Lisa Çalan'dan belediyeye yanıt: İşimi geri alacağım
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyımının, IŞİD saldırısında iki bacağını kaybeden Lisa Çalan’ı işten atması kamuoyunda tepkiye neden olunca belediye açıklama yaptı. Açıklamada Çalan’ın, "mazeretsiz 45 gün işe gelmediği" öne sürüldü. Ancak kayyım Hasan Basri Güzeloğlu ayrıca yaptığı açıklamada bu süreyi, "100 gün" olarak duyurdu. İddiaya yanıt veren Çalan ise, “Beni işe gitmeden maaş almak isteyen biri gibi göstermelerine izin vermeyeceğim. Hakkımı yargıda arayacağım” dedi.
ANKARA - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyımı, belediyenin Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’nda görevli 8 personelin işine son verdi. Bu isimler arasında HDP’nin 5 Haziran 2015 tarihinde Diyarbakır’daki mitingine IŞİD’in gerçekleştirdiği bombalı saldırıda iki bacağını kaybeden Lisa Çalan’ın da bulunması kamuoyunda tepki yarattı.
Gelen eleştiriler üzerine yazılı bir açıklama yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı, Çalan’ın da aralarında bulunduğu üç personelin, ‘45 gün kesintisiz ve mazeretsiz işe gelmediğini’ öne sürerek bu nedenle görevlerine son verildiğini duyurdu. Başkanlık diğer beş personelin neden işten atıldığına dairse bir açıklama yapmadı.
Yapılan açıklamanın tam metni:
Bu açıklamanın ardından Vali ve Büyükşehir Belediyesi kayyımı Hasan Basri Güzeloğlu ise bugün yaptığı açıklamada Lisa Çalan'ın 100 gündür işe gelmediğini öne sürdü. Gazetecilerin sorusuna yanıt veren Güzeloğlu, Lisa Çalan'ın işine son verildiği yönündeki haberlerde, "kamuoyunu yanıltmaya ve olumsuz algı oluşturmaya yönelik bilgilere yer verildiğini" savundu. Güzeloğlu, Çalan'ın mazeret göstermeden 100 gün işe gelmediği için sözleşmesinin yenilenmediği kaydetti.
Belediyenin açıklamasını sorduğumuz Lisa Çalan ise şunları söyledi:
TEPKİLER ÜZERİNE MAZERET ÜRETMEYE ÇALIŞMIŞLAR: Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı, 2’si raporlu 8 çalışanının işine, “personel fazlalığı” gerekçesiyle son verdiğini arkadaşlarımıza sözlü olarak ifade etmişti. Ancak anlaşılan kamuoyundan gelen tepkiler üzerine benim işe mazeretsiz gitmediğim gibi bir gerekçe üretme ihtiyacı duymuşlar. Biri engelli, diğeri doğum izninde iki kişinin işine son vermeden acaba bizi arayıp sormuşlar mı, uyarıda bulunmuşlar mı, ihtar göndermişler mi, bizden savunma istemişler mi? Hayır! Kaldı ki, kayyım sonrası başıma gelecekleri tahmin ettiğim için kendilerine sağlık raporlarımı götürdüm.
BANA ÇALIŞMADAN MAAŞ ALMAK İSTEYEN BİRİ MUAMELESİ YAPAMAZLAR: Kamuoyunda beni çalışmadan maaş almak isteyen biri gibi göstermelerini kabul etmiyorum. Beni tanıyan, tanımayan herkes biliyor 2015 yılından bu yana ayağa kalkmak için verdiğim mücadeleyi, ayağa kalkıp üretmek, sinema yapmak istediğimi, engelli hakları alanında çalışmak istediğimi. Ancak burada bir kötü niyet var. Kendileri beni aramadılar, evime bir ihtar ulaşmadı, benden savunma istenmedi. Yaptıkları, alelacele işime son vermek oldu. Benden kurtulmak istemişler ama istedikleri gibi olmayacak! Kanunun bana verdiği hakkı yargıda arayacağım ve işimi geri alacağım.
DİĞER ÇALIŞANLAR NEDEN KOVULDU? Mazeretsiz ve kesintisiz 45 gün işe gitmediğim gerekçesiyle işime son verdiği iddiasında bulunan belediyeye soruyorum: 10 gün önce doğum yapan Sarya Yiğit Cengiz ile birlikte Rezan Kaya, Zeycan Ateş, İslam Dağdeviren, Ruknettin Gün, Hoşyar Öncü, Abdulhalim Biçer adlı çalışanların işine neden son verdiler? Benim dışımdaki 7 arkadaşımız daha önceki kayyım döneminde de işlerine son verilip mahkeme kararıyla işlerine iade edilmiş belediye çalışanlarıdır.
DEFALARCA ÖLÜMDEN DÖNDÜM: Benim meselemin 45 günlük bir mesele olmadığını en iyi kendileri biliyor. Sağlıklı herhangi bir insandan bahsetmiyorlar. Benim iki bacağımın olmaması demek, sürekli ameliyat olmam demek. Yaralarım açık, bacaklarım devamlı enfeksiyon kapıyor ve sık sık hastaneye yatıyorum. Bu süre zarfında defalarca ölümden döndüm ama başım dik mücadeleye devam ettim. Ailem, arkadaşlarım haftalarca hastanelerde benim yaşadıklarıma tanık oldular. Altı aydır protezim bozuktu. Bu halde yurt dışından gelen protezimi teslim almak üzere İstanbul’a gittim çünkü benden başka kimseye teslim edilemeyeceği söylendi. Yüksek miktarda da gümrük vergisi ödedim cebimden protezime kavuşmak için. O halde bile belediyeye raporlarımı götürdüm. Ben bunlarla uğraşırken, davamın takipçisi olmaktan asla vazgeçmemişken bana belediyeden çalışmadan maaş almak isteyen biri muamelesi yapamazlar!