Ma niye ne olmiş?

Diyarbakır, "Ma niye ne olmiş?" diye soruyor. Bu soruyu sorarken aslında HDP’nin AK Parti ile yakınlaşma ihtimaline mesafeli olan Altılı Masa dışındaki muhalif kesime de "rahat olun" mesajı veriyor.

Vecdi Erbay verbay@gazeteduvar.com.tr

AK Parti heyeti HDP ile görüştü ve belki kıyamet kopmadı ama bu görüşme Türkiye gündeminin başlıca konularından biri oldu. Nasıl olmasın, Cumhur İttifakı 2015’ten bu yana HDP’yi şeytanlaştırmak için demediğini bırakmadı. HDP’yi siyaset sahnesinden silmek için elinden geleni yaptı. HDP’ye yapılanları sıralamak bir yazının sınırlarını aşar. Ancak AK Parti’nin HDP’nin kapatılması için dava açtığını belirtelim, varın gerisini siz düşünün.

Bu görüşmeyle ilgili Altılı Masa’da yer alan muhalefetin de söyleyecekleri vardı elbette. AK Parti’nin yanı sıra HDP’yi bu görüşme nedeniyle evire çevire dövmeye kalkışan muhalefetin yorumları, "Oooo, bakın kimler kimlerle"ye indirgenmiş olsa da dikkate şayan bir durum oldu. Siyaseti analiz edenler muhalefetin bu tutumunu irdeliyorlar. İrdelesinler ve seçime giderken kimler kimler hakkında ne demiş, kayıt altına alınsın ve herkes görsün.

***

Herkesten kastım Diyarbakır değil. Diyarbakır her gelişmeyi kayıt altına alıyor zaten ve görüşme konusunda oldukça net. Yine de söz konusu görüşme ile ilgili iki tür yaklaşım kendisini güçlü bir şekilde hissettiriyor. Birinci yaklaşımda bir rahatlama, ikincisinde tedbiri elden bırakmayan bir umursamazlık görünüyor.

Şöyle ki: AK Parti ve Erdoğan’a gönülden bağlı olan ya da istikbalini hâlâ burada gören kesim, AK Parti ve Erdoğan’ın izlediği Kürt politikası yüzünden sessizliğe gömülmüştü. Ya da tam tersi, partinin il başkanı gibi hırçınlaşarak saldırı hamlesinde bulunuyorlardı. AK Parti heyetinin HDP ile görüşmesi, bu kesim için belli belirsiz bir rahatlamaya ve Kürt meselesi hakkında söz söylemeye olanak sağladı. Erdoğan’ın Diyarbakır mitinginde HDP ve Kürt meselesi ile ilgili söyledikleri seslerini kısmıştı. Çünkü miting alanında söylenenler AK Parti’den kopuşun önünü kesmekten uzaktı. AK Parti il teşkilatı bu olumsuz havayı, şehrin bürokratlarıyla birlikte, Diyarbakır’a teşekkür mesajlarıyla bertaraf etmeye çalışmışlardı.

AK Parti-HDP görüşmesiyle ilgili Diyarbakır’dan bir diğer yorum ise "Ma niye ne olmiş?" şeklinde oldu. Bu soru cümlesi, Meclis’te grubu olan bir partinin iktidar partisiyle görüşmesinin doğal olduğunu anlatmaya, aynı zamanda, "esas olan bu görüşmenin sonuçlarıdır" demeye çalışıyor.

AK Parti-HDP görüşmesi hakkında düşünceleri sorulan Diyarbakırlıların "Ma niye ne olmiş?" diye karşılık vermesi bir bilinci işaret ediyor. Bu nedenle kıymetli bir karşı soru özelliği kazanıyor ve başka soruların önünü açıyor. Görüşmenin devamı gelecek mi? Görüşmenin alanı genişleyecek mi? Kürt meselesi kimse terörist ilan edilmeden tartışılabilecek mi? Siyasetçiler serbest bırakılacak mı? Kayyımların dönemi sona erecek mi? Kısaca, iktidarın Kürt politikası değişecek mi?

Diyarbakır, "Ma niye ne olmiş?" diye soruyor. Bu soruyu sorarken aslında HDP’nin AK Parti ile yakınlaşma ihtimaline mesafeli olan Altılı Masa dışındaki muhalif kesime de "rahat olun" mesajı veriyor.

***

Devlet Bahçeli görüşmeyi desteklediğine göre AK Parti HDP ile neden görüştü? Bütün baskılara ve kapatılma tehdidine rağmen HDP’nin kuruluş fikrinde bir sapma görünmüyor. Hâlâ üçüncü yol siyasetini savunuyor. HDP’nin kitlesinde de bir kopma söz konusu değil. Anketlerin ve sokakların yalancısıyız; HDP seçime giderken gücünü koruyor. AK Parti’nin görüşme hamlesi de HDP kitlesinde bir gevşemeye neden olmadı. Bundan sonraki hamleler de temkinli bir şekilde bekleniyor. Çözüm sürecini bitiren, siyasetçileri hapseden, belediyelere kayyım atayan AK Parti’nin bundan sonra yapacağı bütün hamleleri temkinlilik ile göğüslemeye ve topu yarı sahasından çıkarmaya hazır olduğunu, önceki seçimlerde de göstermişti.

HDP ve kitlesi değişmedi ve talepleri orta yerde duruyor. Ufukta iktidarın değiştiğine dair bir emare de görünmüyor. O halde kapatılması istenen HDP ile neden görüşüldü? Bu soru da kıymetlidir ve günlerdir bu soruya cevap aranıyor. Mantıklı cevaplar var elbette ancak şaşılacak derecede telaşlı cevaplar da mevcut. Bu telaşın nedeni, HDP’nin AK Parti ile yakınlaşma ihtimalinden kaynaklanıyor gibi. Bu ihtimali yabana atmadan, Kürtlerin HDP’yi tercih etmesinin siyasal bilinçle oluştuğunu, bir tarihsel arka plan olduğunu belirtmek gerekiyor. Kürt seçmen, HDP’yi kapatma davasının, HDP yöneticilerinin tutuklanmasının, kutuplaştırıcı, güvenlikçi politikaların arkasında taleplerinin reddi olduğunu biliyor.

Bu ret politikası karşılık bulmadı şimdiye kadar. Diyarbakır’ın "Rahat olun" mesajı, bu politikanın bundan sonra da karşılık bulmayacağını ifade ediyor. "AK Parti ile görüşürüz, ma niye ne olmiş?" sorusu, bu nedenle bir özgüvene de işaret ediyor.

Şu da var: AK Parti’nin Kürt seçmenden aldığı destek, 2015 yılından bu yana epey eridi. Erdoğan bunun farkında ve Kürt seçmenden umudunu kesti. Ancak başkanlık seçiminde şahsı için oy toplama gayreti içine girebilir. Muhalefet partileri Kürtlerin de destekleyeceği bir aday çıkaramazsa, Erdoğan’ın yeniden cumhurbaşkanı seçilmesinin önü açılmış olur.

"Kobanê düştü düşecek", "Bir gece ansızın gelebiliriz", "Selahattin Demirtaş Kürt değildir" gibi söylemleri unutmayan Kürt seçmen, 2015’ten bu yana izlenen güvenlikçi politikaların müsebbibi olarak Erdoğan’ı görüyor. Bu nedenle, eğer Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçilecek olursa, Kürt seçmen HDP ile görünmekten fellik fellik kaçan Altılı Masa liderlerinden daha çok üzüleceklerdir.

Diyarbakır’ın gönlünden geçen, seçimleri ötekileştirmeyen, eşit yurttaşlık ilkesini içselleştirmiş, kimlik ve anadil taleplerine cevap verecek politikalar üretenlerin kazanması. Tam tersi bir durum gerçekleşirse de cevap hazır: "Biz daha çok direniriz, ma niye ne olmiş?"

Ne diyelim, seçimi cesur olan kazanacak.

Tüm yazılarını göster