Kürt kadın siyasetçilerin koğuşlarına baskın yargıya taşınacak
Cezaevlerindeki kötü koşullar, artan baskılar ve tecride karşı Kandıra Cezaevi'nde açlık grevi başladı. Eski milletvekili Çağlar Demirel'in başlattığı açlık grevine cezaevinde destek büyüyor. Öte yandan Aysel Tuğluk, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gülten Kışanak'ın koğuşlarına baskın düzenlendi. Siyasetçilerin materyallerine el konuldu. Avukatı Reyhan Yalçındağ, Kandıra Cezaevi'nde yaşananları anlattı.
DUVAR - Kocaeli Kandıra 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde tutuklu bulunan HDP eski Diyarbakır Milletvekili Çağlar Demirel'in cumartesi günü cezaevindeki koşulları protesto için açlık grevine başlamasının ardından aynı gün diğer Kürt kadın siyasetçilerin hücrelerine baskın düzenlendi. Hücreler saatlerce didik didik arandı, içeride bulunan yazılı tüm materyallere el konuldu. Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Çağlar Demirel, Edibe Şahin, Aysel Tuğluk, Nurhayat Altun, Gülser Yıldırım’ın hücrelerine baskın düzenlendiğini belirten avukat Reyhan Yalçındağ konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Yalçındağ, "Arama esnasında kendilerine yasal haklarıyla ilgili hiçbir hatırlatma yapılmadı" dedi.
5 GÜNLÜK AÇLIK GREVİ BAŞLADI
Çağlar Demirel'in cumartesi günü annesiyle yapmış olduğu telefon görüşmesi sonrasında konudan haberdar olduğunu belirten Yalçındağ, pandemi sonrası cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin arttığına dikkat çekti. Yalçındağ şunları söyledi:
"Kandıra Cezaevinde son günlerde yaşanan oda baskınları, hukuksuz aramalardan vb. ilk olarak ailelerin telefon görüşlerinden haberdar olduk. Cuma sabaha karşı baskın olduğunu müvekkilim Çağlar Demirel annesiyle yaptığı görüşmede anlattı. Cezaevlerinde keyfi uygulamaların gün geçtikçe arttığını, koğuş baskınlarıyla pandemi koşullarının ihlal edilerek saatlerce koğuşlarda kalındığını, savunma metinleri, mahkeme dosyaları, vb dahil birçok özel eşyalarına el konulduğunu iletti. Ayrıca bu anti-demokratik uygulamalarla beraber cezaevlerinde süren tecrit ve hak gasplarına karşı ve gittikçe artan siyasi soykırım operasyonlarına karşı, demokratik mücadele içerisindeki herkesin terörize ediliyor olmasına karşı bugünden itibaren 5 günlük dönüşümlü süresiz açlık grevine başladığını da belirtti."
SAVCILIK TALİMAT VERDİ
Eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, eski Dersim belediye başkanlarından Edibe Şahin, Nurhayat Altun, eski HDP’li milletvekilleri Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Gülser Yıldırım ve Aysel Tuğluk’un da odalarına gece yarısı baskın yapıldı. Mahpuslara arama kararının Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla yapıldığı söylendi.
Yalçındağ şöyle devam etti: "Müvekkillerimiz zaten dört yılı aşkın süredir, oldukça kısıtlı haberleşme imkanları bulunan bir mahalde haksız yere tutulmakla kalmayıp, bir de son örnekte olduğu gibi duvarların ardında da nefessiz bırakılmak istenmekte, mesnetsiz iddialarla gece yarısı pandemi yasakları ihlal edilerek aramalar gerçekleşmektedir. Hepsinin çok sayıda devam eden dava dosyalarının bulunduğu bilindiği halde, yanlarında savunmaları için bulundurdukları belgelere, yakınlarından gelen mektuplara ve kitaplara dahi el konulmuştur. 4 yıldan bu yana devam eden davalar ve soruşturmalar sebebiyle zaten ağır savunma hakkı ve adil yargılanma ilkesi ihlallerine maruz bırakılan kadın siyasetçilere, son olarak 6-8 Ekim 2014 olayları gerekçesiyle 6 sene sonra tutuklama kararları verilmiş; böylelikle her biri için ikinci kez tutuklama söz konusu olmuşken bu defa da cezaevi içine yönelik bir soruşturma adı altında son derece baskıcı ve kabul edilemez bir yaklaşım sergilenmiştir."
F tipi cezaevlerinin nasıl bir yer olduğuna ilişkin açıklamalarda bulunan Yalçındağ bu durumun müvekkillerinin savunma hakkını da engellediğini söyledi:
"F Tipi cezaevlerinin nasıl izole mekanlar olduğu, zaten fiziki ve idari koşulları gereğince her şeyin son derece kısıtlı olduğu, nitekim istedikleri gazetelerin bile yaklaşık 2 yıldır kendilerine verilmediği bir ortamda, kadın siyasetçilerin odalarına gece yarısı baskınıyla hedeflenen esasında tüm bu baskıcı ve muhalif siyasetçilerin seslerini, kadınlar özgülünde kısmaya çalışma girişimleridir. Bahsettiğimiz kadınların her biri son birkaç kuşaktır mücadele içinde olan, demokratik siyasete inanmış ve bugün de yaptıkları demokratik siyasete olan inançlarının ve kararlılıklarının bedelini ödeyen kadınlardır."
ODA BASKINLARI YARGIYA TAŞINACAK
Oda baskınlarını yargıya taşıyacaklarını belirten Yalçındağ şöyle devam etti: "Adı geçen müvekkillerimize aileleri ve meslektaşlarımız aracılığıyla ulaşabildik; çünkü pandemi sebebiyle maalesef cezaevlerindeki ihlal alanlarının bu kadar artmasının bir sebebi de ziyaretlerin minimum düzeyde yapılması. Arama esnasında kendilerine yasal haklarıyla ilgili hiçbir hatırlatma yapılmamış, müdafileri çağrılmamış; gizlilik kararı olduğu söylenmiş ancak arama kararına dair hiçbir bilgi ya da belge sunulmamıştır. Konuyla ilgili olarak itirazlarımızı ve özel hayat ile haberleşme özgürlüğü, ve hatta savunmalarına el konulmasından dolayı savunma haklarının ihlaliyle ilgili suç duyurusu ve diğer itirazlarımızı bu hafta içinde sunacağız."