Liz Truss’ın düşüşü, Giorgia Meloni’nin çıkışı: İngiltere İtalya oldu, İtalya İngiltere olmasın

The Economist 19 Ekim'de yayınlanan kapağında Liz Truss’ı elinde spagetti ve pizza şeklinde savaş aletleri tutan bir antik Roma askeri gibi gösteriyor ve ‘’Britalya’ya hoşgeldiniz’’ diyordu.

Abone ol

Övgü Pınar

ROMA - Avrupa siyaset dünyası geçen hafta göz alıcı bir düşüş ve çıkışa sahne oldu. Çalkantılı ve baş döndürücü bir 1.5 ayın ardından Liz Truss İngiltere başbakanlığını bırakmak zorunda kalırken İtalya’da başbakanlık koltuğuna bu kez yükselme hızıyla baş döndüren Giorgia Meloni oturdu. İki ülkede yaşanan iktidar değişimlerinin olağanüstülüğü basına da yansıdı, yapılan benzetmeler yine göze alması güç enstantaneler yarattı. İngiltere basınının, ülkedeki istikrarsızlık karşısında İtalya’yı ibretlik örnek olarak göstermesi ise İtalyanları gücendirdi.

SUNDAY TELEGRAPH: BRİTANYA'NIN İNGİLTERE'YE DÖNÜŞÜMÜ TAMAMLANMAK ÜZERE

Liz Truss’ın 20 Ekim’deki istifasından birkaç gün önce, 16 Ekim’de Sunday Telegraph gazetesinde ‘’Britanya’nın İtalya’ya dönüşümü tamamlanmak üzere’’ başlıklı bir yorum yayımlandı. Matthew Lynn imzalı yazıda, İngiltere’nin kısa ömürlü hükümetler yüzünden yönetilemez hale geldiğinden, büyümenin durma noktasına gerilediğinden, doğum oranları gittikçe düşerken nüfusun gittikçe yaşlandığından, altyapının çökmekte olduğundan şikâyet ediliyor ve ‘İngiltere yeni İtalya olma yolunda, üstelik güneş ve makarna olmaksızın’’ deniliyordu.

THE ECONOMİST: BRİTALYA'YA HOŞGELDİNİZ

İngiltere basınından benzer -ve daha fazla ses getiren- bir İtalya kıyası da The Economist dergisinden geldi. Dergi 19 Ekim’de yayımlanan kapağında Liz Truss’ı elinde spagetti ve pizza şeklinde savaş aletleri tutan bir antik Roma askeri gibi gösteriyor ve iki ülkenin ismini birleştirerek "Britalya’ya hoşgeldiniz" diyordu. The Economist, siyasi istikrarsızlık, düşük büyüme oranı ve piyasalara bağımlılık gibi nedenlerle İngiltere’nin İtalya’ya benzetilmesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyordu.

Önceki hafta Liz Truss’ın iktidardaki ömür beklentisini bir marulunkiyle kıyaslayan The Economist bu kez de Truss’ın kendi kehanetinin kurbanı olduğunu vurguluyordu:

‘’2012’de, 'Zincirlerinden Kurtulmuş Britanya' adlı broşürün yazarlarından Liz Truss ve Kwasi Kwarteng, İtalya'yı bir uyarı aracı olarak kullandılar. Şişirilmiş kamu hizmetleri, düşük büyüme, zayıf verimlilik: İtalya ve diğer güney Avrupa ülkelerinin sorunları Britanya'da da mevcuttu. On yıl sonra, Bayan Truss ve Bay Kwarteng farklı bir yol çizmek için yaptıkları başarısız girişimle bu karşılaştırmanın kaçınılmaz hale gelmesine yardımcı oldular. Britanya hâlâ hayal kırıklığı yaratan büyüme ve bölgesel eşitsizlikle boğuşuyor. Ama aynı zamanda kronik siyasi istikrarsızlık ve tahvil piyasalarının baskısı altında. Britalya'ya hoş geldiniz.’’

Bu kapak ve makale ertesi günlerde İtalya gazetelerinin baş sayfalarında, kötü örnek ve düşük standart kriteri olarak gösterilmekten içerlemiş bir tonla yer aldı. İtalya basını, İngiltere’de 2016’dan bu yana 4 kez başbakan değişikliği yaşandığını ve bunun İtalya’daki manzarayla örtüştüğünü teslim etse de özellikle Brexit sonrası İngiltere’nin yaşadıklarının nevi şahsına münhasır olduğunu vurguladı.

CORRIERE DELLA SERA: GERÇEK FELAKETLER MANŞ DENİZİ'NİN ÖTESİNDE

İtalya’nın en çok satan gazetesi Corriere della Sera, ‘’Londra İtalya gibi, Economist bizden söz ediyor ama yanlış hesap yapıyor’’ başlıklı bir analiz yayımladı. Corriere, Economist’i spagetti gibi klişelere başvurmakla eleştirirken ‘’Gerçek felaketler Manş Denizi’nin öte yanında’’ diye yazdı. Yazıda, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararıyla sonuçlanan Brexit referandumuna atıfla şu ifadeler yer aldı:

‘’Birleşik Krallık’ta bugün görülen siyasi ve mali kırılganlık, kamusal tartışmaların ateşli tonu 2016 öncesi düşünülemezdi. Brexit referandumu her şeyi değiştirdi. Aşırı milliyetçiler, nostaljikler ve Boris Johnson benzeri fırsatçılardan oluşan bir koalisyona Brexit kumarını kazandıran yalanların zehri Krallığın dokusuna işledi. Bunun, İtalya ya da herhangi bir başka ülkeyle ilgisi yok. Bu felaketi engelleyemeyen kurumlar, partiler ve medya sistemiyle ilgisi var.’’

Popülizm dalgasının Batı’da birçok ülkeyi etkilediğini ancak hiçbirinde İngiltere’deki kadar büyük bir hasar yaratmadığını savunan Corriere della Sera, şöyle devam etti:

‘’Egemenlik, ihtişam fantezileri ve başkalarına ihtiyaç duymama yanılsamasıyla iç içe geçmiş bu hikâyede artık sona geliniyor. Ve yolun sonunda, Avrupa'da pek çok kişinin sevmeye ve hayranlık duymaya devam ettiği bir ülkenin kültürel ve medeni açılardan oryantasyon kaybı var.’’

IL GIORNALE: İNGİLTERE'DE DURUM BİZDEN KÖTÜ

Il Giornale gazetesi de ‘’Economist ‘Britalya’ şakası yapıyor ama İngiltere’de durum bizden kötü’’ başlıklı bir haber yaptı. Öte yandan Il Giornale İngiltere-İtalya benzetmesine kısmen hak vererek, ‘’Economist’in İngiltere’nin bahtsızlıkları için ölçü birimi olarak İtalya’yı kullanması buradaki yorumcuları kızdırabilir ama meselenin özü şu ki Londra’nın artık çok ağır bir uluslararası güvenilirlik sorunu var, bu da İtalya’nın yıllardır yaşadığı soruna benziyor’’ dedi.

Economist’in kapağı İtalya’da Ziraatçiler Birliği’nden, İtalya’nın Londra Büyükelçisi’ne kadar geniş bir kesimin tepkisini çekti. Büyükelçi Inigo Lambertini dergiye bir mektup yazarak ‘’eskimiş klişelerden ilhamlı’’ kapağı eleştirdi ve ‘’Spagetti ve pizza dünya çapında en çok rağbet gören yiyecekler olsa da bir sonraki kapağınız için bir değişiklik yaparak havacılık, biyoteknoloji, otomotiv veya ilaç sektörlerimizden birini seçmenizi öneririz’’ dedi.

İtalya’nın Londra Büyükelçisi’nin bu mesajını, Liz Truss’ın sahneden ayrıldığı günlerde iktidara gelen yeni Başbakan Giorgia Meloni de sosyal medyada paylaştı.

Öte yandan, Brexit ve ardından İngiltere’de yaşanan siyasi ve mali istikrarsızlık, İtalya da dahil diğer AB üyelerinde birlikten ayrılmaya yeltenebilecekler için caydırıcı bir derse de dönüşebilir.

Meloni ve hükümetindeki bazı diğer isimler geçmişte AB’yi İtalya’nın çıkarlarına aykırı bir mekanizma olmakla suçlayan ateşli söylemleriyle dikkat çekiyor, AB ile yapılan anlaşmaların yeniden ele alınmasını istiyordu.

Seçim kampanyası ve sonrasında ise Meloni’nin AB karşıtı tonunu bariz biçimde yumuşattığı görüldü.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola da geçen hafta sonunda yaptığı bir açıklamada İngiltere’deki Liz Truss örneğinin AB ve İtalya’nın yeni hükümeti için bir ‘’ders’’ olması gerektiğini söyledi. İtalyan Il Foglio gazetesinin Floransa’da düzenlediği bir etkinlikte konuşan Metsola, Brexit öncesi ‘’birçok ülkede çok sayıda siyasi gücün ‘Avrupa’dan ayrılmak daha iyi’ dediğini görüyorduk. Bugünse bunu söyleyen kalmadı. Aksine AB’ye girmek isteyen ülkeler listesi gittikçe uzuyor’’ dedi.

Metsola’nın bu sözlerle yansıttığı tablo, İngiltere basınındaki "İngiltere İtalya oldu" benzetmesine karşılık, ‘’İtalya İngiltere olmasın’’ çağrısı olarak da yorumlanabilir.