset; iç ve dış politikayı, temel hak ve özgürlükleri, yasa, kurum, kültürü Kürdistan ‘öcüsüyle’ şekillendirerek demokratikleşmeyi zehirliyor.
‘ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNDE AYNI SAFTAYIZ’
Kürt siyasetine çağrımız; sömürgeci devletlerin aralarındaki çelişki ve hatta çatışmalara rağmen Kürt meselesinde anında ortaklaştıklarını defalarca gördük yaşadık. Bugün de Türkiye’nin Ayn İsa’dan Mahmur Kampına kadar uzanan askeri harekatıyla paralel Suriye iktidarı da Halep-Haseke hattında hareketlendi. Irak, Şengal etrafına duvar örüp asker yığıyor; İran ise Hewler’i füzeyle tehdit ediyor. Dört yandan kuşatılmış bu tabloda; gerek parçalarda, gerekse dört parçada Kürt siyasetinin ‘Partilerimiz Ayrı, Cephemiz Tek. Ulusal özgürlük mücadelesinde aynı saftayız’ deme zamanıdır. Yani gün ulusal birlik günüdür. Kalıcı ulusal birlik kuramıyorsak iş ve eylem birliğini geliştirelim. En azından dost kalalım. Gün, Kürt ulusal güçlerinin farklı politik duruşlarına rağmen başta iki parçanın statüsünün korunması olmak üzere kazanımları birlikte koruma ve geliştirme günüdür. Kürt partilerinin, ‘Gemisini kurtaran kaptandır’ siyasetini aşma günüdür.” (DUVAR)