Kurdurulmayan parti PİA için karar: Uygulamalar hukuksuz

Yargı, İnsan ve Özgürlük Partisi’nin (PİA) randevu talebini 4 yıldır kabul etmeyerek partinin kuruluşunu engelleyen İçişleri Bakanlığı’nın uygulamasını “hukuksuz” buldu. PİA yine randevu isteyecek.

Abone ol

ANKARA - İnsan ve Özgürlük Partisi (PİA) yetkililerinin, partinin kuruluşunu gerçekleştirmek için Mayıs 2018’den bu yana İçişleri Bakanlığı’na yaptığı tüm başvurular sonuçsuz kaldı. Yaklaşık dört yıldır randevu talepleri geri çevrilen, bakanlığa alınmayan PİA yöneticilerinin açtığı davada Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi karar verdi.

İçişleri Bakanlığı’nın randevu vermemesi uygulamasının iptali talep edilerek açılan davada karar veren mahkeme, bakanlığı haksız buldu ve PİA’ya randevu verilmesi gerektiğine hükmetti. Bakanlığın bir an önce randevu taleplerine olumlu yanıt vermesi gerektiğini belirten PİA Genel Başkanı Mehmet Kamaç, “İçişleri Bakanlığı bu hukuksuzluktan bir an evvel geri dönmelidir” dedi.

MAYIS 2018’DEN BU YANA RANDEVU GİRİŞİMLERİ SONUÇSUZ

PİA kurucuları, partinin kuruluşu için gereken evrakı İçişleri Bakanlığı’na elden teslim etmek üzere 5 Mayıs 2018 tarihinde bakanlığa gitti fakat bakanlık yetkilileri evrakların posta yoluyla gönderilmesini istedi. Partililerin, 10 Mayıs 2018’de posta yoluyla belgeleri bakanlığa göndermesinin üzerinden iki yıl geçti fakat “alındı belgesi” partililere teslim edilmediği için resmi kuruluş gerçekleşmedi.

Partililer 3 Nisan 2020’de Van 5’inci Noteri aracılığıyla bakanlığa ihtarname çekti. 13 Nisan 2020’de ihtarnameye yanıt veren bakanlık Siyasi Partiler Kanunu’nun 8. Maddesine aykırı olarak evrakların posta yoluyla gönderildiğini, bu nedenle parti kuruluş evraklarına işlem yapılmadığını belirtti.

PİA yetkililerinin, 1 Haziran 2020 tarihinde E-devlet üzerinden parti kuruluşuna dair Sivil Toplum ile İlişkiler Genel Müdürlüğü ekranından oluşturduğu randevu talebine de olumlu yanıt verilmedi. Partililerin, parti kuruluşu için gerekli bilgi ve belgeleri elden teslim etmek adına süreç içerisinde istediği randevular da yanıtsız kaldı. İçişleri Bakanlığı yetkilileriyle görüşmek isteyen yöneticiler defalarca bakanlık girişinde engellemeyle karşılaştı.

BAKANLIK KORONAYI GEREKÇE GÖSTERDİ

Genel Başkan Mehmet Kamaç, İçişleri Bakanlığı’nın randevu taleplerine olumlu yanıt vermemesi üzerine konuyu yargıya taşıdı. Siyasi parti kurmanın Anayasal hakkı olduğunu, ulusal ve uluslararası mevzuattan doğan bu hakkını kullanamadığını belirten Kamaç, İçişleri Bakanlığı’nın uygulamasının iptalini talep etti.  

Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi tarafından görülen davada İçişleri Bakanlığı savunma yaptı. Bakanlık, PİA’nın randevu taleplerine yanıt verilmemesine gerekçe olarak korona virüsü salgınını gösterdi. Covid-19 nedeniyle esnek çalışmaya geçildiğini belirten İçişleri Bakanlığı, görevli personelin ve yakınlarının Covid-19’a yakalandığını ve karantinada olduğunu belirtti. Davanın reddedilmesini talep eden bakanlık, parti tüzüğünde ve programında yer alan bir kısım ifadelerin Anayasa’nın 68’inci Maddesine aykırılık teşkil ettiğini de savundu.

MAHKEME BAKANLIĞIN ‘KORONA’ GEREKÇESİNE İTİBAR ETMEDİ

Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı’nın randevu verilmemesine gerekçe olarak sunduğu ‘korona’ya “itibar” etmedi.  Salgının Anayasal bir hak olan siyasi parti kurma hakkının kullanılmasına engel teşkil etmediğini belirten mahkeme kararında, “Siyasi parti kuruluş evraklarını teslim almakla görevli personel/personellerin esnek çalışmaya uygun şekilde görev yaptığı tarih ve saat için davacıya randevu verilmesi ve anılan tarih ve saatin davacıya bildirilmesinin gerekli ve yeterli olduğu anlaşıldığından, davalı idarenin anılan iddiasına itibar edilmemiştir” denildi.

PARTİNİN TÜZÜĞÜNDEKİ İFADELERİ YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI VE AYM İNCELEYEBİLİR

Mahkeme, İçişleri Bakanlığı’nın savunmasında yer alan, “İnsan ve Özgürlük Partisi’nin tüzüğünde ve parti programında yer alan bir kısım ifadelerin Anayasa'nın 68. maddesine aykırılık teşkil ettiği” iddiasını da değerlendirdi.
Parti tüzüğünde ya da programında yer alan bir “aykırılığın” değerlendirilmesinin, evrakların teslim alınmasından sonraki süreçte yapılan bir işlem olduğunu, bu işlemin de yasalar uyarınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anayasa Mahkemesi’nin görev alanına girdiğini belirten mahkeme, “Bu aşamada anılan gerekçe ile siyasi parti kuruluş evraklarının elden tesliminin yapılabilmesi amacıyla randevu verilmesi talebin reddedilmesinin hukuka uygun olmadığı açıktır” dedi.

İçişleri Bakanlığı’nı haksız bulan Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi, bakanlığın PİA yöneticilerine randevu vermemesi işleminin iptaline hükmetti. Mahkeme, kararın tebliğ edilmesinin ardından 30 gün içerisinde Ankara Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz edilebileceğini de belirtti.

GENEL BAŞKAN KAMAÇ: BAKANLIĞIN BİR AY İÇERİSİNDE RANDEVU VERMESİ GEREKİYOR

PİA yetkililerinin daha önce, bakanlığın işleminin yürütmesinin durdurulması istemiyle açtığı davada Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi “yürütmeyi durdurma kararı” vermiş, İçişleri Bakanlığı’nın itirazı üzerine Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10’uncu İdari Dava Mahkemesi, yürütmeyi durdurulması talebinin reddine hükmetmişti.

Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi’nin bu kez açtıkları davanın esası yönünde karar verdiğini, İçişleri Bakanlığı’nın partilerinin kuruluşu için randevu vermemesi uygulamasının hukuksuz olduğunun tescillendiğini söyleyen PİA Genel Başkanı Mehmet Kamaç, “Mahkeme İçişleri Bakanlığı’nı haksız buldu ve hukuksuz bir işlem yaptığına hükmetti” dedi. Kamaç şunları söyledi:
“İdare Mahkemesinin kararının, aksi bir karar çıkmadıkça bir ay içerisinde uygulanması gerekiyor. Hukukçu arkadaşlarımız bugün noter yoluyla İçişleri Bakanlığı’ndan randevu talebinde bulunacaklar. İçişleri Bakanlığı’nın bir ay bekleme durumu var. Bir ayın sonunda bakanlık mahkeme kararını uygulamaz, randevu vermezse bu açık bir anayasa ihlali ve mahkeme kararını tanımama anlamına gelecek. Buna yönelik de hukuki sürecimizi sürdüreceğiz. Başta suç duyurusu olmak üzere tazminat davasına kadar hukuki adımlarımıza devam edeceğiz.”

‘NE OLURSA OLSUN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ’

Ankara 13’üncü İdare Mahkemesi’nin kararının ardından yıllardır talep ettikleri randevularına olumlu yanıt verilmesi gerektiğini belirten Kamaç, şöyle devam etti:
“Başta devletin kurum ve kuruluşları olmak üzere, her birey için bağlayıcı olan Anayasa ve yasalar vardır. Bunlara uymak her vatandaşın ve kurumun asli görevidir. İçişleri Bakanlığı bu hukuksuzluktan bir an evvel geri dönmelidir. İnsan ve Özgürlük Partisi’ne yönelik bu hukuksuz uygulamasını sonlandırmalı, İnsan ve Özgürlük Partisi’nin resmi yollardan talep ettiği bu randevuyu vermeli. İnsan ve Özgürlük Partisi’nin alındı belgesini anında teslim etmelidir. Bu hem vatandaşın hem de kurumların görevidir. Ne olursa olsun biz bu işin peşini bırakmıyoruz. En temel vatandaşlık hakkımızı kullanacağız ve bunu asla keyfi uygulamalara teslim etmeyeceğiz.”

PİA’NIN İLK BAŞVURUSUNUN ARDINDAN 46 SİYASİ PARTİ KURULDU

30 Eylül 2021 itibariyle Türkiye’de faaliyette olan 117 siyasi parti bulunuyor. PİA’nın Mayıs 2018’de yaptığı ilk başvurunun ardından Türkiye siyasal hayatına 2018’de 2, 2019’da 3, 2020’de 27 ve 2021’de 14 olmak üzere toplam 46 siyasi parti katıldı.