Kürt şair Ferîk Polatbekov’un şiirleri ilk kez Türkçeye çevrildi

Ekim Devrimi'ni konu edinen şiirleriyle tanınan Bolşevik Kürt şair Ferîk Polatbekov’un eserleri ilk kez Türkçeye çevrildi.

Abone ol

DUVAR - Bolşevik-Kürt şair Ferîk Polatbekov’un şiirleri ilk defa Türkçeye çevrildi. Akademisyen Dr. İsmet Konak tarafından Rusçadan çevrilen 10 şiir Ekim Devrimi'ni konu ediniyor. 

Çarlık Rusya’nın İrkutsk Guberniyası’nda (Sibirya) 1897 yılında dünyaya gelen Ferîk Agitoviç Polatbekov’un (Fyodor Lıtkin), kökeni Kars’a dayanıyor.

Êzidî Kürt olan Egît (Agît) Polatbek ve Anna Kartaşeva’nın evliliğinden dünyaya gelen Ferîk Polatbekov, hem Ekim Devrimi'nde hem de Rus İç Savaşı’nda Bolşeviklerin safında yer aldı.

Devrimci şair, 22 Kasım 1918 tarihinde Yakutistan’ın Olekminsk kenti kırsalında Beyaz Birlikler tarafından öldürüldü. Şairin, Dr. İsmet Konak tarafından çevrilen şiirlerinden bazılarını Mezopotomya Ajansı yayınladı.

GENÇLİK

Hayatın ilk baharının çalan şarkısıdır gençlik!
Uzak maviliklerde kızgın bir güneştir gençlik!
Şevk, mutluluk ve fırtına,
Gençlik, ah gençliğim benim!

Bulutlarda korkunç ve vahşi boraların aldığı ıslak bir nefestir!
Güllerin mis kokulu tazeliği,
Solgun yaprakların çarpıntısı,
Acının dipsizliği,
Sabah gözyaşlarının samimiyetidir gençlik!

Hayatın ilk baharının çalan şarkısıdır gençlik!
Uzak maviliklerde kızgın bir güneştir gençlik!
Şevk, mutluluk ve fırtına,
Gençlik, ah gençliğim benim!

SAVAŞÇI DOSTLARA

Korkmayın dostlar borandan!
Onun taşkın ve öfkeli kopuşundan!
Korkmayın çınlayan prangaları yaratanların mezarları üzerinde okunan şarkılardan!
Kölelerin ölümsüzlüğü saklıdır boranda,
Yok korkumuz boranın yarattığı kargaşadan,
Korkutmaz bizi onun ıssız gümbürtüsü,
Bir çöküş vaat etmez bize boran,
Ölümcül bir şimşek veya yangın,
Güçlü bir şekilde atsın dostlar! Savaşçının boranla dirilen yüreği!
Yeni inanç dalgası çarpsın onun yüreğinde bir zafer haykırışıyla!

VASİYETİM

Gidiyorum son muharebeye,
O fedakârca ve kıvanç dolu çarpışmaya,
Dualar etmeyin arkamdan,
Üzülmeyin bana dostlarım!

Gidiyorum büyük bir meydana,
Çapraz kılıç darbeleri altında inleyen bir meydana,
Pervasız kaderimin üzerinde,
Yalnızca bozkır rüzgârı essin,

Gidiyorum şen bir kavgaya,
Düşmanla korkusuz bir kavgaya,
İleri,
Gidiyorum amansız bir vuruşmaya,
Rahat ve açık bir alınla,

Gidiyorum son muharebeye,
O fedakârca ve kıvanç dolu çarpışmaya,
Dualar etmeyin arkamdan,
Üzülmeyin bana dostlarım!

EVRENİN KRALLIĞINDA

Alev alev, kırmızı ve mor renkte yanan kuytu yerleriz evrenin krallığında,
Atılmışız masmavi, hışırtılı ve dünyevi bir denize birileri tarafından,
Birçoğu ıslıklayarak sönüp gitti bu denizde,
Birçoğu ağır ağır göçüp gitti,
Ölümsüz şarkılar söyledi birçoğu,
Tıpkı bir kenevir kabuğu gibi küle döndü,
Kızgın kızgın yanıp kül oldu ne yazık ki birçoğu keskin ve boğucu bir dumanda,
Dalgalar ebedi, dalgalar güçlü,
Gürüldüyor dalgalar, daha önce gürüldediği gibi…
Ufak tefek ne varsa, yavaştan tüten her şey sönüyor,
Karanlık gittikçe çöküyor, koyulaşıyor.
Şükürler olsun siz parlak zihinlere, şarkı söyleyenlere,
Şükürler olsun siz gururla yananlara!

GERİ DÖNER MİYİM?

Döner miyim acaba güneyin güneşine,
Doğduğum dağlara,
Tıpkı bir dostun kendi dostuna yaptığı gibi,
Kafkasya’nın benim için renkli halı ürettiği yere?

Döner miyim acaba çınar ağacının gölgesine,
Zarif kavakların tumuna?
Görür müyüm acaba bir daha eski kuytu köşemi,
Derenin parıldadığı ve dalların gölge verdiği yeri?

Mehtaplı bir gecenin mahkûmu muyum ben,
Kırlarda rüyadaymış gibi gezinerek,
Çok telli yaşamın şarkısını çalmak mıdır kaderim,
Mavi gökyüzüne bakınarak?

Ve uzak Sibirya’nın karları içinde,
Issız taygalarda,
Kederle sonlandıracağım hazin dolu yolculuğumu,
Ve beni unutacak herkes.

DEVRİM MARŞI

İleri ey öfke dolu halk!
Kabından taş ey köpürmüş halk!
İleri! Kırıyor zincirin halkalarını özgür Rusya!
İleri ey vatan! İleri!

Mezarlarla dolup taşmış alanlar,
Siyah haçlarla taşmış ovalar,
Ve savaş alevinin tam ortasında,
Rusya’yı gözetliyor çökük gözleriyle açlık,
Ey yüce yurdumun evladı,
Ayağa kalk birer cesur savaşçı gibi!

Harika bir sevinçle parıldayarak,
Ağardı tan kızıllığı,
Ayağa kalktı halk bir uçtan uca,
Yok artık çar!
Ve çiğnenmiş artık Nikolay’ın tahtı!

İleri ey öfke dolu halk!
Kabından taş ey köpürmüş halk!
İleri! Kırıyor zincirin halkalarını özgür Rusya!
İleri ey vatan! İleri!

KORKUSUZLARA

Çarpışmaya yoldaşlar çarpışmaya!
Sarsılmaz boranda bu yürek!
Çağırıyor bizi şanlı bir çarpışmaya,
Vatan, özgürlük ve halk!

Dalgalanıyor üzerimizde hakkın sancağı,
Yayıyor şavkını üzerimize güneş,
Ruhuyla cesaret eden ancak defeder kötülüğü,
Ve çarpışır düşmanla,

Mahpushane çocuklarıydık dün biz,
İnlerdik maden ocaklarında,
Gülüyoruz artık fırtınalara,
Ve mahpushanenin kepazeliğine.

Dinecek bu kanlı mücadele çağı,
Ve sonsuza dek susacak kin,
Ve tek parlak yasa olacak dünyada
Enternasyonal emeğin özgürlüğü!

Çarpışmaya yoldaşlar çarpışmaya!
Sarsılmaz boranda bu yürek!
Çağırıyor bizi şanlı bir çarpışmaya,
Vatan, özgürlük ve halk!

1917 YILI

Düşüyor birer birer krallar yoldaşlar!
Tahtları yıkıyor direnen halk!
Işıldayan şafağın parıltıları altında,
Yanıyor kırık taçlar,
Özgürlüğün bayrağı altında,
Yürüyor insanlar her milletten ve her ülkeden,
Savaşın kızıllığı ve buğusu içinde,
Yükseliyor yerkürenin özgürlüğü.

KERENSKİY’E

Tiran, hain ve suçlu,
Daha ne ile şaşırtmak istiyorsun dünyayı?
Ne tür kanlı bir şölen daha sunmak istiyorsun ey dönek?

Bir hainin eli
Saflarımızla alay edip,
Hangi madrabazların zincirleriyle
Kırbaçlayacak acaba körleştirilmiş bir halkı?

Zulmetmek adına
Halkın iktidarını
Güç bela çalıp,
Hangi vahşi azap ile
Asacaksın özgür, dürüst ve cesur olanları?

Acınası çabalar boşuna!
Yaşıyor özgür Rusya!
Utanç verici zulme karşı,
Boşuna verilmedi toprağa başlar!

Özgürlüğün kızıl bayrağı altında direnen halklar,
Mahpushaneye düşerek,
Kurşuna dizilerek,
Silip süpürecek siz barışı istemeyenleri.

KOMÜNİST KARDEŞLERİME

Ne ilk gündür ne de ilk kezdir komünist kardeşler!
Göğsümüzü darbelere karşı siper ettiğimiz,
En sıkıntılı anda en son ana kadar
Siper edeceğiz göğsümüzü!

Varsın üstümüze salsın Alman süngülerini hain Rada,
Ve Beyaz Ordu birliklerini,
Petrograd’a geçiş yok!

Varsın gökyüzü hararetle yansın,
Şehirlerin izini yangınlar silsin,
Sayısız bir ordu var arkamızda komünist kardeşler!

Özgür olması için herkesin,
Unutulmayacak bir öncülükte bulunuyoruz ezilenlerin dünyasına!
Kanla lekelenmiş alanlarda,

Zamanı gelecek! Ayağa kalkacak ezilenler!
Ürkütücü olacak onların seli!
Bize karşı acımasız olanları,
İnfaz edecekler acımasızca!

Ne ilk gündür ne de ilk kezdir komünist kardeşler!
Göğsümüzü darbelere karşı siper ettiğimiz,
En sıkıntılı anda en son ana kadar
Siper edeceğiz göğsümüzü!

Kaynak: V. Ryabikov, Fodor Lytkin (Polot-bek Ferik Fet’ko) 1897-1918, Novosibirskoye Oblastnoye Gosudarstvennoye Izdatel’stvo, Novosibirsk 1950.