Kürtçe yanıtlar tutanağa 'anlaşılmayan bir dil' diye yazıldı

Azadiya Welat gazetesinin eski Yazı İşleri Müdürü İsmail Çoban, “örgüt propagandası” iddiasıyla yargılandığı davanın duruşmasında hakimin sorularına Kürtçe yanıt verdi. Bu durum tutağana 'anlaşılmayan bir dil' ifadesiyle yazıldı.

Abone ol

DUVAR - Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Azadiya Welat gazetesinin eski yazı işleri müdürü İsmail Çoban’ın yargılandığı davada Kürtçe yanıt verince tutanağa 'anlaşılmayan bir dil' ifadesi yazıldı.

Çoban'ın farklı tarihlerde çıkan gazetenin 9 nüshasındaki haberlerde “zincirleme örgüt propagandası” yapıldığı gerekçesiyle verilen 5 yıllık hapis cezası İstinaf Mahkemesi’nden bozuldu. Bozma kararından sonra davanın ilk duruşması, Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Çoban, başka bir dosyadan tutuklu bulunduğu Tarsus 3 Nolu T Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katılırken, Çoban’ın avukatı Resul Tamur da duruşmada hazır bulundu.

'ANLAŞILMAYAN BİR DİLLE CEVAP VERİLDİĞİ GÖRÜLDÜ'

Av. Tamur, müvekkili için tercüman görevlendirmesinin yapılmasını talep ederken, Çoban, Türkçe sorulara Kürtçe yanıt verince mahkeme başkanı, tutanağa, “Sanığın mahkeme başkanının Türkçe sorduğu sorulara mahkeme başkanı tarafından anlaşılmayan bir dille cevap verildiği görüldü” diye geçirildi.

Mahkeme heyetince atanan tercüman aracığıyla savunmasını Kürtçe yapan Çoban, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini belirtti.

Avukat Resul Temur müvekkilinin Kürtçe gazetede çalışan biri olduğunu belirterek, TMK 7/2 kapsamında yapılan en son değişikte açık bir şekilde getirilen hükmün, haber verme şeklinde yapılan haberlerin propaganda suçu oluşturmadığını söyledi. Tamur, müvekkilinin beraatına karar verilmesini istedi. 

16 ŞUBAT'A ERTELENDİ  

Mahkeme heyeti, 2019 yılına ait bir soruşturma dosyasının Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan istenmesine, tercüman parasının da Çoban tarafından karşılanması yönünde karar vererek, duruşmayı 16 Şubat 2021’e erteledi.

Diyarbakır’daki KCK ana davasının duruşmalarında, Kürt siyasetçilerin Kürtçe savunma yapmaları, mahkeme başkanları tarafından tutanaklara “bilinmeyen bir dil” olarak tutanaklara geçirmiş ve bu da büyük tepkilere neden olmuştu. (MA)