Küresel ısınma insan sağlığı için tehdit
Küresel ısınma pahalıya mal olacak. Uzmanlar iklim değişikliğinin maliyeti artıracağı ve ekonomik verimliliğin düşmesine yol açacağı uyarısında bulunuyor.
Sıcakta hareket etmek zorlaşır, dikkat dağılır, kaza ihtimali artar. 35 derece sıcaklıkta güneşe çıkmak sağlığa zarar verir, hatta insanı ölümle bile götürebilir. İnsan vücudu aşırı sıcağa su kaybı, güneş çarpması ve kan dolaşımının çökmesi ile tepki gösterir.
Aşırı sıcak dışarıda çalışan köylü ve çiftçiler gibi iyi havalandırılmayan fabrikalarda ter döken milyonlarca işçinin de sağlığını tehdit eder.
Cenevre'deki Uluslararası Sanayi Sendikaları Birliği'nden Brian Kohler, “Normal vücut ısısı 37 derecedir. Ateş 39,5'un üzerine çıkarsa tehlikeli olabilir” diyor.
DW'nin sorularını yanıtlayan Kohler, "insanın vücut ısısını dengeleyebilmek için terlediğini ve insan vücudunun 36 ile 39 dereceler arasında normal çalışabildiğini" söyledi. Kohler, 41 derecelik ateşin güneş çarpmasına, dolayısıyla beyin kanamasına ya da ölüme yol açabileceğini sözlerine ekledi.
AŞIRI SICAKLAR SIKLAŞIYOR
İklimin değişmesi ve küresel ısınma aşırı sıcak günlerin artmasına yol açıyor. Hindistan'da bu yıl sıcaklık 51 dereceye çıktı. Aynı zamanda aşırı sıcak eskiye nazaran daha uzun sürüyor. Birleşmiş Milletler Üniversitesi Küresel Sağlık Enstitüsü (UNU-IIGH) uzmanları iklim değişikliğin ekonomik maliyetinin de kabardığına dikkat çekiyor.
Tord Kjellstrom iklim değişikliğinin sağlık ve ekonomi üzerindeki etkilerini konu alan çalışmasında 2030 yılına kadar birçok ülkede iş gücü verimliliğindeki kaybın iki katına çıkacağı sonucuna varmış. Çin ve Hindistan'daki verimlilik kaybının yılda 450 milyar dolara çıkacağı, küresel ısınmadan en çok etkilenen tropikal iklim kuşağındaki ülkelerde de gayrı safi yurtiçi hasılanın yüzde beş ila yüzde altı oranında azalacağı tahmin ediliyor.
ÇALIŞANLAR İÇİN DURUM DAHA ÇİLELİ
Kjellstrom, “Şimdiye kadar üretim şartlarının gerektirdiği yerlerde üretim yapılan yerin soğutulmasına önem verilirdi. Çalışanların ihtiyaçları ise dikkate alınmazdı. Vietnam'da inceleme imkânını bulduğum bir fabrikada televizyonlar soğutmalı ortamda imal edilirken, hemen yanındaki ayakkabı atölyesi sıcaktan kavruluyordu” diyor.
Kjellstrom işçiler sıcağa dayanamayıp isyan edene kadar kimsenin sıcağın çalışanlar üzerindeki etkisini dikkate almadığını ve bu konunun şimdiye kadar ihmal edildiğini sözlerine ekledi.
PATRONLAR İKLİM FAKTÖRÜNÜ GÖZETMİYOR
Alman Yatırım ve Kalkınma Kurumu'nun sürdürülebilir ekonomi bölümü başkanı Martin Geiger iklim değişikliği ve artan sıcaklığın şimdiye kadar stratejik işletmecilik planlarında dikkate alınmadığını belirtti. Yatırım ve kalkınma kurumunun bağlı olduğu Alman Yeniden İmar Bankası, geçen yıl kalkınma halindeki ülkelere 1,1 milyar Euro tutarında finansman katkısında bulunmuştu.
Geiger sanayi kuruluşlarına yer seçiminde iklim şartlarına, altyapı, ücret maliyeti, kalifikasyon, ile piyasa ve tedarikçiye yakınlık gibi faktörler kadar önem verilmediğini söyledi.
Yatırımcının sağlıklı üretim koşullarının verimlilik üzerindeki etkisine gerektiği kadar eğilmediğini belirten Martin Geiger, güvenli çalışma şartlarını işletmenin işgücü verimliliğini arttıracak düzeye getirilmesi gerektiğini vurguladı.
KLİMA ÇÖZÜM DEĞİL
Uluslararası Sanayi Sendikaları'nın sağlık, güvenlik ve sürdürülebilirlikten sorumlu yöneticisi Brian Kohler, klima tesisatının artırılmasının enerji sarfiyatını yükselteceğini ve elektrik fosil enerji kaynaklarından elde edildiği müddetçe atmosferin daha da ısınacağını söyledi. Kohler, havalandırma tertibatının çözüm değil, problemin bir parçası olduğunu sözlerine ekledi.
Brian Kohler'e göre ek havalandırma tertibatına yapılacak yatırımlar ve artan enerji maliyeti kalkınma halindeki ülkelerin ücretlerin düşük olması sayesinde yakaladıkları rekabet avantajını da ortadan kaldırabilir.
İklim değişikliğinin ekonomik hayat üzerindeki etkilerini araştıran Tord Kjellstrom, klima tertibatının elektrik sarfiyatını da hesaplamış. Uzman kalkınma halindeki ülkelerin enerji altyapısının sağlam olmadığını ve aşırı yüklenmenin elektrik kesintilerine yol açtığını anlattı. 8,5 milyon nüfuslu Bangkok'ta bir derecelik ısı artışını klima tesisatıyla telafi edebilmek için 2 bin megavatlık ek enerjiye ihtiyaç duyulacağını belirten Kjellstrom sözlerini şöyle tamamladı:
“Aşırı sıcağın verimlilik üzerindeki etkisi kadar iklim değişikliğini daha da hızlandırmayan havalandırma teknolojisiyle ilgili tecrübelerle saptanmış bilgilere ulaşabilmiş değiliz. İşletmelerin bu konuya daha fazla ağırlık vermesi kendi çıkarlarına olur.”