LCW'de beş bin işçi için tedbir yok

İstanbul Esenyurt'ta 5 bin işçinin çalıştığı LCW deposunda korona virüsüne dezenfektan dışında önlem alınmadı. 6 bin işçinin çalıştığı Ambarlı Limanı'nda da tek tedbir eldiven ve maske.

Abone ol

DUVAR - İstanbul'da binlerce işçinin çalıştığı işyerlerinde korona virüsüne karşı yeterli önlem alınmadığını söyleyen İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Liman İş İstanbul Bölge Başkanı Sinan Ceviz Esenyurt'taki LCW depolarını ve Ambarlı limanını örnek gösterdi.

Ceviz'in Evrensel gazetesinde yayınlanan yazısında yer alan ilgili bölüm şöyle:

Sendikaların çağrılarına, durumun daha da kritik bir hal almasına rağmen, fabrikalarda, hizmet üretiminin yapıldığı iş yerlerinde de durum değişmiş değil. Örneğin birçok anne ve baba çocuklarını kreş veya farklı eğitim kurumlarına gönderdiği için kendilerine işe gitme imkanı sağlıyordu. Oysa tüm eğitim kurumlarının eğitime ara vermesi ile birlikte en azından çalışan annelere de ücretli izin verilmesi gerekirken bu konuda hiçbir adım atılmadı.

Yine Esenyurt'ta LCW depolarında çalışan işçilerin aktardıkları vahim. 3 bin işçinin bir arada, 2000 işçinin de birbirine yakın diğer depolarda, toplamda 5 bin işçinin yanyana sayılabilecek şekilde çalıştığı bir yerde alınan tek önlem belli noktalara dezenfektanların konulması olmuş. Ne eldiven, ne maske, hiçbir tedbir yok. Üstelik işçilerin el yıkamaları, kişisel temizlik ihtiyaçları gibi nedenler için de molalarda düzenleme dahi yapılmamış. 2 saatte bir mola verilmesi önerileri varken, bunların hiçbiri dikkate alınmış değil. Virüsün 5 bin kişinin birinde olması halinde bütün İstanbul’un etkileneceği gün gibi ortada olan bir işyerinden bahsediyoruz. Yine aynı şekilde bu şirketin mağaza çalışanları da tedirgin ve aynı tehdidi mağaza çalışanları için de söyleyebiliriz.

Deyim yerindeyse işyerinin aldığı tek tedbir “işler düşüyor” denilerek işçilere yıllık izinlerini dayatması olmuş. Şimdi LCW'de tartışılan önce yıllık izinlerin zorunlu olarak uygulanması ve durum daha ağırlaşırsa işçilerin iş akitlerinin birer birer sonlandırılması biçiminde.

Bir başka sektöre ve işyerine bakalım. 6000 işçinin çalıştığı Ambarlı Limanı. Bu limanda bir çok firma çalışıyor ve özellikle dış ticaretin, yani uluslararası gemilerin gelip demir attığı birlimandan bahsediyoruz. Yani virüsün yayılma olasılığın çok yüksek olduğu, hatta normal koşullarda termal kameralarla izlenmesi gereken bir limandan bahsediyoruz.

Ancak burada da eldiven ve maske vermenin dışında kayda değer tedbirlerin alınmadığını söyleyebiliriz. Aldığımız bilgilere göre, limanda da patronların tartıştığı konu, yıllık izinlerin kullandırılması, 200'ün üzerinde çeşitli firmalarda işçilerin yıllık izne çıkarıldığı yönünde. Ayrıca işçiler için bu yıllık izinlerden sonrası ise meçhul. Limanda çalışan işçiler, iş yükünün yüzde 20 azaldığını ve hatta bunun artacağını ifade ediyorlar.

Herkesin bu süreçte bildiği market ve mağaza çalışanlarına bir bakalım.Son günlerde alışveriş yaptığınız yerlerde işçilerin, kasiyerlerin korunmasız olduğunu gördük, görüyoruz. En azından bu yazı yazılana kadar. Örneğin, Migros işçileri eldivensiz ve maskesiz çalışıyorlardı. Onbinlerce insanın günlük olarak temas ettiği kişilerin can güvenliği ve dolayısıyla toplumun can güvenliği kâr uğruna hiçe sayılmış durumda.

Çeşitli gıda ve metal fabrikalarından da henüz kitlesel olmasa da iş daralmasından kaynaklı işçi çıkışlarının yaşandığı bilgisi gelmeye başladı. Özellikle ihracat çalışan firmalarda virüs tehdidi ile birlikte işlerin durma noktasına geldiği görülüyor ve işten atmaların yayılacağı da gözlemleniyor. Fabrikalarda da genellikle tedbirlerin alınmadığı görülüyor. Özelikle çağ dışı bir uygulama olan tuvalete dakika ile gitme, mola dışında lavaboların kullanılmasını yasak olması gibi uygulamalar virüs koşullarında da devam ediyor. Yani fabrikalar, işyerleri virüs tehdidi altından işçilerini çalıştırıyor ve tüm bunlar yeterli önlemler alınmadan yapılıyor.

Bir çok yerde işçilerin 'idari bina' diye ifade ettiği beyaz yakalıların, mavi yakalılarla temasının kesildiği yönündeki haberler de geliyor. Patronlar işyerlerine gelmez ve uzaktan yönetirken, işçilerin çalışmalarını hatta bazı yerlerde üretim olmadığı halde dahi işçilerin işe getirildiğini görüyoruz.

Tüm bu akıl dışı uygulamalar karşısında birlik olmak tek çare olarak duruyor.

YAZININ TAMAMI