1991 yılında Diyarbakır Milletvekili seçilen Leyla Zana, başında sarı-kırmızı-yeşil saç bandıyla Meclis kürsüsüne çıkmış, yeminin sonuna eklediği “Ez vê sondê li ser navê gelê kurd û tirk dixwîm” (Bu yemini Türk ve Kürt halkı adına ediyorum) sözleri 10 yılı aşan bir cezaevi süreciyle sonlanmıştı.
Zana, 24 yıl sonra, 1 Kasım 2015 seçimlerinin ardından ettiği yeminle bir kez daha tartışma konusu oldu. Yeminine “Onurlu ve kalıcı bir barış umuduyla” anlamına gelen Kürtçe “Bi hevîya aşîtî kî bi rûmet Û mayînde” sözleriyle başlayan Zana, yemin metnindeki "Türk milleti” ifadesi yerine "Türkiye milleti” dedi. Yemini geçersiz sayılan Zana, tekrarlaması talebine de yanıt vermeden Genel Kurul’dan ayrıldı.
Yemin etmediği için yasama çalışmalarına katılamayan Zana’nın bir süre sonra sekreter ve danışmanının işine son verildi, odası kilitlendi, ödenek ve yollukları kesildi. Ancak bunlar başlangıçtı. Şimdi ise Zana milletvekilliğinin düşürülmesi ile karşı karşıya.
Yemin etmediği gerekçesiyle ne Meclis Genel Kurulu ne de Komisyon çalışmalarına katılabilen Zana için bu süreçte “devamsızlık cetveli” tutuldu. 1 Ekim 2016’dan 30 Nisan 2017’ye kadar geçen süreyi kapsayan devamsızlık cetveline göre Zana, aralıksız olarak Genel Kurul’un 212 birleşimine katılmadı. Bu tespiti yapan Meclis Başkanlığı hazırladığı dosyayı “gerekli değerlendirmenin yapılması için” Anayasa ve Adalet Komisyonu üyelerince oluşturulan Karma Komisyon’a gönderdi.
1 Ekim itibariyle yeni yasama dönemine başlayan Meclis’in ilk el attığı işlerden biri de bu dosya oldu. Karma Komisyon toplandı ve AK Parti, CHP ve HDP’li üyelerden oluşan 5 kişilik bir Hazırlık Komisyonu kurdu. İlk toplantısını yapan Hazırlık Komisyonu dosya üzerinde çalışmaya başladı.
Hazırlık Komisyonu’nda görev yapan HDP Milletvekili Mehmet Adıyaman’a göre ortada bir “garabet” var. Anayasanın milletvekili andını düzenleyen madde ve İçtüzük'te yemin etmeyen milletvekiline dönük bir yaptırım söz konusu olmadığına dikkat çeken Adıyaman, Genel Kurul çalışmalarına katılamama, soru önergesi verememe gibi yasama faaliyetlerine engel getiren durumda devamsızlık cetveli tutulamayacağı görüşünde. Adıyaman buradaki "tuhaflığı", “Yemin etmediğin için Meclis’e gelemezsin, hiçbir yasama çalışmasına katılamazsın diyeceksin, sonra da Meclis çalışmalarına katılmadı diye çetele tutacaksın. Bunun üstüne de devamsızlığı gerekçe gösterip milletvekilliğini düşüreceksin. Ne Anayasa'da ne de İçtüzük'te böyle bir düzenleme yok” sözleriyle anlattı. “Leyla Zana yarın gelip yemin etse ne olacak?” diye soran Adıyaman, devamsızlığın ancak yemin edilmesinin ardından tutulabileceğini söyledi.
Leyla Zana’nın durumuyla ilgili tartışma bununla da sınırlı değil. Zana’nın milletvekilliğinin düşürülmesi sürecinde hem Komisyon aşamasında hem de Genel Kurul’da kendini savunma hakkı var. Ancak yemin etmediği için yasama çalışmalarından men edilen Zana’nın bizzat savunma yapmak istemesi durumunda bu hakkı nasıl kullanacağı da bir muamma. Bu konuda iki farklı görüş var.
Birinci görüşe göre, Zana savunma hakkını kullanmak isterse önce Meclis Genel Kurulu’nda yemin etmek zorunda. Yemin ettikten sonra savunma yapabilir. Ancak yemin etmeden savunma yapmak için Genel Kurul’a gelmesi durumunda Meclis İdare Amirlerince salon dışına çıkarılması da söz konusu olabilir.
HDP ise İçtüzük’te geçen “Son söz her halde savunmanındır” sözlerini hatırlatarak Genel Kurul’a girişine izin verilmemesinin savunma hakkının kısıtlanması, usule aykırı ve sonuç olarak geçersiz bir işlem olacağı görüşünde.
Bu tartışmalar Leyla Zana’nın bizzat kendini savunmak istemesi durumunda söz konusu olacak tartışmalar. Ancak Zana’nın kendisini bir milletvekili aracılığıyla savundurması da mümkün. Şu an için Zana’nın bizzat gelerek mi, yoksa bir milletvekili aracılığıyla mı savunma yapacağı belli değil.
Kürt siyasi hareketinin sembol isimlerinden biri olan Leyla Zana, yaşanan bu ikinci yemin tartışmasının ardından hiç konuşmadı. Sessizliğini Meclis Başkanlığı'nca gönderilen devamsızlık cetveli için bir kez bozan Zana, gönderdiği yazıda, “Toplumun sesini, rengini, çoğulculuğunu kabul etmeyen bir metni kabul etmem mümkün değildir. İnanmadan yemin etmenin hiçbir dinde, ahlakta, inançta yeri yoktur. Milletvekillerine dayatılan yemen metni, o yemin metninin her satırına sinmiş haliyle eski Türkiye'nin eseridir” dedi ve metnin değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Zana ile ilgili sürecin sonlanmasına sayılı günler var. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın Komisyon toplantısıyla ilgili bilgi verirken, “Hiç Meclis’e devam etmeyen, halkın beklentisini yerine getirmeyen bunun bedelini ödeyecektir” sözleri iktidarın alacağı tutum hakkında fikir veriyor. Zana’nın milletvekilliğinin düşürülmesi sürpriz olmayacak; ancak Kürt siyasi hareketinin sembol isimlerinden biri olan Leyla Zana'nın 26 yıl sonra yaşayacağı bu durumun Türkiye'de nasıl bir sembole dönüşeceğini de hep birlikte izleyeceğiz.