Galatasaray'ın en büyük şansı, onları zorlayacak ikinci bir
takımın uzun süre olmamasıydı. Fenerbahçe umut vermiyor,
Trabzonspor çabuk dağıldı, Beşiktaş lige geç girdi, Başakşehir
kudretini sahaya çoğu maçta yansıtamadı. Futbolda ritm çok önemli.
Galatasaray, ritmini bulan yegane takım. Bunu da sil baştan kurulan
bir takımla lige girmeleriyle yaptılar. Rakiplerinden Beşiktaş ve
Başakşehir'in bunu yapma gereği, Fenerbahçe'nin de durumu yoktu.
Fenerbahçe ile benzer bir Avrupa travmasını bu sayede atlatan
Cim-Bom, geçmişi “değiştirerek” ayakta kalmayı becerebildi.
ŞAMPİYONLUK İÇİN YETMEZ
Galatasaray, Gençlerbirliği karşısında lige başladığı zamanları
hatırlatır bir galibiyet aldı. Yalnız, bu maçın sadece skoru o
döneme benziyordu; oyun olarak sarı-kırmızılılar sahaya fazla bir
şey yansıtmadı. Çünkü yansıtmasına gerek kalmadan ilk yarının
başında ve sonunda bulduğu birer gol, skoru almasına yetti.
Özellikle ilk golden sonra Gençlerbirliği'nin oyunu rakip alana
yıktığı zamanlar, sarı-kırmızılılara göre daha fazlaydı. İşte bu
nedenle, yani Galatasaray'ın dirençsiz takımlara karşı aldığı kolay
galibiyetler sebebiyle, şu an ligi lider götürse de, şampiyonluk
için daha yolu var.
Somut örnek için çok uzağa gitmeye gerek yok; oynadığı en sert
iki maçta, evinde oynadığı Fenerbahçe ve deplasmanda oynadığı
Trabzonspor maçlarında oyun üstülüğünü kazanamadığı gibi pozisyon
üretmekte de başarısız oldu. Bir sonraki maç olan Başakşehir
karşılaşması, bu anlamda önemli bir test olacak. Eğer burada da
takılır ya da etkisiz bir oyun oynarlarsa, puan ortalamalarının
düşmesi çok daha olasıdır. Fakat asıl soru, bu Gençlerbirliği
evinde Beşiktaş'ı ve Başakşehir'i nasıl yendi?
'İLHAN CAVCAV SEZONU'NDA GENÇLERBİRLİĞİ DÜŞECEK
Mİ?
Alkaralar, İlhan Cavcav Sezonu oynanırken, bu hafta itibariyle
küme düşmeye en yakın aday konumdalar. Mesut Bakkal, belli ki bu
maçtan kesinlikle bir şey beklemiyormuş. O nedenle maç sonunda
gayet rahattı, toparlanacak güçte olduklarını söyledi. Onu üzen,
kaybetmek değil, farklı ve vurdumduymaz bir şekilde kaybetmek
olmuş. Ki takımın kaptanlarından Uğur Çiftçi'nin yenilen 5 golün
4'ünde çok ciddi gamsızlığını görünce, Bakkal'ın tek haklı olduğu
konu bu oluyor.
USTA ÇIRAĞINI MAĞLUP ETTİ
Beşiktaş, Avrupa'da rahatlayınca lige de tam olarak döndü. Şenol
Güneş, son iki sezondur yardımcılığını yapan Tamer Tuna'yı mağlup
etti. Tersi olsa, tartışmalara bir de bu mevzu eklenecekti. Şükür,
taktikten çok futbolun dedikodusunu konuşan programlara ekstra
malzeme çıkmamış oldu. Göztepe hücumunun ve elbette oyun
bütünlüğünün önemli iki parçası eksikti: Jahoviç ve Scarione.
Direkt oynamaya çalışan takım için bu taktiğin kilit iki oyuncusu
birden olmayınca, Beşiktaş maç başlamadan bir şans elde etti.
Fakat Göz-göz maça çok iyi girdi. Üç tane gol pozisyonunu 6
dakikada üretti. Ama futbolun o evrensel klişesi, atamayana atarlar
gerçekleşti ve Talisca uzak mesafeden çok iyi bir kafa vuruşuyla
takımın öne geçirdi. Bundan sonra siyah-beyazlılar oyunu devre
sonuna kadar kontrol etti. Heyecanla Göztepe'nin ikinci yarıda
nasıl tepki vereceğini düşünürken Beşiktaş'ın art arda bulduğu iki
gol her şeyi bitirdi.
FENERBAHÇE'NİN TEK BİR SORUNU VAR
Ve geldik bir memleket klişesine: Ne olacak bu Fenerbahçe'nin
hali? Fenerbahçe'nin tek ve biricik sorunu Aziz Yıldırım. Artık
onun dönemi geçti, düşünceleri ve tercih ettiği başkanlık etme
sistemi arkaik bir hal aldı. Dolayısıyla uzun süredir üst üste ve
ısrarla yanlış kararlar veriyor. Aykut Kocaman tercihi de bunlara
dahil. Kocaman'ın dünya algısı geniş, entelektüel kapasitesi
yüksek. Ancak teknik direktörlüğünde inanılmaz bir muhafazakârlıkla
oynatıyor yönettiği takımları. Başarı, başarısızlıktan öte, onun bu
taktik tercihinin sarı-lacivertlilerin geçmişiyle kan uyuşmazlığı
göstermesi asıl büyük sorun. Fenerbahçe gösterişi, eğlenceyi temsil
eden bir kulüp. Düşük tempoda topu ayağında tutayım oyunuyla
şampiyon da olsanız tribünlerin ilgisini asla kazanamazsınız.
BAŞAKŞEHİR BIRAKMAYACAK
Başakşehir, uzun bir süre sonra seyirlik bir maç oynadı; en
azından bana öyle geldi. Ama ne olursa olsun bu isimde bir takımın
ligde olmasına bir türlü alışamadım; tıpkı Osmanlıspor gibi.
Alışsak da alışmasak da zirve ortağı oldukları gerçeği değişmez.
Önümüzdeki hafta Galatasaray'la çok önemli bir maça çıkacaklar.
Makasın yeniden açılması ya da iyice kapanması bu maça bağlı. Ama
hangi sonuç alınırsa alınsın yarış sadece Galatasaray'la Beşiktaş
arasında geçmeyecek, Başakşehir hep bu ikilinin yanında olacak.
'BRUNCH' TADINDA FUTBOL
Pazar öğleden sonra, tam da geç bir kahvaltı saatinde oynanan
karşılaşma, bir "brunch" tadındaydı. Maç 4-0 Alanyaspor lehine
bitse de oyun kopmadı ve uzun süre karşılıklı bulunan pozisyonlarla
geçti. Tek kötü şey, bu maçın oynandığı stadyumdu. Bu yılın
istikrarı bulmuş takımlarından Kayserispor'un kendine güveni
yeniden gelen Trabzonspor önündeki oyunu da iyiydi. Maçı kazanmaya
yakın taraf olsalar da maçın berabere ne onları ne de rakipleri
Trabzonspor'u fazla yıprattı. Cumartesinin gündüz maçında ise
Kasımpaşa, 89 ve 90'da yediği iki gole engel olamayınca Bursa ile
puanları paylaştı.
SİVAS'TA BİR İLK
Sivasspor tarihinde bir ilk gerçekleşti: Tribün koreografisi. Üç
İstanbullu ve köklü tribün geleneği olan takımların dışında
umulmadık yerlerde de bunları görmek önemli. Sivas, yeni stadyumu
ile yeniden bir futbol atmosferi oluşturdu. Takım da puan olarak
ilk dört barajında. Şimdilik onlar için bundan iyisi olamazdı.
Renktaşları Antalyaspor da önemli bir galibiyet aldı. Aksi bir
sonuçla dağılmaya müsait bir ortam onları bekliyordu. Konyaspor'da
yeni teknik direktör Mehmet Özdilek'in dokunuşunu fazla göremedik;
henüz bunun için erken elbette. Ama orada da yapısal bir sorun var
gibi. Karabükspor ise geçen yıla oranla çok düşük devirde. Buna
rağmen belli bir oyun kalitesinin altına düşmüyorlar. Puanları az
ama buradan çıkabilecek şansları var.
Ligde hâlâ gollü maçlar izliyoruz. Bunun en güzel yanı seyre
değer gol sayısının da artması. Mesela, Aruna Kone ve Anderson
Talisca'nın kafayla attığı goller; Emmanuel Adebayor'un doksana
vurduğu top, Eto'o'nun bulduğu her iki gol, Aziz Behich ve Enre
Akbaba'nın sol çaprazdan kaleyi bulmaları gibi... Eğer yeterince
sabrederseniz, aslında bizim ligde de güzel şeyler oluyor
anlayacağınız!