Kürtçe çocuk edebiyatı ve Morî

Mem Bawer ile Ridwan Polat, arkadaşlarıyla birlikte yaklaşık sekiz yıl önce Hîva Yayınları’nı kurarak çocuklar için Kürtçe kitaplar basmaya başladılar. Hîva’dan sonra Morî Yayınları’nı kuran Bawer ve Polat, Kürt hikâyeleri ile hafıza oluşturmaya çalıştıklarını söylediler.

Abone ol

DİYARBAKIR - Malum, Kürtçe eğitim dili değil Türkiye’de. Kürtçe konuşabilen birçok Kürt, Kürtçe okuyamıyor bu yüzden. Kürtçe okuyup yazabilen Kürtlerin tamamı, özel çabaları ya da inatları sayesinde başardılar bunu. Bir dil, eğer eğitim dili değilse birçok sorunu beraberinde taşır ve sorunların aşılması hem kurumların hem de kişisel çabalarla mümkün olabiliyor.

Kürtçe edebiyat, bu anlamda olağanüstü koşullarda üretiliyor. Yabana atılmayacak şiirler, romanlar, öyküler hep bu olağanüstü koşullarda üretildi. Yayınevleri bu koşullarda kuruldu ve pek çok badire atlatarak ayakta durmaya çalıştılar. Dergiler ve gazeteler en başta rahatça okura ulaşmakta güçlük çektiler. Yazarlar belli bir yaştan ve kültürel birikimden sonra Kürtçeye yazmaya yöneldiler.

Kürtçe çocuk edebiyatının yetersiz olması, yukarıda sayılan sorunlar ve benzerleri yüzünden midir? Tartışılmaya değer bir konu.

Biraz bu soruya cevap alabilmek ve Kürtçe çocuk edebiyatının sorunlarına yakından bakabilmek için Morî Yayınları’nın kurucuları ve bastıkları kitapları yazmaktan mizanpajını yapmaya, matbaadan taşımaktan siparişleri kolileyip postalamaya kadar bütün işlerini yapan Mem Bawer ve Ridwan Polat ile konuştuk. Neden Morî Yayınları, diye sorulabilir. Morî Yayınları Türkiye’de çocuklara ve gençlere yönelik Kürtçe kitaplar basan tek yayınevi de ondan.

KIZI İÇİN KİTAP YAZDI

Mem Bawer

Mem Bawer, küçük kızına masallar okumak isterken fark ediyor ki Kürtçede çocuk edebiyatı yok denecek kadar yetersiz. Elbette çocukluğunda çok sayıda masal dinlemiştir büyüklerinden ama masal kitapları yetersizdir. Üstelik basılı kitaplar çocukların ilgisini çekecek ve pedagojik yeterlilikten de uzaktır.

Mem Bawer, o güne kadar Kürtçe 3 şiir kitabı yayımlamıştır. Ancak kızı sayesinde fark ettiği eksikliği gidermek için çalışmaya başlıyor. Mîro adlı bir masal kahraman yaratıyor. “Mîro’yu önce kızım için, sonra bütün Kürt çocukları için yazdım” diyor Bawer. Van Kedisi Mîro’nun 10 macerasını yazıyor. Kürtçe kitaplar yayımlayan yayınevlerine götürüyor Mîro’yu. Ancak Mîro’yu basmaya yayınevleri yanaşmıyor, Bawer’e, “Çocuk edebiyatı bizim bildiğimiz bir konu değil” demişler.

Bu arada edebiyatçı, öğretmen ve ressam arkadaşlarıyla görüşerek, Kürtçe çocuk edebiyatı alanındaki eksikliği gidermek için neler yapılabileceği hakkında konuşuyor. Sonunda dört arkadaşıyla Hîva adlı bir yayınevi kurumaya karar veriyorlar. O tarihte sadece Avesta Yayınları bünyesindeki Hêlîn Yayınları çocuklar için kitap basıyor. Yani Hîva, Türkiye’de sadece çocuk kitapları basan ilk yayınevi olarak faaliyete başlıyor.

ÇOCUKLARIN DÜNYASI

Mem Bawer, “Hîva Yayınları’nın fikir babası” olarak Ridwan Polat’ı gösteriyor. Polat, “Mem Bawer’in Mîro’su ile başladık ancak bu kreş çocuklarına yönelik bir çalışmaydı. Hîva’da 40’a yakın kitap yayımladık. Bu alanda başka eksiklikler de gördük ve bunları da gidermeyi düşünüyoruz şimdi. Polisiye, çizgi roman ve günümüzde geçen gençlere yönelik öykülere de ihtiyacımız olduğunu fark ettik” diyor.

Mori Yayınları'ndan çıkan kitaplardan birkaçı...

Polat, “Geleneksel, folklorik masalları hazırladık ama bununla yetinmek olmaz. Köylerde geçen masallar tek başına çocukları tatmin etmiyor artık. Çünkü şehirde yaşıyor çocuklar ve buna dair hikayeler, kahramanlar istiyorlar. Ya da köylerde yaşıyorlar ama televizyondan, internetten izledikleri çok ilginç hikayelerle büyüyorlar. Folklorik olan önemlidir elbette ama tek başına çocuklar için yeterli değil, hayal güçlerini besleyen başka bir hayat yaşıyorlar çünkü” şeklinde konuşuyor.

KÜRTÇE YAYINCILIK SORUNLARI

Bundan sonra yapacaklarının ipuçlarını veriyorlar Mem Bawer ile Ridwan Polat. Ancak Kürtçe çocuk edebiyatının kendine özgü sorunlarına da dikkat çekiyorlar. Mem Bawer, “En büyük zorluklarımızdan biri kitaplar için çizer bulmak” diyor. “Gönüllü olarak bizimle çalışan arkadaşlarımız oldu. Ama bir kitap için belki 100 çizim yapacak arkadaşımıza bu işi telifsiz yaptırmanın doğru olmadığını biz de biliyoruz. Bir de tabii bu alanda yetkinleşmiş çizer sayısı oldukça az.”

Yayıncılık iyi bir ekonomiye de ihtiyaç duyuyor elbette. İyi bir ekonominin devamlılığı için basılan kitapların satılması gerekiyor öncelikle. Basılıp satılan kitaplar, sonraki kitapların finansmanını da sağlar.

Hîva’dan sonra Morî Yayınları’nı kuran Mem Bawer ile Ridwan Polat, ilk zamanlar kitapları 3 bin bastıklarını söylüyorlar. Ancak son bir yıldır bin adet basmakla yetinmek zorunda kalmışlar. Nedeni çok basit: Bastıkları kitapları okura ulaştırmakta güçlük çekiyorlar.

Örneğin belediyelerin açtığı kreşler belediyelere atanan kayyımların denetimine geçmeden önce bir okur potansiyeline sahipti yayınevi. Çünkü bu kreşlere devam eden öğrencilere Kürtçe eğitim veriliyordu ve onlara yönelik hazırlanan Kürtçe kitaplara ihtiyaç duyuyorlardı. Kreşlerde Kürtçe ders bitince bu olumsuz durum yayınevine de yansımış.

Kitap satış noktaları da önemli elbette. Ekonomik nedenlerle dağıtımda yetersiz kalan yayınevi, internet üzerinden kitap satışı yapmayı denemiş. Ancak Bawer ile Polat, bu yöntemden de arzulanan hedefe ulaşamamışlar. Kürtçe kitapları okura ulaştırmak üzere kurulan Pirtûka Kurdî adlı dağıtım şirketinin katkısı olmuş ama bu da yeterli olmamış. Mem Bawer, bu konuda kitap fuarlarının öneminden söz ediyor. Bawer, fuarlara aileleriyle gelen çocukların kitapları inceleme ve alma fırsatı bulduğuna dikkat çekiyor.

‘EBEVEYNLERİN BAHANESİ YOK’

Ridwan Polat

Bir diğer sorun, çocuklara ve gençlere yönelik yazan yazar sayısının yetersizliği. Polat, dünya çocuk edebiyatından önemli eserleri Kürtçeye çevirdiklerini belirterek, şunları söylüyor: “Çeviri çok önemli ve biz de Farsçadan İngilizceye kadar değişik dillerden bilinen eserleri Kürtçeye çevirdik. Çeviri kitaplar basmaya devam edeceğiz ancak telif kitaplar da yayınlamak istiyoruz. Çocuklar için yazan profesyonel yazar sayısı çok az. Ancak yine de bu alanda yazmak isteyen yazarlar ulaşıyor bize. Çocukları iyi tanıyan, çocuk edebiyatını bilen öğretmen, pedagog arkadaşlarımız yazmaya heves ediyorlar ve biz de onları cesaretlendiriyoruz. Yazdıkları üzerine tartışıyoruz ve iyi bir eser ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Zamanla çocuk edebiyatında önemli Kürtçe eserlerin çıkacağına inanıyoruz. Bu nedenle yayınevini bütün zorluklara rağmen ayakta tutmaya çalışıyoruz.”

Ebeveynlerin çocuklarına Kürtçe okuyup yazmayı öğretebileceğine dikkat çeken Polat, “Çocuklar için Kürtçe kitaplar basıyoruz. Bu şeklide anne babalara bir bahane de bırakmamış oluyoruz. ‘Elimizde materyal yok, çocuklara nasıl Kürtçe öğreteceğiz’ diyemezler. Çocuklarına Kürtçe öğretmelerini kolaylaştırıyoruz” diyor.

Mem Bawer, Celadet Bedirxan’ın Kürtçe edebiyat ile ilgili Hawar dergisinde yazdıklarını hatırlatarak, “Bedirxan bu konuda da öncülük yaptı ve çeviriler yaparak çocuk edebiyatına dikkat çekti” diyor. Bawer, Kürt folklorik öğeler taşıyan çocuk kitaplarıyla aynı zamanda bir hafıza oluşturmaya çalıştıklarını belirtti. Bawer, “Sadece Kürtçe çocuk kitapları basan ilk yayıneviyiz ama ileride bu alanın daha da zenginleşeceğine inanıyoruz” dedi.