Leyla Güven: Vali Ceylanpınar için 'adli vaka' demişti

Ceylanpınar'da 5 yıl önce yaşanan ve Çözüm Süreci'nin bitişinin gerekçesi olarak gösterilen iki polisin öldürülmesi ile ilgili HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'den açıklama: Vali Küçük, 'bu olay siyasi bir olay değil adli bir vakadır' demişti.

Abone ol

DUVAR - Şanlıurfa Ceylanpınar’da Çözüm Süreci'nin sonunda yaşanan 2 polisin öldürülmesi olayıyla ilgili dönemin Valisi İzzettin Küçük ile yaptığı telefon görüşmesini anlatan HDP Milletvekili Leyla Güven kendisine, “O polisler aslında 3 arkadaşlardı. Onlardan bir tanesinin diğer ikisiyle aralarında bir husumet yaşanmış ve 2 polisi öldürüp gitmiş. Dolayısıyla bu olay siyasi bir olay değil” denildiğini söyledi.

PKK lideri Abdullah Öcalan ile devlet arasında 2013 yılında başlayan görüşmelerin 5 Nisan 2015’te sonlandırılmasının ardından 5 Haziran 2015’te Diyarbakır’da HDP mitingine bombalı saldırı, 20 Temmuz 2015’te Suruç’ta ikinci bombalı saldırı yaşanmıştı. Bu saldırıların hemen ardından 22 Temmuz 2015’te Ceylanpınar'da polisler Feyyaz Yumuşak ve Okan Uçar evlerinde öldürüldü. Bu olay Öcalan ile devlet arasında sürdürülen Çözüm Süreci'nin sona erdirilmesine gerekçe gösterildi. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu, 24 Temmuz 2015’te resmen savaş sürecinin başlatıldığını açıkladı.

MA’dan Özgür Paksoy’un açıklamalar yapan DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven, iki polisin öldürülmesiyle ilgili bilgiler paylaştı. O dönem HDP Urfa Milletvekili olan Güven, 2 polisin öldürülmesinin ardından Ceylanpınar’da ev baskınları sonucu gözaltına alınanların işkenceye maruz kalmaları üzerine Urfa Emniyet Müdürü’nü aradığını ve işkence iddiaları üzerine tartışma yaşadıklarını söyledi. Emniyet müdürünün işkence iddialarına, “Ne bekliyordunuz, iki polisimizi öldürenlere çiçek mi vereceğiz?” şeklinde karşılık verdiğini ve bunun üzerine kendisinin “Haddinizi bilin işkence yaptığınızı kabul ediyorsunuz” diyerek telefonu kapattığını aktardı.

'İŞKENCEYİ KABUL ETTİĞİNİ SÖYLEDİM'

Güven, ardından konuyla ilgili aradığı Urfa Valisi İzzettin Küçük ile aralarındaki diyalogu şöyle aktardı: “Urfa Valisine emniyet müdürünün yaklaşımını, işkenceyi aslında kabul ettiğini, bunun da bir suç olduğunu ve kendisinin bu konuya müdahale etmesini istedim. Vali, ‘Vekil hanım olay öyle değil. İşkence varsa ben ararım o emniyet müdürüne de haddini bildiririm. Tabi ki işkence olmaz olmamalıdır, ben takip edeceğim’ dedi. Ve Ceylanpınar olayıyla ilgili de, ‘Bir de şunu bilmenizi isterim, o polisler aslında 3 arkadaşlardı. Onlardan bir tanesinin diğer ikisiyle aralarında bir husumet yaşanmış ve oradan ayrılmış. Hepsinde ayrı ayrı o binanın anahtarı varmış. Dolayısıyla bu olay siyasi bir olay değil. Bu adli bir vakadır. O polis öfkelendiği için 2 polisi bir gece kendi anahtarıyla kapıyı açarak öldürüp gidiyor. Biz olayın bu şekilde gerçekleştiğine dair duyum aldık. Dolayısıyla bu diğer söylenen şeyler doğru değil’ şeklinde itiraflarda bulundu.”

‘SİYASİ JARGONA BÜRÜNDÜRÜLDÜ’

Başlatılan savaş sürecinin gerekçesi yapılan 2 polisin öldürülmesinin siyasi bir jargona büründürüldüğünü ve olayın PKK’ye mal edildiğini söyleyen Güven, “AKP iktidarı bir çatışma süreci başlatmak istiyordu. 7 Haziran’da çok büyük bir yenilgi almıştılar. 7 Haziran ile 1 Kasım arasında bir savaş başlatarak, aslında ‘her gün cenazeler gelsin ki biz bunun propagandasını yaparak milliyetçi cepheden tekrar oy devşirelim’ anlayışı ile yapıldığını düşünüyorum” dedi.